02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası [email protected] Balkanlarda iç içe geçmiş sorunlar ve zorunluluklar… C S TRATEJİ isteğimiz, bunun idare edilebilecek bir süreç sonucunda gerçekleşerek, Kosova'da yaşayan Sırplar ve diğer azınlık haklarının yeterli şekilde garanti altına alınmasını sağlamak'' şeklindeki açıklaması AB’nin tutumunu sergileyen yeterli açıklığa sahip. AB içerisinde Kosova’nın bağımsızlığı konusunda farklı görüşte olan üyelerin varlığı kesinse de kontrol edilebilir bir sürecin gerekliliği üzerinde uzlaşı sağlanmış durumda. ABD’nin kışkırtıcı açıklamalarının bunu tetiklediği de açık. ABD’li eski dışişleri, istihbarat ve askeri yetkililerinin düşüncelerini yansıttığı bilinen düşünce kuruluşu Stratfor, Almanya’nın Kosova’nın bağımsızlığındaki etkisini değerlendirerek AB ülkelerini harekete geçirenin aslında Almanya olduğuna işaret ediyor. Stratfor, Bush’un Arnavutluk’taki açıklamasının sadece Merkel’in G8 Zirvesinde hemen yanı başında duran Putin’e rağmen açıkça ve dobra dobra söylediği Kosova’nın bağımsız olacağı sözlerinin bir yansıması olduğunu belirtiyor. Avrupalı liderlerin zamanı geldiğinde aynı tarafta yer almalarını garantilemek için ısrarla çalışanın da Bush değil Merkel olduğuna işaret ediliyor. Merkel’in Kosova’yı Almanya’nın rakipsiz Avrupa liderliğinin bir sembolü olarak gördüğü gerçek kabul edilebilirse de bunun aynı zamanda Balkanların merkezini kontrol altına almada mücadele eden AlmanyaABD çekişmesini de gözler önüne serdiği ihmal edilmemelidir. Nitekim Almanya, 1999’daki NATO müdahalesini en fazla destekleyen ülke olduğu gibi Kosova Kurtuluş Ordusu’nun örgütlenmesinde ve silahlandırılmasında da oldukça aktifti. Bugün de Kosova’nın bağımsızlığı konusunda ABD kadar aktif çalıştığı ortada. Batılı diplomatlar Kosova’nın donmuş sorunlar listesine eklenmesinden duydukları endişeyi açıklayarak Kosova sorununun çözümünün Balkanların istikrarı ve güvenliği için anahtar pozisyonda olduğunu belirtiyorlar. Kosova sorununun "bağımsızlık"la çözümlenmesinin uluslararası hukuka yani bağımsız devletlerin toprak bütünlüğüne saygı ilkesine yapacağı etki ve Kosova ile aynı sonuca ulaşmak isteyecek ayrılıkçıların yaratacağı tehdit artık tartışma konusu yapılmıyor. Sürecin öngörülebilir ve kontrol edilebilir olması birlikte hareket etmek için şimdilik yeterli görülüyor. Ne var ki, Balkanlara yaklaştıkça bölge ülkelerinin bağımsızlığı farklı boyutlarda değerlendirdiği ve "tehdit" potansiyelini yakından daha büyük algıladıkları anlaşılıyor. K osova, Rusya ve Batılı liderler arasındaki tansiyonu yükselten konuların başında geliyor. Rusya’nın açıklamalarına rağmen Kosova sorunu üzerindeki tartışmaların artık "nihai statü" değil "bağımsızlığın zamanlaması" üzerinden yapıldığını görmezden gelmek mümkün değil. Nitekim Rusya da müzakerelerin sürdürülmesi talebi haricinde Kosova gerçeğine köklü bir çözüm getirecek alternatif bir öneri getirmiş değil. Putin’in "anlamsız bir acelecilik yapıldığı" eleştirisinin haklılığına rağmen mevcut koşullarda bağımsızlık haricinde bir alternatifin olmaması da Bush’un "sonsuz süreli görüşmelerin olamayacağı" yönündeki uyarısını gerçekçi kılıyor. İşin aslı Batı, Kosova’nın bağımsızlığı haricindeki her hangi bir ihtimalin söz konusu olamayacağı konusundaki görüş birliğine uzun süre önce vardı. Bloklaşmış fikir karşısında Rusya’nın elinde kalan tek koz da mümkün olduğunca süreyi uzatmaktan ibaret. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerine 20 Haziran’da dağıtılan Kosova’nın nihai statüsüne ilişkin son karar taslağı ise Rusya’nın bu kozunu "otomatik" olarak devre dışı bırakacak nitelikte. Müzakerelerin sürdürülmesi için Kosova ve Sırbistan’a 120 günlük ek süre tanıyan tasarının can alıcı noktası, 120 gün içinde tarafların anlaşamaması halinde, BM Kosova Özel Temsilcisi Martti Ahtisaari’nin Kosova’ya aşamalı bağımsızlık öngören planının "Konsey’in başka türlü bir karara varmaması durumunda" otomatik olarak yürürlüğe girmesini düzenlemesi. Esasen tasarının önerdiği bu süre Kosova’nın bağımsızlığının önündeki son 120 gün olarak değerlendirilmeli. Nitekim tarafların yani Sırbistan ve Kosova yetkililerinin anlaşmasının imkânsız olduğu, Güvenlik Konseyi üyelerinin de farklı bir çözüm önerisi üzerinde uzlaşıya varmasının mümkün olmadığı biliniyor. Kosovalı Arnavutlar bağımsızlık harici her hangi bir çözümü kabul etmeyecekleri konusunda ısrarlılar; kaldı ki bunda ısrar etmeleri her koşulda bağımsızlığı getireceğine göre kararlarından vazgeçmeleri için bir neden, dolayısıyla müzakere edilecek her hangi bir konu bulunmuyor. Dolayısıyla ABD ve Avrupalı üyelerin hazırladığı tasarının aslında Ahtisaari’nin hazırladığı planının uygulanmasını 120 gün süreyle ertelediği açık. Rusya da bu yolla Sırbistan’ın karşı çıktığı bağımsızlık planının kabul edilmiş olduğu gerekçesiyle tasarıyı kabul etmeyeceğini bildirdi. Kosova’nın ‘görünmez’ tarafları Kosova’nın bağımsızlığı için geri sayım başladı ve taraflar isteklerinden geri adım atmaya yanaşmıyor. ABD, AB Arnavutları destekliyor. Rusya BM Güvenlik Konseyi’nde karşı duruşunu sürdürüyor. Kosova ve Arnavutluk gelişmelerden memnun. ilişki kurmaya başladılar. Bush’un Arnavutluk ziyareti sırasında Rusya ve AB nezdinde görüşmelerin sürdürüleceği yönündeki açıklamasını izleyen "Eğer Kosova konusunda diplomatik ilerleme sağlanamazsa, biz harekete geçmek zorunda kalacağız" sözleri bulunduğu ülkeye gösterdiği nezaketle açıklanamayacak denli önemliydi. Bu dakikadan sonra AB’nin bir arabulucu rolüne soyunmuş olduğunu görüyoruz. Bir yandan bağımsızlık sürecinin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapılırken bir yandan da BATI KAPISINDA Bölge ülkelerinden Arnavutluk’un her koşulda Kosova’nın bağımsızlığını desteklediği konusunda herhangi bir şüphe bulunmuyor. Nitekim Arnavutluk Kosova sorununu bir dış politika konusuymuş gibi izliyor olsa da bunun bir yanıyla Arnavutluk’un iç politikası olduğu da yadsınamaz. Arnavutluk, Kosova’nın bir başka devletle birleşmesini yasaklayan Ahtisaari planının açıklanmasından çok önce Kosova ile birleşme yönünde bir politika yürütmediğini açıklamıştı. Kosova’nın bağımsızlığını doğrudan ABD’nin desteklediği dikkate alınırsa Arnavutluk’a "Büyük Arnavutluk" gibi bir idealin söz konusu olmadığı güvencesini vermek ve Kosova Arnavutlarının haklılığı konusunda lobi çalışmalarında AB’NİN TUTUMU Rusya’nın tutumu Kosova’nın bağımsızlığını geciktirebilecek gibi görünse de ABD’nin yol Bush göstericiliğini yaptığı gibi Kosova parlamentosunun bir BM kararı beklemeksizin "bağımsızlık" ilanına gitmesi de çok gerçekçi bir ihtimal. Nitekim Arnavutlar, bağımsızlık tartışmasını çoktan geride bırakıp ülkeleri için uygun bir bayrak seçmeye giriştiler. Bundan daha uzun zamandır da dünyanın her tarafında temsilcilikler açmak suretiyle fiili olarak ilan ettikleri bağımsızlıklarını hukuki olarak da tanıyacak devletlerle Merkel Putin BM kararı olmaksızın Kosova Parlamentosu’nca tek yönlü alınacak bir bağımsızlık kararının desteklenmeyeceği yönünde ardı ardına açıklama yapılıyor. Nitekim Rusya’nın reddettiği tasarının hazırlayıcılarından İngiltere'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Karen Pierce’in ''Öyle ya da böyle, Kosova'nın bağımsızlığı kaçınılmaz olacak. Bizim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle