17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
CM C M Y B BYCMYB C M Y B 4 17 ARALIK 2009 PERŞEMBE GÜNEYDOĞU ANADOLU Otel fiyatlarõ karşõlaştõrma sitesi www.trivago.com.tr ilk defa açõkladõğõ ve Avrupa’dan 50 sahil beldesinin mercek altõna alõndõğõ “Avrupa’nõn En İtibarlõ Sahilleri“ araştõrmasõnda Türkiye’den toplam beş sahil beldesi yer aldõ. Belek’in “Avrupa’nın en itibarlı sahil beldesi“ seçildiği listede Side, Bodrum, Antalya ve Alanya’nõn da yer almasõyla Türkiye ülke bazõnda İspanya ve İtalya’dan sonra Avrupa’nõn en popüler üçüncü tatil cenneti derecesini elde etti. “Turizmhabercisi” internet sitesinin haberine göre; araştõrmada yüz üzerinden ortalama 80,31 trivago otel derecelendirme notu alan Belek, Avrupa sahillerinin lideri oldu. Belek, çoğunluğu en iyi notu içeren toplam 15 bin 338 değerlendirme alarak, değerlendirme sayõsõ bakõmõndan da diğer adaylara açõk ara fark attõ. “trivago”da yer alan 4 bin otele ait 380 bin’den fazla değerlendirmenin incelendiği bir araştõrma ile belirlenen Avrupa’nõn en beğenilen sahilleri listesinde, Baltõk Denizi’nde bulunan Alman ada şehri Binz 80,11 puanla ikinciliği elde etti. 79,86 puanla İtalya’nõn Sorrento şehri üçüncü sõrada, 79,31 puanla Portekiz’in okyanus adasõ Madeira’da bulunan liman şehri Funchal ise dördüncü sõrada yer aldõ. Türkiye’de de son yõllarõn gözde destinasyonlarõ arasõnda yer alan Hõrvatistan’õn orta çağ şehri Dubrovnik de listede beşinci oldu. “trivago”nun yaptõğõ araştõrmada on bir ülkenin en sevilen sahilleri ile temsil edildiği listede beş ayrõ sahil beldesi ile yer alan Türkiye’nin, İspanya ve İtalya’dan sonra Avrupa’nõn üçüncü en sevilen tatil ülkesi olduğunu bildirildi. Tatil sezonunun sona erdiği bu günlerde açõklanan araştõrmanõn sonucunun, Türkiye’nin tatil pazarõnda bir marka olduğunu gösterdiği ve gelecek sezonun nasõl geçeceğine dair sinyaller verdiği belirtildi. Belek’in 80,31 puan ile en üst sõrada yer aldõğõ www.trivago.com.tr’nin Avrupa’nõn En İtibarlõ Sahilleri listesinde Side 75,61 puanla 22. sõrada, Bodrum 71,12 puanla 27. sõrada, Antalya 73,77 puanla 35. sõrada ve Alanya 72,78 puanla 40.sõrada yer alarak Türkiye’yi temsil etti. Listede ayrõca Türkiye’nin turizm pazarõndaki en önemli rakiplerinden biri olarak görülen İber Yarõmadasõ ülkesi İspanya’nõn çok tanõnmõş destinasyonlarõndan sayõlan Tenerife, Costa Blanca, İbiza, Mallorca gibi beldelerin listenin sonlarõnda yer almasõ dikkat çekti. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Miyase İlknur Görsel Yönetmen: Rabia İlknur Sak Ek Koordinasyon: Özlem Kızıltepe Yayınlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ Yönetim Yeri: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No.2 Şişli-İstanbul Tel: 0 212 343 72 74, Fax: 0 212 343 72 64 Reklam: Cumhuriyet Reklam Genel Müdür: Özlem Ayden Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal Reklam Koordinatörü: Neşe Yazıcı Tel: 0 212 251 98 74-75 Ege Reklam Sorumlusu: Zuhal Altungüneş Tel: 0 232 441 12 20 Rezervasyon Yönetmeni: Onur Tunalı Cumhuriyet gazetesinin ekidir. Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri turizm cumhuriyet.com.tr Günümüzün yaygõn hastalõğõ griple başa çõkmaya çalõşõyorum... Sarsõlmaya başladõm, dizlerde de dermansõzlõk başladõ. Aksilikler birbirini kovaladõ. Üstüne, çok sevdiğim, yõllarca yan yana çalõştõğõm, sevinçleri, üzüntüleri paylaştõğõm arkadaşõm Abdülkadir’in ölümü geldi. Hastane tetkiklerimi yarõda bõrakõp doğru cenazeye koştum. Hem de önce gelmeyeceğimi söylediğim halde. Gazetedeki toplulukta herkes ağlamaktaydõ. Abdül hakkõnda konuşma yapmam istendi. Nasõl konuşacaktõm ki... Dizlerimin bağõ çözülmüştü. Aslõnda benim pek cenaze kültürüm yoktur. Cenazelerde dökülen timsah gözyaşlarõna pek inanmam. Müşterek arkadaşlarõmõzõn çoğunun yüzüme baktõğõnõ hissettim. Gözlerindeki ifadelerden bir şeyler çõkarmaya çalõşõyordum. Hepsi “haydi Halit ağabey sen burada durma, eve git” der gibiydi. Oysa hepsi beni kuvvetli diye tanõrlar. 87 yaşõnda olduğum halde ben de kendimi öyle zannederim. Ama moralim çok bozuktu. Yakõnlardaki bir aynaya gözüm iliştiğinde ben de bir garip oldum. Suratõmda hakikâten hüzünlü bir ifade vardõ. Kalktõm eve gittim. O gün bugündür hâlâ etkisi altõndayõm. Cenaze töreninde Abdül için aslõnda sõradan, alõşõlagelmiş sözlere gerek yoktu. Bu sözler herkes için söyleniyordu. Bence bir tek söz yeterdi. Zamanõnõn bilginlerinden biriydi o. Abdül kardeşim, mekânõn cennet olsun... Sen oraya yakõşõrsõn. Halit DERİNGÖR Yıldırım BÜKTEL Fotoğraflar: Zeynep KANRA Sonsuzluğa uzanan dev bir boşluk gi- bi eşsiz Mezopotamya manzarasõ kar- şõlõyor insanõ öncelikle Mardin’de. Günlük yaşantõnõn doğal dekoru. Bam- başka bir duygu olsa gerek diyoruz Mardin’de yaşõyor olmak. Evden, okuldan, çay bahçelerinden hep aynõ manzara... Hele günün sonunda kale- nin hemen eteğindeki 14. yüzyõl Ar- tuklu eseri olan Zinciriye Medrese- si’nin terasõnda oturarak Mardin Ova- sõ‘nõn ağõr ağõr kõzõla bürünmesini iz- lemek. Hemen başõnõzõn üzerinde uçu- şan kuşlar adeta neşeli bir töreni yaşõ- yor görüntüsü verirken onlara katõlmayõ istiyorsunuz kanatlanõp. Gecenin inmesiyle beraber bu kez başka bir görüntü büyülüyor insanõ: Hemen önünüzdeki kapkara boşlu- ğun ardõnda aşağõlarda bir yerde Tür- kiye ve Suriye köylerinin birbirinden ayõrt edilemeyen õşõltõlarõ... “Oturdukları taş konakların zen- gin süslemeli teraslarından gün bo- yunca farklılaşan bu eşsiz manza- raları seyrederek yaşıyorlar Mar- dinliler” diyerek kõskanõyorsunuz. Mardin’de yürümek demek hep çõk- mak veya inmek anlamõna geliyor. Se- rinlik sağlayan dar sokaklara zaman za- man gölgesi düşen beton yapõlarõ gö- rünce de keşke Mardin daha önce keşfedilseydi demeden edemiyorsunuz. Camileri, kiliseleri ile, çarşõsõnda, so- kaklarõnda konuşulan çeşitli diller ile eğer Türkiye içinde bir kültür mozai- ği aranõyorsa doğru yer herhalde Mar- din olsa gerek diye duyumsuyor buraya ilk kez gelen birisi. İnsanlarõ Türkçe, Arapça, Kürtçe ve Süryanice dillerin- den en az ikisi veya üçünü rahatlõkla konuşabiliyorlar. Zarif minaresi ile Ulucami, gör- kemli taç kapõsõ ile Zinciriye ve dilimli Artuklu tarzõ kubbeleri ile Kasõmiye medreseleri, hiçbirisi bir diğerinin õşõ- ğõnõ, havasõnõ ve manzarasõnõ kesme- yen taş evleri, Mardin’in mutlaka gö- rülmesi gereken zenginliklerini oluş- turuyor. Şehrin dõşõndaki Deyrul Zafaran Manastõrõ ise Süryani toplumu için bü- yük bir öneme sahip. Dõşarõdan bir ka- leyi andõran bu dev taş yapõ asõrlarõn ve tarihte yaşadõğõ olaylarõn yõpratõcõ et- kisine karşõn sapasağlam ayakta du- ruyor. Savur ve Dara’da yaşam Mardin’e gelmişken yakõn çevresi- ni de görmek bu bölgeyi tanõmak ve anlamak için önemli olsa gerek deyip Savur’a yöneliyoruz. Yolumuz yem- yeşil upuzun bir vadiyi takip ediyor. Kilometreler boyunca karşõlaşõlan ki- raz ve ceviz ağaçlarõ, üzüm bağlarõ ku- rak diye bilinen bu yörede şaşõrtõyor herkesi. Her biri birer küçük Mardin’i anõmsatan köylerden geçerken kesile- rek ve soyularak öbek öbek dizilmiş kavak ağaçlarõnõn kamyonlara yük- lendini görüyoruz. Bereketin kol gez- diği tarla ve bahçelerinde çalõşan in- sanlarõ görünce barõşõn ve huzurun on- lar için ne kadar gerekli ve değerli ol- duğunu anlõyorsunuz. Karşõlõklõ iki tepenin yamaçlarõna ya- yõlan Savur, yerel mimari gelenekleri yansõtan görkemli taş evleri ve bu ev- lerde hâlâ yaşayan köklü aileleri ile Anadolu’nun bir yerlerinde ilginç bir kültür ve tarih mirasõnõ barõndõrmakta. Yine yeşillikler arasõndan geçilerek ulaşõlan Kõllõt köyü ise yakõn zaman- lara kadar bölgenin en kalabalõk Sür- yani yerleşimlerinden birisiymiş. Ak- şamüzeri güneşinin taş evlere yansõ- masõ ile beliren görüntü bu hayalet kö- yü daha da bir gizemli kõlõyor. Aralarõnda bir dönem var olan terö- rün de bulunduğu çeşitli nedenlerden dolayõ bu köyün Süryani olan nüfu- sunun tamamõna yakõnõ İsveç ve Al- manya gibi batõ ülkelerine göç etmiş, orada ticaret veya restoran işletmeci- liği gibi işlerle uğraşõyorlar. Birbirin- den görkemli onlarca taş evin terk edil- mişliğe karşõ direndiği bu köye yolu- nuz eğer yaz aylarõnda düşerse bura- ya Avrupa’dan tatile gelmiş yaşlõ genç Süryanilerle karşõlaşõyorsunuz. Köy- lerinden kopamadõklarõndan bir de evlerinin yerli yerinde durup durma- dõğõnõ merak ettiklerinden buraya ge- liyorlar. Yolumuzun bizi ulaştõrdõğõ bir diğer Süryani köyü olan eski adõyla Hah, ye- ni adõyla Anõtlõ ise belki de en güzel Sür- yani kiliselerinden birisini barõndõrõyor. Sõcak bir şekilde karşõlandõğõmõz Mer- yem Ana Kilisesi’nde gezerken 1650 yõ- lõn izini taşõyan duvarlar bu kiliseye ce- maatin kuşaktan kuşağa kõskançlõkla sa- hip çõkma nedenini de açõklõyor. Her yõl 15 Ağustos’ta yüzlerce Süryani’nin buluşma yeri bu kilise. Mardin yakõnlarõnda tarihin izlerini taşõyan bir başka yerleşim olan Dara ise adõ çok fazla duyulmamõş bir Pers, Ro- ma, Bizans yerleşimi. Hemen hemen her ev tarihi bir kalõntõnõn üzerinde yük- seliyor. Bir zamanlarõn kervan yolla- rõnõn üzerindeki bu stratejik yerleşim, zindan diye adlandõrõlan yapõsõ, dev bo- yutlardaki sarnõçlarõ, Roma çağõndan kalma köprüsü ve diğer kalõntõlarõ ile çok daha fazla ilgiyi hak ediyor mut- laka. Köye adõm attõğõnõz andan itiba- ren etrafõnõzõ saran çocuklar ise birden günümüze, günümüz gerçeklerine dön- dürüyor bizleri. Hane başõna düşen ço- cuk sayõsõ şaşõrtõyor. Yine de köyden Mervan’õn tiz sesiyle söylediği türkü- lerle hoş bir şekilde ayrõlõyoruz. Mardin ve yakõn çevresine yapõlan bir gezi geçmişin ve bugünün daha iyi anlaşõlmasõna yardõmcõ olurken insan belleğinde güzel izlerde bõrakõyor. Eş- siz fotoğraflar... Gittiğiniz gibi dönmüyorsunuz . Bir daha buralara gelmek isteğiyle ayrõlõ- yorsunuz. [email protected] Ahlat, Van Gölü kõyõsõnda tarihi değerleri, doğal güzelliği ile çok güzel bir ilçe. Ahlat’tan, Nemrut Krater Gölü’ne gidebiliyorsunuz, isterseniz Adilcevaz’a ya da Tatvan’a dönebilirsiniz. Okurlarõmõzdan İlhami Nalbatoğlu, Ahlat Gazetesi’ni yayõmlõyor. Ahlat Kalesi’nin fotoğrafõnõ göndermiş. Hemen kuşlarõ anõmsadõm. Ahlat Kalesi’nin içindeki ağaçlara akşam olunca binlerce kuş geliyor. Cõvõl cõvõl oluyor her taraf. Ama kale bakõmsõz, Nalbantoğlu bunu söylüyor herhalde. Ahlat’õn her tarafõ tarihi değerlerle dolu. Kümbetler, eski saraylar, köprüler, camiler... Selçuklu mezarlarõ en önemli değerlerden birisi. Ne yazõk ki o muhteşem mezar taşlarõ yağmurun, karõn, güneşin önünde her geçen gün eriyor. Üzerlerinde müthiş motifler var. Mezar fotoğrafõnõ çekerken baktõm bir genç geçiyor yanõmdan. İki mezarõn arasõna oturmasõnõ istedim. Bir can oturdu iki taşõn arasõna. Geçmişle bir oldu. Bir yöre insanõnõ fotoğrafa katmõş oldum. Fotoğraf daha anlamlõ oldu. AHLAT SELC¸UKLU MEZARLARI [email protected] Lütfi ÖzgünaydınFOTOĞRAFIN DİLİ Sarı toprağa yazılmış uygarlıklar kenti MARDİN Mardin’de yürümek demek hep çıkmak veya inmek anlamına geliyor. Serinlik sağlayan dar sokaklara zaman zaman gölgesi düşen beton yapıları görünce de keşke Mardin daha önce keşfedilseydi demeden edemiyorsunuz. Belek Avrupa sahillerinin lideri YÜCELMAN’IN ARDINDAN Ölünce de yaşayanlardan...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle