02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Ainur NOGAYEVA TUSAM Avrasya Araştırmaları Masası [email protected] ovyetlerin dağılmasıyla bağımsız olan eski SSCB cumhuriyetleri ulus inşası çalışmalarına başladılar. Bunun için 70 yıl içinde unutulan eski değerlere sahip çıkılarak yeniden hayata döndürülmesi en önemli yöntem olmuştur. Birçok alanda yapılan reformlarla birlikte Sovyetler öncesinde kullanılan Latin alfabesine geçiş süreci de başlatıldı. Günümüzde bu konudaki tartışmaların yeniden hız kazandığı görülüyor. Rusya soğuk bakıyor… C S TRATEJİ yitirdi. Savaş arifesinde bu reform alelacele yapılmaktaydı, bazen bu süreç sadece birkaç ay sürüyordu. Bu yüzden bazı diller Kiril alfabesine daha sonra geçmiş oldu: 1946’da Dunganlar ve Kürtler, 1963’te Nanaylar Kiril alfabesine geçti.(2) Kiril alfabesi, halklara baskı yapma aracı olarak algılandığı için artık bu değişimler ideolojik bir savaş haline dönüşmüştü. Bu yüzden ki Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan bağımsızlıklarını kazandıklarında derhal Kiril alfabesinden vazgeçerek Latin alfabesine geçtiler. Dudayev döneminde Çeçenistan da Latin alfabesine geçti. Sovyetler döneminde, başta SSCB’de yaşayan hakların kendi alfabelerinden ortak bir alfabeye döndürülmesi öngörülmüştü. Ortak alfabe olarak Latin alfabesi seçildi. SSCB halklarının Latin alfabesine geçirilmesini destekleyen Lunacharskiy (Bilim Komiseri) ile Lenin olmuştu. Ortak bir alfabe sayesinde ortak bir Sovyet tipi insanı yaratılması düşünülmüştü. Bu hedefin gerçekleştirilmesinin önünde engel oluşturan din adamlarının direncinin kırılması önemli idi. Bunun için de Müslüman halkların yanı sıra Rusların da Latin alfabesine geçmesi gerektiği vurgulanmıştır. Zira böylece Rusların da bu halkları anlamaları kolaylaşmış oluyordu. Türk dilini Arap yazısı üzerinden anlamak çok zordu, ünlü Rus yazarlarından Lermontov "Türk dili Ortadoğu’nun anahtarıdır" diyordu. Bolşeviklere göre ise Latin alfabesine geçildiğinde sadece Ortadoğu halklarını değil bölge halklarını da anlamak kolaylaşmış olacaktı. Ancak Lenin, Lunacharskiy kadar ileri gitmek istememiş, bunun ileride gerçekleşebileceğini, aceleci davranmanın doğru olamayacağını belirtmekle yetinmişti. Nitekim o dönemde bu düşünce hayata geçirilmedi. S Orta Asya’da alfabe tartışması TÜRKLERİN ALFABELERİ Tarihte Türk boyları günümüz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Çin ve Moğolistan’ı kapsayan topraklarında devletler kurarak Göktürk, Uygur, Brahmi, Tibet, Süryanî, Arap, İbrani, Grek, Ermeni, Kiril ve Lâtin gibi birden çok alfabe kullanmışlardır. Türk dilinin yazımı için kullanılan bu alfabeler içinde en uzun sürelisi ve en yaygını, Türklerin İslâmiyeti kabul etmeye başladıkları 10. yüzyıldan 20. yüzyıl ortalarına kadar, yani bin yıl gibi çok uzun bir sürede, tarihî ve bazı modern Türk dil ve lehçelerinin yazımı için kullanılan Arap alfabesi olmuştur. Bu alfabe, 20. yüzyılın ilk çeyreği sonlarından itibaren Türk ülkelerinde yerini Lâtin ve Kiril asıllı yeni alfabelere bırakmışsa da Irak ve İran’da yaşayan Azeri ve Türkmen olarak anılan Türklerle, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur ve Kazaklarca bugün de kullanılmaktadır.(1) Sovyetler Birliği’ndeki halkların kullandığı diller iki üç kere alfabe değiştirdi. İlk başta Latin Alfabesi’ne geçiş yapılırken, sonra Kiril alfabesinde karar kılındı. Bağımsızlık sonrası Türk Cumhuriyetleri yeniden Latin Alfabesi’ne dönüşü tartışıyor. 193233 yıllarında yavaşlamaya/azalmaya başladı. 1935 yılında ise Stalin’in ideolojik değişimlerinden ve yeni "milliyetçiBolşevik" bakışlarından bahsedilmeye başlandı. Bunu 1936’dan itibaren yeni Latinleştirilmiş dilerin Kiril alfabesine döndürülmesi izledi. Kiril alfabesine geçiş hızlı bir şekilde yapılmaktaydı. Buradaki asıl "filolojik amaç", "böl ve yönet" politikası doğrultusunda birbirine yakın halklarının alfabelerini azami olarak bir birinden farklılaştırmaktı. Bu geçiş süreci, buna karşı çıkan bölge milli aydınlarının tasfiyesi ve Ruslaştırma politikası eşliğinde yapılmaktaydı. 1940 yılında tamamlanan Stalin’in bu karşı reform hareketi sonucunda SSCB’de 20 yıl içinde 21 dil alfabeyi iki defa, 13 dil ise üç defa değiştirdi, 7 dil ise yazılı halini ALFABE DEĞİŞİKLİKLERİ SSCB’de yazılı dillerin sayısının 72 olduğu dönemde 1923’ten 1939’a kadar 50 dil Latin alfabesine geçirildi. Bu geçiş sürecine Arapça yazı kullanan Kuzey Kafkasya, Volga bölgesiyle Orta Asya Müslümanlarından başlandı, sonra Sibirya halkaları ile devam etti. Latin alfabesine geçiş kampanyası LATİN ALFABESİNE DÖNÜŞ SSCB’den ayrılan ülkelerinin Latin alfabesine geçmelerinin başlıca nedenleri şöyle sıralamak mümkündür: ? Ulusal bağımsızlığı pekiştirmenin aracı olarak görülmesi ? Sovyet döneminde halklara baskı yapma aracı olarak algılanan Kiril alfabesinden uzaklaşmak; ? Ortak alfabe sayesinde Türk halkları ve devletleri arasındaki bağları canlandırmak; ? Özbekistan örneğinde görüldüğü üzere Rusya’dan uzaklaşma arzusu. Nitekim 11 Eylül sonrası Afganistan harekâtına destek veren Batı müttefiki olan ülkenin Latin alfabesine geçişi Rusya’dan uzaklaşması anlamına gelmiştir. 2010 yılında Latin alfabesine geçiş sürencinin tamamlanması beklenirken yeniden Rus yanlısı politika izlemeye başlayan Özbekistan’da bugün, tekrar Kiril alfabesine geçilmesinin gerekip gerekmediği tartışmaları yapılmaktadır. ? İletişim/enformasyon alanını genişletmek; uluslararası sanal dünyaya katılan yeni bağımsız ülkelerinde Latin alfabesine geçiş, Internet kullanıcılarının sayısını arttırma çalışmalarına paralel olarak yürütülmektedir. 2000 yılından itibaren Azerbaycan ve Türkmenistan Latin alfabesine geçtiler, Özbekistan’ın da 2010 yılında geçişi tamamlanması beklenmektedir. Bölge ülkelerinden Kazakistan ve Kırgızistan’ın durumları diğerlerinden farklılık göstermektedir. Zira Stalin döneminde bölgeye gönderilen farklı etnik kimliklere sahip halkların bulunması, SSCB döneminde bunların Rus dili ve Kiril
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle