21 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Barış ADIBELLİ A.Ü. SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü [email protected] aziran ayının ilk haftasında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, resmi temaslarda bulunmak üzere Pekin’i ziyaret etti. Ziyaretin satır araları Türkiye’nin yoğun iç gündemi nedeniyle pek fazla okunamadı. Çin Savunma Bakanı Orgeneral Cao Gangchuan ile yaptığı görüşmede Orgeneral Başbuğ, "Türkiye ve Çin arasında dünya sorunlarına bakışta büyük benzerlik olduğunu" söyleyerek, "aynı noktalarda durduğumuzu ifade edebilirim. Karşılaştığımız tehdit ve risklerde büyük benzerlik var" açıklamasında bulundu. Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin de içinde bulunduğu Batı Bloku’nun karşısında bulunan Doğu Bloku’nun Sovyetler Birliği’nden sonra önemli parçası olan Çin, bugün gelinen noktada Türkiye için yeni açılım hamleleri yapılabilecek bir ülke olarak görülmektedir. Bu açıdan NATO’nun ikinci büyük gücü olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Çin ile uluslararası politikadaki duruş benzerliğini vurgulaması, TSK’nin yeni güç merkezleri olarak ortaya çıkan Rusya ve Çin’i, NATO felsefesi içerisinde, ya da "ötekiler" kapsamında değerlendirmeyip, aksine tek yön değil, çok yönlü bir açılımı askerî sahada uygulamaya koymuş olduğunu göstermektedir. Gerçekten de 1950’de Kore’de Çin Gönüllüler Ordusuna karşı BM çatısı altında savaşan TSK’nin bugün karşı cephedeki Çin ile aynı noktaya gelmesi, TSK’nin mevcut gelişmeler ışığı altında temel küresel politikalara yönelik algılamasını tamamen değiştirmiş ve Türkiye’ye olan izdüşümünü farklı yorumlamaya başlamış olduğunu göstermektedir. TSK, küresel olaylara hem Batı, hem de Doğu gözlüğünden bakmaya çalışmaktadır. Çin Ordusu, Askerî İşlerde Devrim sürecini başlatarak, Soğuk Savaş’ın Kara Kuvvetleri Komutanı Başbuğ’un Çin ziyareti… C S TRATEJİ Çin ordusunun dışa bağımlı olmadan öz kaynaklarıyla yaptığı büyük atılım TSK’nin dikkatinden kaçmamaktadır. Bu nedenle, TSK, bu süreci yakından izlemektedir. Özellikle, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, başta uzay çalışmaları olmak üzere Çin’in hava savunma sistemleriyle ilgilenmektedir. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Türkiye’nin karşılaştığı askerî ambargo nedeniyle yaşadığı zorluklar göz önüne getirildiğinde dışarıdan sağlanan askerî ekipmanın tek bir merkezden sağlanmak yerine, farklı merkezlere paylaştırılması daha rasyonel gözükmektedir. Bu nedenle son yıllarda Türkiye ile Çin arasında askerî ziyaretler ve işbirliği mesajları artmış durumdadır. Özellikle, Türk Hava Kuvvetleri’nin Çin ile uzay alanında işbirliği süreci başlatması konusunda çaba harcaması dikkate değerdir. Ayrıca geçtiğimiz Mart ayında Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın ihtiyacını karşılamak için 3 adet Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi alımına yönelik yaptığı ilana bir Çin firması da başvurmuştur. Hava Savunma sistemlerinde oldukça deneyimli olan Pekin merkezli China Precision Machinery ImportExport Corporation firması muhtemelen Amerikan S2 füzelerinin karşılığı HQ2J ( Hong Ji2J) (Kızıl Bayrak anlamına geliyor) sıvı yakıtla çalışan, radar güdümlü füze sistemiyle ihaleye katılacak. HQ2J füze sisteminin belki de olumsuz bir yanı, bu füzenin İran’ın da elinde olmasıdır. Hatta bu nedenle China Precision Machinery ImportExport Corporation firması ABD’nin yakın takibinde bulunmaktadır. Bu alımın NATO ile herhangi bir soruna neden olacağı tahmin edilmiyor. Zira NATO üyesi Yunanistan’ın da elinde Rusya’dan alınan S300 sistemlerinin bulunduğu biliniyor. Türkiye’nin Çin ile askerî işbirliğine girmesinde en önemli etkenlerden bir tanesi kuşkusuz ortak üretim yapmak. Şimdilik önceki projelerde de görüldüğü gibi Çin ile bu konuda pek bir sorun yaşanacağı gözükmüyor. Çin ordusu ortak üretim politikasından oldukça iyi yararlanmış bir ülkedir. Geçmişte Rusya’dan aldığı silah sistemleri için ön şart olarak Çin, üretim lisanslarını da istemişti. Fakat son yıllarda Rusya Savunma Bakanlığı bu durumun Rusya’nın ulusal güvenliğini ihlal ettiği konusunda Putin yönetimini uyarmaktadır. Özellikle Putin’in yeniden seçilmesinden sonra Çin ile savunma anlaşmaları yeniden gözden geçirilmiştir. Artık, Rusya, Çin’e yeni nesil silahlar satmamakta, Soğuk Savaş döneminden kalma silahları vermektedir. Bu nedenle, Çin, silah alımında yönünü Avrupa’ya ve İsrail’e çevirmek zorunda kalmıştır. H TSK’den çok yönlü açılım dogmatik, katı, durağan ve tek yönlü yapısından kurtularak modernize olmayı başarmıştır. Bu açıdan TSK’nin da son yıllarda Soğuk Savaş’tan kalma dogmatik ve tek yönlü algılama biçiminden sıyrılıp, yeniden tanımlama sürecine girmesi tesadüf değildir. Kuşkusuz, Türkiye’nin yakın müttefiklerinin giderek Türkiye’nin ulusal çıkarları aleyhinde hareket etmesi ve yakın müttefikinin Türkiye’ye yönelik terör tehdidine karşı eylemsiz kalması, TSK’nin da ittifak anlayışını masaya yatırmasına neden olmuştur. Soğuk Savaş sonrası dönemde NATO üyesi birçok ülke de dâhil olmak üzere, ülkeler, kolektif güvenlik anlayışından uzaklaşarak, bireysel güvenlik yapılanmasına ağırlık vermiş ve bu yönde ikili ilişkiler önem kazanmıştır. Dünyada güç dengesinin henüz netleşmemesi, TSK’nin çok yönlü açılım yapmasına neden oluyor. Çin Ordusu’nun yeni yetenekler kazanma yöntemi de ayrıca dikkat çekiyor. ÇİN’İN DÜNYAYA BAKIŞI Bir zamanlar, karşı blokların iki ülkesinin dünya bakışlarında büyük benzerlik olduğunun görülmesi, aslında iki ülkenin de küresel politikaya yönelik algılamalarında ne denli büyük bir değişimin olduğunu göstermektedir. Kuşkusuz Türkiye’nin Çin’e yönelik ilgisinin arkasında yatan önemli faktörlerden bir tanesi de Çin’in dünya politikasına bakış açısıdır. 2000’li yıllar Çin Dış Politikasında yeni bir dönem olarak adlandırılmaktadır. Bu kapsamda Çin, dünya olaylarına karşı oldukça esnek bir politik yaklaşım sergilemektedir. Karşılaştığı küresel sorunlara karşı Çin mevcut durumun gerektirdiği bütün koşulları sağlayabilmektedir. Buna en somut örnek olarak Putin’in Münih Güvenlik Konferansında yaptığı konuşmanın Çin’de pek fazla yankı bulmaması verilebilir. Çin, ABD’ye yönelik kuşkularını muhafaza etmekle beraber ABD ile iç içe geçmiş ve derinleşmiş olan ekonomik ilişkileri nedeniyle de ABD ile karşı karşıya gelmemeye çalışmaktadır. Zira ekonomik ilişkilerdeki bir birimlik Başbuğ’un Çin ziyaretinden...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle