23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Aleksandr Bogdanovdan 'Kızıl Yıldız' Yakınlaşan uzaklıklar Bugün içinde bulunduğumuz aşama ve kul- landığımız teknolojik olanaklara rağmen in- sanlığın sefaleti göz önüne alındığında şaşırtı- cı derecede, yaşadığımız zamana denk düşen bir yanı olmuş Kızıl Yıldız'öa anlatılanların. ~l AyselSAĞlR I A leksandr Bogdanov'un A Kızıl Yıldız'ı, 20. yüzyıl / % başlarında (1908) yazılan JL -^.bilim kurgu bir roman olarak gerek kurgusu, gerekse in- sanlığa dair satır aralarında ortaya atüğı tezler açısından oldukça il- ginç bir kitap. Bir bilim insanı ve felsefeci olan Aleksandr Bogda- nov'un sahip olduğu bilgi birikiminin kendini hissettirdiği Kızıl Yddız, her ne kadar, -dönem göz önünde bulundurul- dıığunda- bir bilim kurgu biçimini taşısa da, -bugün için söz konusu türden biraz uzaklaşmış diyebiliriz. Zira uzayda yaşam ütopyasını da içinde taşıdığından kitap, bugün kısmen realize olduğundan- daha çağa özgü bir hal almış. Tabii bu kitabın değerini daha da güçlü kılmış anıa ana temasının dünyanın ötesinde, gezegen- lerdeki yaşam olduğu anlaşılmasın sakın. Aksine, Bogdanov, sosyalizmin gerçek- ı leşme öncesinde olduğu 1900'lerin ana ' insanlık sorunsallarını masaya yatırmış ashnda. Bunu da, Mars'ta ileri bir sosya- list düzen kurarak, oradaki ilişkilere ba- karak sağlamış. Bu anlamda da yazar, sadece insanlı- ğın ileri bir sistemde (sosyalizm) nasıl ve ne şekilde yaşayacağından öte bunun da- ha iyi nasıl mümkün olacağına dair imge, estetik sunmuş. Bilimsel, teknolojik ola- nakların neler olması gerektiği ve nasıl kullanüacağına dair de önemli ipuçlarıy- la birlikte, adeta bunların bizzat formü- lünü vererek çok ötelere geçmiş. Bugün içinde bulunduğumuz aşama ve kullandığimız teknolojik olanaklara rağmen insanlığın sefaleti göz önünde bulundurulduğunda şaşımcı derecede, yaşadığımız zamana denk düşenbir yanı olmuş Kızıl Yıldız'da anlatılanlann. Bir anlamda, Mars'ta değil, dünyada olup bitenler anlamında, dünyayı gezegende uçsallaştıran kendiliğinden bir ironi oluş- muş. Aleksandr Bogdanov'un (1873-1928) yaşadığı dönemler ve daha sonra yaşa- nanlar göz önünde bulundurulduğunda sadece "olağanüstü derinlikteki bilimsel önsezilerin altın pınltıları"na değil, sos- yalizmin de kendi içinde yaşayacağı so- runları önceden anlamak ve bunun da ötesine geçerek çözüm yollarını tartış- mak açısından "altın pırıltılar"ını sunan bir kitap. Çevre kirliliği, tükenen doğal kaynaklar gibi her ne kadar dışsal görün- se de, tüm bunların halledilmesi açısın- dan insanlığın nc türden çözüm yollarına baş vurması gerektiğine dair etik mesele- ler konusunun özellikle altı çizilmiş. MARSTA YAŞAM Romanın kalıramanının olayların baş- langıç aşamasını anlatmasıyla başlamış kitap. Tanıdığımız dünyadan genç ve ye- SAYFA 8 tenekli partili, Menni kod adrnı taşıyan ve başka bölgeden gö- revli olarak gelen biriyle tanışır. Bu arada dünyada işler iyi gitmemektedir. Parti görevlilerinin yapılması düşünülen yürü- yüş planı hakkında farklı görüşleri var- dır. Söz konusu tartışmaya Menni de ka- tılır ve tartışma daha da içinden çıküa- maz hal alır. Menni'nin konuşmalann- dan etkilendiğini anladığımız anlatıcı, Menni'nin çekim alanına çoktan girmiş- tir. Bu arada, anlatıcınm Mars'a yolculu- ğunun da ilk adımları başlamak üzeredir. Zira Menni, bir dünyalı görünümünde Mars'tan gelmiştir ve Dünya'da araştır- ma yaptıktan sonra, onca insan arasın- dan "Dünya'nın temsilciliği görevi için" en uygun bulduğu, anlatıcı olarak da ta- nışüğımız kişiyi seçmiştir. Seçtiği kişiye gerekli aktarımlarda bu- lunan Menni, ona, yaptığı bilimsel çalış- madan bahsederek "Venüs ve Mars'a ulaştık. Şimdi bu gezegenlerin ayrıntılı araştırmasıyla uğraşıyoruz. Gerekli araç- lann hepsi var, bize güçlü ve güvenilir insanlar gerekli. Arkadaşlarımdan aldı- ğım yetkiye dayanarak size saflanmıza katılmanızı öneriyorum.- Pek tabii ki, tüm haklan ve yükümlülükleriyle birlik- te" şeklinde bir dizi açıklama yapar. An- latıcı konumunda olan partili, kimseye bir şey demeden bir süreliğine ortadan kaybolacak, yani Menni'yle birlikte Mars'taki yaşama katılmaya gidecektir. Anlatıcı Mars'a ayak basar basmaz ro- manın seyri de hızlamr. Zira Dünya'yla Mars arasmda bir hayli fark vardır. Bir kere anlatıcımız, Menni dahil tanıştığı in- sanların fiziksel görünüşünün alışık tür- den olmadığını fark ederek ilk şokunu yaşar. "Gördüğüm şey beni şaşırtmıştı.. Men- ni'nin gözleri, insan gözlerinin hiçbir za- man olamayacağı kadar iriydi. Göz be- bekleri bu anormal irilikteki gözlerle kı- yaslandığında bile o kadar genişti ki, gözlerindeki ifadeyi neredeyse korkunç bir hale sokuyordu..." Konutlar, çalışma alanları, dinlenme mekânları gibi daha birçok farklılıklar ardı sıra sökün etmeye başlar. Söz konu- su tasvirlerde, yazarın ustakklı betimle- melerine tanık oluruz. Anlatıcı, insanlar arası ilişkilerde bildiğimiz dünyadan ol- dukça uzaktadır. Anlatıcının izlenimleri- nin peşine takıldığımız kitapta, anlatıcıy- la birlikte söz konusu-yaşamm içine gir- sek de, direkt okuyucuya gösterilen bir dünya vardır asknda karşımızda. Anlatı- cının Menni'yle diyaloğu, soru-cevap iliş- kisiyle kurduğu bilgilenme süreci, anlatı- cının yeni dünyada edindiği deneyimlere tam bırakmasa da yerini, başka bir şekle bürünür. DÜNYA İÇİN BİR KAZANÇ Menni'nin Dünya'dan biri olarak de* neysel amaçlarla kendisini Mars'a getir- diğini sanırken, bunun bir oyun olduğu- nu, hayal bile edemeyeceği bir dünyanın içine seçilerek getirildiğini öğrenmesiyle en büyük şoku yaşayan roman kahrama- nı, diğer şokları da tanık olduklarıyla ya- şayacak ve hastalanacaktır. Asknda kah- ramanımızın hastalanması, ileri sosyalist düzene uyum sağlamanın "en gelişmiş" bir insan açısından bile ne kadar zor ol- duğunu açığa çıkaran önemli bir durum- dur. Aynı ideaİleri taşımalanna rağmen, pratik yaşam farklılıklarının, kuşaklann birbirlerine devrettikleri deneyimlerin, ideallerini gerçekleştirmiş ve onu yaşa- makta olanlar arasında yarattığı uçurum- dur söz konusu olan. Zaten Marslılar da bunu tartışacaklardır. Diğer bir yandan Mars'ta yaşam ola- naklarının da geliştirilmeye ihtiyacı var- dır. Dünyalılarla ilişkiler ve göç günde- me geldiğinden Marslılar tartışmaktadır; "ilkel bir yaşam uğruna çok yüksek bir yaşam feda edilemez. Dünya insanları arasında gerçektcn insanca bir yaşam tarzmı bilinçli olarak isteyen birkaç mil- yon insan bile çıkmaz. Daha cenin halin- deki bu insanlar uğruna kendi dünyamı- zın on milyonlarca, belki de yüz milyon- larca varlığının, yani sözcüğün çok daha doğru anlamında 'insanın' doğması ve büyümesi olanağından vazgeçeraeyiz. Aynca yok etme işini onların birbirlerine karşı her zaman yaptıklarmdan çok daha az acı verecek şekilde yapabileceğimiz için bizim eylemlerimizde gaddarlık da söz konusu olmayacaktır. Dünyadaki ya- şam tek ve eşsizdir. Eğer Dünya'da he- nüz çok uzak olan yarı barbar bir sosya- lizm yerine bizim sosyalizmimiz, sürekli olarak ve sınırsız şekilde gelişen kat be kat uyumlu bir yaşam yerleşecek olursa bu, Dünya için bir kayıp değil, kazanç olacaktır." Gezegenin bilim adamlarından Ster- ni'nin ortaya attığı bu öneri, bir insanlı- ğın geleceği için başka bir insanlığı yok etme şeklinde gelişen hastalıklı bir dü- şünceyi açığa çıkarma anlamında bir iş- lev görür. Aslolan ise onun tam karşıtı, çağlar boyunca tüm insanlığa uygulana- cak başka bir düşüncedir. "Sterni bu insanları inanmış, bilinçli sosyalistlerin sayısıyla ölçmek istiyor, bu insanlar hakkında şimdi içinde bulun- duklan çelişkilere göre bir yargıya var- mak istiyor, bu çelişkileri doğuran ve za- manı geldiğinde çözümleyecek olan güç- leri hesaba katmıyor. Bu fırtınalı ama ha- rika yaşam okyanusunu sonsuza dek ku- rutmak istiyor...Hangi doğum hekimi, bir kadınm yaşammı kurtarmak için yeni doğmuş bir bebeğin hayatını feda et- mez? Aynı zamanda eğer gerekirse, ya- şantımızm henüz bizim olmayan bir bö- lümünü, başkasına ait olduğu sürece var olacak ve gelişecek bir yaşam için feda etmek zorundayız. Dünyaların birliği, bu fedakârhğın bedeüni kat kat fazlasıyla karşılayacaktır. Yaşam birliği en yüce amaçtır, sevgi de en yüce akıl!" Bir ütopyayı (sosyalizm) realize ederek j biçimlendiren yazar, eski dünyayla yeni dünya arasında olması muhtemel sorun- ları her iki dünyanın insanlarını karşılaş- tırarak anlatmış. Marslı Menni'nin, eski Dünya'dan seçtiği partilinin dışmda, ta- nışrığımız tüm karakterler Marslılar ve dolayısıyla da onların yaşamıdır. Söz ko- nusu yaşama ve karakterlere, çoğu kez, anlatıcının izlenimleri, orada deneyimle- dikleri ve gördükleri çerçevesinden ba- karız. Zaten büyük bir şaşkınlık içinde tanık olduğu dünyayı izleyen anlatıcı, "başka bir dünyanm güzelliğini en açık biçimde anlamak için bu dünyadaki ya- şantıyı derinlemesine bilmek, bu güzelli- ği başkalarma anlatabilmek içinse ona organik olarak bizzat katılmış olnîa" ge- rekliliğini hissedecektir. Ideallerin somut yaşama gereksinme duyduğu, aslolanın da somut yaşamda gelişeceğine ve orada biçimleneceğine dair çıkarsamayla birlikte, daha birçok düşünsel analizi gerektiren bir kitap Kı- zıl Yıldız. Çelişki gibi olsa da, somut ya- şamın dışına çıkarak, oradan da bakniak gerektiğini tembihliyor. • Kızıl Yıldız/ Aleksandr Bogdanov/ Çeviren: Ayşe Haohasanoğlu/ Yordam Kitap/189 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1035
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle