17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Selçuk Altun'dan Annemin Öğretmediği Şarkılar1 ve Senelerce Senelerce Evveldi1 Gezi ve gizem Selçuk Altun'un iki yapıtı da (Annemin Öğretmediği şarkılar ve senelerce Senelerce Evveldi) bir büyüme, kendi kimliğini bulma, kendini deşifre etme öyküsü anlatır okura. Kahra- manların kendi kimliklerine doğru yaptıkları bu iki gizemli yolculukta, yer yer gezi edebiyatı ömeği sayılacak pasajlar- la da karşılaşırız. Diğer yandan, gizemi gizem yapan unsur- ların arasında aşk da kaçınılmaz olarak kendini gösterir. a Yankı ENKİ E debiyat dünyamızın, bize elden düşürülemeyen ki- taplan hatırlatan bazı tar- tışnıa konulan vardır ki, her daim taze ve günceldirler. Bun- lardan ilki, "sanat, sanat için mi toplum için mi?" ise ikincisinin de "çok okuyan mı bilir çok gezen mi?" olduğu hepinıiz için aşikârdır. Selçuk Altun'un son iki yapıtı olan An- nemin Öğretmediği Şarkılar ve Seneler- ce Senelerce Evveldi romanlarını düşün- düğümüzde, özellikle yazann Kitap için köşesindeki yazılannı da takip ediyor- sak, hemen bu ikinci edebi ve ebedi soru aklımıza gelecektir. Belli ki karşımızda okudukça gezen, gezdikçe yazan ve yaz- dıkça da okutan bir yazar vardır. Söz ko- nusu romanlarda Altun'un okurun üze- rinde dolaştırdığı en hacimli bulut ise gi- zemdir. Bu yüzden, "bilnıek" fiili bu gi- zem bulutunun altında sıkışıp kalır. Ed- gar Allan Poe'nun öyküJerindeki nitelik de aynı kökten beslenmektedir. "BU- mek," pek çok felsefenin ve ideolojinin nesnesi olmuştur. Edebiyatta ise bilin- meyenin varlığını inkâr etmeyen Poe sa- yesinde bugün "gizem edebiyatı" diye bir türden söz etmek mümkündür. Gezi ve gizem sözcükleri arasındaki benzerlik ise tam da Selçuk Altun romanlarında karşımıza çıkacak bir deşifre beklentisi yaratır biz okurlar için. Ahun'un söz konusu her iki yapıtı da bir büyüme, kendi kimliğini bulma, ken- dini deşifre etme öyküsü anlatır okura. Kahramanların kendi kimliklerine doğru yaptıkları bu iki gizemli yolculukta, yer yer gezi edebiyatı ömeği sayılacak pasaj- larla da karşılaşırız. Diğer yandan, gize- mi gizem yapan unsurlann arasında aşk da kaçınılmaz olarak kendini gösterir. Gel gelelim, bu romanlann birer aşk ro- manı olduğu söylenemezken, aşk üzerine söyleyecekleri olan romanlar olduğunu kabul edebiliriz. Bizi bu iki romam karşılaştırmalı ola- rak değerlendirmeye iten bir başka et- ken de, romanların başlıklannda gizlidir. Her iki romanın da adı birer sanat ürü- nüne gönderme yapar. Annemin Öğret- mediği Şarkılar başlığı, yazan bir müzik eserine borçlu kılsa da yapıttaki her iki kahramanın kişisel öykülerinde önemli rol, müziğin değil kitaplarındır. Seneler- ce Senelerce Evveldi başlığı ise, aslında unutulmaz bir Poe şiirinin ilk dizesidir. Buna karşın, romanın ilk paragraündan ve kahramanımızın çocukluğundan iti- baren kimliğindeki belirleyici rolü üstle- nen, kitaplar değil müziktir. Gizem edebiyatı, polisiye edebiyat ya da "katil kim" edebiyatıyla yakın akra- badır; harta eş anlamlı kullanıldığı da olur. Annemin Öğretmediği Şarkılar ro- manı içeriği itibarıyla bu sınıflandırmaya sokulabilir. Nitelikli bir polisiyeyi ya da gizem romanını iyi edebiyat yapan da, sadece katilin kim olduğunu sürükleyici bir dille anlatması ya da bir nefeste okunduğu için çok satanlar arasma gir- mesi değildir. iyi polisiye, sadece suçtan, cinayctten ve dedektiften ibaret olmayan polisiyedir. Romandaki kahramanları- mızdan biri şunu iddia eder: "Kutsal Ki- taplar'dan sonra öz ve şiirsellikten en akılcı ölçüde polisiye romanlar faydalan- mıştır." Halbuki polisiye, tıpkı gotik ve bilimkurgu gibi, öz ve şiirsellikten yok- sun olmaya en çok göz kırpan edebi tür- lerdendir. Sadece bayağı bir şekilde oku- ru korkutmayı hedefleyen bir gotik ro- man ya da meselesi olmayan bir bilim- kurgu yapıtı, kaçınılmaz olarak kendi lü- rünü sabote edecektir. Ne var ki, edebi türlerin bir edebi tür olarak kabullenil- meleri ve zamana direnerek çeşitli sınıl- landırmalara sokulmalan hiç de basite indirgenecek bir süreç değildir. Altun'un bu iki romanının bir başka ortak paydası da, yabancı dile çevriüp yurtdışında yayımlaıimış olmalarıdır. Annemin Öğretmediği Şarkılar romanı- nın Ingilizce baskısının arka kapağında yapıttan bir "thriller," (heyccan yüklü roman) olarak bahsedilir. Halbuki bu romanın yabancı dilde yayımlanmaya değer bulunmasının belki de en önemli nedeni, sadece bir "thriller" olmaması- dır. Hem katilin hem de onu arayan kahramanın yüzleşmelerine sadece kur- gusal olarak değil anlatısal olarak da sah- ne olan romanda, yazarın kendisinin de müdahil olarak rol üstlenmesi, bu roma- nı çok katmanlı bir yapıta dönüştürür. Annemin Öğretmediği Şarkılar, son say- fasını bitirdiğinîz anda, tıpkı Senelerce Senelerce Evveldi romanı gibi, okuru ilk sayfaya tekrar gönderen bir yapıttır. 5e- nelerce Senelerce Evveldi romanında, kahramanımızm yolculuğu sırasmda kar- şımıza çıkan her karakterin hayatlarına ve geçmişlerine dair detaylı öyküler, kendi başlanna, kendi mekân, zaman ve olay bütünlüğü olan birer kitap gibidir- ler. Bu iki gizem romanında yazann Anne- min Öğretmediği Şarkılar'da bahsettiğı "deşifre etmenin hazzı," belli ki Al- tun'un yazma sürecinin de lokomotifi ol- muştur. Yukarıda bahsedilen polisiye romanların öz ve şiirsellik sahibi ya da yoksunu olmaları konusunda, deşifre et- menin ya da gizemle yüzleşmenin rolü birinci plandadır: "Babama göre şiir edebi türlerin doruğuydu. Beher dizesi denklem/formül şiddetindeyse, deşifre etmenin hazzı tadılmalıydı." Her iki romandaki kahramanların gi- zeme doğru yaptıklan geziler, sonuçta onlan "kahraman" yapan yolculuklardır. Altun'un son romanının kahramanı Ke- mal, kâbuslannda evinın çöktüğünü gö- rüp evsiz kalmaktan korkan, sergi gezer gibi mezarlıklarda gezen, aynada kendi- siyle konuşan, sessizliğin en anlamlı mü- zik olduğuna inanan, yeıyüzüne alışma- ya çalışan bir gızemler bütünüdür. Annemin Öğretmediği Şarkıla/m kah- ramanlarından Bedirhan da, babasının mezarının yerini unutmuş, kimliksizliği ve yalnızlığının farkında olan, kendiyle düello etmeye karar veren karanlık bir karakterken, diğer kahramanımız Arda da, babasının katilini arayan, bir zaman tünelinde düşsel serüvenlerle boğuşan ve en sonunda adeta yeniden doğan biridir. Deneyimlediği yüzleşmenin ardından bu gizemli gezide son saptığı sokağın adınm "Huzur Sokağı" olması, yapıtı bir içsel yolculuk öyküsü açısından değerlendir- diğimizde oldukça manidar görünür. Bu yazıya edebiyat dünyasınm tıpkıba- sım sorularından bahsederek başlamış- tık. Kitap dünyasının tıpkıbasımları ara- sında da "yeni başlayanlar için" serileri vardır. Ahun'un son iki romanı için kısa- ca ve biraz espri katarak şunu söyleyebi- liriz belki de: Kendini aramaya yeni baş- layanlar için! • Annemin öğretmediği Şarkılar/ 5e/- çuk Altun/SelYay. 176 s. Senelerce Senelerce Evveldi/ Selçuk Altun/Sel Yay. 238 s. Pisikolojik öyküler, adtnın çağ- rıştırdığı gibi bir psikoloji kita- bı değil. zaten eger dikkat edi- llrse "Psikolojik" diye değil, "pisikolojik" diye yazılmış. Ki- tap pisilerle yani kedilerte ilgili bir kitap... Yazar insan- hay- van aynmı yapmadan, hisse- debilen tüm canlıların olaylar karşısındaki duygu ve tepkile- rini ele ajmış. Evrenin yalnızca insanlar için yaratıldığını, di- ğer canlılann insanlara hiz- met, insanların kullanımı için var olduklannı zannedenler bu kitabı mutlaka okumalılar. O Hayati ASILYAZICI yşen înci Türk tiyatrosu- nun yetiştirdiği önde gelen sanarçılardan biridir. Ti- »yatro yaşamı boyunca bir- çok cserin başrollerinı üstlenmiştir. Sahnede rolünün gerektirdiği ka- rakter çözümlemelerini, ıçsel ve Ayşen İnci'den 'Pisikolojik Öyküler' Psikolojik öyküler ve pisiler dışsal perspek- tiflerin alunı çizerek seyirci- ye aktarmayı başarmıştır. Üstlendiği her rolün psikolo- jik boyutunu gerek beden dili ile gerek sözsel dili çok iyi kullanabilme yeteneği ile en iyi şekil- de yansıtabilme özelliğine sahiptir. Ayşen Inci sahne yaşamındaki başarı- sını borçlu olduğu kültürel birikimini zaman içerisinde yaratıcı niteliklerini da- ha özgür kullanabileceği komşu bir ala- na taşıdı. üykü, oyun ve senaryo çalış- maları yaptı. Sihirli Hediyeler adlı çocuk ovununu vazdı. Peride Celal'in BirHa- nımefendinin Ölümii adlı eserini oyun- laştırdı. Peri Krahçesi'nden Masallar adlı bir çocuk kitabı yazdı. 2009'da ise içindeki tüm varhklara olan sevgisini ve ince duygulannı, sahip olduğu üstün mizah anlayışı ile birleşti- rerek yeni bir yapıt sundu dünyaya ve adını Pisikolojik ÖyArü/erkoydu. Kitap, adınm çağnştırdığı gibi bir psi- kolojiyle ilgili değil. Zaten eğer dikkat edilirse "Psikolojik" diye değil. "pisiko- lojik" diye yazılmış. Kitap pisilerle yani kedilerle ilgili bir kitap... Yazar ınsan- hayvan aynmı yapmadan, hissedebilen tüm canlıların olaylar karşısındaki duygu ve tepkilerini ele almış. Evrenin yalnızca insanlar için yaratıldığını, diğer canlıla- rın insanlara hizmet, insanların kullanı- PİSİKOLOÜK mı için var olduklannı zannedenler bu kitabı mutlaka okumalı. Ancak insanla- rın izin verdiği ölçüde yaşamlarmı sur- dürme şansına sahip olabilen hayvanlar aynı bizler gibi sever, mutlu olur, acı çe- ker, ölür. Onların gözünden bakılan dünyanın gerçekle- rini çok sade ve et- kili bir şekilde anla- tan Ayşen înci, oku- yucuyu hem güldü- rüyor hem de ağlatı- yor. • Pisikolojik öykü- ler/ Ayşen Înci/ Güncel Yaymcıhk/ 96 s. DUZELTME: 1034. sayımızın 18. sayfasında "Var Olmak" adlı yazıda Bülent Arslan imzası kullanılmıştır. Doğrusu Fatih Aslan olacaktır. Düzeltir okurlarımız ve yazardan özür dileriz. SAYFA 18 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 0 3 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle