17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türk Ulusu bağımsızlığa yönelik birinci vazifesinin ilk ayağını, yani muhafaza sürecini kaçırmıştır. Gün muhafaza değil müdafaa yani savunma günüdür. Savunma ise göz kulak olmakla değil, eylemle, işle, demokratik haklarını kullanarak, demokratik kitle örgütleri veya siyasi partilerle cephe tutmakla olur. Savunma ancak mücadele ile gerçekleşir. Mücadele ise ulusal varlığın ortak sahibi ulusun, sahipliğin gerektirdiği sorumluluğunun gereğini yerine getirmesi ile mümkündür. Vasiyetin öngördüğü yükümlülük, bağımsızlığın arkasından Cumhuriyet’in, ulusal varlık unsurlarının ve Kemalizm’in korunmasını ve savunulmasını gerektirmektedir. Ata’nın emaneti; vatandır, millettir, devlettir, ekonomik kıymetlerdir, ulusal kültürdür ve bunları kazandıran, koruyan Kemalizm’dir. Bu emanetlerin oluşturduğu miras, Gençliğe Hitabe’de gösterildiği şekliyle savunulmalı. yaratılarak "Biz" duygusundan uzaklaştırılıyor, etkisiztepkisiz kılmak için medya ile uyutuluyor, gün boyu eğlendiriliyor, gerçeklerle arasına sis perdesi çekiliyor, mistik yayınlarla uyuşturuluyor, hızla fakirleştiriliyor. Türk Ulusu halklar, uluslar durumuna getirilmek isteniyor. Bu ulusal felaketin başlangıcı olur. Her şey ulus olmakla başlar, ulus olmaktan çıkmakla biter. Ulus olmaktan çözülme, vatanı tehlikeye düşürür, bütünlüğünü tartışmalı hale getirir. Ayrıca devletin tekliği, ulusallığı biter, ulusal kültür yerine çok kültürlülük egemen olur, bu da biz duygusunu bitirir, ulusun bölünmesini doğurur. Bunun sonucu ise kan, gözyaşı ve mandacılıktır. Vatanı savunmak için ulusu korumak, ulusun elden çıkmasını önlemek; ulusu korumak için de Atatürk milliyetçiliğinin ve ulus tanımının anlaşılmasını sağlamak çok önemli görülmelidir. Etnik milliyetçiliğin emperyalizmin bir vasıtası olduğu gerçeği ortaya konmalıdır. C S TRATEJİ 21 kamu görevlilerinin hükümetin değil devletin memuru oldukları bir yapıda olması gerekir. Bunlara olumlu yaklaşılamıyorsa devletin de korunamadığı, savunulma sürecinde bulunulduğu kabullenilmelidir. Ekonomik kıymetler ile ulusal kültür unsurlarına gelince, çok kısa belirtelim, her iki ulusal varlık unsuru da büyük ölçüde ulusal olmaktan çıktı ve çıkışı devam ediyor. Bunların da koruma değil savunulması gerekiyor. Vasiyete göre korunması ve savunulması gereken Kemalizm ise en önde gelen olmalıdır. Çünkü ulusal varlık unsurlarımız Atatürk Devrimi’nin, Atatürk Devrimi de Kemalizm’in ürünüdür. Varlık unsurlarımızı kazandıran Kemalizm’dir, koruyarak devam ettirecek de Kemalizm’dir. Terk edildiği için Türkiye bugünleri yaşamaktadır. İçten ve dıştan, Türkiye üzerine niyetleri olanlar tarafından, sürekli saldırıya ve kötülemeye uğrayan Kemalizm’in bugünü ile ilgili sadece bir bilgi aktarmakla yetinelim. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi olan Kemalizm, Kemalizm’in kurduğu TBMM’nde 2006’ya kadar son on yılda on kez kullanılmıştır. Bu durum ise koruma ve savunma görevinin geride kalmış olduğunu, Kemalizm’in tekrar hayata döndürülmesinin gerektiğini göstermektedir. Kemalizm’in hayata döndürülmesi; Yüce Atatürk’ün mirası ve vasiyetinin gereği olduğu için; Türkiye’nin, Türk Ulusu’nun bütünlüğü için, Türkiye’nin getirildiği durumun bedelini halka kanla ödetmemek için zorunludur. Bu kısa irdeleme gösteriyor ki, Atatürk’ün Ulusa vasiyeti olan Gençliğe Hitabe, Türk ulusunun ve her bir yurttaşın günü ve geleceği için, bir yol haritasıdır. CUMHURİYETİN SAVUNULMASI Bağımsızlık yoksa, yani halkın bizi yönetsinler diye seçtikleri dıştan yönetiliyorsa, bu düzenin ismi cumhuriyet değildir. En azından Atatürk’ün Cumhuriyeti değildir. Tarikat ve aşiretlerin var olduğu ve hatta egemen olduğu bir halk ile, kişi özgürlüğü yitirildiği için, ulusal egemenlik sistemi işletilemez, cumhuriyet devam ettirilemez. Cumhuriyetin de korunması değil, savunulması gerekmektedir. Vatan tehlikededir. Satılıyor, üzerinde koloniler oluşturuluyor. Adım adım Türk Ulusu’nun olmaktan çıkarılıyor. Doğu Karadeniz’de Pontus, Doğu Anadolu’nun bir bölümünü Ermenistan’a katma, Karadeniz’e çıkışı olan Kürdistan kurma, Batı Anadolu’yu İyonya yapma, İstanbul’u uluslararası kontrol bölgesi haline getirme projeleri açıktan yürütülmektedir. Vatanı savunacak olan ulus, sosyal çözülme İÇTE EGEMEN DIŞTA BAĞIMSIZ Devlet, içe karşı egemen, dışa karşı bağımsız, etkin, saygın, iradesine karşı konulamayan, devlet edenlerin devletin sistemi ile sorunu olmayan, devlet organlarının birbiriyle mücadele halinde değil uyum içinde olduğu, GENÇLİĞE HİTABE Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyeti’ne kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK 20 Ekim 1927
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle