25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
M usaddık’a karşõ ABD-İngiltere ve onlarõn yerel işbirlikçileri eliyle yapõlan darbe, özel- de İran’õn genelde ise Ortadoğu’nun kaderi- ni belirledi. İngilizlerin “Çizme Operasyonu”, CIA’nõn “Ajax operasyonu” adõnõ verdiği darbe, İran’da otuz yõl sonra gerçekleşecek “İslam Devri- mi”nin yolunu açan bir dönüm noktasõ oldu. Gerçek bir yurtsever olan Musaddõk’õn dürüstlüğü kadar saflõğõnõn ve stratejik hatalarõnõn da kurbanõ ol- duğunu söylemek mümkün. Zira, dõş dünyada İran petrolünü millileştirmesi nedeniyle İngiltere’nin ve onun yeni müttefiki ABD’nin düşmanlõğõnõ kazanan Musaddõk, ülke içinde de toprak reformu tasarõsõyla ağalarõn, ayan meclisini ve senatoyu kapatmasõyla yerel kabileler ile kent aristokratlarõnõn şimşeklerini üzerine çekmişti. Laik düşünceleri nedeniyle Kaşani, Hacı Ağa Nurullah İsfahani, Seyit Hasan Müderris, Şeyhülislam Meleyari ve Şeyh Nasır Resuli dõşõnda mollalarõn da desteğinden yoksun olan Musaddõk ve Milli Cephe koalisyonu, Savaş Bakanlõğõ’nõ Savunma Bakanlõğõ’na dönüştürüp ken- disine bağlarken bazõ subaylarõ tasfiye etmesi nede- niyle ordu içindeki bir grubun da hedefi olmuştu. Kõ- sacasõ Musaddõk, dört cephede birden savaşmanõn kendisine nelere mal olacağõnõ hesaplayamadõ. Mu- saddõk, güya Şah’a karşõ kendisini destekleme ama- cõyla sokağa dökülen halkõn, CIA ajanlarõ ve onlarõn satõn aldõğõ yerli işbirlikçiler tarafõndan kõşkõrtõldõğõnõ göremedi. Kendisine gösterilere karşõ güvenlik güç- lerini devreye sokmasõ yolundaki önerileri, “Halkın toplanma ve gösteri özgürlüğünü kısıtlayamam” diyerek geri çevirdi ve CIA’ya istemeden yardõmcõ oldu. Sonuç itibarõyla, Musaddõk ülkesinin çõkarlarõ için mücadele etti ve bugün ABD Devlet Başkanõ Obama’nõn mahcubiyetle kabul ettiği bir ABD dar- besiyle yõkõldõ. Ama İngiltere ve ABD’nin kuklasõ olan hükümetin kurdurduğu utanç mahkemesinde eğilmedi, bükülmedi, ona güvenen halkõnõn yüzünü yere getirmedi. Darbeyi dõş güçlerce Musaddõk’õ devirmek için kullanõlan General Zahidi, borcunu ödemek amacõy- la İngilizlerle olan petrol anlaşmazlõğõnõn çözümü için ABD’nin aracõ olmasõnõ istedi. Bu görev ABD için dünyanõn ikinci büyük petrol ihraç eden ülkesi İran’õn petrolüne ortak olmasõnõ sağlayacak bir fõr- sattõ. Amerika’nõn aracõlõğõ ile İran petrolleri yeniden paylaştõrõldõ. 5 Ağustos 1954’te yapõlan bir anlaşma ile İran petrolleri, yüzde 40’õ İngiliz Anglo-İran Oil Company, yüzde 16’sõ Hollandalõ Royal Ducth Shell şirketi, yüzde 6’sõ Fransõz Petrol Şirketi ve geriye ka- lan oranõn her biri yüzde 8’er hisseye sahip olacak 5 Amerikan şirketinin ortak olduğu bir konsorsiyum tarafõndan işletilecekti. Şah Muhammed Rıza Pehlevi, Ağustos 1953’te tekrar eski tahtõna oturtuldu. Darbeyle Musaddõk’õn lideri olduğu laik Milli Cephe ile sosyalist Tudeh partisini çökertti. Liderleri tutuklandõ, örgütleri dağõ- tõldõ ve bir süre sonra yeniden toparlanmaya çalõşsa- lar da bir daha eski güçlerine kavuşamadõlar. İran sokaklarõnõn hâkimi durumundaki Tudeh par- tisi, zamanla adõ şiddetle birlikte anõlan marjinal bir partiye dönüştü. Artõk kitleleri peşinden sürükleme ve toplumsal muhalefeti örgütleme görevini mollalar üstlenecekti. CMYB C M Y B 6 AĞUSTOS 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DİZİ 9 Musaddõk sonrasõ İran petrolleri İngiltere, Hollanda, Fransa ve Amerikan şirketleri tarafõndan bölüşüldü ABD petrole ortak oluyor A BD ve İngiltere’nin lütfuyla koltuğuna yeniden oturan Mu- hammed Rõza Pehlevi, artõk ezeli muhalifleri, milliyetçi- lerden ve sosyalistlerden kur- tulmuştu. Bu iki grubun bel- lerini kõsa sürede doğrultma- sõnõ beklemiyordu. Geriye bir tek siyasi iktidarõ gayrimeşru sayan radikal mollalar kal- mõştõ. Onlara babasõndan mi- ras kalan muameleyi yapa- caktõ. Şah, İran’a yeniden döndü- ğünde ilk icraatõ muhalefetin üzerine gitmek oldu. Milli Cephe üyeleri, sempatizanlarõ, Musaddõk’õ destekleyen gaze- teci ve yazarlar mahkûm edil- di. Sonra bunlardan bazõlarõ esrarengiz bir şekilde ölü bulundu. İktida- rõnõ daha da sağlam- laştõrmak için CIA ve MOSSAD’õn yar- dõmõyla 1956’da Gizli Polis Örgütü SAVAK’õ kurdu. Babasõ Rıza Şah gi- bi devlet istihbaratõnõ dõş düşmanlarõ izle- mek yerine kendi halkõnõ izlemekle görevlendirdi. ULEMA REFORMA KARŞI Şah’õn komünizmle müca- dele adõna yürüttüğü muhale- feti sindirme harekâtõ ABD tarafõndan da destekleniyor- du. Yokluk içinde yaşayan halkõn öfkesinin en ufak kõ- võlcõmla nasõl alev topuna döndüğünü gören ABD, Şah’a toprak reformu ile se- çim yasasõnõ kadõnlar ve azõnlõklar lehine düzenlemesi için baskõ yaptõ. 1961 yõlõnda toprak reformu ve kadõnlarla azõnlõklara seçmen olma, ka- dõnlara yargõda önce avukat sonra da hâkim olma hakkõ veren bir reform paketi hazõr- lõğõna girişti. Başta Ayetul- lah Burucerdi olmak üzere ulemanõn büyük bir kõsmõ toprak reformunun mülkiyeti kutsal sayan İslami hükümle- re aykõrõ olduğunu öne süre- rek karşõ çõktõlar. Büyük top- rak sahibi feodal beylerle arasõ her zaman iyi olan ve onlarõn zekâtlarõndan nasip- lenen ulema içerisinde en sert tepki gösterenlerden biri de Ruhullah Humeyni’ydi. O, direkt toprak reformu ko- nusuna değinmese de Müslü- man olmayanlarõn ve kadõn- larõn oy kullanmasõnõn dinen caiz olmadõğõnõ ve İslama karşõ bir saldõrõ olduğunu açõkladõ. Toprak ağalarõ ve ulemanõn tepkisiyle Şah, reform hazõr- lõklarõnõ dondurdu. Ancak kõ- sa bir süreliğine. Çünkü Şah, milliyetçi ve sosyalistlerden sonra kendisi için büyük teh- like gördüğü ulemayla he- saplaşmayõ ve onlarõ da ber- taraf etmeyi kafasõna koy- muştu. Aynõ tasarõyõ 1963 yõ- lõnda bir daha gündeme getir- di. “Ak Devrim” adõnõ ver- diği 6 maddelik reform pake- tini halkoyuna sundu. Halkõn yüzde 98 oyuyla paket yürür- lüğe girdi. Aslõnda Şah’õn “Yukarıdan aşağıya dev- rim” olarak sunduğu bu dü- zenlemeler bir il- lüzyondan ibaretti. Halkõn ihtiyacõ olan reformlar yapmak yerine bir eliyle verdiğini öbür eliy- le geri alan, gelir dağõlõmõndaki uçu- rumu daha da büyü- ten, ülke kaynakla- rõnõ bir avuç tüccar ve kapitalistin daha da güçlenmesi için kullanan Şah, hal- kõn gözünü boya- mak, sosyal devletin zaten yerine getirmekle yükümlü olduğu bazõ göstermelik hiz- metleri yapmakla yetindi. GÖSTERMELİK TOPRAK REFORMU Şah’õn toprak reformu gö- rünüşte topraksõz köylünün yararõna bir işmiş gibi görün- mesine karşõn, aslõnda toprak ağalarõnõn ellerindeki arazi- nin devlet tarafõndan satõn alõnmasõndan ve köyde ve- rim alamadõğõ topraklarõ ile daha çok kâr edebilecekleri devlet kurumlarõnõn hisseleri- nin değiştirilmesinden ibaret- ti. Ayrõca programõn toprak reformu ile ilgili bölümünde bazõ hükümler arazisini elinde tutmak isteyen toprak sahiple- ri için kaçõş yollarõ bõrakõl- mõştõ. Köyde geniş arazileri bulunanlar isterlerse toprakla- rõnõ yakõn akrabalarõnõn üzeri- ne geçirebilecek ya da kendi- lerine meyve bahçeleri, or- manlõk arazi, fidanlõk, teknik tarõm alanlarõ olarak kullana- bileceklerdi. Dini vakõflara ait topraklara ise hiç dokunulma- yacaktõ. Reformun tek olumlu tarafõ artõk ayan sõnõfõ ve feo- dal beylerin tarihe karõşmõş olmasõydõ. Humeyni sahneye çõkõyor T oprak reformunun gelir dağõlõmõna et- kisi olmadõğõ gibi eski feodal beylerin kentte ekonomik açõdan daha da güç- lenmesi sağlandõ. Petrol gelirleri artmasõna ve ekonominin canlanmasõna karşõn gelir da- ğõlõmõndaki uçurum giderek açõlõyor, başta petrol rafinerileri olmak üzere sanayi kuru- luşlarõnda çalõşan işçilerin gelirlerinde olum- lu bir değişim olmuyordu. Emek kesiminin giderek yoksullaşmasõna siyasi baskõlar ve Şah’õn militarist diktatörlüğünün antidemok- ratik uygulamalarõ da eklenince bu kesimden tepkiler yükselmeye başladõ. Önce sanayi iş- çileri birbiri ardõnca greve çõktõlar, bu tepki- leri üniversite öğrencilerinin eylemleri izledi. Şah’õn “Kızıl Devrim”e karşõ gerçekleştirdi- ği “Ak Devrim” pek bir işe yaramamõştõ. ULEMA CİHAT BAYRAĞINI AÇIYOR Bu arada devletle uzlaşan ve ulema sõnõfõnõ siyasetten mümkün olduğunca uzak tutmaya çalõşan Ayettulah Burucerdi’nin ölümü, din adamlarõnõn yeniden siyasete müdahil olma- sõnõn önünü açtõ. Yükseköğrenimini Batõ’da yapan, İslamcõ sosyalist Ali Şeriati ile Meh- di Bezergan, Samed Behrengi ve Ayetullah Talagani gibi geniş kitleleri etkileyen İslam- cõ düşünürlerin bu dönemde ortaya çõkmasõnõ ve Burucerdi’nin dini devletin emrine sokan politikalarõnõ onaylamasa da toplumdaki ağõrlõğõ nedeniyle sesini çõkarmayan Humey- ni’nin, onun ölümüyle iktidara karşõ “cihat” bayrağõnõ açmasõnõ yeni dönemin işaret fişek- leri olarak görmek gerekir. Humeyni, Kum’un kõdemli müçtehitlerinden ve dini hi- yerarşinin tepesindeki dört kişiden biri olarak Şah’a karşõ en sert muhalefeti yürüten kişi olarak öne çõktõ. Önce Rõza Şah’õn ardõndan da oğlu Muhammed Rõza’nõn uyguladõğõ se- külerleşme politikalarõna büyük bir kin gü- den Humeyni’nin, siyaset arenasõndaki mu- halefet boşluğunu görerek sadece dindarlarõn değil tüm muhalif güçlerin desteğini almak için dini konularla birlikte ulusalcõ söylemle- ri de öne çõkardõğõ görülür. Böylece milliyet- çilik, din hassasiyeti ve bağõmsõzlõk söylem- lerini bir potada toplayarak Musaddõk döne- mi muhalif siyasal örgütlerin tabanõna göz kõrpõyordu. HUMEYNİ SÜRGÜNDE Ak Devrim’in İslami değerlere saldõrõ oldu- ğunu öne süren Humeyni, bu düzenleme ile İran’õn dõşa bağõmlõlõğõnõn artacağõnõ belirte- rek ABD ve İsrail’in ülke üzerindeki ağõrlõğõ- nõ eleştiriyordu. 1963 yõlõnõn Aşura günü Kum kentinde yaptõğõ konuşmada Şah’õ alay ve hakaret içeren sözlerle eleştirdi. Bu ko- nuşmaya öfkelenen Şah, Humeyni’nin üzeri- ne güvenlik güçlerini gönderdi. Kum kentin- de Humeyni’nin öğrencileriyle çatõşmalar ya- şandõ. Evi sarõlan Humeyni, 4 Haziran 1963 günü tutuklandõ. Humeyni’nin tutuklanmasõ başta Kum kenti olmak üzere Meşhed, Tebriz ve İsfahan’da kitlesel gösterilerle protesto edildi ve güvenlik güçlerinin müdahalesi ne- deniyle yüzlerce kişi öldü. Bu olaydan sonra şöhreti giderek artan ve Şah için ciddi bir tehlike olarak görülen Humeyni, en sert tep- kisini, 1964 yõlõnda İran’daki ABD’li askeri personelin İran’da işledikleri suçlardan yargõ- lanmayacaklarõna dair yasanõn çõkartõlmasõ üzerine gösterdi. Bu yasayõ İran’õn egemenli- ğine indirilmiş bir darbe olarak yorumlayan Humeyni, bu kez evinden alõnõp direkt hava- limanõna götürülerek Türkiye’ye sürgüne gönderildi. Humeyni önce 11 ay Bursa’da sonra 14 yõl Necef’te sürgünde kaldõ. İslam Devrimi’nden önce 3.5 ay da Fransa’da sür- gün hayatõ geçirdikten sonra ülkesine devrim lideri olarak döndü. 1963 ayaklanmasõndan sonra İran’da mu- halefetin kimliği ciddi değişime uğradõ ve 1979’da gerçekleşecek olan İslam Devri- mi’nin altyapõsõnõ oluşturan en ciddi eylem olarak görüldü. Artõk muhalefetin liderliği la- ik milliyetçiler ve sosyalistlerden, sol argü- manlarõ kullanan mollara geçmiş oldu. Şah’õn ‘Beyaz Devrim’i 1963 ayaklanmasından sonra İran’da muhalefetin kimliği ciddi değişime uğradı ve 1979’da gerçekleşecek olan İslam Devrimi’nin altyapısını oluşturan en ciddi eylem olarak görüldü. Artık muhalefetin liderliği laik milliyetçiler ve sosyalistlerden, sol argümanları kullanan mollalara geçmiş oldu. Dõş güçlerce Musaddõk’õ devirmek için kullanõlan General Zahidi, borcunu ödemek amacõyla İngilizlerle olan petrol anlaşmazlõğõnõn çözümü için ABD’nin aracõ olmasõnõ istedi. Bu görev ABD için dünyanõn ikinci büyük petrol ihraç eden ülkesi İran’õn petrolüne ortak olmasõnõ sağlayacak bir fõrsattõ. Amerika’nõn aracõlõğõ ile İran petrolleri yeniden paylaştõrõldõ. 4 Haziran 1963 günü tutuklanan, bir yıl sonra da sürgüne gönderilen Humeyni, 1 Şubat 1979’da Fransa’dan ülkesine devrim lideri olarak döndü. Y A R I N : İ S L A M D E V L E T İ K U R U L U Y O R Muhammed Rıza Pehlevi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle