24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Cıımhur Canbazoğlu'yla 'Kentin Türküsü: Anadolu Pop-Rock* 'Müziksiz hayat da onu okumamak da hata'n Aii Deniz USLU -K Kentin Türküsü: Anadolu Ppp-Rock içinde geçen isimlere bir teşekkür. cum- hur Canbazoğlu'nun kitabı müzikseverler için olduğu kadar Türkiye gibi sosyal sarsıntıların bitmediği bir ülkede kültürel değişimin sanata nasıl yansıdığını göstermesi açısından da I herkes için fazlasıyla oku- nabilir. Aynı zamanda da geçmişten bugüne unutul- muş pek çok ismi yeniden hatırlatacak bir zaman ma- kinesi. Fhedhch Nietzsche, "Müziksiz bir hayat hata- dır" derken elbette onu anlamanın, anlamlandır- manın okuyarak çok daha doğru olacağının farkın- daydı. şimdi ise okumayı bırakın müzik görsel ola- rak tüketilir hale geldi. Ne- yi, niçin dinlediğini bilmek belki çok da gerekli değil diyenler olacaktır ama duyduğunuzun taşıdıkları- nı bilirseniz ondan alacağı- nız keyif de tat da başka olur. işte müzik yazarı, film eleştirmeni, gazeteci Cum- hur Canbazoğlu da Kentin Türküsü: Anado- lu Pop-Rockki- tabında Ana- dolu Rock'ın serüveninin peşinden gidiyor. Mü- ziğin din- lendiği kadar okunabi- lir de ol- duğunu gösteriyor. S AY FA 16 entin Türküsü: Anadolu Pop- Rock, Türki- ye'deki rock müziğin rotasını, devinimlcrini vc kırılnıalannı anlatan bir ba- şucu kJtabı. Pcki, bu kitabı yapmaya nasıl başladınız? Cumhuriyet gazetesinde yedi yıl müzik haberleri, yorumlan kaleme alırken, müzik sayfası hazırlarkeıı, özellikle yerli sanatçılarla, akımlarla, olaylarla ilgili doğru, güvenilir kaynak sıkıntısı çektiğim günleri unutama- dım. Var olan bilginin de doğruluğu konusunda ciddi tereddüderim vardı. Zatcn yakın tarihc dair müzik bilgisini tutan yoktu. Geçmişi yalnızca yanm yüz- yıla uzanmasına karşın yerli popla, rock'la ilgili işe yarar bilgiyc ulaşmak epey emek istiyordu. Ben de bu işi yap- mayı kafaya koydum. Rock müzik ile başlamamın nedeni de tamamcn duygu- saldı, çünkü rock müziği seviyordum. - "Gazeteciyscniz ne yaparsınız; gidip doğruyu insanlara, kaynağtn kendisine sorarsınız değil mi? " diyorsunuz. Hem sizin ciddi bir de arşivcilik ahşkanhğmız da var. Bu kadar bilgiyi derlemek kolay olmasa gerek. Evet, elimden geldiğince bunu yaptım. Zaten müzik yazarlığı dönemimde de çok fazla görüşme yapüğım için elimde epey malzeme vardı. Ama dediğim gibi bilgileri doğrulatmak çok zaman aldı. Yerli pop ve rock bu anlamda çok zayıf- tı. Yorucu olmasına rağmen keyifli bir çalışma oldu. Sanırım tadını aldım ki bu kitabın ardından da hemen "Orkestralar Tarihi" kitabıma başladım. -Günümüzde müzik izlenir haldc tü- ketiliyor. Biz müzik yazarlartnm da hep iddia ettiğimiz, istediğimiz şey müziğin okunması. Günümüz müzik medyasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Müzik artık tüm dünyada izlenerek tü- ketiliyor, çünkü her şey böyle pazarlanı- yor. tnsanlar müziğin "haber" değeriyle ya da "magazin" değeriyle ilgilenmeye başladı. Rafine işler yapılmıyor, hem kimse dc beklemiyor. Müzik dergilerinin de bütçeleri ve anlayışları belli. Demck ki olmuyor. tnsanlar müziği okumayı tercih etmiyor. Mü- zik eleştirisi, medyası bu yüz- den yok. Ürctimin pazarlan- ması var, okunması değil. - "Kentin Türküsü", "Anado- lu Rock " kavramı üzcrinden yol alı- yor. Ama "Anadolu Rock"kavramı pck çok çevrede tatsız bir anlam taşıyor. Zira moda müziği yönet- tiği için daha çok altcmatifve dünya müziği tanımlamalan tercih ediliyor. Siz ne düşü- nüyorsunuz? Anadolu Pop/Rock'a müziksevcr olarak, bu işe emek vermiş isimlere borçlu hissettim kendimi. Aslında Bans Manço hepimiz de borçluyuz. Bir avuç kentsoylu gencin yüz- lerini Anadolu'ya çe- virmesinc, binlerce yıllık kültürü, ge- lenekseli cvren- sele taşıma çabasına saygı duy- mamak el- de değil. Ote yan- dan Ana- dolu Rock'ın Haluk Le- vent'le baş- ladığını sanan- lara, dünya müzi- ğinin yeni keşfedil- diğini savunanlara ve bilinçsiz müzik yazarlarına doğruları göstermek istedim. Anadolu Rock müziğin önyargılı algısı da popüler ve elitist yaklaşımın sonucu. - Türkiye'de "Müzik Medyası" kavramı üzerine daha önce de konuşmuştuk. Du- rumun pek de iç açıcı olmadığmı düşü- nüyorduk. Fikirleriniz değiştimi? Türkiye'de iyi kötü bir müzik medya- sından bahsetmek mümkün. Bu medya- nın temelleri ise 6O'lı yıllardan sonra atıl- dı. "Hey" ve "Scs" dergisinin yayım ha- yatına başlaması da bu döncmi başlattı. Müzik kritikleri ve müzik yazıları da bu dönemde başladı. Elbette güncellik iliş- kisi yoktu. Yazı az, resim çoktu. Şimdi de öyle aslında. Müzik artık güncel tüketiliyor yani pa- zarlamanın bclli bir süresi var. Onu ge- çerseniz olay bitiyor. Şimdi müziği pazar- lamak için sansasyon da gerekli. Müziği tüketmek için de kısa ve insanı yormaya- cak haberler kullanıhyor. Bclki buna "müziğin magazini" de denebilir. Türki- ye'de müziği, magazin muhabirlerinin iz- Cumhur canbazoğlu, günümüzde de sanatın sermaye uzerinden sınanmaya devam etdğlnl söyiüvor. lcdiği gerçeği de yadsınanıaz. Japonlann bir lafı vardır; "18 kcz dinlerseniz severseniz" di- ye. îşte bunu Türkiye'de çok iyi başardılar. Empoze ede- rek, zorlayarak, maruz bırakarak tuhaf öğre- tileri kanımıza soktular. "KENTÜ MÜZİĞİN REFERANSIİSTANBUL" - "Kenti Türküsü "de enteresan bir tanımlama, "Istanbullu Müzik " de öyle. Istanbullu müziğin Türkiye'nin bir fotoğrafı olarak pop kültürün etkisi al- tında, "piyasa " aktörleriyle ilişkisi ma- lum. Elbette müzik elestiımcnliğini ve müzik yazarhğını alt başlıkJarı altında müzik medyasını, tüm bunları buluştu- ran "tstanbullu Müzik " kavrammı da aynı potada eşzamanh yorumlamak ola- sı. Siz burada nasıl bir organik bağ bulu- yorsunuz? Kentli müzik referansı elbette îstan- bul. Burası pazarın merkezi. Türkiye îs- tanbul'dur, dolayısıyla müziğin sentezi burada başlıyor. Zira Türk müziği ilk başlarda, Cumhuriyet'ten önce azınlıkla- rın elindeydi. Cumhuriyet'ten sonra da yeni bir kültür inşa edildi. Halk müziği halkın, sanat musikisi ise saray müziği olarak kabulleniliyordu. O dönemde birçok müzik adamı Anadolu'ya gönde- rildi. Çünkü müziğin temellendirUmesi gerekiyordu. Bu da müziğin melezliğine ve ağır bir kültür yükü taşımasına heden oldu. Istanbul müziği ise arabesktir. Hem enstrüman seçimi hem dc sözel an- lattmı buna yönelik. Son yıllarda elek- tronik buna eklemlcndi ama bu da geçi- ci. Müziğin günümüzde bir kültür terci- hi olarak algılanıyor olmasının önüne geçmek ise mümkün değil. Etiketlendir- me, zümreleştirme kaçınılmaz. Elbette müzik statü simgesi değil. Yani Müslüm Gürses alt, Idil Biret üst dediğiniz za- man insanlan kutuplara çekersiniz. Yine de bunu toplum zihniyetinden silmek kolay değil. Türkiye'deki esas problcm her şcye hazırlıksız yakalanıyor olmak. "Ben her türlü müzikten hoşlanırım", lafı doğru değil. Çünkü edinilen kültürle daha rafine şeylcre ihtiyaç duyar insan. Mesela 90'larda bir "Top 10" yapılırdı. İçinde Yonca Evcimik de, Müslüm Gür- ses de, Fahir Atakoğlu da, Ferdi Tayfur ve Ebru Gündcş de bir arada olurdu. Belki de Istanbullu müzik dediğimiz bu, yani karışık, karmaşık, melez... Bu da kaos demek. Bir keresindc caz müzik yazarı dostum gelmişti îtalya'dan. Tüm dünyayı gezmiş biriydi. Bana şöyle dedi: "Fransız Konsolosluğu'ndan Tünel'e gi- denc kadar tüm dünyanın müziğini, ses- lerini duydum". Bu, Türkiye'nin yalnız- ca müzikteki karakteri de değil. Yemek- ten sosyal ilişkilere kadar her şey melez. Bi C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 1 6
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle