Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hayvanlarımızı bile besleyemez durumdayız B ülkemiz bırakınız halkını, hayvanlarını bile besleyemez durumdadır. Veteriner Hekim Ülkemiz hayvancılığı Cumhuriyetin ilanından bu yana kırsal kalkınma ile birlikte sanayileş menin ana unsurunu oluşturmuştur. Fakat Atatürk’ten sonra çok ir memlekette zinde, yapıcı ve yaratıcı partili döneme geçişle sanayileşme uğruna kırsal nesillerin meydana gelmesi, halk sağlığının kesim ihmal edilerek hayvancılık ve tarım sektörleri (koruyucu hekimliğin) amacına ulaşması, arasında yatırımdan, destekleme politikalarına, kredi ancak orada yaşayanların dengeli bir ve finansmanlardan yapısal iyileştirme şekilde beslenmeleriyle mümkündür. uygulamalarına kadar birçok konuda sektörler arası Dengeli beslenmede hayvansal gıdaların rolü çok dengeler gözetilmeyerek, özellikle dengeler önemlidir. Biyolojik değeri fazla olan proteinli hayvancılık sektörü aleyhine bozulmuştur. Bu gıdaların kaynağını hayvanlar oluşturmaktadır. nedenledir ki bugün Tarım ve Köyişleri Bakanlığı AB Günümüzde tıp bilimi bir insanın günlük protein sürecinde kırsal kalkınma ile ilgili yasa çıkarma ve ihtiyacının en az yüzde 42’sini, fikren çalışanlarda organizasyon yapma ihtiyacı duymuştur. Şayet AB yüzde 70’ini hayvansal gıdalarla karşılamaları olmasa yine bunlar yapılmayacaktı. gerektiği tespit etmiş bulunmaktadır. Oysa ülkemizde Hayvansal üretimde belirli bir üretim artışının 21,5 milyon sağılan hayvandan 10,5 milyon ton süt sağlanabilmesi ve sektörün rasyonel bir yapı elde ediliyor. AB ülkelerine kıyasla daha az, yılda kişi kazanabilmesi için devletçe sağlanan destek ve başına 150 kilo süt, 24 kilo et tüketiliyor. Bu nedenle uygulanacak istikrarlı fiyat politikaları büyük önem et üretimi ve halkımızın sağlıklı olması için ihtiyacı taşımaktadır. Üretimin nicel ve nitelik olarak olan hayvansal proteinin karşılanabilmesi için arttırılmasında fiyat çok önemli bir role sahiptir. 24 Hayvancılık çok önemlidir. İstediğimiz kadar Ocak 1980 Ekonomik istikrar tedbirleri ve onu sanayileşelim yine de hayvansal proteine izleyen dönemde Türkiye ekonomisinde yeni ihtiyacımız var. Düşük gelirli aileler tükettikleri bir yapılanmaya gidilmiş fakat bu kararların tüm kalorinin yüzde 67’sini ekmekle ekonomiyi oluşturan tüm sektörler içinde karşılarken, yüksek gelirli aileler de bu oran % hayvancılık sektörünü olumsuz etkilemiştir. 45’ tir. Düşük gelirli aileler kişi başına günde 1950’ den bu yana ihmal edilmiş sektör 1980 20 gr et tüketirken, yüksek gelirli aile kişi kararlarıyla destekten uzak veya en aza başına 100 gr tüketmektedir. Yine yeterli süt ve indirilen desteklemeler sonucunda, süt ürünleri tüketilmemesi nedeniyle 50 yaşın ekonominin acımasız rekabet koşullarına terk üzerinde her 3 bayandan biri, her 8 erkekten de edilmiştir. Buna bağlı üretimde yaşanan biri kemik erimesine (osteoporoz) ne olumsuzluklar hayvansal ürün fiyatlarını da yakalanmaktadır. Bu dengesiz ve yetersiz etkilemiş ve büyük fiyat artışları meydana beslenmeler daha kişi yaşlanmadan devlete ve gelmiştir. sosyal güvenlik sistemimize sağlık harcaması Sektörde yaşanan bu olumsuzluklar olarak yansımaktadır. IMF’ ye bağımlı hale yetmiyormuş gibi sektörün ana sorunları getirilen ülkemiz sağlık harcaması konusunda çözülmeden Et ve Balık, SEK ve Yem Sanayi uyarılmak zorunda kalınıyor. Halkımızın en gibi hayvancılık sektörüne, kırsal ekonomiye önemli sağlık sorunlarından olan beslenme destek veren bu kuruluşların sosyo –ekonomik bozuklukları dünyanın her yerinde bir hekimlik Büyükbaş hayvancılık sektörü yemlik kaba ot sıkıntısı çekiyor... fonksiyonları göz ardı edilerek iyileştirme ve veteriner hekimlik sorunu olarak ele olanakları araştırılmadan özelleştirilmiştir. alınmaktadır. Ülkemizde de bir hekimlik ve Bugün AB ile Türkiye arasında özellikle görünmemektedir. Bu çalışmalar içinde mera kanunu veteriner hekimlik sorunu olarak ele alınmak hayvansal üretimin önemli bir bölümünü oluşturan gereğince yapılması planlanan mera çalışmaları da zorundadır. Veteriner hekime bu konuda üretim sığırcılıkta birim başına verimler açısından büyük bulunmaktadır. Arazi ile ilgili çalışmalar bazında yönetimsel bazı sorumluluk ve görevler farklılıklar bulunmaktadır. Sağılan inek başına süt tamamlanmayınca tarım sektörüne üretim çeşidi düşmesine rağmen daima etkisiz ve yetkisiz verimi AB’ de Türkiye’ nin 3,5 katı fazladır. Sığır bakımından yön verilemediği için hayvancılığın bırakılmaya çalışılmaktadır. karkasta da durum aynıdır. Yalnız küçük baş sorunları da çözülememektedir. Dolayısıyla Dünyanın süper gücü A.B.D gelişen sanayi ve hayvanlarda birim başına karkas verimi Türkiye ülkemizin tarım ve hayvancılık sektörü bilinçli olarak teknolojisine rağmen dışa bağımlı olmaksızın ihtiyaç lehinedir. desteklenmesi mümkün olmaması nedeniyle duyduğu hayvansal protein için hayvancılık sektörüne Hayvancılık sektörünün can damarı olan veteriner üretimde istenen artış sağlanamadığı gibi rekabet gereken önemi vermiştir. Tarihte Osmanlı döneminde hekimlik hizmetlerine de gereken önem şansı da kalmamaktadır. Bugün 25 üyeli AB’ de beslenmede çok önemli bir yere sahip etin üretimi verilmemektedir. Uluslararası Cenevre Antlaşması'na işletme başına arazi büyüklüğü 13 hektar iken bizde için hayvancılığa çok önem verilmiştir. Hayvancılık bağlı olarak kurulan Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü 6 hektara kadar düşmekte ve bu yerler bilinçsizce faaliyetinin yoğun olduğu bölgelerde meraların ve bu genel müdürlüğe bağlı bağımsız taşra teşkilatı sübvanse edilmekte bunun kötü sonuçları hayvancılık korunabilmesi için çok ağır müeyyideler getirilmişti. 1985 yılında daha çalışır hale getireceğiz bahanesiyle sektörümüze de yansımaktadır. Hayvancılığı gelişmiş Günümüzde Mera Kanunu'nu nasıl etkisiz hale yapılan siyasi kadrolaşmaya yönelik düzenlemeler ülkelere baktığımızda mevcut tarım alanlarının yüzde getiririm hesapları yapılmaktadır. sonucunda sistem tamamıyla çökertilmiştir. 60’ ı yem bitkileri üretimine ayrılmıştır. Oysa bizim Türkiye’nin AB ilişkilerinde, Tarım ve Hayvancılık faaliyeti veteriner hizmetleri merkezli ülkemizde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın son yedi Hayvancılık konuları müzakere sürecinde en önemli olmasına rağmen yönetimsel kargaşa yaratılmış ve yıldır uyguladığı yem bitkisi üretimini teşviki ile konuları oluşturacaktır. AB ülkeleri otuz sene sektör üretim yapamaz hale getirilmiştir. Veteriner yüzde 0,6'dan yüzde 5 6 oranına ulaşabilmiştir. Fakat savaşları ve diğer dış ve iç savaşlar sırasında XVI. hekim yönetimsel olarak sektörün dışına itilmiştir. hala büyük baş hayvancılık sektörü yemlik kaba ot asırda uzun yıllar açlık ve sefalet çekmeleri Hayvancılıkta yaşanan sorunlar yönetimsel olup AB sıkıntısı çekmektedir. Dünyada kendi kendini sonucunda büyük et kıtlığı yaşandı, şehirler müzakerelerinde ciddi bir şekilde zorlanabiliriz. besleyen 7 ülkeden biri olmakla övündüğümüz Adnan SERPEN büyüdükçe et sıkıntısı artmıştır. Bu nedenle tıpkı A.B.D’de olduğu gibi endüstriyel gelişme yanında savaş sonrası tarım ve hayvancılık alanında geçtiğimiz 50 yılda bu sektörlere yaptıkları sübvansiyonlar ile muazzam desteklemelerle bugünkü duruma gelmişlerdir. Bu alanda yaptıkları bilimsel çalışmalar onları hem üretim bazında hem de halk sağlığı alanında bugünkü başarılı noktaya getirmiştir. Ülkemize hayvancılık sektörü yıllardır tarımın içinde gösterilerek kaynakların bu alanda kullanımı engellenerek bugünkü noktaya gelinmiştir. Bu kaynakların büyük bir kısmı tarımsal faaliyetlerde kullanılmasına rağmen en basiti hayvancılığın ana girdisi olan yem bitkisi üretimi ihtiyacı karşılanamamış ve ayni zamanda yıllardır siyasi politik rant peşinde koşulması nedeniyle tarım alanında arazi kadastro çalışmaları, arazinin parçalanmasının önlenmesi konularında en ufak bir çalışma yapılmayarak bugünkü noktaya gelindi. Şu anda ülkemizde bütün faaliyetler durdurulup yalnız arazi kadastro çalışmalarına ağırlık verilse yine bu çalışmaların bitirilmesi mevcut imkânlarla mümkün 27