22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Manisa’da dericiliğin kökeni loncalara dayanıyor NKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği rakamlarına göre, Manisa, 1 milyon 59 bin 300 adetlik deri giyim eşyası üretim kapasitesi ile, İstanbul ve İzmir’in ardından deri giyim eşyası üretiminde yüzde 11’lik payla Türkiye üçüncüsü durumunda. Manisa’da deri sanayicilerinin faaliyet gösterdiği Manisa Deri Sanayicileri Yapı Kooperatifi Müdürü Feyzullah Uçak, ilin deri sanayinde geçmişi ve bugününü anlattı: "Manisa, Osmanlı idari teşkilatında önemli bir yer tutuyordu. Osmanlı padişahlarından Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, Üçüncü Murat gibi padişahlar şehzadeliklerini Manisa’da geçirmişlerdir. Hükümdarlık için gereken stajı bu bölgede yapmışlardır. Fatih Sultan Mehmet zamanından kalma Şehzadeler Sarayı’nın enkazı ilimizde hâlâ mevcuttur. Lalaları, hasekileri valide sultanları ve diğer maiyetiyle bu staj gören hükümdar çocuklarının Manisa’da Topkapı Sarayının küçük bir örneğini yaşatmaları tabidir. İşte bundan ötürüdür ki, Manisa hareket ve alışveriş bakımından İmparatorluk merkezi ile sıkı ilişki içinde bulunurdu. Osmanlı Askeri ve Mülki Teşkilatı’nın ihtiyaç duyduğu saraçlık, ayakkabıcılık, çizmecilik ile ilgili ürünlerin büyük miktarda Manisa’dan karşılandığı büyük Türk Seyyahı Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde geniş şekilde yer verilmiştir. Manisa deri tarihi üzerinde araştırma yapan değerli tarihçiler İbrahim Gökçen ile M. Çağatay Uluçay da bu gerçekleri çalışmalarıyla teyit etmişlerdir. Kısaca, Manisa’daki dericilik sektörün dününe gitmek gerekirse, 151617. yüzyıllarda Manisa Osmanlı İmparatorluğun deri merkezi konumunda idi. Çok eski ve köklü bir yapıya sahip olan, deri sanayi ulusal bir sanayi dalımızdır. Babadan oğula geçen lonca karakterlerini muhafaza eden geleneksel bir iş koludur. İlk önceleri dericilerin bulunduğu eski tabaklar, Manisa’nın Serabat (bugünkü tabakhane deresi) ile Akbal (bugünkü Çaybaşı) tabakhaneleri yerleşim alanıydı. Daha sonra Kerpiç Çukuru denilen, Yarhasanlar Mahallesi’nin kuzeyindeki eski tabakhane mevkiinde toplandılar ve çalışmalarını burada sürdürdüler. Gelişen dünyadaki deri sanayi ve teknolojik imkanlara karşı eski tabakhanelerde çok ciddi sıkıntılar başgöstermiş, bu yerleşim bölgeleri yetersiz kalmıştı. Eski makinelerin yerleşim düzensizliği büyük sorundu. Birbirleriyle hemen hemen bitişik işyerleri çok dar yollarla birbirlerine A bağlıydı. İzbe bodrum katlarda sağlıksız ve her türlü güvenlikten mahrum çalışma şartları vardı. Alt yapı çökmüştü. Bu sorunları köklü kalıcı çözüme kavuşturabilmek için, 1986 yılında S.S. Manisa Deri Sanayicileri Yapı Kooperatifi kurulmuş, Belediye ile yapılan tahsis ve kamulaştırma protokolü ile şimdiki yeri olan Manisa Atatürk Mahallesi, Mağarabahçe Mevkiinde 230 dönüm yer tahsisi yapılmıştır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca alınan kredi desteği inşaat ve alt yapı projeleri hazırlanmış. Kooperatifin katkılarıyla, kısım kısım ihalelerle iş yerlerinin binaları, alt yapısı, çevre duvarları ve site yolları örnek bir şekilde 2002 yılında modern binalarıyla faaliyetlere başlamışlardır. 2004 yılında Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca alınan kredi ile işin tamamlayıcısı olan, atık su tesisine başlanmış ve 2006 yılının sonunda tamamlanarak faaliyete geçmiştir. Çevre bilincinin çok hassas olduğu bir zamanda Türkiye’de örnek bir şekilde yapılan atık su arıtma tesisi ile doğaya, Manisa’ya ve yurdumuza görevini yapmış olan, Manisa Deri Sanayiciler haklı bir gurur ve huzurun mutluluğun duygusu içindedir. Manisa’nın il meslek dallarından biri olan deri sektörü, son yıllarda büyük gelişme içinde. Modern tesislerine taşınan dericilerin en son teknoloji ile ürettikleri derilerin yüzde 75’ini ihraç ediyorlar. Kooperatifte bulunan 36 işyerinde yaklaşık bin 400 kişiye istihdam sağlanıyor. Bölgedeki modern tesislerde İtalyan kalitesinde deri üretimi yapılmakta. Manisa’da geçmişi çok eskilere uzanan dericilik sektörü çağın gereklerine uygun olarak gelişmiş ve bugün ilimiz için önemli bir ihracat kalemini oluşturuyor. Modern teknoloji ile donatılmış tesislerde üretilen kaliteli deriler sektörün geleceğini şekillendiriyor. Geçen yıl Aralık ayında devreye giren arıtma tesisiyle birlikte tam anlamıyla Avrupa standartlarında üretimi devam ettiriyoruz. Artık Avrupa’da yeni pazarların oluşmasına zemin hazırlayacağız. Bu amacımıza ulaşmada, İzmir’e 45, Menemen’e 36, İzmir Havaalanı’na 65 kilometre uzaklıktaki konumumuzun avantajından da faydalanacağız. Deri sektörü hem iç, hem de dış pazarda yoğun bir rekabetle karşı karşıya. İhracatta ucuz deri ürünleri ile Çin rekabeti bizi zorluyor. İç pazarda ise arıtma tesisi bulunmayan ve kalitesiz üretim yapan firmalar sektörü olumsuz yönde etkiliyor. Ancak sektörde kalite bilinci geliştikçe ihracatta önemli artışlar sağlanıyor. Sektörde denetimin arttırmasıyla Türkiye’deki deri sektörü çok daha başarılı çalışmalara imza atacaktır." Bayer Cropscience, Agro Arena açtı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bayer CropScience Türkiye, Silivri yakınlarındaki Sultanköy’de Agro Arena açtı. Agro Arena Türkiye’deki çiftçilere, hububat üretiminde modern yetiştirme teknikleri ve üstün nitelikli ürünlerle verimlerini ve ürün kalitelerini artırma yollarını gösteren yeni bir iletişim konsepti. Agro Arena, "tohumdan hasada" kavramı içinde, çiftçilere değişik Bayer bitki koruma çözümlerini göstermek için özel olarak tahsis edilmiş bir hububat tarlasından oluşuyor. Bayer CropScience Türkiye Ülke Müdürü Sven Rappsilber, "Bu proje ile Türk çiftçilerine günümüzde en zor koşullarda bile hububat üretimlerini geliştirmek için nelerin mümkün olabileceğini göstermek istedik" dedi. Bayer CropScience Türkiye Proje Koordinatörü ve Herbisit Ürün Müdürü Mustafa Dere de "Gerçek koşullara mümkün olabildiğince yakın olmak için çok zor bir tarla seçtik. Yüksek verim potansiyeline sahip mükemmel bir tarla seçmek kolay olabilirdi, ancak bu çiftçiler açısından inandırıcı olmazdı" diye konuştu. AgroArena, değişik parsellerde yapılan çeşitli ilaçlama programlarının kullanımıyla ilgili açıklamaları kapsıyor ve modern bitki koruma ürünlerinin performansını örneklerle açıklıyor. Ayrıca çiftçileri, yabancı otlar, patojenler ve zararlılara karşı kesin çözümlerin kullanılmadığı hallerde ortaya çıkacak potansiyel risk ve zararlar hakkında bilgilendiriyor. Çiftçiler için uygulanan Agro Arena programı, ürün uzmanları tarafından hazırlanan sunumlar ve bitki koruma ilaçlarının güvenli kullanımını kapsayan eğitimle sona eriyor. "Agro Arena’nın çiftçiler tarafından tam anlamıyla kabul görmesi ve olumlu geri bildirimler almamız halinde, Bayer olarak bu kavramı Türkiye’de başka hangi bölgeler ve ürünler için, nasıl ve nerelerde yaygınlaştırarak uygulayacağımızı kararlaştıracağız" diyen Rappsilber, bu konsepti Adana’da pamuk için de uygulayacaklarını söyledi. 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle