17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dilek FİLİZFİDANOĞLU TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası [email protected] 11 Eylül olaylarının ardından Körfez ülkelerinin birimi yön arıyor… C S TRATEJİ 19 Geçtiğimiz günlerde gündeme gelen diğer bir Arap yatırımı SaudiGerman Hospitals Group’un Türkiye’de sağlık kentleri ile hastaneler zinciri kurmayı planladıkları yönünde. Dolayısıyla sağlık alanına da Arapların el atması Türkiye’de her sektörde hakim unsur olabileceklerini gösteriyor. O rtadoğu’nun kilit ülkesi konumunda olan Türkiye’ye son yıllarda ilgi giderek artıyor. Yaşanan gelişmeler özellikle Arap ülkelerinin iştahını kabartıyor. Araplar 2010 yılına kadar Türkiye’ye 5 milyar dolarlık yatırım yapmayı planladıklarını söylüyorlar. Arapların ilgisinin Türkiye’ye kaymasının sebeplerinin başında ise, 11 Eylül 2001 saldırıları sonrasında, ABD’de oluşan Arap düşmanlığı karşısında yeni yatırım alanları arayışına girmiş olmaları geliyor. Zira daha önceleri Arapların yaklaşık 1,52 trilyon dolar arasında olduğu tahmin edilen sermayelerini özellikle ABD’de kullandıkları biliniyor. Dünyanın en büyük silahlı saldırı eylemi olarak tarihe geçen, 11 Eylül’ün sorumlusu olarak görülen El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in, Suudi Arabistanlı bir ailenin çocuğu olması ve dönemin Dışişleri Bakanı Colin Powell’in "11 Eylül, Arapların veya Müslümanların işi olarak görülmemelidir" demesine rağmen, ABD’deki Arap düşmanlığı Arapların ABD’den uzaklaşmalarına neden oldu. Dolayısıyla yeni yatırım alanları arayan Arapların Türkiye’deki yatırım fırsatlarını değerlendirmeye başlamaları ABD’nin itici görüntüsünden de kaynaklanıyor. Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu güne kadar süregelen ArapTürk ilişkilerinde, zaman zaman gerginlikler olduğu, hatta Kurtuluş Savaşı döneminde Arapların Türklere sırt çevirdiği, Kıbrıs Savaşı’nda yine Arap ülkelerinin Türkiye’nin yanında yer almadığı biliniyor. Türkler ve Araplar arasındaki geçmişten beri süregelen bu kırgınlık, "Ne Şam’ın Şekeri Ne Arabın Yüzü" gibi atasözlerinde bile dile getiriliyor. Hal böyle olunca Türkiye’de geçmişten beri Araplara karşı daima kuşkuyla yaklaşıldı. Ta ki AKP dönemine kadar… Arap sermayesi Türkiye’ye 2005 yılında, Türk Telekom ihalesiyle girdi. Türk Telekom’un özelleştirilmesinde ihalede yeterlilik alan 4 firmanın 2 tanesi Arap firmasıydı. İki büyük Arap rakipten Dubai İslam Bankası, Türk Telekom’u Lübnanlı Oger Telekom’a kaptırmış oldu. Daha sonra Telsim ihalesinde yine 6 tane Arap firmasının ihaleye katıldığını gördük. İstanbul Belediyesi ile yatırım anlaşması yapan yine Araplardı. Kuveyt sermayeli Haliç Leasing Türkiye’de temsilcilik açtı. Kuveytli başka bir firma olan The International Investor (Uluslararası Yatırımcı) ise taşıt kiralama şirketi Docar'ı satın aldı. Dünyanın en büyük cam fabrikalarından biri olan Jebel Ali Container Glass'ın sahibi Sheik Abdul Khalig Saeed, İzmir Seferihisar'da 25 milyon dolara termal tatil köyü için yatırım yaptı. Kuveyt Finance House TÜPRAŞ’la, Dubai Port International Mersin ve İzmir Limanları ile Katar Oteller Dairesi ise Emekli Sandığı’na ait Emek Otelleri ile ilgilenmişlerdi. DUBAİ KULELERİ GELİYOR ABD’de 11 Eylül saldırıları sonrasında Araplara karşı oluşan tutum, körfez sermayesinin yeni liman aramasına neden oldu. Türkiye’de yabancılara sınırsız ve sorunsuz satışlar Arap sermayesinin Türkiye’ye yönelmesine yol açıyor. ARAPLAR TÜRKİYE’DE Arap sermayesi Türkiye’ye ilk olarak Şeyh Makdum, İETT garajını aldı... Son olarak Karayolları arazisini Zorlu Grubu'nun 800 milyon dolara satın almasının ardından, konum itibariyle İstanbul Boğazı'na hakim bir arazi olan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait İETT Garajı arazisi de 705 milyon dolara Dubai Emiri Şeyh Maktum'un şirketi Sama Dubai şirketinin oldu. Şeyh Maktum Levent'teki İETT Garajı'na, daha önce 102 ve 94 katlı ünlü Dubai Towers’ı yapmayı planlıyordu. İhalede Karayolları arazisinin ihalesinde kapıştığı Zorlu ile yarıştı. Açık artırma büyük bir çekişmeye sahne oldu ve Sama Dubai şirketi 705 milyon dolar (artı KDV) teklif vererek arazinin sahibi oldu. 834 milyon dolar (KDV dahil), Türk parası karşılığı yaklaşık 1 milyar 156 milyon 400 bin YTL (KDV dahil) olan bu tutarı peşin ödeyeceğini açıklayan Arap firması, 46 bin 241 metrekarelik arazide istediği yükseklikte bina inşa edilebilecek. Bu arazi önemli ticaret ve alışveriş merkezleri ile ana ulaşım hattı üzerinde yer alıyor. Şimdi hedef Dubai Towers projesi ve İstanbul’un göbeğinde Dubai tarzı dev binaları yükseltmek. İETT arazisinin yeni sahibi Şeyh Maktum Birleşik Arap Emirlikleri'nin yedi emirliğinden biri olan Dubai’nin emiri. Her sektörde şirketleri var ve 10 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin kralları arasında yer alıyor. El Maktum babasından kalan varlıklardan her yıl 2 milyar dolar gelir elde ederken, Birleşik Arap Emirlikleri'nden de payına 2,5 milyar dolarlık petrol geliri düşüyor. Bunun dışında Muhammed El Maktum, Dubai'de lüks otellere, bankalara, altı saraya ve 1200 Arap yarış atına sahip. Servetine şimdi de İstanbul’daki Dubai Towers eklenecek. İstanbul’daki İETT arazisinin satışından sonra, Arap sermayesi şimdi de Petkim’e gözünü dikti. Haziran ayında yapılması planlanan Petkim ihalesi için bazı Arap firmalarının şimdiden hazırlık yaptıkları söyleniyor. Bugün Türkiye’de giderek artan yabancı sermayenin büyük çoğunluğunu oluşturan Araplar, anlaşılan o ki Türkiye’de daha çok yer kapacaklar. YABANCILARA SATIŞ IMF, Dünya Bankası ve AB’nin direktifleri gereği elde ne varsa yabancı sermaye girişi adı altında satılması söz konusuyken, Türkiye’ye gelen bu yabancı sermayenin yatırım ve istihdama katkısının ne oranda olduğu ve Türkiye’ye ne kazandırdıkları/kazandıracakları araştırılması gereken hususlardandır. Yabancılaşmanın ulusal güvenliğimiz ve stratejik çıkarlarımız üzerindeki olumsuz etkileri ilerleyen yıllarda daha net görülecektir. Özelleştirme ve yabancı sermaye girişi adı altında milli kuruluşlarımızın birer birer üstelik yok pahasına satılması, Türkiye üzerinde oynanan oyunlardan sadece biridir. Geçmişte Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen tarafından Arap sermayesi için "yağmaya hazır bir bulut gibi" benzetmesi yapılmıştı. Görülen o ki o bulut Türkiye’nin üzerine çöktü. Umarız sağanak yağışlarla meydana gelebilecek seller ve felaketler neticesinde daha fazla toprağımızı sel sularına kaptırmayız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle