25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
ürkçe Günlükleri 22 TEMMUZ ÇARŞAMBA Prof. Dr. Mustafa Isen'in Türk edebiyatının Balkan boyu- tunu incelediği, "Varayım Gideyim Urumeline" (Kapı Ya- yınlan) kitabının adını her okuduğumda çok sevdiğim tür- küsünü mınldanmaktan kendimi alamıyorum. 20Û8'de ve- fat eden Prof. Dr. Müberra Kuruca Işıksoluğu'nun çalışma- sını eşi Dr. Mehmet Ali Işıksoluğu yayımlamış: "Geçmişten Günümüze Tirebolu ve Bada (özlü) Köyü (Geçmişi, Kültü- rü, Yaşamı ve Dil özelikleri)". "Günümüzde ve gelecek ku- şaklar arasında köklerini, dedelerini, ninelerini, nereden geldiklerini, nasıl yaşadıklannı, yöre ağzını, türküleri, özetle yöre kültürünü merak edip okuyanlar olacağına inanıyo- rum." diyen Müberra Hanım'ın inandığı doğrulara inanan Emrullah Güney ve Hüseyin Güney de Nevşehir yöresinden derlenen yaşanmış olaylann öykülerini "Nevşehir Folkloru 2" adlı kitapta toplamışlar. Alkışlanası bir başka çalışmayı da M. Türker Acaroğlu yapmış: "Azınlıklann ve Yabancılann Aldığı Türkçe Adlar ve Soyadlar Sözlüğü" (IQ Kültür Sanat Yayıncılık). Kitap, "Bunlar bize atalanmızın yadigândır." di- yerek Türkçe adlanna ve soyadlarına sıkıca sahip çıkan, onları kendi anadillerindeki adları ve soyadlanyla değiştir- mek iştemeyen Ermeniler, Rumlar, Yahudiler ile yabancılar- dan yaklaşık 2000 kişi üzerine dilbilimsel ve yaşamöyküsel bilgiler içeriyor. 24 TEMMUZ CUMA Bekir Coşkun, coşkulu bir kalabalığa konuştu bugün. Gi- riş, koridorlar, hatta sahne, her yer doluydu; birçok kişi de ayakta dinledi konuşmayı. Lozan Antlaşması'nın 86. yıl- dönümü nedeniyle Ismet Inönü Kültür Merkezi'ndeki (Ay- valık) toplantıda alkışlarla karşılandı, alkışlarla uğuriandı Bekir Coşkun; sözü yer yer alkışlarla kesildi. Toplantıdan sonra yakınlardaki bir çay bahçesinde verdiğimiz mola sı- rasında da Bülent Cumhur özsöz ve eşiyle tanışma, söy- leşme fırsatı buldum. Bülent Cumhur Ozsöz, müzisyen, ke- man sanatçısı, benim Ayvalık - Istanbul arasında telef oldu- ğum günlerde Ayvalık Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği yaranna bir de konser vermiş. Marmara Üniverşitesi Ata- türk Eğitim Fakültesi'nden emekli; şimdi Haliç Üniversite- si'nde "Batı müziği, solfej ve nazariyat" dersleri vermekte. Eğitimin içinde bulunduğu durumdan yakınmalanmı oku- dukça Bülent Bey bana bir anısını anlatmak istermiş hep. Bu fırsatı sonunda yakalamış olduk. Çorum llköğretmen Okulu'nda öğrenciyken Türkçe derslerine Adnan Binyazar geliyormuş. Daha Binyazar'la tanışmadan önce sınıfa, "Herkes yanına beş lira alsın, bahçeye gelsin. öğretmeni- niz sizi orada bekliyor." diye bir haber ulaşmış sınıfa. Ders yılının başı olduğu için herkesin parası varmış. Beşer lirala- nnı alıp bahçeye çıkmışlar. Adnan Bey, onlan almış doğru Çorum Halk Kütüphanesi'ne götürmüş. O beşer liralarla kütüphaneye üye olmuş çocuklar. Yıl içinde de Binyazar, herkesin okuduğu kitabı izler, kitap hakkında söyleşirmiş öğrencileriyle. Hatta, notlannı da okuduklan kitaplan de- ğerlendirerek verirmiş. Türkçe, edebiyat öğretmenlerimizin zihninde bir ışık yakar mı bu anı? Olabilir diye anlattı Bülent Bey; ben de o yüzden burada yer verdim. 26 TEMMUZ PAZAR Dr. Muhteşem Gedizlioğlu, Jose Saramago'nun son günlerde okuduğu birkaç kitabında, tümcelerin sonun- da nokta değil de virgül kullanıldığını görünce merak etmiş. "Cümleleri ayırmak için genellikle virgül kullanılmış ki bu da alışana dek okumayı çok güçleştiriyor." diyor. Saramago hakkında küçük bir araştırma yaptığımda şunlan öğrendim: Bu uygulama yazann bir yazım özelliği olarak kabul edili- yor. Jose Saramago, genel olarak nokta, tırnak, konuşma çizgisi, noktalı virgül, iki nokta gibi işaretieri pek kullanmaz; ayraca pek az yer verir; çok az paragraf yaparmış. özellikle "The Cave" (Mağara) adlı romanında bir sayfadaki virgül sayısının 45'i bulduğu belirtiliyor. Anlatılanın ağızdan ağza geçen bir hikâye olduğu izlenimi vermek istediği ya da noktalama işaretlerinin, söyleyişin ritmini bozduğuna, dü- şünceyi yavaşlattığına inandığı için böyle davrandığı sanılı- yor. Portekizceden dünya dillerine yapılan çevirilerde bu özellik korunduğu gibi, Türkçede de korunabilir. Ancak Ge- dizlioğlu'nun "Ben çevirmen olsaydım bu özel yazım şekli hakkında kitabın sonunda bir bilgi verirdim." dediği gibi, çevirmenin, kitabın başına ya da sonuna bir not ekleyerek okurtannı bilgilendirmesi uygun olurdu. 27 TEMMUZ PAZARTESİ Biryerlerden gizli biremirveriliyormuşgibi, herkes bir anda aynı sözcüğü yinelemeye başlıyor. "Hani" sözcü- ğünün böyle olur olmaz yerde, her iki sözcükten sonra yi- nelenmeye başladığını benden önce okurlanm fark etmişti. Bana ilk iletildiğinde böyle bir kullanımı hiç duymadığımı bile yazdım. Sonra öğrencilerim arasında durmaksızın "hani" diyenlerin çokluğu dikkatimi çekti; sonra başka okurlanm yazdı. En son da Ingilizce öğret- meni Nuredtin Dergin ile sanal ortamda dert- leştik bu "delirten" hani kullanımı konusunda. Epeydir farkında ol- duğum başka bir mo- da sözcüğü ise Ismet Özkan bildirdi: GER- ÇEKTEN. Akıl almaz bir sıklıkta kullanılıyor. Her lafın başına, sonuna bir "ger- çekten" yapıştırmakta, insanlar neredeyse birbirileriyle ya- rışıyorlar. Ismet özkan, TV'de bir yorumcunun 45 saniye- de tam 6 kez bu sözcüğü söylediğini saymış. Türkçeyi ör- nek olacak kadar iyi kullanmaları gereken devlet tiyatrosu sanatçılarının bile dillerine dolanmış bu sözcük. Durmadan "gerçekten" diyorlarmış onlar da. Neden böyle olduğu üzerine de kafa yormuş Ismet özkan. Anlatılan konunun doğruluğunu onaylatma, inandıncılığı pekiştirme isteği mi; yoksa doğrudan doğruya sözcük dağarının yoksulluğu mu rol oynuyor bu yinelemelerde, diye soruyor. Elbette bunla- rın da payı var; ama Ingilizcenin payını da azımsamamalı. Bence bu kullanım, Ingilizce karşılıklı konuşmalarda dur- maksızın yinelenen "really" sözcüğü Türkçeye "gerçekten" diye çevrilince moda oldu. Oysa söylediğine güvenen biri niye durmaksızın kendisini onaylatma isteği duysun? "Ger- çekten"cilere bir anımsatma: Türkçede anlam katmaksızın yinelenen sözcükler, yalnız dili çirkinleştirmekle kalmaz; aynı zamanda anlatım kusuru sayılır. 29 TEMMUZ ÇARŞAMBA Psikolog ömer Şirin, "Annem ve babam Hunu (Antaş) doğumludur. Hem onlardan hem de çocukluğumda Hatay / Dörtyol'a Gözübenli'den gelen mevsimlik işçilerden biliyorum." diyerek "malamat olmak", "malamat etmek" sözlerinin "utandırmak, mahcup etmek, yüzünü kızartmak, yüzünün kızarmasına sebep olmak" gibi anlamlarıyla Kah- ramanmaraş'ın ilçe ve köylerinde de kullanılmakta olduğu- nu bildirdi. • www.feyzahepcilingirler.com / feyzahep@gmail.com YıldızTeknik Üniverşitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı-34349 Yıldız/lst. B U L M A C A önce aşağıda tanımları verilen söz- cükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde ya- zın. Sonra çizgilerin altlanndaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktann. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alftaki satırın . başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca,' sorulan ta- nımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harf- leri yukarıdan aşağıya doğru, yeni çıkan bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulma- ca karelerindeyse aynı şiir kitabından bir şiir alıntısı ortaya çıkacaktır. Dikkat: "V/6 ve "Y/35" harfleri ipucu olarak yeıierine konmuştur. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Atilla llhan'ın bir inceleme, deneme kitabı. 3 57 19 67 34 31 18 49 59 B." Yurdum" (Alan Paton'un bir ro- manı). 39 45 26 20 75 9 15 61 66 30 24 1 11 20 30 41 51 61 72 F D B B D F B E 2 1 31 42 52 62 1 1 A E J E 1 3 12 21 32 1 63 73 A D G E J 1 I H 4 13 22 33 43 53 64 74 E J G E E I 5 14 23 34 44 54 65 75 G D t: A H G J B 24 145 55 66 76 B 1B D B G 6 V 15 B 25 E Y 56 E •77 J 7 16 26 36 46 57 67 78 E H B E F A A E 27 37 47 58 68 79 C I I c E H 8 17 I38 48 59 69 80 1 1 1E C A E G 9 18 28 39 49 60 70 81 B A E B A E J 10 E 19 A 29 E 40 H 50 J âF"E1 82 E C. "Mutlu Olmak İçin" adlı şarkısıyla ta- nınan müzik grubu. 48 27 43 58 D."... Gordon" (silahından "Zap!" diye ses çıkan, bilimkurgu türündeki çizgi ro- man kahramanı). 11 14 41 55 12 E. Izzet Yasar'ın öykü kitabı. 70 68 82 62 10 71 36 56 72 13 53 29 42 23 32 28 78 25 64 38 7 69 F. "...-i mürekkeb" (Birleşik ad). Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 1 46 51 G. İçinde hiçbir cisim bulunmayan uzay, boşluk. 21 54 80 76 5 H. Kıraç'ın söylediği bir şarkı. 44 40 79 16 73 I. Vatan Şairi. 63 4 17 47 8 37 74 60 22 2 J. Içine yağ konularak, ucundaki fitil sa- yesinde ışık elde edilen kandil. 81 65 52 77 50 33 1015. sayının çözümü: A. OGÜN, B. RUH, C. MIRÇ VE BEN SOKAKLA- RINDA, D. AYYY, E. NIKRİS, F. VU- DU, G. EA, H. DÖNÜŞÜ OLMAYAN, I. EGG, J. NUSH, K. İDDİA, L. ZOŞ- ÇENKO. Şiir: "Adam üzgün çilek kokusuydu or- manın içinde kaybolan. Ve her şey Van Gogh sarısına dönüşüyordu." C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1016 SAYFA 31
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle