14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B 10 EYLÜL 2009 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER 11dishab@cumhuriyet.com.tr SAĞNAK NİLGÜN CERRAHOĞLU Keşke İlkeler Üzerinden Tartışabilseydik! Hürriyet’in tepesindeki manşeti gördüğümde, ilk tepkim “Vay anasını!” demek oldu... Aydın Doğan’a üç milyar yedi yüz elli beş mil- yon TL (sayıyla 3.755.000.000) ceza! Aynı yerde, daha düne dek… “Peygamber’in izinde” başlığıyla anonslanan ve “Kutsal Toprak- lara” genel yayın müdürünün yaptığı çıkarmanın izlenimleri şeklinde aktarılan bir “umre dizisi” vardı... “Yüksek reytingli” soruların yanıtı da -heyhat- son güne bırakılmıştı: Dizinin son bölümü bitmiş; sıra Özkök’ün, he- yecan yaratan “Umre bende neyi değiştirdi? İçki- yi bırakacak mıyım?” sorularına gelmişti ki... Manşette-günlerdir konunun irdelendiği ve ele alındığı yerde-; gündeme getirilen bu kritik soru- ya, kritik yanıtı beklerken; ne görelim? Aaa... Patrona ceza gelmiş. Hem de “Üç milyar yedi yüz elli beş milyon Tl” Zamanlamanın ‘vahşeti!’ Zamanlamaya bakın! Bundan daha insafsız bir zamanlama olabilir mi? Gelin de “Vay anasını!” demeyin... İkinci tepkim hemen şu oldu: “Eh! Özkök herhalde bunun üzerine içkiyi bı- rakmaz... Böyle bir günde de, bir kadeh yuvarla- mayacak da ne yapacak?” dedim ister istemez... İlk sayfada ne var ki, -âlâyıvâlâyla- ilan edilen ve de büyük beklenti yaratan bu “kişisel tercihin akı- betine” ilişkin bir ipucu bulamadım... Tahminimde yanılıp yanılmadığımı merak ettiğim için sayfaları hızla çevirdim... 29. sayfada nihayet; genel yayın müdürünün, as- kıda kalan sorusunun; “beş sütuna atılmış” baş- lığıyla göz göze geldim: “İçkiyi bırakacak mıyım?” Beklediğim gibi tam. Bu noktada artık “devşirilmeyi reddetmiş” Er- tuğrul Özkök: “İçki benim hayatımın önemli bir unsuru...” di- yor, “Yoğun ve stresli günlerimde bana iyi geliyor...” Diyeceğim o ki sevgili okurlar; “Durum hiç şüp- hesiz ki çok vahim; ama -ne yazık ki!- ‘ciddi’ değil!” “Ciddiyet” çünkü başka bir şey... “Ciddiyet” dendiğinde; insanın aklına “inançlar”, “ilkeler”, “kurallar”, “yeryüzü duruşları” filan geli- yor... Yaşadığımız coğrafyada, olanı biteni böyle “inanç” ve de “kuralla” izah etmeye; bu paramet- reler üzerinden tartışmaya -gene ne yazık ki!- im- kân yok... “Demokratik değerler”, “demokrasi ilkeleri”, “basın özgürlüğü” gibi kavramlar; bize öyle uzak, öyle uzak ki... Eninde sonunda uzaktan tanık olduğumuz bu de- vasa “güçler kavgasında” bize “A” ve “B” şıkları ara- sında bir tercih kullanmaktan öte şans bırakmıyor... ‘Putinleşme’ sürecindeki son hamle Doğan Medya Grubu ile hükümet arasında bir süredir bilek güreşi şeklinde süregelen amansız kavgada, işe bakın ki şimdi; -iyi ya da kötü- “laik yayın organlarının son kaleleri” adına “tercihimi”; Aydın Doğan’ın medyadaki bekası adına kullan- mak durumundayım... O grup ki; çok sayıda gazeteci gibi beni de vak- tiyle hiçbir neden ve gerekçe göstermeksizin ka- fadan öylesine bir çırpıda feda edivermiş... Arkamı dönüp buna rağmen; “Bana ne!” diye- miyorum... Yalnızca “yandaş medyaya” geçit verilen bir or- tamda; Aydın Doğan’a kesilen vahşi cezanın ta- sası dönüp dolaşıyor ve “gazeteci kimliğimle” be- ni de vuruyor. Doğan gibi güçlü bir medya patronunun yok ol- masıyla medya çünkü artık, yaprak kıpırdamaya- cak şekilde tek hizada kontrol altına alınacak ve de Erdoğan’ın “Putinleşme süreci” tamamlana- caktır... Türkiye’de evet.. hiçbir dönemde gerçek an- lamda bir “güçler ayrılığı” ve “basın özgürlüğü” ge- leneği olmadı... Ama buna karşın daima “farklı fikirlerin” savu- nulabildiği bir “çeşitlilik platformu” oldu/olageldi. Erdoğan işte şimdi bu “çeşitlilik platformunu” da “boğmaya” ve “öldürmeye” kararlı görünüyor... Sorun başka deyişle bir “Aydın Doğan mesele- si” olmasının çok ötesinde... “Gazeteci” olarak, derin endişelerimin kaynağı bunlar... 2009 yazının bir “yol ayrımı” olduğuna ilişkin kuş- kularımda; haksız mıyım?.. nilgun@cumhuriyet.com.tr Türkler NATO’ya soğuk ELÇİN POYRAZLAR WASHINGTON - Alman Marshall Fo- nu’nun (GMF) “Transatlantik Eğilim- ler” araştõrmasõnõn 2009 yõlõ sonuçlarõ Türk halkõnõn ABD, AB ve NATO’ya yönelik olumsuz düşünceler taşõdõğõnõ ortaya koy- du. Haziran-temmuz aylarõnda 12 Avrupa ül- kesinde gerçekleştirilen araştõrmaya göre Türklerin yüzde 43’ü Türkiye’nin uluslar- arasõ konularda yalnõz hareket etmesi ge- rektiğini ve yalnõzca yüzde 34’ü Batõ ile ay- nõ değerleri paylaştõğõnõ düşünüyor. ABD Başkanõ Barack Obama’nõn ulus- lararasõ konulara yaklaşõmõna Türklerin ya- rõsõ destek verirken diğer yarõsõ ise Obama’ya terörle mücade konusunda güvenmiyor. Araş- tõrma Türk halkõnõn yalnõzca yüzde 22’sinin ABD’ye yönelik olumlu düşünceler besledi- ğini, yüzde 42’sinin ise ABD hakkõnda “çok olumsuz” düşündüğünü ortaya koydu. AB’ye yönelik Türklerin yalnõzca yüzde 32’si olumlu düşünürken halkõn yüzde 48’i AB üyeliğinin “iyi” olacağõnõ savunuyor. Buna karşõn Türklerin yüzde 65’i AB üye- liğinin gerçekleşmeyeceği kanõsõnda. Öte yandan AB halkõnõn yalnõzca yüzde 20’si Türkiye’nin üyeliğinin iyi olacağõnõ ancak yüzde 54’ü ise üyeliğin gerçekleşeceğini dü- şünüyor. Almanlarõn yüzde 77’si ve Fran- sõzlarõn yüzde 66’sõ Türklerin Batõ’nõn bir parçasõ olmadõğõnõ düşünürken Türk halkõ- nõn yalnõzca yüzde 34’ü Batõ ile ortak de- ğerlere sahip olduğu kanõsõnda. Araştõrma sonuçlarõna göre Türklerin yal- nõzca yüzde 35’i NATO’yu Türkiye’nin gü- venliği için gerekli görüyor. Bu oran 2004 yõ- lõnda yüzde 53 idi. Afganistan’õn geleceği ko- nusunda Türklerin yüzde 69’u kötümser gö- rüş bildirirken, yüzde 50’si ise Türk askeri- nin bölgeden çekilmesini savunuyor. Anket ayrõca 2007’de Türklerin yalnõzca yüzde 16’sõnõn İran’õn nükleer silahlara sa- hip olmasõnõ onayladõğõnõ, 2009 yõlõnda ise bu oranõn yüzde 29’a çõktõğõnõ gösteriyor. Araştõrma sonuçlarõna göre Avrupalõlarõn yüzde 77’si, Amerikalõlarõn ise yüzde 57’si Başkan Obama’ya destek veriyor. ‘Transatlantik Eğilimler’ araştõrmasõna göre yalnõzca yüzde 35’lik bir kesim ittifakõ Türkiye’nin güvenliği için gerekli görüyor... Türklerin yüzde 69’u da Afganistan konusunda karamsar İngiliz gazeteci operasyonla kurtarõldõ Dış Haberler Servisi - Afganistan’õn kuzeyinde Taliban’õn elinde 4 gündür rehin tutulan Amerikan New York Times gazetesinin muhabiri Stephen Farrell, İngiliz özel kuvvetlerinin dün sabaha karşõ düzenlediği operasyonla kurtarõlõrken, çõkan çatõşma sõrasõnda Farrell için tercümanlõk yapan Afgan gazeteci Muhammed Sultan Munadi, biri kadõn iki Afgan sivil ve bir İngiliz askeri hayatõnõ kaybetti. Kunduz vilayetine bağlõ Çar Dara bölge yöneticisi Abdülvahid Ömerkheil, NATO askerlerinin Farrell ile Sultan’õn tutulduklarõ eve şafak sökmeden önce baskõn düzenlediğini duyurdu. Baskõn düzenlenen evin sahibi Muhammed Nebi de, evine gelen, yanlarõnda yabancõ bir gazeteci ile Afgan çevirmenin bulunduğu bir grup Taliban militanõnõ konuk ettiğini, daha sonra NATO güçlerinin gece yarõsõ helikopterlerle gelerek baskõn düzenlediğini anlattõ. Nebi, operasyonda yengesinin öldüğünü, evin önünde Muhammed Sultan’õn cesedini gördüğünü söyledi. Afgan yetkililer operasyon sõrasõnda bir Taliban komutanõnõn da öldüğünü bildirdiler. Farrel ile tercümanõ, cumartesi sabahõ kaçõrõlmadan önce, Taliban militanlarõnõn kaçõrdõğõ tankerlere NATO’nun hava saldõrõsõ düzenlediği yere gitmeye çalõşõyorlardõ. Afganlõ yetkililere göre, Kunduz’daki hava saldõrõsõnda aralarõnda sivillerin de bulunduğu 70 kişi hayatõnõ kaybetti. İngiltere-İrlanda çifte vatandaşlõğõna sahip 46 yaşõndaki Farrell, kurtarõldõktan sonra 2007’den beri çalõştõğõ New York Times gazetesine telefonla operasyonu anlattõ. Militanlar tarafõndan götürüldükleri evde herkesin bir odada bulunduğunu, baskõn sõrasõnda yanõndaki Munadi ile birlikte dõşarõ koştuklarõnõ, yerel dilde ve İngilizce sesler duyduklarõnõ söyleyen Farrell, bir duvarõn dibine geldiklerinde Munadi’nin “gazeteci” diye bağõrdõğõnõ, ancak her taraftan kurşun yağdõğõnõ ve Munadi’nin yere düştüğünü anlattõ. Kurşunlarõn hangi taraftan geldiğini anlayamadõğõnõ belirten Farrell, birkaç dakika sonra İngilizce seslerin arttõğõnõ ve kendilerine doğru yürümesini isteyen askerler tarafõndan kurtarõldõğõnõ söyledi. Farrell, düştüğü yerde kalan Munadi’nin birkaç adõm önünde öldüğünü, kendisinin ise yara almadõğõnõ bildirdi. New York Times, güvenlik endişesiyle, kurtarõlõncaya kadar Farrell’õn kaçõrõldõğõ haberini kendilerinin ve diğer medya kuruluşlarõnõn gizli tuttuğunu duyurdu. Afganistan Bağõmsõz Gazeteciler Birliği Başkanõ Rahimullah Samandar ise ülkedeki yabancõ güçleri, Afgan gazetecileri korumamakla suçladõ. Samandar, daha önce de Batõlõ gazeteciler kurtarõlõrken, Afganistanlõ gazetecilerin öldürüldüğünü, bunun ilk kez yaşanmadõğõnõ söyledi. İsrailli bir yetkili Davutoğlu’nun gelecek ay yapacağõ geziyi iptal ettiğini söyledi Dış Haberler Servisi - Dõşişle- ri Bakanõ Ahmet Davutoğlu’nun gelecek ay yapmasõ planlanan İs- rail gezisi bilmeceye dönüştü. İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ’ndan ismini açõklamayan bir yetkili AFP ajansõna verdiği demeçte, Davutoğlu’nun kendilerine İsrail Cumhurbaşkanõ Şimon Peres tarafõndan düzenlenen ekim ayõn- da yapõlacak konferansa katõl- mayacağõnõ bildirdiğini söyledi. İsrail basõnõnda yer alan haber- lerde Davutoğlu’nun ziyaretini iptal etmesinin ardõndaki ge- rekçenin, İsrail’in Hamas yö- netimindeki Gazze Şeridi’ne geçme yönündeki isteğini red- detmesi olduğu öne sürüldü. Haberlerde, İsrail’in Davutoğ- lu’na Gazze’ye geçmesi halin- de İslamcõ Hamas yönetimi li- derleriyle görüşmeme sözü ver- mesini istediği de savunuldu. Davutoğlu ise İsrail’deki bazõ gazetelerde konuyla ilgili çõkan haberlerin “gerçek dışı” oldu- ğunu söyledi. Mõsõr ve Ürdün’ü kapsayan iki günlük gezisine ha- reketinden önce dün Esenboğa Havalimanõ’nda gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlayan Davutoğlu, ekim ayõnda İsrail’e yapacağõ zi- yaret sõrasõnda İsrail’den Gaz- ze’ye geçmeyi talep ettiği ve bu- nun İsrail tarafõndan reddedilme- si üzerine Türk Dõşişleri Ba- kanlõğõ’nõn İsrail ziyaretini iptal ettiği yönündeki haber- lerle ilgili olarak “Bahsi geçen şekilde bir haber gerçek dı- şıdır. Bu tarz taleplerle iliş- kisi olduğuna dair haber doğruyu yansıtmıyor. Ama dediğim gibi biz bölgede her türlü teması her zaman ya- parız. Bunun için de çok özel bir çaba, özel bir çer- çeve gerekmez” dedi. Türkiye’nin bölgedeki akti- viteleri ve geliştirdiği ilişkile- ri herkesin bildiğini söyleyen Davutoğlu, bu çabalarõn geç- mişte olduğu gibi bugün de ta- mamen barõşa yönelik inisiya- tifler olduğunu belirterek, “Bu çerçevede de görüşmeleri- mizi her ülkeyle sürdürü- rüz” diye konuştu. İsrail’in ge- çen yõl aralõk ayõ sonunda baş- layan Gazze saldõrõlarõnõn ar- dõndan iki ülke ilişkilerinde gerilim yaşanmõştõ. Tansiyon, bu yõl başõnda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn Da- vos’taki çõkõşõnõn ardõndan iyi- ce yükselmişti. ‘İmzadan sonra takdir Meclis’in’ Davutoğlu hareketinden ön- ce, hükümetin Ermeni açõlõ- mõna ilişkin belirlediği takvimi değerlendirirken bütün ulus- lararasõ anlaşmalarõn imza atõl- dõktan sonra TBMM’ye sevk edildiğini anõmsattõ. Protokole ilişkin “6 hafta sonra onay- lanacak gibi bir beklenti için- de kimse olmamalıdır” di- yen Davutoğlu, bunun teknik olarak da yanlõş olduğunu, böy- le bir beklentinin Türkiye’de- ki anayasal yapõnõn doğasõna da aykõrõ olduğunu kaydetti. İsrail ziyareti bilmecesiDavutoğlu, Gazze Şeridi’ne geçme talebine olumlu yanõt alamadõğõ için ziyareti iptal ettiğine ilişkin İsrail basõnõnda çõkan iddialarõ “gerçek dõşõ” olarak niteledi. ‘Şer ekseninden selam getirdim’ Venezüella lideri Hugo Chavez, Belarus lideri Aleksander Lukaşenko’ya “şer ekseninden” selam getirdi. Belarus’ta bulunan Chavez görüşmenin başında, “Şer ekseni Küba, Cezayir, Libya ve Türkmenistan liderlerinden sana selam ve iyi dilekler getirdim” dedi. Venezüella lideri Venedik Film Festivali’ne de katıldığı İtalya gezisine atfen de Lukaşenko’ya İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin de selamını getirdiğini belirtti. Lukaşenko’nun yanıtı ise “Ama Berlusconi henüz şer ekseninden değil” oldu. Chavez, Lukaşenko’ya ülkelerinin bir birlik çatısı altında bir araya gelmesini de teklif etti. “Bu eski Sovyetler değil, bir birlik içinde bir araya gelmiş kendi sistemleri olan bağımsız cumhuriyetler birliği şeklinde olmalı” diyen Chavez bu oluşumu “mükemmel ilişkilerin göstergesi” olarak kurmayı önerdi. (AP) Gazze’de 252 çocuk öldü Dış Haberler Servisi - İnsan haklarõ örgütü B’Tselem, İsrail’in aralõk ve ocak aylarõnda Gazze Şeridi’ne düzenlediği 3 hafta süren “Dökme Kurşun Operasyo- nu”nda, 252’si çocuk 1387 Filis- tinliyi öldürdüğünü bildirdi. İsra- il’de faaliyet yürüten örgüt, Gazze Şeridi’nde ev ev dolaşarak yaptõğõ kapsamlõ araştõrmanõn sonuçlarõna göre, operasyonda ölen sivillerin sa- yõsõnõn ise İsrail’in açõkladõğõnõn çok üzerinde olduğunu bildirdi. B’Tselem, İsrail askerlerinin öl- dürdüğü 773 sivilden 320’sinin 18 yaşõndan küçük olduğunu, bu kişi- ler arasõnda 16 yaşõn altõndaki ço- cuklarõn sayõsõnõn 252’yi bulduğu- nu, 111 kadõnõn da öldürüldüğünü ve katledilen sivillerin büyük bö- lümünün savaşa katõlmadõğõnõ vur- guladõ. İsrail, daha önce yaptõğõ açõklamada operasyonda 300’den daha az sivilin öldüğünü, ölenlerin büyük bölümünün militan olduğu- nu savunmuştu. Örgüt, öldürülenlerden 330’unun militan, 248’inin polis olduğunu, İs- rail’in saldõrõyõ başlattõğõ 28 Aralõk günü ilk olarak hedef aldõğõ kara- kollarda ölen polislerin çoğunun da çatõşmalara katõlmadõğõnõ bildirdi. Araştõrmada, Filistinlilerin ope- rasyonda 3’ü sivil 9 İsrailliyi öl- dürdüğü, 4 İsraillinin de “dost ateşinde” öldüğü kaydedildi. Maddi zarar 4 milyar dolar İsrail’e operasyonla ilgili “ba- ğımsız ve güvenilir” bir soruştur- ma başlatma çağrõsõ yapan B’Tse- lem, “Sivil ölümlerin bu kadar çok olması ve sivillerin malları- na verilen zararın boyutu, İsra- il toplumun dönüp kendine bak- masını gerektirmektedir” ifade- sini kullandõ. Birleşmiş Milletler de (BM), Dökme Kurşun Operasyou’nun Gazze Şeridi’nde yol açtõğõ maddi zararõn 4 milyar dolarõ bulduğunu bildirdi. BM Ticaret ve Kalkõnma Konferansõ (UNCTAD) koordina- törü Mahmud Elkhafif, operas- yonun yol açtõğõ zararõn Gazze ekonomisinin üç katõ olduğunu söyledi. UNCTAD’in açõklama- sõnda, saldõrõda altyapõ, kamu bi- nalarõ ve enerji tesislerinde ortaya çõkan zararõn 2.5 milyar dolarõ bul- duğu, ülke gelirinin 88 milyon do- larõnõn yok olduğu vurgulandõ. İnsan hakları örgütü B’Tselem, Gazze’de ev ev dolaşarak yaptığı araştırma sonucunda ölen sivil sayısının İsrail’in açıkladığının çok üzerinde olduğunu bildirdi. Örgüte göre, Dökme Kurşun, 800’e yakın sivili öldürdü. 30’lu yaşlarının başındaki tercüman Munadi (sağda) geçen yıl master yap- mak için Almanya’ya gitmiş, geçen ay tatil için döndüğü ülkesinde Farrell’a (solda) eşlik etmeyi kabul etmişti. Meksika’da yolcu uçağı kaçırıldı MEKSİKO (AA) - Meksika’da AeroMexico Havayollarõ’na ait yolcu uçağõ kaçõrõldõ. Meksi- ko Havaalanõ’na indirilen uçakta kontrolü ele geçiren ve Bolivyalõ olduklarõ ileri sürülen 3 ki- şinin, Meksika Devlet Başkanõ Felipe Calderon ile görüşmelerine izin verilmezse uçağõ havaya uçurma tehdidinde bulunduklarõ bildirildi. Uçakta 104 yolcu bulunduğu belirtildi. ‘Netanyahu Rusya’ya gitti’ Dış Haberler Servisi - İsrail Başbakanõ Ben- yamin Netanyahu’nun Rusya’ya gizli bir ziya- rette bulunduğu ileri sürüldü. İsrail’de yayõm- lanan Yediot Aharonot gazetesinde kaynak açõklanmadan verilen haberde, Netanyahu’nun pazartesi günü Rusya’ya gizli bir ziyarette bu- lunduğu ve yetkililerle İran ve Suriye’ye Rus silahlarõ satõşõ projesini ele aldõğõ belirtildi. Kremlin’den yapõlan açõklamada ise, “Netan- yahu, ne geçen hafta ne de pazartesi günü Moskova’daydõ” denildi. Şerif, Bin Ladin’le 5 kez görüşmüş ANKARA (AA) - Pakistanlõ eski bir istihba- rat yetkilisi, eski Başbakanõ Navaz Şerif’in El Kaide lideri Usame bin Ladin’le 5 kez görüştüğünü öne sürdü. Pakistan istihbarat teşkilatõ eski yetkilisi Halid görüşmeleri Bin Ladin’in talebi üzerine kendisinin ayarladõğõ- nõ, ancak bu görüşmelerin 11 Eylül saldõrõla- rõndan önce olduğunu bildirdi. (REUTERS) Kurtarma operasyonu kanlõ bitti
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear