25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2010 PAZAR 14 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu çalõşmalarõna engel olan bürokrasiyi eleştirdi Tekbaşõnaiktidarlademokrasiolmaz İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlõğõ’nõn körfeze bakan salonundayõm. Büyükşehir Belediye Başkanõ Aziz Kocaoğlu’yla kentin ve Türkiye’deki siyasetin dertlerini konuşuyoruz. 2005’te Ahmet Piriştina’nõn zamansõz ölümüyle bu göreve atanan ancak 29 Mart seçimlerinde ezici bir oy çoğunluğuyla seçilen Aziz Başkan hükümetin demokrasi anlayõşõ sorunundan girip siyasi parti olmanõn koşullarõndan çõkõyor. Hükümete de “gölge etme başkan ihsan istemem” mesajõ veriyor: İzmir çok ilginç bir noktaya geldi. Bir dönem ona “Gâvur İzmir” diyorlardı. Şimdi oldu “Faşist İzmir”. Siz bu yeni yakıştırmaya ne diyorsunuz? A.K. - “Gâvur İzmir”, “Faşist İzmir” ve faşizmin başkenti oldu. Biz bunun üzerine oyun oynamayõ ya da çok ufak bir olayõ büyütmeyi planlõyorsak yanlõş yaparõz. Açõlõm konusunda İzmir’i de içine alarak kendilerine göre kurgu yapmak isteyenler İzmir insanõnõ tanõmõyor, onun ne kadar sağduyulu olduğunu bilmiyorlar demektir. “Gâvur İzmir” imasõ, ardõndan Melih Gökçek’in ortaya attõğõ arsenikli su iddiasõ, iktidar partisinin belediyesi olursa şöyle yatõrõmlar yapacağõz söylemleri, son zamanlarda il başkanõndan siyasetçisine varõncaya kadar “Yapamıyorsa biz yapalım” sözlerini duyuyoruz. “Yapamıyorsa biz yapalım” derken metroyu kastediyorlar. Yapamayan kim? Büyükşehir Belediyesi. Bir insan bir işi niye yapamaz? Ya parasõ yoktur ya ihaleye çõkamaz ya da elinde olmayan nedenlerden dolayõ gecikir ki Türkiye’de projeler hep gecikir. Bu hükümetin, geçmişteki hükümetlerin, geçmişteki belediyelerin, hatta bugün İstanbul, Ankara belediyelerinin birçok geciken projeleri var. Bir de Ankara metrosu gibi üstü kapatõlan projeler var. “Yapamıyorsa” dediğin zaman İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ’nõ, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni başka bir yere koyuyorsun. Her şey sizin olamaz - Ötekileştiriyor mu sizce? - Evet. Ötekileştiriyor. “Yapamıyorsa ben yapayım” diyor. Hayõr, benim öyle bir talebim yok. Finansmanõmla, kaynağõmla zaten bunu yapmaya karar vermişim. Biz kalkmõşõz, 90 km.’lik bir metro raylõ sistemi serüvenine çõkmõşõz. İhaleyi göstermişiz. Yapacağõz, demişiz. - ‘O yapamıyorsa ben yapayım’ sözünü kim söylüyor? - Hükümet, İzmir AKP İl Başkanõ söylüyor. - İzmir’i kaybetmeyi hâlâ içlerine sindiremediler mi? - Her il, her milletvekili, her şey sizin olacak diye bir şey yok. Demokrasi bir yarõştõr. Demokraside iktidar kadar muhalefete de gerek vardõr. Muhalefet olmazsa olmazdõr. Sadece iktidar olsa o zaman o demokrasi olmaz. Onun için İzmir’in muhalefet partisinde kalmasõ iktidar için sevindirici olmalõdõr. Ben olsam öyle bakarõm. İzmir’de bizim son beş yõlda yaptõğõmõz işler bir sosyal laboratuvar, belediyecilik laboratuvarõ olarak ele alõnõrsa inanõyorum ki yararlõ olur. Belli bir yaştan sonra yeniden siyasete dönerek çalõşmaya başladõk. İyi işler yaptõğõmõza da inanõyorduk. Sağ olsunlar İzmirliler oylarõyla bunu doğruladõlar. Ben geçen dönem her partiden belediye başkanõyla çalõştõm. Hiç kimseyi ayõrmadõm. Bugün de öyle. Bir başka siyasi ayrõm yapõyor, demem benim anlayõşõma göre kendimin ayrõma kafa yorduğum anlamõna gelir. Ben ayrõma kafa yormuyorum. Tam tersi, adil davranõyorum. Dolayõsõyla hükümetin de adil davrandõğõna inancõmõ sürdürüyorum. Ama bürokraside, Kamu İhale Kurumu’nda bunu görmüyorum. Artõk son anda sabrõm taştõ ve tepki gösterdim. Biz bunu yapacağõz. Hükümet yapamõyorsa değil, yardõmcõ olacağõ bir konu varsa, yardõmcõ olursa ne âlâ. Ben maddi bir yardõm istemiyorum. İkimiz de kamu kurumuyuz. İkimizin de hali belli. Borçluyuz. Çarkõ çevirmek için elimizden geleni yapõyoruz. Burada şunu söylemek istiyorum. Ötekileştirmeden, ayrõm yapmadan, o yapamõyorsa ben yapayõm demeden, bürokrasinin sorun çõkarmasõnõ engellediği zaman bana en büyük iyiliği yapmõş olur. Bürokrasi bana da İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri’ne baktõğõ nazardan baksõn. - Geçenlerde metro yapımı için kaynağı kendi olanaklarınızla bulacağınızı söylediniz. Bu kaynağı nasıl bulacaksınız? - Bizim iki metro, raylõ sistem ulaşõm projemiz var. Birisini Devlet Demir Yollarõ’yla ortak yürütüyoruz. Bu 80 km.’lik hatta Karşõyaka ve Şirinyeri tünelle geçiyoruz. Bakõm atölyeleri yapõyoruz. Hemzemin geçitleri kaldõrmak için üstgeçitler inşa ediyoruz. 30’a yakõn istasyon yapõlõyor. Bunu çalõştõrmaya yönelik Devlet Demir Yollarõ’yla yüzde 50 ortağõz. Bunda da ister istemez belli gecikmeler oldu. On iki-on üç ihaleye çõktõk. Son olarak Kamu İhale Kurumu düzeltme istedi. Onu yapõyoruz. Orada zamanla yarõşõyoruz. Devlet Demir Yollarõ’yla yaptõğõmõz işlerdir. Protokol çerçevesinde işin doğasõndan dolayõ meydana gelen gecikmelerde sorunlar aşõldõ. İşler yoluna girdi. Bir kuzey, bir de güney aksõmõz var. Güneyde raylar döşendi. Her şey bitti. Demiryolu trenleri çalõşmaya başladõ. Kuzeyde ise bu çalõşmalar devam ediyor. Bir aksilik olmazsa mart-nisan gibi deneme seferleri başlayacak. 80 km.’lik, üzerinde 550 bin kişinin taşõnacağõ bir raylõ sistemi kesintisiz olarak devreye sokuyoruz. Bu İzmir’in ulaşõm sisteminde bir devrim olacak. Bu aynõ zamanda metropol kentlerde yapõlan en uzun ve en kapsamlõ yatõrõm. Metroyu bitiriyoruz - Peki, doğu-batı aksı ne durumda? - İzmir’in doğusu ve batõsõ arasõndaki uzaklõk kõsa, kuzeyi ve güneyi arasõndaki uzaklõk uzun olan bir kent. Şu anda Bornova’yla Üçyol arasõnda yarõm bir metromuz var. Ne başõ ne de sonu bir yerleşim yerinde. Bizim sorun yaşadõğõmõz konu Üçyol’dan Üçkuyular’a kadar olan 5.5 km.’lik hat. Bu hat bütün yarõmadayõ kente bağlayacak. Bir de Bornova tarafõnda iki istasyon daha yapõyoruz. Bunu üniversitenin içinden de geçiriyoruz. Bunlarõn hepsi bittiğinde 20 km.’lik bir hattõmõz oluyor. Böylece doğu-batõ ulaşõmõnõn ana sorununu çözmüş oluyoruz. Yani iki hat Halkapõnar’da kesişmiş olacak. Dolayõsõyla Aliağa’dan binen bir yolcu Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne kadar gidecek. Böylece omurga tamamlanmõş olacak. Orada Üçyol-Üçkuyular hattõ inşaatõ problemli. Önce Bayõndõr İnşaat ihaleyi aldõ. Yapamadõ. Bunun üzerine ihaleyi feshettik. Sonra Bozoğlu inşaat da yapamayõnca o ihaleyi de feshettik. Şimdi yeni bir ihaleye çõktõk. Kamu İhale Kurulu kendine göre haklõ bize göre haksõz gerekçelerle müdahale etti. Ankara İdare Mahkemesi’nde dava açtõk. Bunu yapacak paramõz var. - Bir de belediyenin çok yüksek miktarda borçları vardı. Bu ne oldu? - Hazine’ye çok yüksek borcumuz vardõ. Bunu ödeyemiyorduk. Çünkü Hazine’nin faizi belediyenin gelirinden fazla tutuyordu. Mutlaka masaya oturmamõz gerekiyordu. 1.850 katrilyonluk borcun 450 trilyonunu anlaşmayla indirdik. Geri kalan 1. 350 katrilyon liralõk borcu şu an itibarõyla 454 trilyon liraya düşürmüş durumdayõz. Bu olunca ödeme dengemiz düzeldi, kredibilitemiz arttõ. Yatõrõmlarõmõz için sõkõştõkça kredi kullandõk. Kullandõğõmõz krediler de şu an itibarõyla 300 trilyon lira dolayõnda. 454 artõ 300 trilyon 754 trilyon eder. Bunu 1.350 katrilyon liradan çõkarõn. 600 trilyon lira eder. Yani borcumuzu bir anlamda yarõ yarõya indirmişiz. Biz şimdi Hazine garantisi olmadan kredi kaynağõ yaratõyoruz. Kimseyi de bu işle ilgili yükümlü tutmuyoruz. Yani ne hükümetten destek alõyoruz ne onun garantisini istiyoruz. Bir yere dayanmadan, destek almadan, kendi kaynağõmõzla kredi alabiliyoruz ve böylece yolumuza devam ediyoruz. Bütün bunlar bittiğinde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yatõrõm imkânlarõnõn çok artacağõna inanõyoruz. İnsanlarõ otobüsle böyle bir metropolde taşõyõp mutlu etmek mümkün değildir. Otobüs çok maliyetli. Metro ona kõyasla çok daha kârlõ bir sistem. Böylece kaynak tasarrufundan dolayõ yatõrõm gücümüzün iki misline yakõn artacağõnõ düşünüyoruz. Bu iki projenin bitmesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi 2011 yõlõndan itibaren daha fazla yatõrõm yapabilecek. - Yerel seçimlerde size ve CHP’ye yüzde 56 oy veren İzmirli yoksa cezalandırılıyor mu? - Bu yüzde 56 oy bizim için dert, tabii ki. 29 Mart akşamõ yüzde 56 küsur oy aldõğõmõz kesinleştikten sonra yaptõğõm konuşmada da söyledim. Gücü taşõmak, sindirmek kolay değildir. Gücün karşõlõğõnda sorumluluk ve ister istemez talepler artacaktõr. Onun için daha fazla çalõşmak, daha fazla iş yapmak gerekir. Yoksa bu güç şemsiyesinin altõnda rahat rahat oturayõm değil. Biz bunu belediye başkanlarõmõza anlatmaya çalõşõyoruz ve bu anlayõşla iş yapõyoruz. 22 Temmuz 2007’den sonra Sayõn Başbakan’õn yüzde 47 oy aldõktan sonra yaptõğõ konuşmalar, değişen üslubu, izlediği politikalar oy kaybõnõ getirmiştir. Onun için, gücü taşõmak çok zordur, diyorum. Paranõn, şanõn, şöhretin, ihtişamõna kapõlmamak gerekir. Tam tersine... Daha da alçalmak gerekir. - Peki, paranın, şanın, şöhretin ihtişamına kapılanlar oy kaybına mı uğruyorlar? - Sadece oy değil her bakõmdan kayba uğrarlar. Onun için ben Milli Piyango bileti almam. Spor Toto, Loto, İddaa filan bunlarõn hiçbirini bilmem. Hak edilmeden kazanõlan paranõn insana yararõ olmayacağõna inanõrõm. Hak edilmeden, emek verilmeden, vergisi ödenmeden elde edilen paranõn o kişinin başõnõ belaya sokacağõ gibi bir inancõm var. Ve ben emeksiz paradan korkarõm. Onun için Milli Piyango bileti almam. - İzmir’de pek çok caddede “İzmir Kültür ve Sanat Kentidir” tabelalarını görüyorum. Kültür ve sanat İzmirlinin karnını doyuruyor mu? - Kültür ve sanatsõz para kazanõrsõnõz. Ama o benim demin söylediğim para gibi olur. Dört milyonluk bir metropolde insanlar kültür ve sanatla tanõşamõyorlarsa, onu yaşayamõyorlarsa kazanõlan para da geçer gider. Kültür, sanat, felsefe olacak ki insanlar dünyaya ayrõ pencereden baksõnlar. Birleşme, kaynaşma içinde yaşasõnlar. Biz kültür ve sanatõ kentin her yerine yaymaya çalõşõyoruz. Buna olmazsa olmaz diye bakõyoruz. Tabii biz burayõ sadece kültür ve sanat kenti yapacağõz gibi bir söylemle yola çõkõp da bütün belediyenin olanaklarõnõ bu alanlara harcamõyoruz. Kültür ve sanata ulaşmak için metrolara, raylõ sistemlere, tramvaylara ihtiyacõmõz var. Kültür ve sanat olaylarõnõn icra edilmesi için kültür ve sanat merkezleri, opera, tiyatro binalarõ gerekiyor. Bunlarõ beslemek için ilçelerde küçük salonlara ihtiyacõmõz var. İnsanlar buralarda spor da yapabilecekler, toplantõlar da düzenleyebilecekler. - Onun için mi siz çok amaçlı salonlara bu kadar önem veriyorsunuz? - Evet. Biz bu çok amaçlõ salonlarõn 17.’sini de kõsa zaman önce açtõk. Sadece bunlar değil. Turizm, organik tarõm, teknopark projelerimiz var. Bütün sosyal projelerle kentte yaşayan insanlarõ birbiriyle kaynaştõrmayõ hedefliyoruz. Bunu yapamazsanõz sosyal sorunlarõ hem taşõr hem de büyütürsünüz. İzmir kendine özgü bir kent. Her yerde herkesi sokakta görebilirsiniz. Örneğin oda başkanlarõna, belediye başkanlarõna, işadamlarõna Pasaport’ta ya da başka bir yerde nargile ya da kahve içerken, balõk yiyip rakõ içerken rastlayabilirsiniz. İstanbul’da bunu göremezsiniz. İstanbul’da belirli bir kesimin gittiği, oturup yemek yediği ya da dostlarõyla buluşup sohbet ettiği mekânlar ayrõdõr. Bizde böyle bir şey yok. Kõsasa kõsas yapmayõ sevmem - Geçenlerde Ankara’ya gittiğinizde bir genel müdürlük kapısında bayağı bekletildiğinizi okudum. Sizce bu ne demektir? - Bu şu demektir: Kapõda duran bekçiye ağzõnõzõn ucuyla “Büyükşehir Belediye Başkanı gelecek. İçeri alırsınız” diye talimat verirseniz, yani bir hassasiyet göstermez ya da hassasiyeti başka türlü gösterirseniz o adam da size bu şekilde davranacaktõr. Bu doğaldõr. Biz orada bunu hiçbir şekilde konu etmedik. Ha, İzmir’in hakkõnõ savunmak için gereken mücadelemizi veriyoruz. Her seferinde hakkõmõz, ihtiyacõmõz olan, olmazsa olmaz konular için gidiyoruz. Her seferinde de böyle gelip gidiyoruz. Hallettiklerimiz var, halledemediklerimiz var. Var oğlu var. Bu süreç devam ediyor. Ama yerel seçimlerden sonra bürokraside insanlarõn farklõ gözle bakmaya başladõklarõnõ hissediyorum. Ben altõ yaşõmdan beri politikayla uğraşõyorum. Hayatõn içinden geliyorum. Kimin nasõl baktõğõnõ, amacõnõn ne olduğunu anlarõm. Bu birikiyor. Örneğin, AKP’nin bir il başkanõ var. Garip bir çocuk. Sen AKP İzmir İl Başkanõsõn. Senin işin Kamu İhale Kurumu’nu savunmak mõ? Sen Büyükşehir Belediyesi’nin işleri Ankara’da niye kitleniyor, bunlarõ nasõl açabilirim, diye araştõrma yapmayacaksõn. Oysa iktidar partisi bunlarõ araştõrõr, açar. O parti bu parti diye nasõl bakõlõr? Ben de kamu görevi yapõyorum. Kamunun parasõnõ harcõyorum. Hükümet de kamunun görevini yapõyor, kamunun parasõnõ harcõyor. - Yani Ankara’daki bürokratlar kraldan fazla kralcı mı davranıyorlar? - Herhalde statülerini korumak ya da bir üste çõkmak içindir. Başka ne olabilir? Bürokrat niye böyle şeyler yapar? Birilerinin gözüne girmek, birilerine siyasi tavrõnõ göstermek için böyle davranõr. Bu sayede ya mevcut sandalyesini korur ya da bir iki seviye üste çõkar. - Süleyman Demirel’in çok güzel bir sözü vardır. “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” der. Bu insanların bir gün hesabın döneceğini hesap etmemeleri mümkün mü? - Keser döner sap döner gün gelir hesap döner de bunlar bugünün peşinde. Ben şuna da karşõyõm: Gün gelip hesap döndüğü zaman o bana şunu yapmõştõ, ben de bunu yapayõm, mantõğõnõn ülkeyi çok tehlikeli yerlere götüreceğine inanõyorum. Bunu hiçbir siyasi partinin yapmasõndan yana değilim. Ben bundan ne kadar zarar görsem de adil davranõlmasõndan yanayõm. Herkes hak ettiği yerde kalmalõdõr. Biz kendimiz için bir şey istemiyoruz ki. Üstgeçit yapacağõz, çöp deposu yapacağõz. Hazine arazisinden tahsis istiyoruz. Bunun gibi... Hakkõmõz olmayan bir şeyi talep etmiyoruz. P O R T R E AZİZ KOCAOĞLU Bornova, 1948 doğumlu. Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra işletme masteri yaptõ. 1979’da kendi işini kurarak Bornova’da dayanõklõ tüketim mallarõ ticaretine atõldõ. 1986’da toprak fabrikasõ kurdu. 2003’te gelir vergisi rekortmenleri listesinde 89, en çok kira geliri vergisi ödeyenler listesinde 3. sõrada yer aldõ. 2004’teki yerel seçimlerinde Bornova Belediye Başkanlõğõ’na seçildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanõ Ahmet Piriştina’nõn zamansõz ölümü üzerine aynõ yõl haziran ayõnda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ’na getirildi. 29 Mart yerel seçimlerinde de yüzde 56’nõn üzerinde oy alarak Büyükşehir Belediye Başkanõ seçildi. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - İzmir için bir kaynak bulma sorunu olduğunu biliyoruz. Bunun için Büyükşehir Belediyesi olarak bir Kalkınma Koordinasyon Kurulu kurdunuz. Neler yapıyorsunuz? - Kaynak bulma sorunu İstanbul’da da bütün kentlerimizde de var. Ama İzmir’de kaynaktan çok planlama sorunu var. Yani akõllõ, çevreci, doğru planlamaya uyan alanlar planlanmasõ gerekiyor. Böyle alanlarõnõz, projeleriniz yoksa işler yürümez. Örneğin İnciraltõ’nda sağlõk merkezi yapacağõm diyorsunuz. Biz bunu yaptõk. İnciraltõ kent ormanõnõn devamõnda böyle bir alan yarattõk. Bunlarõ planlamaz, planlama süreçlerini tamamlamazsanõz nereye yatõrõm yapacaksõnõz? Nasõl yapacaksõnõz? Bir de bunlardan yan sektörlerden geliştireceksiniz. İzmir’i kalkõndõrmak, geliştirmek durumundayõz. İzmir’de bol miktarda kaynak var. Tarõmsa tarõm, limanõ, denizi, dünyanõn en güzel ören yerleri var. Varoğlu var. Bunlarõn hepsini toparlayõp ortaya zengin bir İzmir çõkartmak zorundayõz. Bu ülkenin de kalkõnmasõna, insanlarõn burada hoşgörüyle barõş içinde yaşamasõna, sadece gelir düzeyinin değil yaşam standardõnõn da yükselmesine katkõda bulunacaktõr. - Bir de İzmir Kültür Sanat Çalıştayı yaptınız... - Evet. Bundan amaç İzmir’i bir kültür ve sanat merkezi haline getirmek. Belli çalõşmalarõ yapmadan, akşam yatõp sabah kalkõnca ben yaptõm oldu mantõğõyla hareket ederseniz olmuyor. - 29 Mart gecesi yerel seçim oyları sayılmaya başlanırken elektrikler kesildi. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) bilgisayar sistemi çöktü. Pek çok yerde oy kaçırıldığı iddiaları gündeme geldi. Sizce o gece neler oldu? - Size çok komik gelecek ama ben altõ yaşõmdan, 1954 seçimlerinden beri sandõk gezerim. O da aileden gelme bir merak, dürtü. Şunu öğrendim: Sandõğa sahip çõkamõyorsanõz, sandõk açõldõğõnda, sandõk tutanaklarõ alõndõğõnda sizin sandõk görevliniz bunu imzalatõp partisinin ilçesine getirmiyorsa, orada sandõğõ koruyamõyorsa siz parti olarak size oy veren insanlarõn oylarõnõ koruduğunuzu ve görevinizi yaptõğõnõzõ söyleyemezsiniz. Bir parti iktidar olacağõm diyorsa, iddialõysa sandõğa sahip çõkmalõdõr. İlçe örgütlerinin birincil görevi budur. Siyaset ilçe örgütlerinde yapõlõr. Bunlar koordinasyon bölümleridir. Sandõğa sahip çõkõlmõyorsa, bu tür yazõlõp çizilenlerin gerçek dõşõ bile olsa halkõn kafasõnda soru işaretleri doğuracağõ da realitedir. Parti olmak sandõğa sahip olmaktan geçer. Biz İzmir’de sandõğa sahip çõkmak için çok mücadele verdik. Büyük oranda da sahip çõktõk. Ötekileştiriyor. “Yapamõyorsa ben yapayõm” diyor. Benim böyle bir talebim yok. Ben kararõmõ vermişim. Biz kalkmõşõz bir serüvene çõkmõşõz, ‘yapacağõz’ demişiz... Muhalefet olmazsa olmazdõr. Sadece iktidar olsa o zaman demokrasi olmaz. Onun için İzmir’in muhalefet partisinde kalmasõ iktidar için sevindirici olmalõdõr. P A R T İ O L M A K S A N D I Ğ A S A H İ P Ç I K M A K T A N G E Ç E R Gücü taşõmak, içe sindirmek kolay değildir leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle