26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
10 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yağmur... Bir gün önce Silivri, Çatalca ve Tekirdağ’ın Sa- ray ilçesini vurmuştu sel suları. Saray’da bir çiftlikte çobanlık yapan beş kişilik aileden dördü sel sularına kapılarak öldü. Derme çatma bir kulübede yaşıyordu Erzurum’dan göç eden aile. Kulübe dere yatağına yapılmıştı. Görüntüleri televizyon ekranlarından tüm Türkiye izledi... Meteoroloji üç gün önceden Marmara ve Trak- ya’ya mevsim normallerinin üzerinde yağmur ya- ğacağını açıklamıştı. Ve bir gün sonra... Yağmur İstanbul İkitelli’yi, TEM otoyolunu vur- du bu kez. Çatalca’da tüm köprüler yıkılmış, yollar çökmüş- tü. İkitelli’de de aynı durum oldu. İki günde ilk belirlemelere göre 31 kişi yaşamını yitirdi. TIR’lar, otomobiller ve tüm araçlar sel sularına teslim oldu... Kumaş ve zücaciye depoları zarar gördü... İnsanlar yaşam savaşımı verirken bir yağma- lama başladı. Televizyon ekranlarına yansıyan görüntüleri hep birlikte izlerken, belki kendi kendimize düşündük. Bir toplumun nereden nereye geldiğinin göster- gesiydi yağmalama olayı. Sadakaya alıştırılmışlardı onlar. Paket paket er- zak alırlardı. Böyle acılı günlerde de yağma ya- parlardı. Binlerce ev sular altında... Peki, o yıkılan köprüleri, yolları yapan kimler? Müteahhitler! Onlardan hesap sorulacak mı? Sabah televizyon ekranlarında olup bitenleri izle- dikten sonra yola çıktım... Mecidiyeköy’de trafik sıkışıktı, E-5 yolu da... Meteorolojinin uyarısına karşın insanlar özel araç- larıyla yine yollardaydı. Bizim insanımızda “Bana bir şey olmaz” inancı vardı. Bakırköy yönüne gidiyorlardı inatla. Silivri’de yaşananlar salt sel sularından ötürü mü? Bunun temel nedeni tarım alanlarına konut yapıl- ması bence. 20 yıl önce tarım üretimi yapılan topraklarda konut yapılmaya başlandı. Yerel yönetimler konut yapılmasına izin verdi. De- netimsiz yapılan konutlar son yağmurlarda büyük hasar gördü. Toprak kayması bu konutların bazılarının yıkıl- masına neden oldu!.. Suçlu kim? Yerel yönetimler. İstanbul çarpık yapılaşmanın simgesi bir kent. 1994 yılından beri önce Refah Partisi, ardından Fazilet Partisi ve sonra da AKP Büyükşehir’i yö- netiyor. Dolu dolu 15 yıl... 15 yıl içinde hiçbir önlem alınmamış. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinas- yon Merkezi önceki gün yağan yağmuru önemse- medi. Başkan Kadir Topbaş AKOM’a uğramadı bile... Karadan ulaşılmayan noktalara helikopterle gidi- lebilirdi. Haberlerde öğrendik ki belediye, helikopterlerin maliyeti nedeniyle sözleşmeleri yenilememiş. Neyse ki askeri helikopterler vardı... Hem önceki gün, hem de dün dört askeri heli- kopter, sel sularında kalan binalardaki yurttaş- ları kurtardı. Televizyon ekranlarında insanlar... Bellerine kadar suların içinde... Yağmalanan araçlar, dükkânlar, iş- yerleri... Bu görüntüler insanın içini acıtıyor gerçekten. Çaresizliğin orta yerinde kalan, birbirlerine sarı- larak ağlayan kadınlar, çocuklar. Yaşamın derinliğinden kopan bir fırtına gibi etki- liyor insanı. İster istemez soruyorum: “Türkiye bunları hak ediyor mu?” Yıllardır çarpık yapılaşmayı, ormanlarımızın, Hazine alanlarının yağmalandığını yazıyorum... Eğer Türkiye’yi yönetenlerde çevre bilinci olsay- dı, toplum gelişir, tarım alanlarına villalar, çok katlı yapılar yapılmazdı. Eğer yerel yönetimlerde çevre bilinci olsaydı bü- yük kentlerimizde otoyollar çökmezdi... Vurgunun, soygunun, talanın, köşe dönmeciliğin geçerli olduğu gelişmemiş toplumlarda görülür bu tür olaylar. Birkaç gün sonra yağmur diner, güneş açar! Yaşananları unuturuz! 17 Ağustos 1999 depremini unutmadık mı? İnsanlarımızın umursamazlığı! Özellikle Silivri, Selimpaşa ve Çatalca... Yüzlerce araç Silivri’de denizin içinde. Evler yıkı- lıyor. Çatalca’da köprüler ve yollar aynı durumda. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 CMYB C M Y B CHP, SAĞLIK BAKANLIĞI’NDAKİ KADROLAŞMAYA DİKKAT ÇEKTİ ‘MehmetErdoğankim?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, dün parlamentoda düzenlediği basõn toplantõ- sõnda Sağlõk Bakanlõğõ’ndaki kadrolaşma üzerinde durdu. Refik Saydam Hõfzõssõhha Merkezi Baş- kanlõğõ’na 2006 Ocak ayõnda vekâleten atanan Mustafa Ertek’in Sağlõk Bakanõ Re- cep Akdağ’õn, Erzurum’dan hemşerisi ve Tõp Fakültesi’nden arkadaşõ olduğunu ak- taran Kart, Ertek’in aynõ zaman diliminde Ankara Hastanesi Enfeksiyon Hastalõklarõ Klinik Şefi kadrosuna da asaleten atandõğõnõ ve 4 yõla yaklaşan bir süreden bu yana her 2 görevi de sürdürdüğünü bildirdi. Kart, Ethem Sancak-Sancak Grubu’nun sağlõk-hastane sektöründe etkin olduğu, hükümet nezdinde “özel himayeye maz- har” olduğuna dikkat çekerken de şu açõk- lamalarõ yaptõ: “ Sancak Grubu’nun ithal ettiği ‘Wicromed’ marka kanül, yeşil kartlı hastanın boğazında parçalanmış ve hastanın ölümüne yol açmıştır. İthal iş- lemini yapan Sancak Grubu - Şirketi için- de yönetim kurulu üyesi konumunda olan Mehmet Erdoğan’ın kimliği hak- kında her nedense bilgi vermekten özen- le kaçınmıştır. Mehmet Erdoğan kimdir? Kimlik bilgileri neden açıklanmamıştır? Başbakan ile yakınlığı nedir?” ARINÇ’TAN ‘ÖCALAN’IN YOL HARİTASI’ İÇİN DEĞERLENDİRME ‘GerekirseMGK’yegelir’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Baş- bakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, Kürt açõ- lõmõ konusunda toplumda kafa karõşõklõğõ ol- duğunu savunarak “Biz nihayet bir hükü- metiz, yanlışımızı halk düzeltir” dedi. CNN Türk’ün sorularõnõ yanõtlayan Arõnç, son günlerdeki şehit haberleri ve demokra- tik açõlõmõn anõmsatõlmasõ üzerine, “Bu olay dün de vardı, evvelki gün de vardı, 25 yıl- dan beri var. Bundan sonra da olacak gi- bi. ‘Bu süreç bitmeli’ noktasına gelmeme- liyiz. Asıl ‘Bundan sonra bu olaylar olma- malõ’ noktasından hareket ederek süreci devam ettirmeliyiz” dedi. Açõlõm politika- sõnõn seçim kaybettirip kaybettirmeyeceği yö- nündeki soruya istismar edilmesi durumun- da seçim sonuçlarõnõn bundan etkileneceği ya- nõtõnõ veren Arõnç, “Hükümet, elde ettiği ka- naatleri, topladığı bilgileri MGK toplan- tısına mutlaka getirecek” değerlendirme- sini yaptõ. “Öcalan’ın yol haritası size ulaştı mı” sorusunu “Hayır” diye yanõtla- yan Arõnç, “Biz hükümet, bakanlık olarak ‘Öcalan ne dedi, ne demedi’, doğrusu bunun arkasında değiliz. Buna bakarak da bir yo- la çıkmadık. Onları takip eden güvenlik bi- rimleri, MİT, istihbarat vardır. Onlar bunları okurlar, bundan bir yorum çıka- rırlar. Gerekirse MGK’ye gelir konu, biz de ona göre bakarız” ifadesini kullandõ.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear