28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 10 EYLÜL 2009 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Bu Tutkuyu Kimse Gerçekleştiremedi Bodrum Türkbükü’nde bakkala giriyorum gün- lük gazeteleri almak için, oranın yerlilerinden be- ni tanıyan biri soruyor: - Ali Bey memleket nereye gidecek, önümüzdeki günlerde neler olacak? Ne diyeceğimi bilemiyor, sıkılıyorum. Düşün- düğümü söylesem, canı sıkılacak. “Her şey” iyi olacak desem yalan söylemiş ola- cağım, ayıp olacak. - Daha kötüye gidiyor her şey, daha da kötü ola- cak diyorum. Soruyu sorana gazeteleri gösteriyorum. PKK ile çatışmada on şehit daha vermişiz. Sel otuz bir can almış, Doğan Yayın Holding’e 3 milyar 755 milyon liralık yeni bir vergi cezası daha gelmiş. - Benim görüşümü bırak bir yana sen şu gaze- telere bak. Adam yanlış üzerine yanlış yapıyor, ama kendisini eleştirmeye kalkanın çanına ot tıkıyor, bas- kısını arttırdıkça arttırıyor; hiç de durmaya niyetli gö- rünmüyor, diye sürdürüyorum konuşmamı. - Çok kötümsersiniz, bu durumdan kurtuluş ol- mayacak mı diyorsunuz yani, diyor Bodrumlu ar- kadaş. Elimdeki poşetleri koyuyorum bir yana, - Yok diyorum, yok bu durumdan kurtuluş ol- mayacağını söylemek yanlıştır. Böylesine bir dik- ta tutkusunu, bu ülkede şimdiye dek kimse ger- çekleştiremedi. Bakkalın önünde sundurmanın gölgesindeki plastik taburelere oturuyoruz, kapının eşiğinde dur- muş olan dükkân sahibi, soğutucu dolaptan birer şekersiz Uludağ limonata çıkarıyor, sohbeti ko- yulaştırıyoruz... Hepimiz baskının gittikçe yoğunlaştığında bir- leşiyoruz. Tayyip Erdoğan Türkiye’nin bütün kurumları- nı ele geçirmek, ülkede kendi diktasını egemen kıl- mak istiyor. 2002 seçimleriyle başlattığı sivil darbe amacı- na doğru başarıyla yürüyen Erdoğan, 2007 se- çimlerinden sonra önündeki son engelleri de kal- dırmak üzere harekete geçti. Önce Ahmet Necdet Sezer’in rejimi ve de- mokrasiyi koruma çabaları yüzünden engel oluş- turan Çankaya tepesi düşürüldü. Abdullah Gül oraya oturtuldu. Gül’ün seçtiği YÖK Başkanı’yla üniversiteler yola getirilmeye başlandı. Artık hedefte yargı ve basın kalmıştı. Yargıyı, yüksek mahkemeleri, yargı bağımsızlı- ğını savunan YARSAV gibi kurumları kamuoyu nez- dinde yıpratarak önce sarsmaya sonra da yargı re- formu adı altında sunulan bozma yöntemleriyle ba- ğımlı hale getirerek ele geçirmeye çalışmaktaydı Tayyip Bey. Basın için uygulanan yöntem daha değişikti. Önce, Tuncay Özkan’ın başında bulunduğu, Mer- dan Yanardağ ve Tuncay Mollaveisoğlu gibi çok değerli gerçekten araştırmacı gazetecilerin gün yüzüne çıkarıp gözler önüne serdikleri yolsuzluk programlarıyla kamuoyunu aydınlatan Kanal Türk’ün üzerindeki mali baskılar arttırılarak susturulması sağ- landı. Sonra Tuncay Özkan içeri alındı. Daha sonra, kendilerine bağlı kanallar ve ga- zeteler kuruldu ya da satın almalar yoluyla oluş- turuldu, Başbakan’ın son yıllarda devlet ihaleleriyle daha da palazlandırılmış yakınlarına devlet ban- kalarından sağlanan kredilerle gazete ve televiz- yon kanalları aldırıldı. Bir yandan bunlar yapılır, doğrudan kendilerine bağlı olan yayın organları veya kalemler, çeşitli fi- nansal yollarla desteklenirken, öte yandan yandaş olmayı reddeden basın kuruluşlarının mali kay- naklarının kesilmesi için reklam verenler üzerinde büyük baskılar oluşturuluyordu. Doğan Medya Grubu gibi, bünyesinde, hem yan- daş hem muhalif yazarları barındıran yayın kuru- luşlarının gazete ve televizyonlarında, hoşa git- meyen haberlerin öne çıkarılmaması için baskı uy- gulanmaya koyuldu. Bunların dikkatli davranmaları da yeterli sayıl- mayıp birçok şeyi haberlerde görmezden gelme- leri istendi. Deniz Feneri gibi zülfü yâre dokunan haberlerin verilmesi üzerine de, mali açıdan güç- lü olan Aydın Doğan’ın üzerine dehşetengiz ver- gi cezalarıyla gidilmeye başlandı. Bugün bulunduğumuz nokta budur ve Tayyip Bey, daha ileri gitmeye de kararlıdır. İşte dükkân önünde bunları konuştuk. Adının Haydar olduğunu öğrendiğim Bodrum- lu yurttaş dayanamadı; - Yani umut yok, bu iş bitmiş gibi görünüyor dedi. - Yok diye karşı çıktım, bu işin sonunun yak- laşmakta olduğu görülüyor; önümüzde güç gün- ler var, ama gelecek aydınlık, unutmayın böylesi- ne bir dikta hevesini, bu ülkede Menderes dahil kimse gerçeğe dönüştüremedi. asirmen@cumhuriyet.com.tr Meclis kapısında darbe protestosu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - “Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri”nden bir grup, TBMM’nin Çankaya Kapõsõ’nda düzenlediği gösteriyle, anayasanõn geçici 15. maddesinin kaldõrõlarak 12 Eylül 1980 askeri yönetiminin yargõlanmasõnõ istedi. “Anayasanõn Geçici 15. Maddesi Kaldõrõlsõn Darbeciler Yargõlansõn” pankartõ açan yaklaşõk 20 kişilik grup adõna yapõlan açõklamada, geçici 15. maddenin Milli Güvenlik Konseyi üyesi generallerin yargõlanmasõnõ engellediği belirtilerek, “gelip geçen bütün hükümetlerin demokratikleşme çabalarõna karşõn 29 yõlda bir arpa boyu yol alõnmadõğõ” öne sürüldü. Aksu’dan Bahçeli’ye yanıt ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Abdülkadir Aksu, “Kürt açõlõmõ” konusunda partisini eleştiren MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli’yi yanõtlarken, “Türkiye’de çok ciddi bir sorun lobisi olduğunu” öne sürerek “Bu ‘sorun lobisinin’ hayat alanõ bu ülkenin çözümünü ertelediği, geciktirdiği, el atmaya bir türlü cesaret edemediği sõkõntõlardõr, sorunlardõr” dedi. Aksu, yaptõğõ açõklamada, Türkiye’nin “yaralarõnõ sarmasõ, iç huzurunu tesis etmesi, istikrarlõ bir büyüme yakalamasõnõn herkesi memnun etmediğini” ileri sürdü. Aksu, MHP ve Genel Başkanõ Bahçeli’nin “katõ hamaseti siyasi üslup” olarak edindiğini belirtti. Türk kaptan yurda döndü İstanbul Haber Servisi - Gürcistan Sahil Güvenliği’nin, Gürcistan’dan tek yanlõ bağõmsõzlõğõnõ ilan eden Abhazya’ya yakõt götürdüğü suçlamasõyla alõkoyduğu “Buket” adlõ geminin kaptanõ Coşkun Mehmet Öztürk İstanbul’a geldi. Kaptan Öztürk’ü, alanda eşi Havva, annesi Nurten, ablasõ Füsun Öztürk ile yakõnlarõ Türk bayrağõ ve çiçeklerle karşõladõ. Duygusal anlarõn yaşandõğõ karşõlama sõrasõnda basõn mensuplarõna bir açõklama yapan Coşkun Mehmet Öztürk, “Ülkeme ve aileme kavuşmaktan çok mutluyum. Biz gerçekten dürüst insanlarõz, firmamõz da dürüst bir firma. İnşallah gemimizi de yükümüzü de geri getireceğiz.” diye konuştu. ESP’den gözaltı tepkisi ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Ezilenlerin Sosyalist Platformu (ESP) üyeleri, ESP’ye yönelik polis operasyonlarõnõ ve gözaltõlarõ protesto etti. İnönü Parkõ’nda buluşan ESP üyelerine bazõ siyasi partilerle çeşitli sol gruplar da destek verdi. “Baskõlar bizi yõldõramaz”, “ESP susmayacak” sloganlarõ atan grup adõna konuşan Mustafa Ali Güçlü, “Yasal zeminde faaliyet gösteren kurumlarõmõz, uzun namlulu silahlarla basõlõyor, arkadaşlarõmõz gözaltõna alõnõyor. AKP’nin demokrasi açõlõmõnõn ne kadar boş olduğu bir kez daha görüldü” dedi. MHP, TBMM’deki kapalıoturumakatılacak ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - MHP, Meclis’te Kürt açõlõmõ konusunda yapõlacak gizli oturuma karşõ çõk- masõna rağmen, “Mec- lis’i protesto ediyor” görüntüsü vermemek için katõlacak. MHP Genel Sekrete- ri Cihan Paçacı, MHP olarak “kapalı otu- rum” talebine itiraz et- tiklerini ancak yine de kapalõ oturum yapõlõrsa, Meclis’i “boykot et- melerinin söz konusu olmayacağını” belirte- rek bu toplantõya da ka- tõlacaklarõnõ bildirdi. Cihan Paçacõ, “PKK’nin siyasi uzan- tılarının olduğu bir genel kurulda veya gö- rüşmede, hükümet hangi bilgiyi kimden saklayacak. Şimdi görüşeceği- miz Kürt açılımının muhatabı PKK terör örgütü. O zaman PKK terör örgütünün siyasi uzantıları Mec- lis’te olduğuna göre bu görüşmedeki bil- gileri sadece millet- ten gizlemiş oluyor- sunuz” dedi. KÜRT AÇILIMI TARTIŞMASI Baykal,kendisindenrandevutalepetmeyehazõrlananAKPliderine‘Sizeyolarkadaşõolmayõz’dedi Erdoğan’a‘gelme’mesajõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal, Kürt açõ- lõmõ için kendisinden randevu istemeye hazõrlanan Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Başba- kan’ın başvurusunu red- detmek uygun değildir, doğ- ru değildir; bunu biliyorum ama biz bu sürecin hiçbir şe- kilde parçası olmayız” ya- nõtõnõ verdi. Baykal, dün partisinin 86. kuruluş yõldönümü dolayõsõyla il başkanlarõyla yaptõğõ toplan- tõ öncesinde bir basõn toplantõ- sõ düzenledi. Kürt açõlõmõ tar- tõşmalarõnõ değerlendiren CHP lideri, “Müzakere sürecinin taraflarından birinin silahı, terörü kullanan ve terörü, silahı kullananlara destek ve- ren, onlarla dayanışma için- de olan çevreler, diğer tara- fının da AKP iktidarı oldu- ğunu” ifade etti. Abdullah Öcalan’õn hazõr- ladõğõ metnin hükümete teslim edildiğini kaydeden Baykal, “Niye ilan etmiyorsunuz? Onun ne istediği bölük pör- çük yansıdı, o iki defter do- lusu değerlendirmeyi görmek istiyoruz. Başbakan diyor ki, ‘Mutlaka Baykal ile görüşece- ğim’ Peki sen, Öcalan’ın ne is- tediğini milletten, bizden sak- lıyorsun? Ben senin kafanda hangi tilkiler dolaşıyor, han- gi hesabın içindesin, kiminle hangi pazarlığı yaptın? Bunu dahi bilmeden seninle ne ko- nuşacağım” görüşünü dile ge- tirdi. CHP’nin raporunun ilgi çek- tiğinin altõnõ çizen Baykal, “Du- dakları uçukluyormuş Baş- bakan’ın bizim raporu oku- yunca. Okuduğunu zannet- miyorum. Dudakları maşal- lah hiç öyle uçuklamış gibi gö- zükmüyor” dedi. Baykal, söz- lerini şöyle sürdürdü: “Meclis’te bir oturum ya- pacakmışız, gizli olacakmış. Yani, PKK’den, İmralı’dan, Kandil’den mi gizli olacak? Milletten gizli olacak. Öyle gizli oturum falan olmaz, ne yapacaksa çıksın söylesin, millete söylesin. Millete tuzak kurulmasına biz alet olmayız. Başbakan yanlış yoldadır, çok tehlikeli bir istikamete girmiştir. Terör artık siya- sallaşmıştır. Bir yandan biz dün 7 tane şehit vereceğiz, orada görev yapan çocukla- rımız canları pahasına te- rörle mücadele edecekler, öte yandan hükümet terörün so- rumlularıyla, terörü gerçek- leştirenlerle bir uzlaşma sağ- lamak için çalışma yürütecek ve bu da gizli kapaklı bir sü- reç olacak. Böyle bir maska- ralık olamaz. Hükümet çok tehlikeli bir sürecin içindedir. Bir an önce kendini bu süre- cin dışına çıkarmalıdır. Biz bu gidişata hiçbir şekilde bu- laşmayacağız.” Erdoğan’õn, bayramdan son- ra kendisinden randevu isteye- ceği haberleri anõmsatõldõğõnda da Baykal, “Başbakan’ın mü- racaatını reddetmekten üzün- tü duyarım. Böyle bir şey is- temem.” diye konuştu. “Baş- bakan sık sık ‘Her türlü riski göze alacağõm’ ifadesini kul- lanıyor. O risklerden biri de bölünme olabilir mi” sorusu- na da Baykal, “Kendisi için alacağı riskler bizi ilgilendir- mez. Başbakan millet için risk alıyor, buna hakkı yok. Milli birliğin riske girmesine yol açıyor” yanõtõnõ verdi. ‘Ergenekonlarda ıstırap çekenlere selam olsun’ Demokrasi ve cumhuriyet yolunda geçmişte ve bugün mücadele edenlere teşekkürle- rini de sunan Baykal, “Erge- nekonlarda, devletin bağım- sızlığı, Atatürk ilkeleri için mücadele eden, ıstırap çe- kenlere selam olsun. Müca- deleleri boşuna değildir, yal- nız değildirler” dedi. Baykal, basõn toplantõsõndan sonra par- ti yöneticileri, milletvekilleri ve üyeleriy- le birlikte Anõtkabir’i ziyaret etti. Baykal, Anõtkabir özel defterine yazdõğõ yazõda “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran parti olarak, Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyup yaşatmak, güçlendirip ileri götürmek te- mel sorumluluğumuzdur. CHP olarak kadın, erkek, çocuk, yaşlı hepimiz sana şükranlarımızı, sarsılmaz sevgi ve say- gılarımızı sunuyoruz” dedi. CHP’liler, İs- met İnönü’nün mozolesine de çelenk ko- yarak saygõ duruşunda bulundu. Baykal, dün partisinin 86. kuruluş yõldönümü dolayõsõyla yaptõğõ toplantõ öncesinde bir basõn toplantõsõ düzenledi. Kürt açõlõmõ tartõşmalarõnõ değerlendiren CHP lideri, “Hükümet çok tehlikeli bir sürecin içindedir. Bir an önce kendini bu sürecin dõşõna çõkarmalõdõr” dedi. CHP ANITKABİR’DE Şans Topu çekildi 14 - 16 - 17- 20 - 27 + 10
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear