Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C S Orta Asyalı öğrenciler.... TRATEJİ 17 Orta Asyadaki üniversite öğrencileri Batılı standartlarda eğitime uyum çabasındalar... Azerbaycan ve Türkmenistan 2000 yılından bu yana Latin alfabesini kullanıyor. Özbekistan ise 2010 yılına kadar Latin Alfabesi’ne geçme kararı almıştı. Ülkenin yeniden Rusya’ya yaklaşması tartışmalara neden oluyor. Kazakistan ise etnik yapısı nedeniyle konuyu ağırdan alıyor. alfabesiyle anlaşmalarını zorunlu kılmıştır. Günümüzde bu halklarının bölgedeki sayıları azalsa da Latin alfabesine geçiş sürecinin daha monoetnik yapıya sahip olan Türkmenistan ve Özbekistan’a göre biraz sancılı geçebileceği düşünülmektedir. Kazakistan, Türkiye tecrübesini almak üzere çeşitli çalışmalar yapmakta, uzmanlarını görevlendirmektedir. Bu çalışmaların hayata geçirilmesinin uzun yıllar alacağı belirtilse de günümüzde başta Çin, Rusya olmak üzere dünyaya yayılan Kazakların üç veya dört alfabe kullanması en büyük zorluğu oluşturmaktadır. Bu konuda oldukça ihtiyatlı davranan Kazak yönetimi, Latin alfabesine geçen Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan ve Özbekistan tecrübelerinin incelenmesi için komisyon kurdu, Bilim Akademisi Dil Enstitüsü’nün çalışmaları için 60 bin dolar ödenek ayrıldı. Son dönemde ekonomik ve siyasi sorunlarla uğraşan Kırgız hükümetinin ise Latin alfabesine geçişi ile ilgili henüz somut bir adım atmadığı biliniyor. orta yaş grubunun yabancı dile hâkim olmasalar bile Latin alfabesini bildikleri göz önünde bulundurulduğunda bu olumsuz yanlarının sıralanmasında daha çok siyasi boyutun öne çıktığı görülmektedir. Öte yandan SSCB döneminde Arapça’dan Latin alfabesine geçişle SSCB halkların cehaletinin giderilmiş olduğu önemli bir gerçek. Daha sade olan Latin alfabesi, okumayazma oranının arttırılmasına yardımcı oldu. Zira bunun sayesinde harflerin sayısı azaltıldı, basım sırasında harf ve işaretlere yüzde 20’lik sıklık sağlanarak tasarruf sağlandı. Ayrıca dini cemaatlerin gücü azaltıldı, aynı zamanda Ruslaştırma suçlamalarının da önüne geçilmiş oldu. Siyasi ve toplumsal açıdan bakıldığında SSCB sonrasında üçdört nesil geçmeksizin yani Sovyet dönemine özlem duyanlar bitmeksizin Rusya etkisinden kurtulmak zor görünmektedir. Kiril alfabesi alışkanlığı da Sovyet döneminin mirasıdır. Sovyet döneminde kullanılan Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçilmesinin yaratacağı "eskiyle bağların kopması" ihtimalini bir endişe vesilesi yapanlar da var. Latin alfabesine geçişin yeni nesli başta dünyaca ünlü Rus yazarların eserleri olmak üzere Kiril alfabesiyle yazılan tüm kitaplarından mahrum bırakacağı düşünülmektedir. Ancak Türkmenistan ve özellikle Azerbaycan örneklerine baktığımızda uygulamaların başarıya ulaştığına ve bu ülkelerin bağımsızlıklarını pekiştirerek ulusal değerlerine sahip çıktıklarına tanık oluyoruz. Bunun yanı sıra, Kiril alfabesinde yazılan kitapların yavaş yavaş Latin alfabesine aktarılarak okuyucularıyla yeniden buluştuğu da bilinmektedir. Günümüzde sanal dünyanın basılı kaynaklarının yerine geçmeye gayret ettiğine tanık oluyoruz. Buna bağlı olarak iletişim alanının genişlemesi özelikle Internet kullanıcılarının Latin alfabesiyle yazışmalarına neden olmaktadır. Dolayısıyla Kiril alfabesinin alanının gittikçe daralması, Latin alfabesinin alanının da genişlemesi söz konusudur. Ancak bir yandan da internette ve telefon iletilerinde Türkçe harflerin kullanımının zorluğu dikkat çekilmesi gereken bir husustur. Gittikçe küreselleşen sanal dünyada Türk dilinin de tüm karakterleriyle ve harfleriyle yer alması için çaba göstermeli; bunun için Türk Cumhuriyetlerince ortaklaşa bir standart uygulama geliştirmesi önem teşkil etmektedir. Türkçe’nin Latin harfleri ile kullanımının yaygınlaşması da böylesi bir adımın atılmasını kolaylaştıracaktır. Dipnotlar: 1 Erdal Şahin, Tataristan Cumhuriyeti'nin Latin Alfabesi Mücadelesi, http://www.tawish.org/tatarmakale/content/view/39/34 2 Arapov M.B., Latinisa i Kirilisa, http://www.courier.com.ru/homo/latinitsa/latinitsa.pdf DIŞ FAKTÖRLER Alfabe değişimlerinde dış faktörlerin etkili olduğu göze çarpmaktadır. SSCB döneminde Latin alfabesine geçişte Türkiye’nin örnek alındığı bilinmektedir. Zira Atatürk döneminde yeni Türk alfabesinin Latin alfabesinin temel alınması suretiyle oluşturulması yoğun araştırmalar sonucunda verilen bir karardı. 1 Kasım 1928'de çıkarılan kanunla bu alfabe kabul edildikten sonra okuryazar oranını artırmak için ülke çapında çeşitli kampanyalar başlatılmıştı. Dünyada Türkçe konuşan –bilinen 30 halk bulunmakta, Türkiye de kendi tecrübesini kardeş ülke ve halklarıyla paylaşmak için çaba sarf etmektedir. Günümüzde Türk Cumhuriyetlerince Türkiye örneğinde yapılmakta olan alfabe değiştirme çalışmaları herkesten önce Rusya’yı rahatsız etmektedir. Zira böylece Rus dilinde eğitim azalacak ve bu ülkeler Rusya’nın ekseninden uzaklaşmış olacaklardır. Bu açıdan 1993 yılında Antalya’da Orta Asya Cumhuriyetlerince (Kazakistan hariç) imzalanan Kiril Alfabesinden Latin Alfabesine geçiş anlaşması önem teşkil etmektedir. Birkaç gün süren konferans sırasında fikri alışverişinden sonra 34 harften oluşan Latin alfabesi geliştirildi ve bunun Türkçe konuşan ülkeler için ortak olacağı konusunda mutabakata varıldı. Bununla birlikte her dilin özelliklerine göre değişiklikler getirilebileceği de belirtilmiştir. DEĞİŞİKLİĞİN SONUÇLARI Rusça yayın yapan kaynaklarda Latin alfabesine geçiş sürecine ilişkin tartışmalar hep olumsuz yönden yansıtılmaktadır. Sürecin öne sürülen olumsuz yanları, ekonomik zorluklarından başlayıp halka yeni alfabe ezberlemekte çekilecek zorluklar ile devam etmekte. Hatta bazı kaynaklara göre alfabelerin değiştirilmesi, mevcut iktidarlar tarafından daha kolay yönetebilmek için kendi halklarını cahil bırakmakta bir araç olarak kullanmaktadırlar. Bunun yanı sıra olumsuz yanları arasında, ortaokul ve liseyi tamamlayan öğrencilerin kazandıkları üniversitelerde Latin alfabesiyle yayımlanan kitapların yetersizliğinden dolayı yeniden Kiril alfabesiyle eğitimlerine devam etmek zorunda kalacakları da belirtilmektedir. Ayrıca orta ve uzun vadede genç nesil için enformasyon dünyasına girilmesini kolaylaştıracaksa da iki alfabe arasında sıkıştığını iddia eden orta yaş insanlar için Latin alfabesine geçişin bir rahatsızlık unsuru olacağı söylenmektedir. Zira bu insanların oturup tekrar harf ezberlemeleri gerekmektedir. Ancak eski SSCB ülkelerinde okumayazma oranının yüksek olması ve