Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Prof. Dr. Engin SAKARYA Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi D eri sanayinin temel girdisi olan ham derinin kaynağı olan hayvancılık sektörü, kırsal kalkınmanın sağlanması yanında, ulusal beslenme, bölgeler ve sektörler arası dengeli kalkınma, sanayiye hammadde sağlama, kırsal alanda istihdam yaratma, dış satım gelirlerini artırma ve kalkınmanın finansmanını öz kaynaklara dayandırma gibi önemli iktisadi fonksiyonlar üstlenmiştir. Diğer taraftan, tarımsal işletmelere entansite, düzenli gelir, çeşitli sanayi dallarının hammadde ihtiyacını sağlayan önemli bir üretim dalıdır. Ülkelerin kırsal kalkınmasında lokomotif sektör konumunda yer alan hayvancılık sektörü, diğer sektörlerle en güçlü girdiçıktı ilişkisi olan ve intersektörel gelişimi sağlayan sektör konumundadır. Ülkemizde hayvancılığın iktisadi kalkınma ve büyümede oynadığı rolü ve önemi anlayan politikalar maalesef oluşturulamamıştır. Hayvancılığın sorunları 18. yüzyıl yaklaşımı ile hayvancılığı "tarımın bir yan uğraşı olarak görme", "sektörel yaklaşım ve planlamaya gitmeme" bugün içinde bulunduğumuz birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Sürdürülen yanlış tarım politikaları sonucu hem bitkisel üretimde, hem de hayvansal üretimde azalmalar ile birlikte, üretimden uzaklaşmalar ve sonucunda dışa bağımlılık artmaktadır. 21. yüzyılda tarımsal ve hayvansal besin üretimi gelişmiş ülkelerin tekelinde daha stratejik bir konuma ulaşacak, aynı zamanda az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere karşı politik ve ekonomik bir silah olarak kullanılabilecektir. Türkiye’de hayvancılığın gelişmesi ile ilgili alınan tedbirlerde, çok sayıda kuruluşun bu konuda söz sahibi olması, alınan kararlarda her kesimin (üretici, sanayici, Ham deriyi büyük ölçüde ithal ediyoruz tüketici, kooperatif, birlik, sivil toplum örgütü vb.) temsil edilmemesi politikaların uygulama ve başarı şansını kısıtlayan en önemli faktördür. Son yıllarda uygulanan yanlış tarım politikaları sonucu hayvancılıkta yaşanan darboğaz ve üretim yetersizliği, sektörden hammadde tedarik eden sanayileri de olumsuz etkilemiştir. Örneğin; Türk deri sektörünün ham deri tedarikini büyükbaşta yüzde 75, küçükbaşta ise yüzde 50’yi aşan oranlarda ithalatla karşılama yoluna gitmesi bunun açık bir kanıtıdır. Bu açıdan hayvancılık sektörü ile girdiçıktı ilişkisi olan sektör temsilcilerinin hayvancılığın geliştirilmesi, üretimin rasyonelleştirilmesi, sorunların çözümüne ilişkin alınacak ekonomik politika kararlarının alınması ve uygulanması aşamalarında daha etkin ve katılımcı rol oynamaları önem taşımaktadır. Dünyada deri üretimini etkileyen faktörler genelde; ülkelerin uyguladıkları dış ticaret politikaları, hayvancılık destekleme politikaları, ulusal gelir, nüfus, et fiyatları ve tüketimi ile mevsimsel faktörlerdir. Deri sanayinde toplam üretim maliyeti içinde yüzde 5060 oranında pay alan ham deri ve üretiminin hayvancılıkla ilişkisini göz ardı eden politikalar orta ve uzun dönemde sektörde önemli açmazlar yaratabilecektir. Hayvancılıkta kaliteli ve standart ham deri üretiminde; hayvan ırklarının ıslahı, hayvanların bakım ve besleme koşullarının iyileştirilmesi ile doğrudan ilişkili olduğu çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur. Ülkemizde ham deri üretiminde dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle özetlenebilir; Kontrolsüz (kaçak) hayvan kesimleri ile erken yaşta kuzu ve dana kesimlerinin önlenmesi, kurban bayramında kesimi yapılan hayvan derilerinin toplama, muhafaza, depolama ve taşıma koşullarının iyileştirilmesi, hayvan hastalıklarının neden olduğu deri kusurlarının önlenmesi, kesim yerlerinde kesim teknolojilerini geliştirme (mekanik yüzüm), kesim personelinin eğitimi ve hijyenik koşulların sağlanmasıdır. Deri sektöründe, kaliteli ham deri talebinin önemli bir kısmının ulusal kaynaklardan karşılanması ancak yukarıda belirtilen sorunların ilgili kuruluşlarca iyi bir organizasyon, koordinasyon ve eğitim çalışmaları ile çözümlenebileceği unutulmamalıdır. İncirlikte esnaf deri ticaretinden memnun... Irak savaşı ve Çin malları piyasayı zorluyor ama… İncirlik'teki ABD'liler deriden anlıyor Yusuf BAŞTUĞ A DANA Türkiye'de derinin en iyi alıcı gruplarından birinin de İncirlik'teki ABD'liler olduğu belirtiliyor. Adını beldeden alan askeri üs İncirlik asker ve ailelerinin yanı sıra en iyi deri alıcılarını da barındırıyor. Yurt ve dünyada her zaman çok tartışılan İncirlik Üssü'nde deri modasını yakından izleyen ABD'lilerin bulunması en çok belde esnafını sevindiriyor. Irak Savaşı ile üsse giriş çıkışın adeta yasaklanmasından sonra işlerinin tamamen durduğundan yakınan esnaf şimdilerde, "deri ticareti"nden oldukça memnun. Kuzey Keşif Saha Komutanlığı olarak kullanıldığı dönemde 25 bine yakın askerin bulunduğu İncirlik Üssü'nde şimdilerde 2 bin civarında personel bulunuyor ve sayıları ne kadar azalsa da bunlar, İncirlik Beldesi'nde çeşitli süs ve kullanım eşyalarından hazır giyime kadar dek uzanan yelpazede iş yapan esnafın tek geçim kaynağı. Çukurova sıcak bir bölge ve konfeksiyon ürünü deri giyimi de bu yüzden çok yaygın değil. Bölgenin aksine İncirlik'te Amerikalılara yönelik iş yapan deri piyasası ise esnafa göre, "işler azalsa da" canlılığını koruyor. Irak işgalinin ardından güvenlik önlemlerinin arttırılması, üstte bulunan askerlerin çok fazla dışarıya çıkarılmayışı ve üs içerisinde alışveriş merkezinden fasf food lokantaların kurulmasına dek olumsuz gelişmeler olsa da esnaf Amerikalılara "mal satmaktan" memnun. Zira, "Amerikalılar olmasa, İncirlik'te iş olmaz, esnaf kalmaz" onlara göre. İncirlik'teki deri piyasası Irak savaşının başlamasıyla birlikte oldukça kan kaybetmiş. Deri sektöründe iş yapan firma sayısı 20'lerden 4'e kadar düşmüş. Sayıları oldukça azalan derici esnafı durumlarından pek memnun değil. Burada deri piyasasının 'söz sahibi' olarak nitelendirilen Pop's Leather firması da yakınıyor durumdan, 15 yıllık Boran's Leather'ın" sahibi Mehmet Esen de. Büyük deri üreticiliği yapan deri tabakhanelerinin kapanması da deri sektörüne büyük darbe indirmiş. "Eskiden günde 20 bin dolarlık satış yapınca, 'Bugün siftah etmedik' diyen esnaf, bugün siftahsız dükkan kapatıyor" diyenlerin sayısı da az değil. Şimdi esnaf dışarıya çıkıp alışveriş yapamayan Amerikalıların yerine bölgeye ve sektöre ilgi gösterecek yeni müşteri kitlesi arıyor. İncirlik'te deri ceket ve deri çanta satışı yapan Boran's Leather'ın sahibi Mehmet Esen, deri aksesuarlara çok ilgi gösterilmediğini söylüyor. Sipariş üzerine dikim yaptığını belirten Esen, Irak savaşının ardından işlerinin durma noktasına geldiğini aktarıyor. Haftanın beş günü neredeyse siftah etmeden dükkanı kapattığını bildiren Esen, bir çok esnafın deri piyasasından çekilmek zorunda kaldığını kaydederek, "dericiler Irak'a çalışmaya gitti" diyor. İncirlik'te esnafın "artık karnını doyuracak gelir elde etmeye peşinde" olduğunu vurgulayan Esen, şöyle devam ediyor: "Burada işyerleri eskiden 09.00'da açılır gece 22.00'de kapanırdı. Şimdi çalışmaya devam edilen işyerleri öğlen açılıp akşam saatlerinde kapatılıyor. Onlarca esnaf iflas etti. İncirlik Üssü'nden askerler toplu çıkış yapmıyor. Sürekli kalan askerler değil de geri dönüş yapacak olan askerler alışveriş yapıyor. İşlerimiz kötü, 'iyi' dersek yalan söylemiş oluruz. Bizim tek bildiğimiz meslek dericilik. O nedenle İncirlik'te dayanabildiğimiz kadar dayanacağız Ama satış yapamıyoruz ve işler daha da kötüye giderse ne yapacağımızı bilemiyoruz" Olumsuz koşullara Çin'den getirilen ucuz deri ürünlerinin de eklendiğini açıklayan Esen şunları söylüyor: "İncirlik'te anlattığımız gibi işler çok iyi durumda değil. Askerler dışarıya çıkamıyor. Savaşın ardından askerlerin büyük bir bölümü Irak'a gitti ve burada iş yapan esnafın gelir kaynağı tükendi. Üssün dışından müşteriler gelmediği için biz zorlanıyoruz. Bütün bunlara rağmen bir şey daha var ki canımızı çok sıkıyor. Şimdi Çin ürünleri piyasayı ele geçiriyor. Ucuz Çin malları ithal ediliyor. Bu daha kolay ve ucuz bir yöntem. Artık mağazalarda ithal ürünler satılıyor. Deri ithalatı sektör için büyük bir tehlike. Her türlü zorluğa direnmeye, ayakta kalmaya çalışıyoruz lakin ithal ürüne karşı elimizden bir şey gelmiyor. Irak'a giden askerler bir gün geri gelir ve işlerimiz yine açılır ama ithal ürünün verdiği zararı telafi edemeyiz diye korkuyorum." 5