Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2010 PAZAR
14 PAZAR KONUĞU
CMYB
C M Y B
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu çalõşmalarõna engel olan bürokrasiyi eleştirdi
Tekbaşõnaiktidarlademokrasiolmaz
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlõğõ’nõn
körfeze bakan salonundayõm. Büyükşehir Belediye
Başkanõ Aziz Kocaoğlu’yla kentin ve
Türkiye’deki siyasetin dertlerini konuşuyoruz.
2005’te Ahmet Piriştina’nõn zamansõz ölümüyle
bu göreve atanan ancak 29 Mart seçimlerinde ezici
bir oy çoğunluğuyla seçilen Aziz Başkan
hükümetin demokrasi anlayõşõ sorunundan girip
siyasi parti olmanõn koşullarõndan çõkõyor.
Hükümete de “gölge etme başkan ihsan
istemem” mesajõ veriyor:
İzmir çok ilginç bir noktaya geldi. Bir dönem
ona “Gâvur İzmir” diyorlardı. Şimdi oldu “Faşist
İzmir”. Siz bu yeni yakıştırmaya ne diyorsunuz?
A.K. - “Gâvur İzmir”, “Faşist İzmir” ve
faşizmin başkenti oldu. Biz bunun üzerine oyun
oynamayõ ya da çok ufak bir olayõ büyütmeyi
planlõyorsak yanlõş yaparõz. Açõlõm konusunda
İzmir’i de içine alarak kendilerine göre kurgu
yapmak isteyenler İzmir insanõnõ tanõmõyor, onun
ne kadar sağduyulu olduğunu bilmiyorlar
demektir. “Gâvur İzmir” imasõ, ardõndan Melih
Gökçek’in ortaya attõğõ arsenikli su iddiasõ, iktidar
partisinin belediyesi olursa şöyle yatõrõmlar
yapacağõz söylemleri, son zamanlarda il
başkanõndan siyasetçisine varõncaya kadar
“Yapamıyorsa biz yapalım” sözlerini duyuyoruz.
“Yapamıyorsa biz yapalım” derken metroyu
kastediyorlar. Yapamayan kim? Büyükşehir
Belediyesi. Bir insan bir işi niye yapamaz? Ya
parasõ yoktur ya ihaleye çõkamaz ya da elinde
olmayan nedenlerden dolayõ gecikir ki Türkiye’de
projeler hep gecikir. Bu hükümetin, geçmişteki
hükümetlerin, geçmişteki belediyelerin, hatta
bugün İstanbul, Ankara belediyelerinin birçok
geciken projeleri var. Bir de Ankara metrosu gibi
üstü kapatõlan projeler var. “Yapamıyorsa”
dediğin zaman İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanõ’nõ, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni başka
bir yere koyuyorsun.
Her şey sizin olamaz
- Ötekileştiriyor mu sizce?
- Evet. Ötekileştiriyor. “Yapamıyorsa ben
yapayım” diyor. Hayõr, benim öyle bir talebim
yok. Finansmanõmla, kaynağõmla zaten bunu
yapmaya karar vermişim. Biz kalkmõşõz, 90
km.’lik bir metro raylõ sistemi serüvenine
çõkmõşõz. İhaleyi göstermişiz. Yapacağõz, demişiz.
- ‘O yapamıyorsa ben yapayım’ sözünü kim
söylüyor?
-
Hükümet, İzmir AKP İl Başkanõ söylüyor.
- İzmir’i kaybetmeyi hâlâ içlerine
sindiremediler mi?
- Her il, her milletvekili, her şey sizin olacak
diye bir şey yok. Demokrasi bir yarõştõr.
Demokraside iktidar kadar muhalefete de gerek
vardõr. Muhalefet olmazsa olmazdõr. Sadece
iktidar olsa o zaman o demokrasi olmaz. Onun için
İzmir’in muhalefet partisinde kalmasõ iktidar için
sevindirici olmalõdõr. Ben olsam öyle bakarõm.
İzmir’de bizim son beş yõlda yaptõğõmõz işler bir
sosyal laboratuvar, belediyecilik laboratuvarõ
olarak ele alõnõrsa inanõyorum ki yararlõ olur. Belli
bir yaştan sonra yeniden siyasete dönerek
çalõşmaya başladõk. İyi işler yaptõğõmõza da
inanõyorduk. Sağ olsunlar İzmirliler oylarõyla bunu
doğruladõlar. Ben geçen dönem her partiden
belediye başkanõyla çalõştõm. Hiç kimseyi
ayõrmadõm. Bugün de öyle. Bir başka siyasi ayrõm
yapõyor, demem benim anlayõşõma göre kendimin
ayrõma kafa yorduğum anlamõna gelir. Ben ayrõma
kafa yormuyorum. Tam tersi, adil davranõyorum.
Dolayõsõyla hükümetin de adil davrandõğõna
inancõmõ sürdürüyorum. Ama bürokraside, Kamu
İhale Kurumu’nda bunu görmüyorum. Artõk son
anda sabrõm taştõ ve tepki gösterdim. Biz bunu
yapacağõz. Hükümet yapamõyorsa değil, yardõmcõ
olacağõ bir konu varsa, yardõmcõ olursa ne âlâ. Ben
maddi bir yardõm istemiyorum. İkimiz de kamu
kurumuyuz. İkimizin de hali belli. Borçluyuz.
Çarkõ çevirmek için elimizden geleni yapõyoruz.
Burada şunu söylemek istiyorum.
Ötekileştirmeden, ayrõm yapmadan, o
yapamõyorsa ben yapayõm demeden, bürokrasinin
sorun çõkarmasõnõ engellediği zaman bana en
büyük iyiliği yapmõş olur. Bürokrasi bana da
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri’ne
baktõğõ nazardan baksõn.
- Geçenlerde metro yapımı için kaynağı kendi
olanaklarınızla bulacağınızı söylediniz. Bu
kaynağı nasıl bulacaksınız?
- Bizim iki metro, raylõ sistem ulaşõm projemiz
var. Birisini Devlet Demir Yollarõ’yla ortak
yürütüyoruz. Bu 80 km.’lik hatta Karşõyaka ve
Şirinyeri tünelle geçiyoruz. Bakõm atölyeleri
yapõyoruz. Hemzemin geçitleri kaldõrmak için
üstgeçitler inşa ediyoruz. 30’a yakõn istasyon
yapõlõyor. Bunu çalõştõrmaya yönelik Devlet Demir
Yollarõ’yla yüzde 50 ortağõz.
Bunda da ister istemez belli gecikmeler oldu.
On iki-on üç ihaleye çõktõk. Son olarak Kamu
İhale Kurumu düzeltme istedi. Onu yapõyoruz.
Orada zamanla yarõşõyoruz. Devlet Demir
Yollarõ’yla yaptõğõmõz işlerdir. Protokol
çerçevesinde işin doğasõndan dolayõ meydana
gelen gecikmelerde sorunlar aşõldõ. İşler yoluna
girdi. Bir kuzey, bir de güney aksõmõz var.
Güneyde raylar döşendi. Her şey bitti. Demiryolu
trenleri çalõşmaya başladõ. Kuzeyde ise bu
çalõşmalar devam ediyor. Bir aksilik olmazsa
mart-nisan gibi deneme seferleri başlayacak. 80
km.’lik, üzerinde 550 bin kişinin taşõnacağõ bir
raylõ sistemi kesintisiz olarak devreye sokuyoruz.
Bu İzmir’in ulaşõm sisteminde bir devrim olacak.
Bu aynõ zamanda metropol kentlerde yapõlan en
uzun ve en kapsamlõ yatõrõm.
Metroyu bitiriyoruz
- Peki, doğu-batı aksı ne durumda?
- İzmir’in doğusu ve batõsõ arasõndaki uzaklõk
kõsa, kuzeyi ve güneyi arasõndaki uzaklõk uzun
olan bir kent. Şu anda Bornova’yla Üçyol
arasõnda yarõm bir metromuz var. Ne başõ ne de
sonu bir yerleşim yerinde. Bizim sorun
yaşadõğõmõz konu Üçyol’dan Üçkuyular’a kadar
olan 5.5 km.’lik hat. Bu hat bütün yarõmadayõ
kente bağlayacak. Bir de Bornova tarafõnda iki
istasyon daha yapõyoruz. Bunu üniversitenin
içinden de geçiriyoruz. Bunlarõn hepsi bittiğinde
20 km.’lik bir hattõmõz oluyor. Böylece doğu-batõ
ulaşõmõnõn ana sorununu çözmüş oluyoruz. Yani
iki hat Halkapõnar’da kesişmiş olacak.
Dolayõsõyla Aliağa’dan binen bir yolcu Dokuz
Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne kadar gidecek.
Böylece omurga tamamlanmõş olacak. Orada
Üçyol-Üçkuyular hattõ inşaatõ problemli. Önce
Bayõndõr İnşaat ihaleyi aldõ. Yapamadõ. Bunun
üzerine ihaleyi feshettik. Sonra Bozoğlu inşaat da
yapamayõnca o ihaleyi de feshettik. Şimdi yeni
bir ihaleye çõktõk. Kamu İhale Kurulu kendine
göre haklõ bize göre haksõz gerekçelerle
müdahale etti. Ankara İdare Mahkemesi’nde
dava açtõk. Bunu yapacak paramõz var.
- Bir de belediyenin çok yüksek miktarda
borçları vardı. Bu ne oldu?
- Hazine’ye çok yüksek borcumuz vardõ. Bunu
ödeyemiyorduk. Çünkü Hazine’nin faizi
belediyenin gelirinden fazla tutuyordu. Mutlaka
masaya oturmamõz gerekiyordu. 1.850
katrilyonluk borcun 450 trilyonunu anlaşmayla
indirdik. Geri kalan 1. 350 katrilyon liralõk borcu
şu an itibarõyla 454 trilyon liraya düşürmüş
durumdayõz. Bu olunca ödeme dengemiz
düzeldi, kredibilitemiz arttõ.
Yatõrõmlarõmõz için sõkõştõkça kredi kullandõk.
Kullandõğõmõz krediler de şu an itibarõyla 300
trilyon lira dolayõnda. 454 artõ 300 trilyon 754
trilyon eder. Bunu 1.350 katrilyon liradan
çõkarõn. 600 trilyon lira eder. Yani borcumuzu
bir anlamda yarõ yarõya indirmişiz. Biz şimdi
Hazine garantisi olmadan kredi kaynağõ
yaratõyoruz. Kimseyi de bu işle ilgili yükümlü
tutmuyoruz. Yani ne hükümetten destek alõyoruz
ne onun garantisini istiyoruz.
Bir yere dayanmadan, destek almadan, kendi
kaynağõmõzla kredi alabiliyoruz ve böylece
yolumuza devam ediyoruz. Bütün bunlar
bittiğinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin
yatõrõm imkânlarõnõn çok artacağõna inanõyoruz.
İnsanlarõ otobüsle böyle bir metropolde taşõyõp
mutlu etmek mümkün değildir. Otobüs çok
maliyetli. Metro ona kõyasla çok daha kârlõ bir
sistem. Böylece kaynak tasarrufundan dolayõ
yatõrõm gücümüzün iki misline yakõn artacağõnõ
düşünüyoruz. Bu iki projenin bitmesiyle İzmir
Büyükşehir Belediyesi 2011 yõlõndan itibaren
daha fazla yatõrõm yapabilecek.
- Yerel seçimlerde size ve
CHP’ye yüzde 56 oy veren İzmirli
yoksa cezalandırılıyor mu?
- Bu yüzde 56 oy bizim için dert,
tabii ki. 29 Mart akşamõ yüzde 56
küsur oy aldõğõmõz kesinleştikten
sonra yaptõğõm konuşmada da
söyledim. Gücü taşõmak, sindirmek
kolay değildir. Gücün karşõlõğõnda
sorumluluk ve ister istemez talepler
artacaktõr. Onun için daha fazla
çalõşmak, daha fazla iş yapmak
gerekir. Yoksa bu güç şemsiyesinin
altõnda rahat rahat oturayõm değil.
Biz bunu belediye başkanlarõmõza
anlatmaya çalõşõyoruz ve bu
anlayõşla iş yapõyoruz. 22 Temmuz
2007’den sonra Sayõn Başbakan’õn
yüzde 47 oy aldõktan sonra yaptõğõ
konuşmalar, değişen üslubu,
izlediği politikalar oy kaybõnõ
getirmiştir. Onun için, gücü
taşõmak çok zordur, diyorum.
Paranõn, şanõn, şöhretin, ihtişamõna
kapõlmamak gerekir. Tam tersine...
Daha da alçalmak gerekir.
- Peki, paranın, şanın, şöhretin
ihtişamına kapılanlar oy kaybına
mı uğruyorlar?
- Sadece oy değil her bakõmdan
kayba uğrarlar. Onun için ben Milli
Piyango bileti almam. Spor Toto,
Loto, İddaa filan bunlarõn hiçbirini
bilmem. Hak edilmeden kazanõlan
paranõn insana yararõ olmayacağõna
inanõrõm. Hak edilmeden, emek
verilmeden, vergisi ödenmeden
elde edilen paranõn o kişinin başõnõ
belaya sokacağõ gibi bir inancõm
var. Ve ben emeksiz paradan
korkarõm. Onun için Milli Piyango
bileti almam.
- İzmir’de pek çok caddede
“İzmir Kültür ve Sanat Kentidir”
tabelalarını görüyorum. Kültür ve
sanat İzmirlinin karnını
doyuruyor mu?
- Kültür ve sanatsõz para
kazanõrsõnõz. Ama o benim demin
söylediğim para gibi olur. Dört
milyonluk bir metropolde insanlar
kültür ve sanatla tanõşamõyorlarsa,
onu yaşayamõyorlarsa kazanõlan
para da geçer gider. Kültür, sanat,
felsefe olacak ki insanlar dünyaya
ayrõ pencereden baksõnlar.
Birleşme, kaynaşma içinde
yaşasõnlar.
Biz kültür ve sanatõ kentin her
yerine yaymaya çalõşõyoruz. Buna
olmazsa olmaz diye bakõyoruz.
Tabii biz burayõ sadece kültür ve
sanat kenti yapacağõz gibi bir
söylemle yola çõkõp da bütün
belediyenin olanaklarõnõ bu
alanlara harcamõyoruz. Kültür ve
sanata ulaşmak için metrolara, raylõ
sistemlere, tramvaylara ihtiyacõmõz
var. Kültür ve sanat olaylarõnõn icra
edilmesi için kültür ve sanat
merkezleri, opera, tiyatro binalarõ
gerekiyor. Bunlarõ beslemek için
ilçelerde küçük salonlara
ihtiyacõmõz var. İnsanlar buralarda
spor da yapabilecekler, toplantõlar
da düzenleyebilecekler.
- Onun için mi siz çok amaçlı
salonlara bu kadar önem
veriyorsunuz?
- Evet. Biz bu çok amaçlõ
salonlarõn 17.’sini de kõsa zaman
önce açtõk. Sadece bunlar değil.
Turizm, organik tarõm, teknopark
projelerimiz var. Bütün sosyal
projelerle kentte yaşayan insanlarõ
birbiriyle kaynaştõrmayõ
hedefliyoruz. Bunu yapamazsanõz
sosyal sorunlarõ hem taşõr hem de
büyütürsünüz. İzmir kendine özgü
bir kent. Her yerde herkesi sokakta
görebilirsiniz. Örneğin oda
başkanlarõna, belediye
başkanlarõna, işadamlarõna
Pasaport’ta ya da başka bir yerde
nargile ya da kahve içerken, balõk
yiyip rakõ içerken
rastlayabilirsiniz. İstanbul’da bunu
göremezsiniz. İstanbul’da belirli
bir kesimin gittiği, oturup yemek
yediği ya da dostlarõyla buluşup
sohbet ettiği mekânlar ayrõdõr.
Bizde böyle bir şey yok.
Kõsasa kõsas
yapmayõ sevmem
- Geçenlerde Ankara’ya
gittiğinizde bir genel müdürlük
kapısında bayağı bekletildiğinizi
okudum. Sizce bu ne demektir?
- Bu şu demektir: Kapõda duran
bekçiye ağzõnõzõn ucuyla
“Büyükşehir Belediye Başkanı
gelecek. İçeri alırsınız” diye
talimat verirseniz, yani bir
hassasiyet göstermez ya da
hassasiyeti başka türlü
gösterirseniz o adam da size bu
şekilde davranacaktõr. Bu doğaldõr.
Biz orada bunu hiçbir şekilde konu
etmedik. Ha, İzmir’in hakkõnõ
savunmak için gereken
mücadelemizi veriyoruz. Her
seferinde hakkõmõz, ihtiyacõmõz
olan, olmazsa olmaz konular için
gidiyoruz. Her seferinde de böyle
gelip gidiyoruz. Hallettiklerimiz
var, halledemediklerimiz var. Var
oğlu var. Bu süreç devam ediyor.
Ama yerel seçimlerden sonra
bürokraside insanlarõn farklõ gözle
bakmaya başladõklarõnõ
hissediyorum. Ben altõ yaşõmdan
beri politikayla uğraşõyorum.
Hayatõn içinden geliyorum. Kimin
nasõl baktõğõnõ, amacõnõn ne
olduğunu anlarõm. Bu birikiyor.
Örneğin, AKP’nin bir il başkanõ
var. Garip bir çocuk. Sen AKP
İzmir İl Başkanõsõn. Senin işin
Kamu İhale Kurumu’nu savunmak
mõ? Sen Büyükşehir
Belediyesi’nin işleri Ankara’da
niye kitleniyor, bunlarõ nasõl
açabilirim, diye araştõrma
yapmayacaksõn. Oysa iktidar
partisi bunlarõ araştõrõr, açar. O
parti bu parti diye nasõl bakõlõr?
Ben de kamu görevi yapõyorum.
Kamunun parasõnõ harcõyorum.
Hükümet de kamunun görevini
yapõyor, kamunun parasõnõ
harcõyor.
- Yani Ankara’daki bürokratlar
kraldan fazla kralcı mı
davranıyorlar?
- Herhalde statülerini korumak
ya da bir üste çõkmak içindir.
Başka ne olabilir? Bürokrat niye
böyle şeyler yapar? Birilerinin
gözüne girmek, birilerine siyasi
tavrõnõ göstermek için böyle
davranõr. Bu sayede ya mevcut
sandalyesini korur ya da bir iki
seviye üste çõkar.
- Süleyman Demirel’in çok
güzel bir sözü vardır. “Keser
döner sap döner, gün gelir hesap
döner” der. Bu insanların bir gün
hesabın döneceğini hesap
etmemeleri mümkün mü?
- Keser döner sap döner gün
gelir hesap döner de bunlar
bugünün peşinde. Ben şuna da
karşõyõm: Gün gelip hesap
döndüğü zaman o bana şunu
yapmõştõ, ben de bunu yapayõm,
mantõğõnõn ülkeyi çok tehlikeli
yerlere götüreceğine inanõyorum.
Bunu hiçbir siyasi partinin
yapmasõndan yana değilim. Ben
bundan ne kadar zarar görsem de
adil davranõlmasõndan yanayõm.
Herkes hak ettiği yerde kalmalõdõr.
Biz kendimiz için bir şey
istemiyoruz ki. Üstgeçit
yapacağõz, çöp deposu yapacağõz.
Hazine arazisinden tahsis
istiyoruz. Bunun gibi... Hakkõmõz
olmayan bir şeyi talep etmiyoruz.
P
O
R
T
R
E
AZİZ KOCAOĞLU
Bornova, 1948 doğumlu. Ege Üniversitesi İktisat
Fakültesi’ni bitirdikten sonra işletme masteri yaptõ.
1979’da kendi işini kurarak Bornova’da dayanõklõ
tüketim mallarõ ticaretine atõldõ. 1986’da toprak fabrikasõ
kurdu. 2003’te gelir vergisi rekortmenleri listesinde 89,
en çok kira geliri vergisi ödeyenler listesinde 3. sõrada
yer aldõ. 2004’teki yerel seçimlerinde Bornova Belediye
Başkanlõğõ’na seçildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ
Ahmet Piriştina’nõn zamansõz ölümü üzerine aynõ yõl
haziran ayõnda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ’na
getirildi. 29 Mart yerel seçimlerinde de yüzde 56’nõn
üzerinde oy alarak Büyükşehir Belediye Başkanõ seçildi.
SÖYLEŞİ
LEYLA TAVŞANOĞLU
- İzmir için bir kaynak bulma sorunu
olduğunu biliyoruz. Bunun için Büyükşehir
Belediyesi olarak bir Kalkınma Koordinasyon
Kurulu kurdunuz. Neler yapıyorsunuz?
- Kaynak bulma sorunu İstanbul’da da bütün
kentlerimizde de var. Ama İzmir’de kaynaktan
çok planlama sorunu var. Yani akõllõ, çevreci,
doğru planlamaya uyan alanlar planlanmasõ
gerekiyor. Böyle alanlarõnõz, projeleriniz yoksa
işler yürümez. Örneğin İnciraltõ’nda sağlõk
merkezi yapacağõm diyorsunuz. Biz bunu yaptõk.
İnciraltõ kent ormanõnõn devamõnda böyle bir alan
yarattõk. Bunlarõ planlamaz, planlama süreçlerini
tamamlamazsanõz nereye yatõrõm yapacaksõnõz?
Nasõl yapacaksõnõz? Bir de bunlardan yan
sektörlerden geliştireceksiniz. İzmir’i
kalkõndõrmak, geliştirmek durumundayõz.
İzmir’de bol miktarda kaynak var. Tarõmsa tarõm,
limanõ, denizi, dünyanõn en güzel ören yerleri var.
Varoğlu var. Bunlarõn hepsini toparlayõp ortaya
zengin bir İzmir çõkartmak zorundayõz. Bu
ülkenin de kalkõnmasõna, insanlarõn burada
hoşgörüyle barõş içinde yaşamasõna, sadece gelir
düzeyinin değil yaşam standardõnõn da
yükselmesine katkõda bulunacaktõr.
- Bir de İzmir Kültür Sanat Çalıştayı yaptınız...
- Evet. Bundan amaç İzmir’i bir kültür ve
sanat merkezi haline getirmek. Belli
çalõşmalarõ yapmadan, akşam yatõp sabah
kalkõnca ben yaptõm oldu mantõğõyla hareket
ederseniz olmuyor.
- 29 Mart gecesi yerel seçim oyları sayılmaya
başlanırken elektrikler kesildi. Yüksek Seçim
Kurulu’nun (YSK) bilgisayar sistemi çöktü. Pek
çok yerde oy kaçırıldığı iddiaları gündeme geldi.
Sizce o gece neler oldu?
- Size çok komik gelecek ama ben altõ
yaşõmdan, 1954 seçimlerinden beri sandõk
gezerim. O da aileden gelme bir merak, dürtü.
Şunu öğrendim: Sandõğa sahip çõkamõyorsanõz,
sandõk açõldõğõnda, sandõk tutanaklarõ
alõndõğõnda sizin sandõk görevliniz bunu
imzalatõp partisinin ilçesine getirmiyorsa, orada
sandõğõ koruyamõyorsa siz parti olarak size oy
veren insanlarõn oylarõnõ koruduğunuzu ve
görevinizi yaptõğõnõzõ söyleyemezsiniz. Bir parti
iktidar olacağõm diyorsa, iddialõysa sandõğa
sahip çõkmalõdõr. İlçe örgütlerinin birincil
görevi budur. Siyaset ilçe örgütlerinde yapõlõr.
Bunlar koordinasyon bölümleridir. Sandõğa
sahip çõkõlmõyorsa, bu tür yazõlõp çizilenlerin
gerçek dõşõ bile olsa halkõn kafasõnda soru
işaretleri doğuracağõ da realitedir. Parti olmak
sandõğa sahip olmaktan geçer. Biz İzmir’de
sandõğa sahip çõkmak için çok mücadele verdik.
Büyük oranda da sahip çõktõk.
Ötekileştiriyor. “Yapamõyorsa ben
yapayõm” diyor. Benim böyle bir talebim yok.
Ben kararõmõ vermişim. Biz kalkmõşõz bir
serüvene çõkmõşõz, ‘yapacağõz’ demişiz...
Muhalefet olmazsa olmazdõr. Sadece
iktidar olsa o zaman demokrasi olmaz.
Onun için İzmir’in muhalefet partisinde
kalmasõ iktidar için sevindirici olmalõdõr.
P A R T İ O L M A K S A N D I Ğ A
S A H İ P Ç I K M A K T A N G E Ç E R
Gücü taşõmak, içe sindirmek kolay değildir
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr