17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası [email protected] Ortadoğu’daki karışıklığın bir yıllık panoraması... C S TRATEJİ Hizbullah’ın matematiksel olarak yenildiği bu savaştan aynı Hizbullah’ın ideolojik anlamda zaferle çıkması, İsrail’in "yenilmezlik" imajını derinden sarstı. Bu bağlamda savaş sonrasında ülkede, özellikle de orduda ciddi çalkantılar yaşandı. Topyekun olarak Arap dünyasına baktığımızda ise 2006’da yine kendinden menkul bir karmaşanın hakim olduğunu görüyoruz. En genel ifade ile Araplar yıllar önce içerisine düştükleri "kakofoni"den bu yıl da kurtulamadılar. Bilakis, söz konusu farklı sesler ve görüşler, Irak işgali ile başlayan ve İsrailLübnan/Hizbullah Savaşı ile derinleşen bir şekilde Arap dünyasını adeta parçalara ayırdı. Bu ayrışmalar ŞiiSünni, ABD/Batı yanlısı ABD/Batı karşıtı ya da emperyalizme hizmet edenemperyalizme direnen olmak üzere farklı içerik ve biçimler de kategorize edildi. Gelinen noktada adı, sanı her ne olursa olsun önemli olan tek şey Arap dünyasının, İran’ı ve Türkiye’yi de katarsak Ortadoğu’nun, kendi içerisinde geri dönülmesi çok zor bir şekilde ideolojik parçalanmalara uğradığı gerçeği… Ve dahası bu gerçeğin Ortadoğu’yu, sanki var olan sorunlar yetmezmiş gibi, daha büyük bir girdabın içerisine doğru çekmesi… 06 yılı, Ortadoğu için geride bırakılan binlerce yıldan çok da farklı geçmedi. Ortadoğu coğrafyası tarihin ajandasına yine savaşlarla, çatışmalarla, krizlerle, suikastlarla kısacası "kan ve gözyaşı" ile not edildi. Başka bir deyişle müzmin şiddet, insanlık tarihinin başladığı bu topraklardan elini ayağını yine çekmedi. Yüzyıllardan beri varlığını koruyan genetik sorunlar kendisinden asla ödün vermeyen şiddet ile kavrulmaya devam etti. Hatta artık kronikleşmiş olan sorunlara yenileri eklenerek Ortadoğu’nun tarihsel düğümleri daha da giriftleşti(rildi). Eskilerin deyimi ile "eski tas, eski hamam" Ortadoğu’nun 2006 panoramasına kısaca bakalım isterseniz.(1) Ortadoğu deyince, hele de sorun deyince akla gelen ilk şey kuşkusuz İsrailFilistin sorunu yani sonu gelmeyen bir çatışma. Tahmin edildiği üzere 2006 yılı da İsrailFilistin sorunu için "barış" yılı ol(a)madı. Hatta "barış" sözcüğü ağızlara bile alınmadı. Ama aynı zamanda bu yıl Filistin için daha farklı anlamlarda bir kader yılı oldu denebilir. 2006’nın hemen başında seçimlerle iktidara gelen Hamas, El Fetih’in yarım yüzyıllık saltanatına son vermesinin yanı sıra Hamas’lı Filistin, makus tarihine yeni bir çatışma boyutu daha kattı. Galip Hamas ve mağlup El Fetih arasında sık sık çatışmalar baş gösterdi ve her çatışmada Filistin iç savaşa daha da yaklaşmış oldu. İç 20 Ortadoğu’da kaos bitmedi Geçtiğimiz bir yıl dünyanın çatışmalı bölgesi Ortadoğu’da kaosu bitirmedi. Filistin sorununda yine çatışmalar eksik olmadı. Filistin Hamas iktidarı ile fiilen bölünme yaşıyor. Irak’taki şiddet 2006’da önlenemez boyuta yükseldi. savaş demişken, 2006’da iç savaş çanlarının duyulduğu bir diğer ülke olan Lübnan’dan bahsedelim. 2005 yılında gerçekleşen Hariri Suikastı sonrasında gelişen olaylarla ve son kertede Temmuz ayında yaşanan 34 günlük İsrailLübnan/Hizbullah Savaşı ile Lübnan’da tarihin akışının tersine dönmesi, ülkeyi daha aydınlığa erişemeden yeniden karanlığa bürüdü. Hele ki savaş sonrası baş gösteren (ikinci) iç savaş alametleri, Lübnan’ı "deja vu"(2) kâbuslarına sürükledi. Projektörümüzü Ortadoğu’nun kilit ülkelerinden bir diğerine, Suriye’ye tuttuğumuzda ise "kader ortakları" ile karşılaştırıldığında görece daha sakin bir yıl geçirdiğini görüyoruz. Dışarıdan bakıldığında Suriye için yazılan felaket senaryoları bu yıl gerçeğe dönüşmedi belki ama içerdeki durumlar pek iç açıcı sayılmazdı. Hafız Esad’ın yıllarca sağ kolu olarak görev yapmış Baas’ın ikinci adamı Abdülhalim Haddam’ın partiden nazikçe tasfiye edilmesinin ardından birden bire Baas muhalifliğine "terfi etmesi" ve Suriye’nin kara kutularından biri olarak Suriye yönetimini yerle yeksan edebilecek açıklamalar yapması ve aynı zamanda BM Hariri Suikastı Araştırma komisyonu’nun da devamlı surette Suriye’yi suçlayan raporlar yayımlaması Beşşar Esad’ı ciddi anlamda köşeye sıkıştırdı. İsrail’in Hizbullah ile karşı karşıya geldiği savaş ise Suriye için hem fırsat hem de tehdit içerikli anlamlar ifade etti. İsrail’in savaştan düşünsel anlamda büyük bir yara alarak çıkması Suriye’yi Golan’ın geri alınması konusunda cesaretlendirdi. Ancak savaş sırasında yerle bir edilen Beyrut’un başkent Şam’a sadece kırk dakikalık mesafede olması, İsrail’in bir anda hedef alanını genişletebileceği korkusunu da beraberinde getirdi. Ortadoğu’nun "ayrık otu" İsrail içinse, 2006 pek parlak sayılmazdı. Daha yılın dördüncü gününde Başbakan Ariel Şaron’un beyin kanaması geçirip komaya girmesi ve ardından Kadima ile büyük umutlar vadeden Şaron’un siyaseten ölü ilan edilmesi ülkede iç dengeleri sarstı. Mart ayında yapılan seçimlerde ve sonrasında yaşanan koalisyon pazarlıklarında dengelerin sarsıldığı daha açık bir şekilde ortaya çıktı. Tüm bunların üstüne Temmuz ayında Hizbullah ile girişilen savaşta Hizbullah karşısında verilen İsrail için ağır denilebilecek kayıplarla ve daha da önemlisi BIÇAK SIRTINDA BİR YIL Ortadoğu bıçak sırtında geçen bir yılı daha geride bırakırken, geçen bir yılın panoramasını yapalım istedik. Hal böyle olunca da alışıla gelenden farklı bir yazı çıktı ortaya ve yazının ikinci bölümünde yukarıda kısaca değinilen gelişmeleri bir de tarih sırası ile vermeyi uygun gördük. İşte insanlığın tedavülden kalkmaya başladığı –belki de çoktan kalktığı Ortadoğu’nun 2006 serüveni: ORTADOĞU 2006 SURİYE 1 Ocak: İktidardaki BAAS Partisi, Aralık 2005’te el Arabiya televizyonuna, verdiği mülakatta, ''Suriye lideri Beşşar Esad'ı suikast sonucu öldürülen eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri'yi tehdit etmekle'' suçlayan Abdülhalim Haddam’ı partiden ihraç etme kararı aldı. 4 Şubat: Şam’daki Danimarka ve Norveç elçilikleri "karikatür krizi"ni protesto eden bir grup tarafından yakıldı. 17 Mart: Suriye’nin eski Devlet Başkan Yardımcısı Abdülhalim Haddam önderliğinde Brüksel’de toplanan muhalefet (Müslüman Kardeşler başta olmak üzere komünistler, liberaller ve Kürt gruplardan oluşuyor) "Ulusal Kurtuluş Cephesi" adı altında Suriye’de rejim değişikliğini amaçlayan bir cephe kurduklarını ilan etti. 31 Temmuz: Yüz binlerce Suriyeli, İsrail’in Lübnan’da yaptığı Kana Katliamı’nı protesto etmek için sokaklara döküldü. 12 Eylül: Şam’da ABD Büyükelçiliği’ne bomba yüklü bir araçla saldırı girişiminde bulunuldu ancak bombaların patlaması önlendi. Olay sonrasında Suriye güvenlik güçlerinin militanlarla girdiği çatışmada saldırıyı düzenleyen 4 militan öldürüldü. 28 Kasım: LübnanSuriye sınırındaki Cdeydat Yabus Sınır Kapısı’nda Tevhid ve Cihad örgütünün Suriye'deki önde gelen liderlerinden biri olduğu iddia edilen Ömer Abdullah, sınır kontrolü sırasında intihar eyleminde bulundu. 11 Aralık: Suriye ve Irak karşılıklı açılan büyükelçilikler ile diplomatik ilişkilerini 24 yıl aradan sonra yeniden tesis etti. Filistin’de gruplar, iç çatışma noktasında... LÜBNAN 11 Ocak: Hariri Soruşturması’nı yürüten savcı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle