18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
6 AĞUSTOS 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KÜLTÜR [email protected] CMYB C M Y B ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Hayatı Tüketen Bir Ahlak… Yıllar önce Albert Camus’nün şu sözünden çok etkilenmiştim: “İnsan, hayatı boyunca kendine öz- gü bir ahlakı üretir…” Sanırım etkilenmemin nede- ni, bu cümlenin derinliklerinde insan açısından bir gerekliliğin gizlendiği gibi bir yoruma varmamdı. Baş- ka deyişle, varoluşçu felsefesine her zaman, insa- noğlunun aslında ‘saçma’ (‘absürd’) olan hayatı ya- şamayı seçmesinin, asla ‘ahlaksız’ yaşama hakkı- na sahip bulunduğu anlamına gelmediği, bu seçi- mi yapan insanın yaşadığı sürece kendi ahlakını tü- retmek yükümlülüğünü taşıdığı anlayışını temel kıl- mış olan Camus, bence alıntıladığım cümlesinde de bu gerekliliği vurgulamaktaydı; ama yalnızca bu vur- gulama ile kalmayıp, bir önemli noktayı daha ekle- mişti: İnsanın kendi ürettiği bir ahlakı yaşayabil- mesinin ne çetin, hatta bazen ne tüketici bir eylem olduğunu. Aradan yıllar geçtikten sonra, bu cümleyi kendi ha- yatımı anlattığım (henüz yayımlanmamış) bir nehir- söyleşinin kapanış cümlesi olarak kullandım ve şu- nu ekledim: “Ama o ahlak, zaman olur, bir hayatı da tüketebilir…” Bugün, ünlü Hintli filozof Krişnamurti’nin yazı- larında ve konuşmalarında çokça vurguladığı gibi, uzunca bir süredir, dünyadaki bazı çok önemli top- lumsal bunalımların üstesinden gelinmesinde artık kurumların ve kuruluşların yetersiz kaldığı, buna kar- şılık –rastlanabildiği ölçüde– bilinçli bireysel çaba- ların yeniden büyük önem kazandığı bir zaman di- limini yaşamaktayız. İnsanların akşam yemeği sa- atlerinde televizyonlarının başına geçip, teknoloji- deki baş döndürücü gelişmeler(!) sayesinde savaşları ‘naklen’ izleyebilmelerini ve bu arada, örneğin bir po- lisiye film seyretmenin rahatlığıyla yiyip içmelerini do- ğal karşılayan bir yerleşik ahlak karşısında, bu du- rumun insana aykırılığını herkesin kendinde sorgu- lamasını öngören bir bireysel ahlak geliştirme ça- basının harcanması, sözünü ettiğimiz bilinçli birey- sel çabaların neredeyse ağırlık noktasını oluşturu- yor. Dünya ölçeğinden ülkemize döndüğümüzde ise Cumhuriyet’in kuruluşunun ardından temelleri atı- lan, yapısı Köy Enstitülerinin iş ve üretim ahlakı ile güçlendirilen, köklerini sağlam bir birey yapısında bulan ‘toplumsallaşma’nın, yerini özellikle seksen- li yılların başından itibaren gittikçe hız kazanan bir ‘cemaat ahlakı’na bıraktığını görüyoruz. Şimdi is- tisnasız herkes için geçerli ve bağlayıcı kılınmasına çalışılan bu cemaat ahlakı, içinde hiçbir farklılığa ya- şama hakkı tanımayan, her türlü akılcı sorgulama- nın ve eleştirel düşüncenin amansız düşmanı olan bir ahlaktır. Kaynağını yalnızca dogmalarda ve ön- yargılarda bulan bu ahlakın ‘İnancın evrimi yoktur; sadece düşüncenin evrimi vardır’ gerçeği doğrul- tusunda yaygınlaşması ve kök salması, işlenen iğ- renç bir cinayetin ardından ülkenin Başbakan’ının bu cinayeti mahkûm edecek yerde, alenen ‘ya da- vulcuya ya zurnacıya’ teşbihini kullanmasıyla per- çinlenmiştir. Varılan noktada, bu ülkede eğitim ve bilimden si- yasete kadar bütün kurumların böyle bir zihniyetin etki alanına çekilmek istendiği ve geniş ölçüde de çekildiği açıktır. Böyle bir kurumsal zaafın kendini belli ettiği bir ortamda, ahlaktan doğru olarak yal- nızca insanı insan kılan değerlerden yana kuralla- rın oluşturduğu bir düzeni anlayan bireylerin ken- dilerine özgü böyle bir ahlakın üreticiliğini ve sa- vunmacılığını üstlenmeleri, bireylikleri adına kaçı- nılamaz bir görevdir. Bu görev, zaman gelir onu üst- lenmiş olanlar için neredeyse tüketici bir nitelik de kazanabilir; fakat bunun alternatifi, insanla bağ- daştırılması imkânsız bir sözde-ahlakla yaşamak ise eğer, neyin seçilmesi gerektiği de bellidir! [email protected] M imarlar Odasõ’nõn “ulusal so- rumluluk” etkinliklerinden bi- ri, 25 Temmuz’da Alanya’da gerçekleşti. “Mimarlık ve Kentleşmede Cumhuriyetin Beklentileri” için fikirle- rini paylaşanlar ise Yargõtay Onursal Cum- huriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Ba- tum, sanatçõ Zülfü Livaneli, şair Ataol Behramoğlu ile gazeteci Yalçın Ba- yer’di... Böylesi bir buluşmanõn “mimarlık” için anlamõnõ Oda Saymanõ Aysel Çetinsoy şöy- le açõkladõ: “Cumhuriyetimizin mimar- lık ve kentleşmedeki beklentileri ile de- mokratikleşme ve çağdaşlaşma arasın- daki ayrılmaz ilişkiyi birikimli aydınla- rımızla değerlendireceğiz...” Aynõ “ilişki” için Genel Sekreter Necip Mutlu da diyordu ki: “Türkiye’de imar ve çevre tahribatını doruğa çıkartan poli- tikalarla cumhuriyet değerlerini gözet- meyen politikaların eşzamanlı ve aynı si- yasi odaklarca gündeme getirilmiş olması rastlantı sayılamaz...” Bu saptama için ev sahibi Antalya Şube Başkanõ Osman Aydın ise “Ülkeyi yağ- malamak için cumhuriyet değerlerine saldırıyorlar; cumhuriyeti yıpratarak yağmanın önünü açmak istiyorlar...” derken; diğer ev sahibi Mersin Şb. Bşk. Sabri Konak ise şunlarõ anõmsatõyordu: “Planlı kentleşme başlangıçtaki devlet politikamızdı; cumhuriyetten ödünler başlayınca, planlama terk edildi, mi- marlık da kimliksizleşti...” Aynõ sürecin siyasal sorumlularõnõ sor- gulayan Zülfü Livaneli de diyordu ki; “Bunlar muhafazakâr değil; cumhuriyeti yaratan tüm kültürel birikimleri ‘yok edenler’dir. Anadolu uygarlıkları cum- huriyetin temelidir; dincilik ya da Batı- lılaşma adına özümüze yabancılaşmak, cumhuriyetin tarihsel kazanımlarını ku- rutmaya çalışmaktır...” Nitekim oturumu yöneten Prof. Dr. Ze- kai Görgülü de aynõ serzenişle şunlarõ söy- lemeden edemedi: “...örneğin TOKİ’nin muhafazakâr yönetimine sormalı; onca parayla, kentlerimizi onarmak dururken neden kamu alanlarını, üstelik kötü ya- pılaşmayla pazarlıyorsunuz?”… YAĞMANIN GÜNDEMİ Peki, cumhuriyetin “yıpratılma”sõyla “yağmalanma”sõ arasõndaki “koşut”luğun ardõnda ne yatõyor? Mimarlar Odasõ Alanya Temsilcisi Bora Akay’õn “Hukuk, yağmanın engeli gö- rülmektedir” sözleri neyi özetliyor? Yanõtõ için “cumhuriyet hukukundan kurtulmak istiyorlar” diyen Kanadoğ- lu’nun, “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Hukuku” kitabõ, bağõmsõzlõğõ- mõzõn “kimlik değerleri”ni savunmanõn da simgesi... Bu bilincin te- melinde, Ata- türk’ün 30 Ağus- tos Zaferi’nde söy- lediği “Hektor’un Troia’daki öcünü aldık” sözünün bu- lunduğunu anõmsa- tan Kanadoğlu diyordu ki: “Hukukumuz, ‘öncelikle ulusal yarar’ı gözettiğinden, ülkenin pazarlanmasına da engel görü- lüyor...” “Hukuk dışı”lõklarõn nedenlerini “en an- laşılır” şekilde açõklayanlardan Süheyl Batum ise imar ve çevreyi gözetmeyen ana- yasa hazõrlõklarõnõ sorgulayarak şunu vur- guluyordu: “...örneğin daha önce Çan- kaya’dan kapsamlı gerekçe metinleriy- le veto edilen 2B yasasının, ‘şimdi ge- rekçesiz’ onaylanması, cumhuriyetin gü- vencelerinden biri olan ‘devletin devam- lõlõğõ ilkesi’yle de uyumlu değildir.” Gazetecilerin en “kentsever”lerinden Yalçın Bayer de “İstanbul’daki rant pazarı üçüncü köprüyle daha da büyü- yecek” dediği panelden çõkarsamasõnõ, kö- şesinde şöyle özetledi: “İmar Yağması Cumhuriyeti Tehdit Ediyor...” (Hürriyet- 28 Temmuz 2009) Şairlerin en “kentsever”lerinden Ataol Behramoğlu ise kent ve insan sevgisinin bir- likteliğini şiirleriyle anlatõrken, “cumhu- riyetin mimarları”na “Kuşatmada” şii- rini armağan ediyordu: “Kuşatma altõnda vermem gerekiyor / Ömrümü etkileyecek kararlarõ. / Kuytu bahçelerde değil / Sarsak odalarda yaşõ- yorum aşkõ.. (...) Fakat hiçbir sey kuruta- mayacak / Çorak topraklarda yeşerttiğim aşkõ..” FORUMA KATKILAR... İşte böylesi duygularla gerçekleşen bu- luşmayõ, Antalya Büyükşehir Bld. Bşk. Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Alanya Bld. Bşk. Hasan Sipahioğlu ve Gazipaşa Bld. Bşk. Cemburak Özgenç de düşünce- lerini ve desteklerini belirterek izledi- ler... Forumda Mimarlar Odasõ şube baş- kanlarõndan Asım Güzel (Gaziantep), Hasan Topal (İzmir), Hakan Mahi- roğlu (Kayseri), Bekir Kamışlı (Ada- na), Ünal Ömercioğlu (Çanakkale) ile Konya’dan Bşk. Yrd. Mustafa Süti- çen ve her bölgeden mimarlar katkõ- larda bulundular... Onlara söz verirken gözüm, özel- likle İstanbul ve Ankara şubeleri ile Mimarlar Odasõ Genel Başkanõ’nõ ve diğer Merkez Yönetim Kurulu üye- lerini aradõ.. yoklardõ! Oysa Çetinsoy, etkinliğin önemini Prof. Mümtaz Soysal’dan şu alõntõyla vurgu- luyordu; “Cumhuriyet, kendi hançerle- nişini sessiz seyretsinler diye yetiştir- medi bu kuşakları.. bilimin aydınlığı, tekniğin becerisi, tüm donanımlar hep, o korunsun diye verildi.” Toplantõnõn, bu sorumluluğu içeren so- nucu ise şöyle özetlenebilirdi: “Cumhu- riyetin temel ilkeleriyle planlı ve kimlikli yapılaşmayı birlikte savunmak, anaya- sal bir cumhuriyet kurumu olan Mi- marlar Odası ile ‘cumhuriyetin yetiştir- diği mimarlar’ımızın tarihsel sorumlu- luğudur.” Alanya buluşmasõnda mimarlõk ve kentleşmedeki cumhuriyet ilkeleri ele alõndõ ‘Cumhuriyetin Mimarlarõ’ olabilmek 1- Cumhuriyetin başkentinde “muhafazakâr” TOKİ mimarisi! 2- Alanya buluşmasının anlamlı afişi... 2010’dan iki yeni atama Kültür Servisi - İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti (AKB) Ajansõ Yürütme Kurulu, Dikmen Gürün’den boşalan Gösteri ve Sahne Sanatlarõ Yönetmenliği’ne halen Devlet Opera ve Balesi’nde koreograf olarak görev yapan Beyhan Murphy’yi ve ilk kez oluşturulan Klasik Türk Müziğinden Sorumlu Müzik Yönetmenliği’ne ise Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’ndaki görevini korist ve solist olarak sürdüren Mehmet Güntekin’i atadõ. Müzik Yönetmenliği bölümünde daha önce Garo Mafyan ‘Müzik Yönetmeni’, Cem Mansur ise ‘Müzik ve Opera Yönetmeni’ olarak görev yapõyordu. Cem Mansur’un istifasõnõn ardõndan ise Garo Mafyan her iki alanõn sanat yönetmenliğini üstlenmişti. Daha önceden Sahne Sanatlarõ Yönetmenliği’nde görev yapan Dikmen Gürün ise, kõsa bir süre önce görevinden bazõ projelerin bütçelerinin onaylanmamasõ üzerine istifa etmişti. 1 2 OTEL ve APARTSIFIR TURUNÇ - - - Tüm Odalarda Çift Çanak_Dijital Receiver_Uydu TV www.diplomathotel.com.tr 252-476 7145 veya 537-825 7979 - 09.04.2009 Tarihinde pasaportumu, Nüfus cüzdanõmõ, Marmara Üniversitesi öğrenci kimlik kartõmõ, öğrenci pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. ADEM ADIMAN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle