24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
! kuduğum Kitaplar METİNCELÂL • stanbul 2010 Ajansı ger- çekleştirdiği etkinlikleri duyurmakta oldukça ke- tum. istanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'nın 9 Temmuz'da düzenlediği bilgilendirme toplantısında Yürütme Kurulu Başkanı şekib Avdagiç 1990 proje başvurusunda bulunuldu- ğunu, 1262 projenin Yürüt- me Kurulu onayına sunul- duğunu bugüne kadar 281 proje teklifinin kabul edil- diğini 60 projenin tamam- landığını söylüyordu. Ama basında bir-iki önemli proje dışında ger- çekleştirilen 60 projenin neler olduğundan söz edilmediği gibi kabul edilen 281 proje hakkında da bilgi yoktu. Avdagiç, sadece sayılar vermiş ama ayrıntılar bir yana proje başlıklarını bile söy- lememişti. Bir etkinlik takvimi de verilmemişti. AJANSIN RESMİİNTERNET SİTESİ istanbul2010.org'da ise aynntılar bir yana ya- nıltıcı ya da eksik bilgilere ulaşabiliyorsunuz. ör- neğin edebiyat bölümünün sayfasında, 2010 Kül- tür Başkenti projesinin başladığında duyurulan "Öğrenciler arası Yazım Yanşması", "Istanbul'un Edebiyat Haritası", daha sonra proje sahipleriyle anlaşmazlık nedeniyle iptal edildiğini bildiğimiz (herhalde sonradan iptal kararından vazgeçilmiş) "Ünlü Yazarların İstanbul Buluşması" etkinlikleri ve "Istanbul'un Bağlan Bahçeleri", "III. Selim'ln Dünyası", "City of Two Continents", "Ölmeden Önce Yapmanız Gereken 101 Şey", "40 Yazarın Gözünden İstanbul" kitap projeleri var. İstanbul 2010 Etkinlik Takvimi başlıklı arama motoru ise 2010'da yapılması planlanan etkinlikleri göstermi- yor, 2009'da yapılmış olanlar da gördüğüm kada- rıyla eksik işlenmiş (31.08.09). Herkes ajanstan ic- raat beklerken ajans yaptıklarının bir listesini bile vermekte çekingen davranıyor. Ancak Istanbul'un sokaklarında dolaşırken gözünüze çarpan etkinlik afişlerinden ya da bir sürpriz olarak karşınıza çıkı- veren bizzat etkinliğin kendisinden bir şeyler ya- pıldığını hissediyorsunuz. Istanbul'un Yüzleri Seri- si de bu tip hoş sürprizlerden. İBB Kültür AŞ, İstanbul 2010 Ajansı'nın desteği ile yüz kitaplık bir diziye başlamış. Sanıyorum 2010 sonuna kadar kitaplar yayımlanmış olacak. llk kitaplar Istanbul'un 100Ressamı, Istanbul'un 100 Fotoğrafçısı ve Istanbul'un 100 Kaybolan Eseri. Önümüzdeki günlerde bu kitaplara Istan- bul'un 100 Roma Bizans Eseri, Istanbul'un 100 Hanımefendisive Istanbul'un 100 Yazarı kitapları eklenmiş olacakmış. İBB Kültür AŞ Genel Müdürü Nevzat Bayhan, kitapların hazırlanma amacını şöyle açıklıyor; "Is- tanbul'un Yüzleri Serisi'nde "Yüzde" "100" Istan- bullu olan sanatçılarımızın isimlerini bir kez daha anacağız... Onların yaşam öykülerine ve eserleri- ne bir kez daha tanıklık edecek, onların eserlerin- de Istanbul'u bir kez daha tanıyacağız... Istan- bul'da yaşayan ve Istanbul'a sevdalı birçoğumuz s AY F A 12 İstanbul'un Yüzlerigibi, hayat hikâyelerinin orta yerinde İstanbul du- ran isimlerden bahsediyoruz... Istanbul'un örnek "vefa"sının bir yansıması olarak, bu isimlere bir yâd-ı cemilde bulunmak da bizim hissemize dü- şüyor. Her biıinin hayat hikâyesini takip ettiğiniz- de, yolunuz Istanbul'a çıkacaktır..." Serinin ilk kitabı Istanbul'un 100 Ressam/'nın yazan Topkapı Sarayı Müzesi uzmanlanndan Ay- sel Çötelioğlu, danışmanı İstanbul 2010 Gelenek- sel Sanatlar Yönetmeni Ömer Faruk Şerifoğlu. Ki- tapta 15. yüzyıldan günümüze kadar Istanbul'u resimleyen ressamlann hayat öyküleri ve eserle- rinden örnekler yer alıyor. Çötelioğlu giriş yazısın- da "Istanbul'a 1525 yılı civarında geldiği bilinen Flaman asıllı sanatçı Pieter Coeck van Aalst'ın İs- tanbul panoraması, Venedikli haritacı Giovanni Andrea Vavassore'nin (1495-1572) harita tarzında betimlediği İstanbul görünümü ve Danimarka asıl- lı ressam Melchior Lorichs'in (1527-1583) 11 m. uzunluğunda ve 21 parçadan oluşan İstanbul pa- noraması ilk örnekler olarak önem taşır" diyor. 16. yüzyılda Osmanlı nakkaşlannın minyatür üslubun- daki İstanbul betimlemeleri, sonraki yüzyıllarda gelen Batılı ressamlar hem Istanbul'un en çok resmedilen şehirlerden biri olmasını sağlamış hem de oryantalizmin temellerini atmışlar. Türk ressamlarının Istanbul'u tuvallerine geçirmeleri için ise 20. yüzyılı beklememiz gerekmiş. Halil Pa- şa ve Hoca Ali Rıza gibi isimler öncü olmuş. Istanbul'un 100 Fotoğrafçısfm Gülderen Bölük yazmış, fotoğraf ustası ve yazar Gültekin Çizgen danışmanlık yapmış. Gülderen Bölük'ü fotoğraf tarihi üzerine yaptığı çahşmalarla tanıyoruz. Bö- lük, 100 fotoğrafçıyı seçerken "1850 yılında Be- yoğlu'nda bir stüdyo açan Vasilaki Kargopulo ile başlatıp günümüze doğru gelerek 1950'li yıllarda bitirmeyi uygun buldum. Böylelikle bu araştırma- nın, fotoğrafın Istanbul'daki 100 yıllık ilk dilimine de ışık tutacak bir kaynağa dönüşmesini hedefle- dim" diyor. Tarihte ilk fotoğrafın 1826'da çekildi- ğini 1939'a bir icat olarak duyurulduğunu hatırlar- sak Istanbul'a fotoğrafçılığın gelmesi çok da geç olmamış. 1860larda Harbiye'de fotoğrafçılık derslerinin verilmeye başlaması ile de ilk fotoğraf- çılarımız asker kökenli Servili Ahmet Emin, Üskü- darlı Ali Sami, Bahriyeli Ali Sami, Yüzbaşı Hüsnü, Yüzbaşı Sadullah Izzet gibi isimler olmuş. 1826 doğumlu Vasilaki (Basile) Kargopulo ile başlayan kitap 1959 doğumlu Faruk Akbaş'la sona eriyor. Sayıyla sınırlı, isimlere dayalı seçmeler her za- man tartışmaları da beraberinde getirir. Serinin ilk iki kitabı da bu özellikleri nedeniyle çokça tar- tışılacağa benziyor. Aynı şekilde Istanbul'un 100 Hanımefendisi ve Istanbul'un 100 Yazan kitapla- rını da bu tür eleştiriler bekliyor. Bu tür çalışma- larda "Şu neden var? Bu neden yok?" türünden soruların gelmesi kaçınılmazdır. Eleştirileri en aza indirmenin yolu tabii ki adil olmaktan geçiyor ama bu da yeterli değildir. Aynı zamanda kitapla- rı hazırlayanların da alanlarında kabul edilmiş, sö- zü geçen, tarafsızlığına inanılan kişileri olması ge- rekli. Danışmanların da aynı şekilde alanlarında uzmanlıkları kabul edilmiş kişiler olması eleştiri dozunu düşürecektir. İSTANBUL'UN 100 KAYBOLAN ESERİ Bu üç kitaptan beni en çok ilgilen- direni Istanbul'un 100 Kaybolan Eseri oldu. Kitabı Kültür Dergisi editörü, ta- rihçi Fatih Güldal yazmış. Semavi Eyice danışmanlığı- nı yapmış. Fatih Güldal çalışmasını Osmanlı eserleri ile sınırlamış. 7 cami, 37 Mescit, 3 tekke, 12 medrese, 2 mektep, 1 türbe, 1 tiyatro, 2 ko- nak, 2 han, 1 mevlevihane, 1 karakol, 1 köşk, 18 hamam ve 13 çeşme tanıtılmış. Roma ve Bizans dönemi yok. Bu nedenle kitabının adının Osmanlı Döneminde Istanbul'un 100 Kaybolan Eseri olma- sı gerekirdi diye düşünüyorum. Istanbul'da tarihi eserlerin bir kısmı deprem, yangın gibi nedenlerle yıkılmış, kaybolmuş ama büyük bir çoğunluğu insanlar tarafından tahrip edilmiş, yıkılmış. Güldal, bu tahribatın Osmanh'nın modernleşme çabalarının başladığı 19. yüzyıla kadar geriye gittiğini belirtiyor. En etkili tahribat 50'li yıllarda yaşanıyor. "Geniş caddeler ve büyük bulvarlar açma merakı başta Mimar Sinan eserleri olma üzere birçok tarihi yapıyı ortadan kaldırmış- tır' diyor Güldal. Kitapta yer alan cami ve mescid- lerin tamamı yıkılmış, üzerierine apartmanlar, bi- nalar yapılmış. Çoğunluğunun Müslüman olma- sıyla övünen bir toplumun bunu nasıl becerdiğini aynca sorgulamalı. Medreselerin çoğu ise harap bir durumda kaderierine terk edilmiş. Güldal, ha- mamlann bir kısmının yol çalışmalanna kurban gittiğini, bir kısmının ise artık ihtiyaç duyulmadığı için metruk vaziyette olduğunu yazıyor. "Musluk- lan çalınmış, suyu kesilmiş, kitabesi kınlmış çeş- melerie büfeye dönüştürülmüş sebiller"e ise he- men her sokakta rastlıyoruz. Tabii ki kaybolan bu eserier sadece kitapta tanrtılan yüz taneden ibaret değil. Sanınm sayılan binlere ulaşır. Kitapta kaybolan 100 eserin bazılarının bugün- kü hallerini gösteren fotoğrafları da var. Bunların tamamen kaybolmadan kurtarılması, restore edil- mesi pek de zor olmasa gerek. Kültür Başkenti olmanın şanına böyle korumacı girişimler de ya- raşır. İSTANBULUN MEŞHUR EDEBİYATÇILARI İBB Kültür AŞ'nin yayımladığı ilginç kitaplar- dan biri de tam adıyla Bir Fotoğrafın Aynasında Istanbul'un Meşhur Edebiyatçıları. 1928 yılının temmuz ayında Alay Köşkü'nde Güzel Sanatlar Birliği (Sanayi-i Nefise Birliği) Edebiyat Şubesi'ni (Üdeba Şubesi) kurmak amacıyla bir araya geli- yor. Halit Ziya Uşkalıgil, Mehmed Rauf, Hüseyin Rahmi, Peyami Safa, Suat Derviş, Ziya Osman Saba, Vâlâ Nurettin, Florinalı Nâzım, Necip Fazıl, Cevdet Kudret, Yaşar Nabi gibi dönemin önemli 42 yazarı toplantıya katılıyor. Edebiyatçılar dö- nemin ünlü fotoğrafçısı Weinberg'e toplu bir fo- toğraf da çektiriyorlar. Fotoğraf daha sonra Cumhuriyet gazetesinin ilk sayfasında hemen başlık altında ve Servet-i Fünun dergisinin kapa- ğında yayınlanıyor. Yusuf Çağlar bu fotoğraftan yola çıkarak Beşir Ayvazoğlu, Cem Yavuz, Emin Nedret Işli, Resul Halil Bingöl ve Selahattin Özpalabıyıklar'ın yazıla- rıyla dönemin edebiyatını ve fotoğraftaki yazarları tekrar hatırlamamıza vesile olmuş. Ayvazoğlu ya- zısında Güzel Sanatlar Birilği'nin ve edebiyat şu- besinin kuruluş öyküsünü anlatıyor. Bu kuruluş çabası da edebiyatçıların içinde bulunduğu her örgütlenme gibi dedikodular, tartışmalar, kavgalar doğurmuş. Bu kişilerin Türk edebiyatını temsil et- mediği ileri sürülmüş, çağrılmayanlann listesi çı- kartılmış. Dernek yöneticileri "Alay Köşkü Yârâm" diye adlandırılmış. Istanbul'un Meşbur Edebiyatçıları, ilginç yazılar ve 20'lerden günümüze doğru uzanan edebiyat- çılann toplu çektirdiği fotoğraflarla oluşturulmuş. Insan ister istemez bugün böyle bir fotoğraf çek- tirmeye kalksak sonu ne olurdu, çağrılan yazarlar ve şairlerden kaçı gelirdi, kavga dövüş olmadan o fotoğraf çektirilebilir miydi, diye düşünmeden edemiyor. • Istanbul'un Meşhur Edeblyatçılan, ilginç yazılar ve 20'lerden günümüze doğru uzanan edebiyatçıların toplu çektirdiği fotoğraflarla oluşturulmuş. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY I 102 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear