Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Bahadır Selim DİLEK Türkmenbaşı’nın ölümü, yeni dengeleri gündeme getirebilir… C S TRATEJİ eden Türkmenistan'ın ilk cumhurbaşkanı seçildi. 1992'de yapılan seçimlerde yüzde 95.5 oranında oyla Devlet Başkanlığı koltuğuna oturan Türkmenbaşı ve 1999 yılında meclis tarafından alınan kararla ‘ömür boyu cumhurbaşkanı’ oldu. Türkmenbaşı geçen yıl, ‘Kimse sonsuza dek yaşamaz, bir halef bulmak gerekiyor’ diyerek 2009'da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacağını açıkladı. SSCB döneminden, bağımsızlığa geçiş sürecinde, ülkesi için yeni bir rota çizen ama bu rotayı Moskova ekseninden çok da uzak tutmamaya özen gösteren Türkmenbaşı, 21 yıl içinde ülkesinin ekonomisinden dış politikasına, sosyal yapısından kültürüne, günlük yaşamından, halkının ruhani eğilimlerine kadar hemen her alana damgasını vurdu. Kaleme aldığı Ruhname isimli kitabıyla, ‘yarıpeygamber’ görüntüsü oluşturdu. Ruhname’nin okullarda okutulmasına karar verdi, kitabın sıkça okunmasının cennet yolunu açacağından söz etti. Siyasi sistem içinde muhalefete hiçbir şekilde izin vermezken, uygulanan politikalarda ‘uygun görmediği’ noktalara kendi yöntemi ile muhalefet etti. ‘Gerekirse ben muhalefet ederim. Başka muhalefete gerek yok’ anlayışını benimsedi. Orta Asya’da SSCB’den kopmalarının ardından 15 yıl geçmesine karşın ‘yeni bağımsız’ olarak nitelendirilen Türk cumhuriyetlerinde adeta bir ‘kült’ oluşturan Türkmenbaşı, bu tutum ve davranışlarıyla demokrasi geleneğinin oluşturulmasının önüne geçtiği gibi, parlamento, hükümet, yargı gibi demokratik kurumların da gelişmesini engelledi. Ülkede içerik yerine şekil o denli ön planı çıktı ki, doğal gaz geliri ile görkemli saraylar, büyük bulvarlar, dev boyutlarda devlet binaları, anıtlar yaptırılırken, ‘tek adam’ imajının pekiştirilmesi için ülkenin her köşesi Türkmenbaşı’nın ‘özlü sözleri’ ve büyük fotoğrafları ile bezendi. Aşkabat havaalanının yanı sıra Ocak ayına ve bir göktaşına bile kendi adını verdi. Türkmenbaşı, 1948 yılında yaşanan ve ülkede 110 bin kişinin yaşamını yitirmesine (2. Dünya Savaşı sonrası Türkmenistan nüfusunun birkaç milyon olduğunu düşünüldüğünde, ülkedeki can kaybının önemi daha açık biçimde ortaya çıkıyor) neden olan depremden kurtuluşunu, Aşkabat’taki deprem anıtı ile simgeleştirdi. Altından yapılmış çocuk heykelinin bulunduğu anıtla, Türkmenbaşı kendisini Türkmen halkına ‘bahşedilmiş bir lütuf’ olarak gösterdi. luslararası haber ajanslarının 21 Aralık’ta geçtiği bir haber, dünya başkentlerinde büyük bir hareketlilik yarattı. Haber, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Türkmenbaşı’nın 66 yaşında yaşamını yitirdiğini duyuruyordu. Bu, ilk bakışta dünya üzerindeki herhangi bir liderin ölüm haberi gibi algılansa da, Türkmenbaşı’nın ani ölümüyle, küresel enerji rekabetinde bombanın pimi çekilmiş oldu. Peki, 21. Yüzyıl başında, enerji kaynakları, enerji yolları ve enerji güvenliği kavramlarının dünya politikasında öne çıktığı bir dönemde, Türkmenistan liderinin yaşamını yitirmiş olması ne anlama geliyor? Bu durum, dünya enerji piyasasını nasıl etkileyecek? Küresel güçlerin bundan sonra geliştireceği politikalar hangi yönde olacak? Bu soruların yanıtlarının daha iyi anlaşılabilmesi için, öncelikle Türkmenistan’ın ve Türkmenbaşı’nın özelliklerini, ülkenin doğalgaz kaynaklarını, Türkmenistan’ın özelde Orta Asya, genelde de dünya jeopolitiğindeki yerini, Türkmenbaşı’nın bugüne kadar izlediği politikaları mercek altına alıp ayrıntılandırmakta yarar bulunuyor. U Enerji mücadelesi yeniden başlıyor milyon civarında. Etnik yapısında Türkmenler yüzde 94.7 ile ağırlık taşıyor. Ülkede ayrıca yüzde 2 oranında Özbek, yüzde 1.8 oranında Rus, yüzde 1.5 oranında ise Azeri, Ermeni, Kazak ve Tatar yaşıyor. Dini açıdan ise ülkedeki tabloda yüzde 88 oranında Sünni Hanefiler ağırlık taşırken, halkın yüzde 10’u ise Ortodoks inancına sahip. Türkmenistan’da toplam 266 Cami, 12 tane de kilise bulunuyor. DOĞALGAZ ZENGİNİ Türkmenistan, 20 trilyon metreküpü aşkın rezerviyle dünyanın beşinci büyük doğalgaz kaynaklarına sahip ülkesi. Kazakistan, Özbekistan ve İran ile komşu olan Türkmenistan aynı zamanda petroldoğalgaz kaynakları ile küresel güçlerin yeni oyun alanı olan Hazar havzasında bulunuyor. Yüzölçümü yaklaşık 500 bin kilometrekare olan ülkenin nüfusu ise sadece beş Türkmenistan’ın lideri Niyazov’un ölümü Orta Asya merkezli küresel enerji mücadelesini yeniden başlatabilir. Açık denizlere çıkışı olmayan Türkmenistan daha önce kaynaklarını pazarlamak için çeşitli güzergahlar üzerinde duruyordu. KÜLT OLUŞTURDU Saparmurat Türkmenbaşı 21 yıl boyunca ülkeyi fiilen yönetti. 1985 yılında Türkmenistan Komünist Partisi'nin başkanı oldu. 1991'de bağımsızlığını ilan Türkmenbaşı