Katalog

CMYB C M Y B 17 ARALIK 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 AYDINLANMA EMRE KONGAR Din ve Milliyet Kimliği Üzerine... ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org Sevgili okurlarım, aslında insanların barış içinde birlikte yaşama ilkesi tektir ve çok basittir. Bu yazıda size din, mezhep, ırk ve milliyet kimliklerinden hareketle üç anımsatma yapmak ve sonra da o tek ilkeyi vurgulamak istiyorum. Bir insanın inanca ve milliyete dayalı kimliği her şeyden önce, aile ve toplum tarafından belirleniyor. Birey bilinçlendikçe, aldığı eğitime ve genetik özelliklerine göre bu kimliğiyle ilgili bir tutum ve davranış geliştiriyor. Kimi fanatik oluyor, kimi hoşgörülü… Kimi aşırı oluyor, kimi ılımlı… Kimi totaliter ve faşist oluyor, kimi demokratik… Az sayıda kişi de bu kimliği reddediyor, yeni bir kimlik ediniyor kendine… Bilinçlendikten sonra kendisine, aile ve toplum tarafından verilen kimliği değiştiren az sayıda insanı saymazsak, hiçbirimiz, bize doğmadan önce verilen kimliği kendimiz seçmiş değiliz. Ne Anadolu’da veya Afrika’da doğmak bizim tercihimiz, ne de Müslüman veya Hıristiyan olmak. Esas kimliğimiz olarak kabul edilen din, mezhep, ırk ve milliyet, bireyin özgür tercihleri değil; ona verilen, öğretilen değerler. Bu nokta hiç ama hiç unutulmamalı. Aşağıdaki önerilerimin bu çerçevede okunması gerek. Tabii eklenmesi gereken son bir not, bir bireyin asıl kimliğinin, yaptıklarıyla ya da yapmadıklarıyla, yani kendi yaşamının birikimleriyle edindiği kimlik olduğudur: Aldığı eğitim, mensup olduğu meslek, yaptığı iş ve benzeri özellikler, kişilik niteliklerine ek olarak, bir bireyin asıl kimliğini oluşturur. 1) İnanç ve milliyet kimliklerinin ancak demokratik kurallara uygun olarak kullanıldıklarında yararlı olduğunu bilin. Unutmayın ki bu kimlikler, dışlayıcı, baskıcı, faşist ve totaliter amaçlarla kullanıldıkları zaman zararlı olur. 2) Doğuştan gelen kimliğinizden utanmayın ama onunla övünmeyin de. Doğuştan gelen kimliğinize dayalı olarak geliştirilen “Biz adam olmayız”, “Biz tembeliz” gibi ifadeler yanlıştır. Tarihinizden de utanmayın. Geçmişte olup bitenler açısından her toplumun birbirinden çok da farklı olmayan artıları ve eksileri vardır. Ayrıca, sakın bugünkü demokratik değerlerle, geçmişin dine, mezhebe, ırka, milliyete dayalı olaylarını değerlendirmeye kalkmayın, yanlış sonuçlara ulaşırsınız. Doğuştan gelen kimliğinizle övünmeyin de… Onu başkalarının kimliklerinden üstün görmeyin. Unutmayın ki herkesin inancı, dini, mezhebi, ırkı, milliyeti, kendisi için, sizinki kadar mukaddestir. Onlara saygılı olun. Tarihinizle övünmeyin, ama onu iyi öğrenin. 3) Günümüzün en üstün kabul edilen evrensel değerlerinin, doğuştaki eşitlik ve toplumsal yaşamdaki demokrasi olduğunu unutmayın. Din, mezhep, ırk, milliyet gibi kimlik değerlerinin, çağdaş devlet karşısında eşit kabul edildiğini bilin. Çağdaş demokratik devletin, bütün inançlara ve inançsızlara eşit uzaklıkta durmasını gerektiren laik nitelik taşıdığını… Bütün vatandaşlarına hukuk devleti çerçevesinde, ırk ve milliyet farkı gözetmeksizin, temel hak ve özgürlükler bağlamında eşit davranmak zorunda olduğunu… Daima aklınızda tutun. Sevgili okurlarım şimdi sıra, birlikte huzur içinde yaşamanın son derece basit olan tek ilkesine geldi: Herkese, kendine davranılmasını istediğin gibi davran… Ya da… Kimseye, kendine yapılmasını istemediğin davranışı yapma. Bu ilke, sadece toplumsal anlamda değil, bireyin bütün ilişkilerinde, örneğin arkadaşlıklarda, işyerinde, ailede barış, huzur ve mutluluk için de geçerlidir. Bu basit ilkeyi kimliklere uyarladığımız zaman şu davranış önerisi ortaya çıkıyor: Herkesin inancına ve milliyetine, kendi inancına ve milliyetine beklediğin saygıyı göster! Bu yazıdaki anımsatmaları ve en sondaki basit ilkeyi siyasal ve toplumsal yaşamımızda içselleştirebilsek ve uygulayabilirsek bugün içinde bulunduğumuz bunalımı, “Açılım sorunları” başta olmak kaydıyla çok daha rahat aşarız. Bursa’dakimadenocağõnda,patlamadanbirgünöncedegöçükmeydanageldiğiiddiaedildi Bile bile ölüme gönderildiler BURSA (Cumhuriyet) - Bur- sa’daki 19 işçinin ölümüyle sonuçla- nan maden faciasõndan kurtulan işçi- lerden Yusuf Aydın, patlamanõn ger- çekleştiği bölümde bir gün önce de göçük meydana geldiğini iddia etti. Bursa’nõn Mustafakemalpaşa ilçe- sinde, 19 kişinin ölümüyle sonuçlanan maden ocağõndaki göçükle ilgili ye- ni iddialar ortaya atõldõ. İddiaya göre grizu patlamasõ ve göçükte hayatõnõ kaybeden 19 işçinin bulunduğu 16.00- 24.00 vardiyasõnda çalõşanlar, olaydan bir gün önce meydana gelen göçük- te ölümden döndü. Olayõn tanõkla- rõndan Yusuf Aydõn, “Ben o sırada dış kısımdaydım. Arkadaşlarım göçük meydana geleceğini fark edince hızla kaçmışlar, canlarını zor kurtarmışlar. Bir gün sonra mey- dana gelecek göçükte hayatını kay- beden eniştem Yusuf Karaca, olay- dan sonra ‘Hiç bu kadar korkma- mõştõm. Toz, dumana karõştõ, zor kaç- tõk’ dedi. Ben de ‘Allah korumuş’ de- dim. Maden, bir gün önceden bize haber verdi aslında.” diye konuştu. ‘Kömür kadar değer yok’ “Maden çavuşu” olan ve kurtar- ma çalõşmalarõna katõlan Hamza Başkurt ise dinamitçiye gaz ölçümü cihazõ verilmediğini söyledi. Bir gün önce patlamanõn meydana gel- diği yerin çok havasõz olduğunu ve gaz birikmesinin başladõğõnõ ileri süren Başkurt, buna rağmen ortamõn havasõnõn temizlenmediğini kay- detti. İşten atõlma korkusuyla hiçbir işçinin konuşamadõğõnõ belirten Baş- kurt, “Bir işçinin kömür kadar de- ğeri yoktu” dedi. Bu arada dün AKP Bursa Millet- vekili Ali Koyuncu ve beraberinde- ki ilçe yetkilileri, yaşamlarõnõ yitiren madencilerin ailelerini ziyaret ederek, Başbakanlõk ile Bursa Valiliği tara- fõndan gönderilen ve işçi başõna 11 bin TL’ye ulaşan yardõmlarla ilgili ban- ka hesap cüzdanõnõ verdi. KozaAltõnşirketinin,karardanbirgünsonrayeniizinaldõğõortayaçõktõ Bergama’ya yine kilit OZAN YAYMAN İZMİR - Yargõ, Bergama Ova- cõk Altõn Madeni’ni bir kez daha kapattõ. Ancak, şirket kapatõlma kararõnõn hemen ardõndan İzmir Valiliği’nden yeni bir işyeri açma ve çalõşma ruhsatõ aldõ. Koza Altõn tarafõndan dün yapõ- lan açõklamada, Bergama’daki madenlerinin kapatõlmasõnõ gerek- tirecek herhangi hukuksal bir du- rumun söz konusu olmadõğõ ve izinlerinin bulunduğu bildirildi. Açõklamada ayrõca, İzmir 1. İdare Mahkemesi kararõnõn işletmeleri- nin hukuki durumunu etkileyecek nitelikte olmadõğõ bildirildi. Bergama köylüleri adõna dava açan avukat Senih Özay, “İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin kararı sonrası, Bergama Ovacık Altın Madeni’nin 30 gün içinde kapa- tılması gerekmektedir” dedi. Antalya’da önceki gece başlayan şiddetli yağış ve fırtına yaşamı olumsuz etkiledi. An- talya-Kemer karayolu ulaşıma kapandı. Araç- larında mahsur kalan yurttaşlar, iş makinele- riyle kurtarıldı. İki gemi de karaya oturdu. Kent- te dün okullar tatil edil- di. İzmir’in Urla ve Foça ilçelerinde de çok sayı- da ev ve işyerini su bas- tı. Yağış ve fırtına Muğ- la Bodrum’da da etkili oldu. Meteoroloji, Doğu ve Güneydoğu Anado- lu bölgesi için kar yağı- şı uyarısında bulundu. Yağış ve fırtına hayatı felç etti Abidin Dino’nun tabloları bulundu İstanbul Haber Servisi - Etiler’de kapõ- cõlõk yaptõklarõ bir sitede bulunan iki ayrõ daire- den ressam Abidin Di- no’nun 3 tablosunun da aralarõnda bulunduğu 40 bin dolar değerinde 6 tablo ile gümüş yemek takõmõ çaldõklarõ öne sü- rülen karõ-koca gözaltõ- na alõndõ. Çiftin, tablola- rõ bir hurdacõya 20 TL’ye sattõğõ, hurdacõ- nõn da 4 bin TL’ye Art- point adlõ sanat galerisi- ne verdiği belirlendi. 3 çocuk öldü Haber Merkezi - İstanbul Bahçelievler’de 5 katlõ bir binanõn 2. ka- tõnda çõkan yangõnda bir kõz çocuğu öldü. Bahçe- lievler’deki yangõnda anne, 5 çocuğundan dördünü dõşarõ çõkara- bildi, 5 yaşõndaki kõzõnõ ise alevlerin büyümesi üzerine kurtaramadõ. Sakarya’nõn Adapazarõ ilçesinde de bir evde çõ- kan yangõnda 2 çocuk dumandan zehirlenerek yaşamõnõ yitirdi. Uçak arızalandı İstanbul Haber Servisi - THY’nin Pe- kin-İstanbul seferini ya- pacak Airbus 340 tipi yolcu uçağõ, Çin’de arõ- zalandõ. 165 yolcunun bulunduğu uçak arõzalõ parçanõn değiştirilmesi- nin ardõndan gecikmeli olarak hareket etti.