17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Voronin yönetimi, Rusya ile iyi ilişkiler üzerinden Transdinyester sorununu ülke bütünlüğü çerçevesinde çözmeye dayanan hassas dengeler üzerine oturmaktadır. Rusya Federasyonu’nun Transdinyester’li ayrılıkçıları desteklediği ölçüde, Rusya dışındaki dış politika alternatiflerine yönelme yönünde simgesel adımlar atmaktadır. Voronin yönetiminin bu (ikircikli) yaklaşımı diğer yönelimlerin önemli eleştirilerine uğramaktadır. Birinci yönelime sahip olanlar, yani Romanya ile birleşme taraftarları, Voronin’i Moldova’yı Sovyet günlerine geri götürmekle suçluyorlar. Bolşevik devrime işaret eden 7 Kasım tarihinin yeniden ulusal bayram ilan edilmesini eleştirmekte, Rusça’ya verilen önemi sorgulamakta ve "Moldovenism"in Voronin yönetiminde bir devlet ideolojisi haline getirildiğini ileri sürmektedirler. Moldova’nın etnik ve dilsel açıdan Romanya kültüründen türediğini savunmanın devlete büyük zarar vereceği, Transdinyester sorununu çözümsüzleştireceği fikirlerine dayanan Voronin yaklaşımı, birinci yönelim tarafından özellikle 2003 yılında yürürlüğe giren "Moldova Cumhuriyeti Ulusal Politika Konsepti Belgesi" üzerinden sorgulanıyor. Belge, Moldova dilinin Romence’den farklılığını seslendirmekte, böylelikle Moldovalı’nın Romen’den farkına ulaşmakta ve son tahlilde Romenlerin Moldova’da bir azınlık olduğu sonucuna varıyor. Böyle bir yaklaşım, Romen kimliği ön plana çıkartanlar tarafından, devlet eliyle yapılmış bir bölücülük olarak yansıtılıyor ve Romenlerin ötekileştirilme süreci olarak değerlendiriliyor. (3) Voronin’in yaklaşımı Transdinyester ayrılıkçıları, Slav etnik köken üzerinden siyaset yapanlar ve Rusya yanlıları tarafından da zaman zaman eleştiriliyor. Voronin’in Rusya Federasyonu karşısında konumlandığı her süreçte, bu kesimden gelen eleştiriler artıyor. C S TRATEJİ Voronin 17 de bir dağılma sürecine girdi. Rus ambargosuyla yaşadığı ekonomik sorunlar, Transdinyester konusunda artan baskılar, Ukrayna gibi bir dış desteğin Rusya tarafına kayması Voronin hükümetini çaresiz bıraktı. Moskova yönetiminin 1992 çatışmaları sırasında Transdinyester’de konuşlandırdığı ve halen bu bölgede bulunan birlikler, bu tehditlerin Voronin hükümeti tarafından daha fazla hissedilmesine neden oldu. Voronin hükümeti bu durumdan kurtulmanın yolunun Rusya Federasyonu ile uzlaşmaktan geçtiğini görerek, Belarus’ta gerçekleşen BDT Zirvesi sırasında Putin ile görüşmenin yolunu aradı. Bu istem, Putin tarafından da olumlu karşılandı. Sonuç olarak zirvede Rusya Devlet Başkanı Putin, Moldova Devlet Başkanı Voronin ile önemli bir anlaşmaya imza attı. Moldova’nın ihraç ürünlerinin büyük bir kısmını oluşturan ve ülkenin temel gelir kaynağı olan et ve şarap kalemlerinde, Rusya Federasyonu, Moldova’dan ithalatına getirmiş olduğu sınırlamaları kaldırdı. Bir diğer ifadeyle, Putin, Moldova ile ilişkilerinde de "havuç" politikasını izlemeye başladığını gösterdi. Böylesine bir ortamda, Transdinyester bölgesinde devlet başkanlığı seçimleri yapıldı. 1990’dan beri bölgeyi fiilen yöneten Rusya yanlısı Igor Smirnov, yüzde 82.4 oyla yeniden devlet başkanlığına seçildi. Moldova ve Avrupa Birliği, seçimleri geçersiz saydıklarını bildirmelerine rağmen, Rusya Federasyonu yetkilileri seçimleri demokratik buldular; halkın iradesinin bir yansıması olarak değerlendirdiler. Sonuç olarak Rusya Federasyonu’nun hassas dengeler üzerindeki Voronin hükümetine karşı "havuç" politikasına yönelirken, Transdinyester konusunu kendi çıkarları çerçevesinde Voronin yönetimine çözdürme niyetinde olduğu söylenebilir. Bu durumda problemin çözümü konusunda ilk akla gelen, 2003 yılında Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı İdaresi Yardımcısı Dimitriy Kozak tarafından öne çıkarılan; sorunun Moldova’nın federalizme geçmesi ile çözüme ulaştırılmasını öngören ve Voronin tarafından reddedilen planın yeniden sunulmasıdır. Böylelikle Transdinyester’in Moldova’dan ayrılması karşısında, Voronin hükümetini federalizme zorlayarak, ülke üzerindeki denetimi sağlamlaştırma politikası Rusya tarafından uygulanmaya koyulabilir. Transdinyester konusunda Ukrayna gibi bir dış desteği yitiren Moldova hükümetinin, ülke bütünlüğünü sağlamak ve ekonomik dengeleri korumak adına bu planı yeniden tartışmaya açması uzak bir ihtimal değil. Moskova’yı kısa vadede bu planı vurgulamadan alıkoyacak tek unsur ise, Rusya’ya karşı daha ılımlı olan Voronin’i zayıflatmanın, "Batı’cı" bir iktidarı Moldova’da işbaşına getirmeye dolaylı yoldan destek olacağı düşüncesi. Ekonomik olarak Rusya’ya bağımlı olan Moldova, Voronin iktidarında Moskova ile yeniden yakınlaşma sürecine girmiş durumda. Ukrayna’daki ‘devrim’in etkisini yitirmesi ve Putin’in güçlenmesi Moldova’yı seçeneksiz bırakıyor. Transdinyester bölgesinden Ukrayna'ya veya Ukrayna üzerinden üçüncü ülkelere (yani büyük oranda Rusya’ya) ticareti yapılan bütün malların, Moldova gümrüğünden geçmesi gerektiği yönünde karar alındı. Böylece Moldova, Transdinyester Bölgesi’nin dış ekonomik ilişkilerini tamamen kontrol altına alma fırsatı yakaladı.(4) Ancak bu durum çok uzun sürmedi. Rusya Federasyonu kısa sürede Voronin yönetimini hem içeriden hem dışarıdan baskı altına alıp, bu yöntemle yanına çekme yönündeki adımları atmaya başladı. Ukrayna yönetimini sıkıştırarak, Ukrayna’nın bu anlaşmadan çekilmesini sağladı. BDT Enstitüsü Başkanı ve milletvekili Konstantin Zatulin’in belirttiği gibi Rusya’nın Moldova politikasında Ukrayna’nın rolü çok büyüktü. Son süreçte Yanukoviç’in Başbakanlığa atanması ve Yuşçenko yaklaşımının temsilcisi Boris Tarasyuk’un Dışişleri Bakanlığı görevinden alınması, (5) "Moldova’yı Ukrayna üzerinden çembere alma" yönünde Rusya’ya önemli bir koz verdi. Rus etkisine daha açık hale gelen Ukrayna, Transdinyester sorununda Rusya’nın istediği biçimde rol almaya başladı. Rusya diğer taraftan, Transdinyester’e doğrudan müdahalelerde bulunarak, Voronin yönetimine bir gözdağı daha verdi. 17 Eylül 2006 tarihinde Transdinyester’de yapılan ve bölge halkının yüzde 90 oranıyla bağımsızlık ve Rusya’ya katılma yönünde oy kullandığı referandum sürecinde Rusya’dan gelen Putin yanlısı "Naşi" (Bizimkiler) hareketi bir baskı gücüydü. Rusya, uluslararası toplumun referandumu tanımamasına rağmen, referandumu "halkın iradesinin bir neticesi" olarak tanımladı. Ayrıca, Moldova’nın Ukrayna ile Mart 2006 anlaşmasına dayanarak yürüttüğü Transdinyester’in Rusya’yla ilişkisini kesme sürecinde, zor durumda kalmış Transdinyester bölgesine Rusya "insani yardımda" bulundu. Diğer taraftan Moldova’nın temel geçim kaynağı şarap konusunda Moldova’ya ambargo uygulamaya başladı. Ağustos 2006’da Ukrayna’da başbakan olan Rusya yanlısı Yanukoviç’in Yuşçenko’nun Transdinyester siyasetinden vazgeçmesi, Moldova hükümetinin elini daha da zayıflattı. Yanukoviç’in Transdinyester’i Ukrayna’nın Reni limanına bağlayan tren yolunu yeniden açması, böylelikle Danube nehri üzerinden Karadeniz’e çıkılabilmesi Transdinyester yönetiminin konumunu güçlendirdi. Moldova’nın uyguladığı ambargoyu işlevsiz hale getirdi.(6) Böylelikle GUAM (Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova) örgütü RUSYA’NIN ARTAN ETKİSİ Ukrayna’da Ocak 2005’te yapılan devlet başkanlığı seçimini Batı destekli Yuşçenko’nun kazanması, Voronin tarafından Transdinyester ayrılıkçılığı üzerindeki Rus desteğini zayıflatabilmek ve burada konuşlanmış Rus birliklerini 1999'daki AGİT İstanbul zirvesinde alınan kararlar gereği geri çekmeye zorlamak için önemli bir fırsat olarak görüldü. Rusya’nın Ukrayna seçimleri sonrası bu büyük stratejik kaybının verdiği cesaretle, Voronin yönetimi, artık daha uzaktaki Rusya ile ilişkileri daha arka plana itip, Transdinyester’in sınır komşusu Ukrayna ile ilişkileri geliştirerek, bölgedeki Rus etkisini daraltmanın yollarını arayan yeni bir strateji geliştirmişti. Bu pragmatik yaklaşım, Yuşçenko yönetimi tarafından da destek bulmuş, 2006 yılı Mart ayında iki devlet arasında bu yönde çok önemli bir adım atılmıştı. Transdinyester bölgesinin dış destekçisinin Rusya olduğunu söylemiştik. Dolayısıyla, bu bölgedeki ayrılıkçı direncin kırılması, Rusya ile bu bölge arasındaki bağın kesilmesini ya da zayıflatılmasını gerektiriyordu. Bu bağın kesilmesinin en önemli araçlarından biri ise Transdinyester’in Ukrayna üzerinden Rusya Federasyonu ile yürüttüğü ticareti denetim altına almaktı. Yuşçenko’nun Ukrayna’da devlet başkanı seçilmesinin hemen ertesindeki uygun ortamda, Ukrayna ve Moldova yönetimleri tarafından bu yönde önemli adım atıldı. Yapılan anlaşmada, Dipnotlar: (1) Ronald J. Hill, "Moldova Votes Backwards: The 2001 Parliamentary Election", Journal of Communist Studies and Transition Politics, C.17, S.4, Aralık 2001, s.131. (2) Y.a.g.m., s.131. (3) Argentina Gribincea, "Moldovenism: The State Ideology of the Republic of Moldova", <http://politicom.moldova.org/stiri/eng/21091/>. (4) İlyas Kamalov, "Dniyester Yanı Savaşları", 8 Mart 2006, <http://www.asam.org.tr/tr/yazigoster.asp?ID=974&kat1=6& kat2=>. (5) "Zatulin: V Pridnyestrove Nada Uçitıvat Pozitsiyu Ukrainıy", 10 Aralık 2006, <www.regnum.ru/news/752831.html>. (6) Alex Makarkin, "Is a Shared State with Moldova Stil Possible?", The Tiraspol Times, 26 Kasım 2006, <http://www.tiraspoltimes.com/node/298>.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle