Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Sanatın sonun-
dan "sonraki"
durum nedir o
halde? Birçok
kuşkuyu çöz-
meye çalıştığı
Sanatın Sonun-
dan Sonra isimll
kltabında bu
sorunun yanıtı-
nı arıyor Arthur C. DantO; sık
sık birblriyle örtüşük kavram-
lar olarak kullanılan, 70li ve
80'li yıllarda netleşmeyen
. modern ile çağdaş olanı bir-
• birinden ayıracak sınınn ne
• olduğu sorununa açıklık ge-
; tirmeyi amaçlıyor.
n KayaözSEZClN
I
* merikalı felscfeci Arthur Dan-
/ ^ to, varlıkbilimsel açıdan sana-
f—\ tın gerçekte ne olduğu sorunu
.£. JLüzerinde durarak gcrçek sa-
nat ile sanat olmayanın birbirinden
ayırt edilebileceğini vc bir üriinün sa-
nat sayılabilmesi için gerekli ve yeterli
koşıılların var olduğunu savıınan bir
düşiinür. Otıa göre sanat, aslında
"açık" bir kavram olmaktan ıızak. tfadenin
genellikle mecazlii örtüştüğü yapıtlar üze-
rindcn bakıldığında böyle bir tanım yerin-
de kuşkusuz. Durum böylc olunca, sanatın
temcl unsurlanmn açıklanması gerekiyor.
Bu bağlamda sanatın 1%0'h yıllarda sona
ulaştığını söylcrkcn bu yargının artık o ta-
rihten sonra sanat yapılamaması anlamında
kötümscr bir yorum içermcdiği görüşün-
deydi. Gelinen aşamada sanatın kendini ta-
nımlama sorununu açıklayıcı biçimdc dilc
getirdiği için bu dcrcce kesin bir yargıyı
gündenıc gctirmişti.
YENİ DÖNEMİN AYIRT EDİCİ
ÖZELLİĞI: İSTİKAMET YOKSUNLUĞU
~T~ Uzun sürc çağdaş sanat "çağdaşlarımızın
ürettiği modern sanat" olarak anlasılageldi
(s. 34). Ne var ki bu tanım, özclliklc de
postmodcrn kavramının üretilmesindcn
'• sonra tatmin edici olmaktan çıktı. Danto,
bu bağlamda sanat yapıtlarının Venturi'nin
1966'da yayımlanan bir kitabındaki tanıma
uyarak sınıHandırılmasmın mümkün oldu-
ğu sonucuna varır: An dcğil nıclcz, temiz
değil uzlaşıya yatkın, açık-seçik değil muğ-
lak, Uginç olmanın yanı sıra "sapkın" özel-
likler içeren çağdaş sanat yapıtlarının, "ta-
rihscl sonrası sanat" tanımının ışığında (bu
tanımı Danto postmodernizm kavramı için
kullanır) "her seyin mubah olduğu bir za-
man" kesiminde ne tür eleştirel ilkelere gö-
re değerlendirilmcsi gerektiğini belirlemek-
ten yanadır. Amacını şöyle özctliyor Danto:
"F.linizdeki kitap, sanat tarihi felsefesine,
anlatıların yapısına, sanatın sonuna ve sanat
eleştirisinin ilkelcrine ayrılmıstır."
Âyrtca kitap boyunca göndermede bu-
lunduğu David Reedc'in kitabında olduğu
gibi bu kapsamda bir sanatın tarihsel an-
lamda olanaklı halc nasıl geldiğini vc bu tür
sanatın eleştirel anlamda nasıl düşünülcbi-
lir olduğunu sorma görevini üstlcnir. Bu-
nun için de olayların hangi istikamettc ilcr-
lediğini bilmek gerekiyor. Danto'nun da-
yanuığı temcl ilkelerden birinin, sanat yapı-
tının içinde yaratıldığı tarihsel koşullara
bağlı olduğu gcrçeği göz öııüne alındığın-
da, bilimscl tczle bağdaşan bu görüş saşırtı-
cı olmaz. O ncdenle 1970'li yılları iyi kavra
mak gerekir. Bu döncmde tarih, "yolunu
kaybetmiş gibi" görünür, "fark edılebilir
bir istikamet" söz konusu değildir çünkü.
1962'yi soyııt dışavunımculuğun sona erişi-
ni imfeycn vıl olarak alırsak, büyük bir hızla
birbirini takip eden çeşitli üsluplarla karşı-
laşırız. Sekscnlerin başında yeni dışavurum-
culuğun bir anda ycnidcn yükselmesi, ycni
bir "istikamet" bulunduğu duygusunu
uyandınr. Ancak Danto'ya göre yanılsama-
dır bu. İstikamet yoksunluğu, yeni döne-
min ayırt edici bir özelliğicur.
Danto'nun "sanatın sonu"na işaret eden
makalesi 1984'te yayımlanmıştı. Yazar,
SAYFA 20
Artnur c. uanto aan »anatın sonunaan aonra
'SoıYun önoesineye
sonrasına ilişkin bir dökümHollanda lale piyasasındaki değişimlcrlc
sanat piyasasındaki kırılmalar arasında iliş-
ki kurarak ycniden dönüyor bu konuya ki-
tabının ilgili bölümünde. ütuz yıl sonra
döndüğü bu konu, Batı'da altı yüz yıl sonra
"çarpıcı bir yaratıcılık çağı"nın kapandığı-
na ve nasıl bir sanat üretilirse ürctilsin bu-
nun bir "tarih sonrası" olacağma ilişkin yo-
rumunda hcrhangi bir sapmaya yol açmı-
yor. ()rwell'in 1984 romanında "kaçına-
mazlıkla öngördüğü" türden bir durum söz
konusudur. Ancak 1984 yılı Onvell'in ön-
görüsünü aşar. 1987'de Van Cîogh'un
Iris'leri yaklaşık 54 milyon dolara alıcı bul-
muştıı örncğin. Danto'nun "sanatın so-
nu"na ilişkin makalcsini yayımladığı dö-
ncm, profesyoncl felsefeden doksan derece
bir dönüşle sanat clcştirisi yazmaya başla-
dtğı döneındir.
Yirnıinci yüzyılın sanat akımlarının birer
"manifesto" olduğu (güdümlülüğe tcpkidir
manitcsto) gcrçeğinden yola çıkarak şöylc
bir sonuca varır Danto: "Sanatta her yerde
ve daima aynı olan bir tür tarih-aşırı bir öz
vardır ama bu öz, kcndini yalnız tarih vası-
tasıyla açığa vurur" (s. 52). Modernizm
baştan sona manifcstolar çağıdır ve bu ma-
nitcstoların her biri sanatın bir felscfı tanı-
mmı bulmaya çalışır (s.71). Her yeni akım,
"temsil" ilkesinin dışlanmasını izlcyen fark-
lı bir ifade biçimiyle karşımıza çıkarkcn,
Danto'nun "resimsi temsil" olarak tanımla-
dığı bu döneme özgü bir ifade biçimi gün-
dcme gelir.
1964'te Warhol'un sergilediği "Brillo
kutusu", Danto'nun kitap boyunca değin-
diği ana yapıtlardan biriuir. Bunun sanat
olduğuna dair inancını hep saklı tutar. Hei-
deggcr'in otantik olanla olmayan arasındaki
ayrımı bu konuda yazara gerekli ipuçlarını
verir. Bir sanatın iyi ya da kötü oluşu, "doğ-
ru üsluba aitlik" ya da "doğ"ru manifcsto-
nun kategorisine girme" sorunu ile ilgili de-
ğildir. Danto, sanatın sonu sorunsalıyla,
manifcstolar çağında kaçınılması mümkün
olmayan belirli çatışmalardan kurtulmuş
bicimde kcndi sonuna erişmiş "belirli bir
anlatımın sonu"nu kastedcr. (s. 62).
"Büyük Anlatılar ve Eleştirel îlkeler"
başlığını taşıyan bölümdc yazar, bu tür an-
latıların ortaya çıkmasını hazırlayan koşul-
ların tarihsel sürcçtcki değişimlcrle vakın-
dan ilgili olduğu gerçeğini örncklerle açık-
Cmu
Msrcol Duchsmp
larken Wölfflin'in kuralına göndermede
bulunuyor: "Her şey her zaman mümkün
değildir." Nitekim Matissc dc aynı noktaya
vurguda bulunmuştııjıir yerde: "Ürettikle-
rimizin cfendisi dcğiliz biz." Danto'ya göre,
üslup kavramı modernizm çağına gclinceye
kadar "mimesis"in kurallarına uyumlu ol-
muştur. Manifcstolar çağı 1%4'te sona
erince yeni sanatın felseH tanımı üslup ba
kımından hcrhangi bir zorımluluk gerektir-
mcmiş, dolayısıyla her şcyin sanat vapıtı
olabileceği kanısı yaygınlaştığı andan itiba
rcn yeni bir döneme girilnıiştir. Sanat, Batı
ilc başlamış ama Batı ilc sınırlı olmaktan
çıkmıştı. "Tarih sonrası çağı" başlamıştır
artık. Resim yapma sanatmın tarihi, sonuç
itibarıyla "bir şey yapma"nın tarihi oldıı-
ğundan, Vasari döncminde büyük ölçüde
"algısal hakikat"in cgcmcnliği altında gcliş-
mişti sanat (s. 75).
SANAT HER YERDE AYNI'DIR
Londra'da 1912'dc post-cnıpresvonist
sergi açıldığında Roger Fry, bu gruba mcn-
sup sanatçılann formu taklit etrneye dcğil,
formu veniden yaratmaya, yaşamı taklit et-
meye değil, yaşamın "muadili"ni bulmaya
çalıştıkları yargısına varmıştı. Danto'ya göre
bu, Vasari'ninkine karsıt bir görüş. Bu da
doğal, çünkü Fry'nin clcştircrprogramı Va-
sari'ninkindcn farklıydı. Gcnc aynı Fry'ın,
bu sergidcn iki yıl önce soyutlamanın öncü-
lü olarak isimlendirdiği bir döncmin arka
sından Kandinski'nin "Doğaçlama tablosu-
nu gördüğünde "tümüvle görsel müzik"
demiş olması şaşırtıcı değiL. Ne var ki Fry
ve de Kahnweiler'den çok, Danto'nun mo-
dernizm konusundaki tercihleri açısından
öne çıkardığı ve kitabının bir bölümünü
modernizmin ve "saf sanat"ın clcştirisi baş-
lığı altında ona ayırdıği kişi (îreen-
berg'dür. Modernizm kavramını bir "fel-
sefi DÜinç" düzeyine çıkarmış tek eleştir-
men odur Danto'ya göre.
Greenberg'e bakılırsa, modernizmin ön-
cül adı Monet'dir. Bu terimi açınılarken,
her disiplin için de geçerli olduğu gibi ka-
rakteristik yöntem, o disiplinin eleştiriye
vansıvan kullanım biçimidir. Danto ise "her
koşulda dcrin bir değişime damgasını vu-
ran" isim olarak Monet'yi görür. Ancak bu
yöndeki gelişmeler, 1893'tc üslup sorunla-
nnı incclcdiği bir kitabında Alois Ricgl'in
süslcme sanatlannı önc çıkaran bakışıyla
çclişiyor gibidir. O, 1890'larda Art nouve-
au'nun baskın ctkisinc vurgu yapmıştı.
Danto, kitabınıla bunu "iç eleştiri" ya da
"sanatın kcndi kendisinin konusu" olarak
yorumluyor (s. 94).
Kant'çı bir eleştirmen olan Cîreen-
berg'ün yazılarından vc kitaplanndan alm
tılar yaptığı bu bölümde, onun 1957'dePi-
casso üzerine şu görüşünün altını çiziyor:
"Herhangi bir diğer resim gibi modernist
olan bu resim de resimsel bir deneyim ola-
rak kimliği, kendisinin fizikscl bir ncsne
oluşuna dair farkındalığın önünü kestiğin-
tle başarıya crişir" (s. 99). Cîreenbcrg'ae
söz konusu olan "tarihsel kaçınılmazlık"
kavramı da buna işaret ediyor olmalı. Bclki
resim yüzeyinin "kaçınılmaz yassılığı"nı bu-
rada hesaba kat-
mak gerekecek.
Nitekim o, re-
simdeki bu yassı-
lığı sanatın bir
başka türüyle
paylaşnıadığı tck
KOŞUI olarak gö-
riiyordu. Böyle
bakıldığında,
ıcmsili sanatla so-
Ren6 Magrttte yut sanat arasın-
daki aynmı abartmamak gerekiyor. Green-
bcrg'ün deyimiyle "pratik yapmış bir göz"
bu ayrımı aşacaktır. Sonuç olarak sanat, her
yerde "aynı dır çünkü.
"Saf Olanın Ölümü" başlığını taşıyan bö-
lümde, Grccnbcrg'ün sözcülüğünü yaptığı
soyut dışavurumcu akımın düşünsclyonı-
muna giriyor Danto. "Resim sonrası soyut-
lama" adı altında onun 1964'tc Los Angc-
les'ta düzcnlediği sergi, ciddiye almadığı
Pop-art'a karşı bir "saflık" nıanifcstosu idi.
Pop dışında ciddi bir etkinliğin görünme-
diği dönemde, "tarihin sınır çizgisi" kapa
nıyordu böylcce. Kitaptaki yaygın deyimlc
"tarihin sonu" da denebilirdi buna. Âfrika
hcykclleriyle modern heykellerin bir arada
sergilendiği vc ilkel toplumların kültürüne
yönelik ilginin canlandığı bir dönemdir bu.
Nitekim "Ilkclcilik vc modern sanat" scr-
gisi, kozmopolit sanatın soyağacında cn
azından "bir Afrikalı atanın bulunduğu"
gerçeğini bir kcz daha ortaya koymuş olu-
yordu (s. 143).
Aslında Danto'nun sanatın sonundan
sonraki oluşumlar gcncl başlığı altında dc-
ğindiği konular, salt sanatın sonu sorunuyla
sınırlı değil. Modernizmin cvrimine, öncesi
ve sonrasıyla gcniş bir açıdan bakıyor vc
ilişkisel estetiği geçmişlc geleceğin karma-
şık bağlamıncla değcrfcndiriyor. Örncğin
monokrom sanatın gelişim aşamalarını
Malevitch'tcn gcriyc vc daha yakına çeke-
rck kcndi ifadcsiylc bir "üslup matrisi"
oluşturuyor. Resmin ölümü ile müzcnin
ölümü arasında bağlantı kuran görüşlcrc
(resim öldüysc müzcnin var olması için dc
bir neden kalmamıştır) derkcnar bir fikir
bağlamında dcğinirken resim ile müzc ara-
sındaki bağlantının iddia edildiği gibi o ka-
dar da "sıkı" olmadığı sonucuna vanyor.
"Sanatın sonu" resmin rütbesinde bir tür
aşağı çckilme ise müzcnin rütbesi de aşağı
çekilmiş olur. (s. 211). Danto, müze kavra-
mına "kamu sanatı" kavramı aracılığıyla
yaklaşırken H. James'in "Altın Kâse" ro-
manında Adam Verver'in tasarladığı "mü-
zelerin müzesi" kavramından yola çıkıyor,
sanat yapıtlarının müze izleyicilcrini böl-
düğü noKtasından bakıyor soruna (s. 230).
Danto'nun kcndisi hakkındaki yorumu
nedir? Her şeyden önce "özcü" bir yazar ve
düşünür olarak tanımlar Danto kendini. Bu
noktada, tarih sonrası döncmde her şeyin
"mümkün olmadığinı" savunan Wölfflin'e
(bu tsviçrcli sanat tarihçisinin adı, çcviridc
ve dizindc ncdense Wölfflin olarak geçiyor)
bir kez daha döncr yazar, soruna açıklık gc-
tirir: "Her şey mümkündür anlayışı, tüm
biçimlcrin bizim olduğu anlayışıdır; 'her
şey mümkün değildir' anlayışı ise, bunlarla
hâlâ kcndi bildiğimiz gibi ilişkilcnmck zo
runda olduğumuz anlayışıdır" (s. 240). Söz
konusu biçimlcrle ilişkilcnme şcklimiz dö-
nemimizi tanımlayan "durum"un gereğidir
Danto'ya göre. (Yazar burada 1995'teki Is-
tanbul Bicnali'nin kataloğunda ver alan ya
pıtlarla ilgili hayretine yol açan bir yorumda
bulunuyor: Bu yapıtların hiçbiri "on yd ön-
ccsi gibi yakın bir tarihtc bifc sanat olarak
ürctuemezdi" ona göre. Yapıtların çoğu*
enstalasyon formundadır vc sanatçılar,
kendilerine hiçbir "sınır" koymamıştır. Bu
ise tarihsel geleceğin "bilinmezliği"nin bir
işaretidir. Kısaca, gclecek sürprizlerle dolu-
dur. Fütürist olarak yaşamayı denersek
"salt kendi zamanımızın gelecek vizyonu-
nu" temsil ediyor olacağız.) () halde "sana-
tın sonu"ndan sonrasını fütürisdere özgü
biçimde yaşamak durumundayız. •
Sanatın Sonundan Sonra/ Arthur C.
Danto/ Çvviren: /îtynep Demirsü/ Ayrtntı
Yayınhrt/276 s.
C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 1