Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Doç. Dr. Yeşim YALÇIN MENDİ Ç.Ü. Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü T ürkiye, endemik bitkiler açısından dünyanın önemli ülkelerinden birisidir. Yurdumuzun siyasi hudutları içerisinde doğal olarak yetiştiği halde başka hiçbir yerde yetişmeyen, diğer bir deyişle dünyada yalnız ülkemizde yetişen bitkiler Türkiye endemikleri olarak adlandırılır. Yurdumuz endemiklerinin sayısı 3 bin dolayında olup endemizm oranı yüzde 33 civarındadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı kaynaklarından alınan rakamsal bilgilere göre Avrupa'daki diğer ülkelerde toplam 2 bin 750 endemik bitki bulunuyor olmasına rağmen, Türkiye'de bu sayı nın 3 bin olması çok önemlidir. 578 endemik bitkiyle en çok bitkinin yetiştiği iller arasında başı Antalya çekerken, 478 türle Konya ve 366 türle İçel ilk üç sırayı paylaşır. Benzersiz coğrafi konumuyla Anadolu, milyonlarca yıllık jeolojik zamanlar boyunca Asya, Avrupa ve Afrika kıtaları arasında çok önemli bir köprü olmuştur. Türkiye haricinde Avrupa’nın en çok endemik bitkisine sahip ülkesi Yunanistan’da sadece 800, rakip ülke İtalya’da ise 712 endemik bitki bulunmaktadır. Toplam bitki sayısında Türkiye’nin 9 bini aşkın bitkisi varken Bulgaristan’ın 3 bin 650, Yunanistan’ın 5 bin, Irak’ın 4 bin, İran’ın 8 bin, Fransa’nın 4 bin 500, Almanya’nın 2 bin 500, İtalya’nın 5 bin 600, İspanya’nın 5 bin, Romanya’nın 3 bin 400, İngiltere’nin 2 bin, Macaristan’ın 2 bin 214, İzlanda’nın 377, Norveç’in ise bin 715 adet bitki türüne sahip oldukları bilinmektedir. Türkiye, sahip olduğu olağanüstü zengin biyolojik çeşitlilik ile ılıman iklim kuşağının en önemli ülkeleri arasında yer alır. Biyolojik çeşitliliğindeki bu zenginlik, sahip olduğu farklı iklim tipleri jeolojik ve jeomorfolojik çeşitlilik, çok çeşitli habitat tipleri ve coğrafi konumundan kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin, bitki (flora) türleri bakımından sahip olduğu zenginliği anlamak için, Avrupa kıtası ile karşılaştırmak yeterli olacaktır: Tüm Avrupa kıtasında 12 bin 500 açık ve kapalı tohumlu bitki türü varken, sadece Anadolu’da bu sayıya yakın (yaklaşık 11 bin) tür olduğu bilinmektedir. Bunların yaklaşık üçte biri Türkiye’ye özgü (endemik) türlerdir. Coğrafik bölgelerden, Doğu Anadolu ve Güney Anadolu bölgeleri; Bitki Coğrafyası Bölgelerinden ise İranTuran ve Akdeniz bölgeleri endemik bitki türleri bakımından zengin olanlarıdır. Ülkemizdeki endemik türlerin en önemlilerinden birkaçı; Kazdağında orman meydana getiren Kazdağı göknarı (Abies equitrojani), Eğridir güneyindeki Kasnak meşesi (Quercus vulcanica), KöyceğizDalaman arasında yaygın olan Sığla ağacı veya Günlük ağacı ve ormanları (Liquidambar orientalis), Beşparmak Dağları (Ege bölümü)ndaki Kral eğreltisi (Osmunda regalis) ile Datça yarımadasında bulunan Datça hurması (Phoneix theophrasti)’dır. Kahramanmaraş civarında toprak altı yumrularının "Sahlep" adıyla dondurmada kullanıldığı değişik çiçek renklerine sahip türleriyle Orkide; Akdeniz Bölgesine yayılan Kuşkonmaz; gösterişli yaprakları ve sarıdan mora kadar değişen renkteki çiçekleriyle Süsen (İris); hemen tüm dağlarımızı mekan tutan, keskin kokusuyla sofralara lezzet katan Kekik; özellikle Ege ve Akdeniz Bölgelerinde yayılmış bulunan çok sayıda türüyle Adaçayı; Anadolu’nun her bir köşesine yayılmış Akdeniz iklim kuşağı endemik bitki deposu amanum (Amanos kekiği), Afyon’da Origanum sipyleum (Spil kekiği), Tunceli’de Origanum munzurensis (Munzur kekiği) sayılabilir. Ülkemiz endemik adaçayı türleri açısından çok zengindir. Birçok ilimizde birden fazla endemik adaçayı türleri bulunmaktadır. Örnek vermek gerekirse; Adana’da Salvia cilicica (Kilikya adaçayı), Afyon’da Salvia pisidica (Pisidya adaçayı), Aydın ve İzmir’de Salvia smyrnaea (İzmir adaçayı), Malatya’da Salvia euphratica (Fırat adaçayı), Yozgat’da Salvia yosgadensis (Yozgat adaçayı) ilginç isimli adaçaylarıdır. Akdeniz iklim kuşağı içerisinde özellikle Adana’da Adana menekşesi ve sıklamen’ de yaygın olarak yetişen türlerdendir. Cyclamen trochopternthum O. Schwarz (Sıklamen, domuzturpu, topalak ve Yersomunu), Primulaceae; Çuhaçiçeğigiller familyasında yer alan bir türdür. Çukurköy bölgesinde de yayılış göstermektedir. Diğer bir Akdeniz bitki topluluğu üyesi de "sığla" ağacıdır. Diğer ismi günlük olan bu ağaç Muğla ilinin Fethiye, Köyceğiz, Marmaris ve Datça ilçelerinin, taban suyu yüksek olan kıyı kesimlerinde, küçük orman öbekleri halinde bulunur. Kızılçam ağacı da maki kadar Akdeniz'e özgü bir bitki türüdür. Genellikle makiden sonra başlayarak deniz seviyesinden 8001000metre yüksekliğe, hatta uygun iklim şartlarında 1200metre yüksekliğe kadar uzanmaktadır. Akdeniz ve Ege Akdeniz’in endemik kıyılarında yer yer, denize gölgesi bitkilerinden biri: vuracak kadar kıyıya yakın yerlerde de Amanos kekiği… yaşayan kızılçam, yangına en duyarlı ağaçtır. Kızılçam ormanlarının üst sınırında yer alan, gövdeleri üzerinde 3035metre yükselebilen karaçam ağaçları deniz seviyesinden 9001000 metre yükseklikte başlayıp 18001900 metreye yüksekliğe kadar uzanan alanlarda yetişmektedir. Bölgenin bazı kesimlerinde kızılçamdan sonra sedir ve göknar topluluklarına da rastlanmaktadır. Eğer koruma altına alınmazsa bilinçsiz toplama ile kişiler tarafından tahrip edilmesi sonucu ortadan kalkacaktır. Uluslararası Doğa Koruma Örgütü’nün, "Biyoçeşitlilik Sıcak Nokta" listesinde, yeryüzünde belirlenen 34 küresel sıcak noktadan üçünün ülkemiz topraklarında bulunduğunu ve topraklarımızın % 77’sini kaplayan, dolaşan pek çok yabancı gezgin ve bilim adamının Trakya ve Batı Karadeniz dışındaki bu alanların incelemeleri sayesinde, Türkiye’nin bitki örtüsünü imdat haykırışları içerisinde olduğunu bilmekteyiz. tanımlayabilmek mümkün olmuştur. Bir yerin sıcak nokta sayılması için; en az 1500 Akdeniz bitki toplulukları Akdeniz coğrafi bölge endemik bitki türüne sahip olması ama doğal yaşam sınırlarını aşarak Ege, Marmara, Orta Karadeniz ve alanının dörtte üçünün kaybedilmiş olması şartı Güneydoğu Anadolu'nun batı kesimlerine dek bulunmaktadır. yayılmıştır. Akdeniz bitki topluluğunun en önemli Sonuç olarak; otlatma, tarla açma, yangın, bitki topluluğu sayılan maki, botanik açıdan "bodur erozyon, ağaçlandırma çalışmaları, yumrulu ve orman" olarak da tanımlanmakladır. Maki birliğini soğanlı bitkilerin halk tarafından bilinçsizce oluşturan ağaççık ve çalıların kendine özgü güzel ve toplanması ve yurt dışına kaçırılması gibi nedenlerle kuvvetli kokuları vardır. Menengiç, sakız, endemik bitkiler azalmakta ve hatta bazıları kocayemiş, sandal, mersin, pırnal meşesi, tamamen yok olmaktadır. Bu türlerin geleceğini akçakesme, lâden, funda, defne, delice, katırtırnağı korumak için bitki türlerinin kültüre alınma maki topluluğunun en çok rastlanan üyeleridir. uygulaması ve koleksiyon bahçeleri oluşturulması Ağaççıkların alt kısımlarında adaçayı, kekik, gerekmektedir. Özellikle, bölgede özel koruma ballıbaba, düğünçiçekleri, çançiçekleri, siklamen, alanları oluşturulmalı ve endemik bitkiler öncelikle glayöl, salep, Manisa lalesi, çiğdem, menekşe, ve tercihen "kendi özel habitatlarında" korunmalı, bu karanfil gibi otsu bitkiler yetişmektedir. yapılamıyorsa benzer habitatlar oluşturularak bu Endemik kekik türleri açısından da ülkemiz çok bitkilerin çoğaltılması sağlanmalıdır. zengindir. Örnek olarak; Adana’da Origanum durumdaki Çiğdem (Safranbolu civarında yetiştirilen kırmızıkavuniçi çiçeklilerine safran denilmektedir); ocakşubat aylarında kar altındaki ılık ortamdan sıkılarak kafasını kar örtüsünden dışarı uzatıp, görenleri hayran bırakan beyaz çiçekli Kardelen; yalnızca AnkaraGölbaşı yöresinde yetişen Yanardöner; ilkbaharla birlikte buğday tarlalarının ya da tarla kenarlarının baş misafiri olan, kırmızı çiçekleriyle böceklerin gözdesi olan Gelincik ve daha niceleri, korunga, ebegümeci, sümbül, devedikeni, lale, akzambak, zakkum ve yabani soğan gibi bir kısmı endemik türlerden oluşan bitki grupları da, ülkemizin bitki örtüsünde bol miktarda yer almaktadır. Bunların yanında, tarımsal üretimleriyle önemli ekim alanlarına sahip olan; buğday, arpa, keten, nohut, kiraz, armut ve badem gibi yaygın olarak kültüre alınmış ve beslenme kültürümüzde geniş yer bulmuş bitkilerin birçok alt türleri de, anavatanları olan ülkemizin doğal bitki örtüsü içerisinde bol bol bulunmaktadır Kanuni Sultan Süleyman zamanında, 15461549 yılları boyunca Osmanlı topraklarının güney bölümüne ve özellikle Anadolu’ya ilgi duyarak geziler yapan Pierre Belon’dan başlayarak; 19381966 yılları arasında 11 kez ülkemizi dolaşıp, topladığı zengin bitki örneklerine dayanarak yayınladığı 10 ciltlik "Türkiye Florası" kitabının yazarı P.H. Davis’e kadar, bu toprakları gezip 15