Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Şeker sanayi çökertilemez İsa GÖK Şekerİş Sendikası Genel Başkanı Ş eker pancarı tarımı ve pancar şekeri sanayi, ülkemizde kırsal kalkınmanın ve sanayileşmenin sağlanmasında büyük rol oynamıştır. en fazla istihdam yaratan, en fazla çiftçi geliri sağlayan, tarımın ve hayvancılığın gelişmesine en büyük katkıyı sağlayan, taşımacılık sektörüne yılda 25 milyon ton taşıma hacimlik iş yaratan, zirai mekanizasyonu ve modern tarım tekniklerinin kullanımını yaygınlaştıran ve bunlarla ilgili tarım makineleri, tarımsal ilaçlama gibi yan sektörleri destekleyen, bölgesel ve kırsal kalkınmanın sağlanmasında lokomotif rol oynayan en önemli sektör olmuştur. Pancar tarımı ve pancar şekeri sektörünün yılda yarattığı katma değer 3 milyar doların üzerindedir. Ülkemizde doğrudan veya dolaylı olarak geçimini pancar tarımı ve pancar şekeri ile ilişkilendirenlerin sayısı 10 milyonu bulmaktadır. Pancar, ilk yetiştirilmeye başlandığı yıllardan bugünlere kadar çiftçinin emeği, işçinin, nakliyecinin, esnafın ekmeği olmuştur. Bugün ülkemizde, ikisi henüz faaliyete geçmemiş olan toplam 33 adet şeker fabrikası bulunmaktadır. Bunlardan 22’si Türkşeker’e, 6’sı adedi Pankobirlik'e; 3’ü Sümer Holding’e; 2’si de özel şirketlere aittir. Ancak 1998 yılında kotalı üretim sistemine geçilmesi ve 2000 yılında şeker sanayinin özelleştirme kapsamına alınmasıyla birlikte sektörde hızlı bir gerileme dönemi yaşanmaya başlamıştır. ? Kota sistemi ile pancar ve şeker üretimi yüzde 35 azaltılmıştır. Bugün ülkemizde kişi başına şeker tüketimi yıllık 32,7 kg, buna göre ülkemizin yıllık şeker ihtiyacı, emniyet stokları dahil en az 2,5 milyon ton civarındadır. Ancak kotalı üretim sistemine geçilen 1998 yılında 20,4 milyon ton olan pancar üretimi, 1314 milyon tona, şeker üretimi ise 1,81,9 milyon tona kadar gerilemiştir. ? Şeker üretiminin ülke ihtiyacının çok altına düşmesine rağmen, göz göre göre stok oluşumuna izin verilmiştir. Yurda çok miktarda kaçak şeker ve tatlandırıcı girişinin yapılması, yurt içinde kaçak şeker ve tatlandırıcı üretim ve satışı, kimyasal tatlandırıcıların resmi ithalatının 13 kat artmış olması, nişasta bazlı şekerlerin kotasının yüksek belirlenmesi gibi nedenlerle şeker stokları oluşmakta ve şeker üretimi yıldan yıla düşüş göstermektedir. ? Özelleştirme bahanesiyle fabrikalara herhangi bir yatırım yapılmasına, bir çivi bile çakılmasına izin verilmemiş, toplam 4 milyar dolarlık kurulu yatırımı bulunan, yılda 3 milyar dolardan fazla katma değer yaratan, 2,5 milyon ton şeker üretme kapasitesine sahip fabrikalar, adeta çürümeye mahkum edilmiştir. ? Boşalan kadrolar iptal edilerek yeni personel alınmamış, sektörümüzün üretimi ve verimliliği tehlikeye atılmıştır. ? AB’nde ortalama yüzde 2 olan NBŞ kotaları ülkemizde fiili olarak yüzde 15’lere yükseltilmiş, sektörümüzün üretimi ve geleceği adeta ve Ortadoğu pazarları açısından coğrafi konumu ve bu ülkelere olan yakınlığı açısından son derece büyük bir avantaj elde edecektir. AB’ye tam üyelik ve uyum aşamasında ülkemizin şeker üretimi son üç yılın ortalamalarına göre belirleneceğinden, mevcut hatalı özelleştirme uygulamasının devamı halinde şeker fabrikalarının çoğunluğu kapanacak, şeker üretimi küçük bir bölgeyle sınırlı hale gelecek ve Türkiye şeker kotasının çok büyük bir bölümünü kaybedecektir. Ülkemiz, AB’ye üye olması durumunda, şeker üretimi kotalarında önemli oranda kayba uğrayacaktır. Hatta AB şeker reformunun mevcut haliyle bire bir uygulanması durumunda Türkiye’nin sektörden dışlanması bile söz konusu olabilecektir. Bu durumda özel şeker fabrikalarının da varlığını sürdürmesi mümkün olmayacak, Türkiye ihtiyacı olan şekeri ithal etmek zorunda kalacak ve büyük şeker üreticisi ülkelerin pazarı haline gelecektir. Bugün Türkiye geleceğini şekillendirecek çok önemli adımlar atmaktadır. Bu noktada geleceğimizde şeker pancarının ve pancar şekerinin yer alıp almayacağı konusunda da bir tercih belirlemek zorundadır. Ülkemiz ekonomisini ve nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini doğrudan ilgilendiren, vazgeçilmesi durumunda çok büyük ekonomik ve sosyal sorunlara, göç ve terörde, emniyet sorunlarında patlamaya yol açması kaçınılmaz olan pancar tarımından vazgeçmek, aynı zamanda pancar tarımı ve pancar şekeri sanayinde 123 bin adet tam istihdam kaybına, 3 milyar dolar katma değer kaybına, 4 milyar dolarlık yatırımın heba olmasına, şeker ithali nedeniyle milyarlarca dolarlık döviz kayıplarına, çiftçi gelirlerinde büyük oranlı azalmalara neden olacaktır. Bu durum, ülkemiz üzerinde taşıyabileceğinin Pancar tarımından vazgeçmek 123 bin adet tam kat kat üstünde bir yük oluşturacaktır. Ülkemizin istihdam kaybına yol açacak pancar tarımından vazgeçme yolunda bir tercih Şeker sanayinin kârlı fabrikalarının öncelikli kullanması durumunda, Türkiye onulmaz yaralar olarak özelleştirilmesi halinde; en az 15 – 18 alacaktır. Dolayısıyla pancar tarımının ve şeker arasında fabrikanın kapanması, pancar ve şeker sektörünün yaşatılması yönünde gerekli önlemlerin üretiminin yüzde 4050 oranında, sektörel istihdamın alınması zorunludur. yüzde 50 60 oranında daralması, yan sektörler ve Bu doğrultuda sanayimizin öncelikle son derece yöresel ekonomiler olumsuz etkilenmesi, katma kapsamlı bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı vardır. değer kaybı yaşanması, aileleriyle birlikte yaklaşık 6 Hükümet ve Türkşeker yetkilileri ile pancar çiftçileri milyon kişinin bundan doğrudan etkilenmesi, köyden ve şeker işçilerinin bir araya gelerek sektörü masaya kente göç olgusunun hızlanması, büyük kentlerde yatırmaları ve yeniden değerlendirmeleri, sektörün güvenlik sorunları yaşanması, kırsal kesimde ise sürdürülebilirliğinin sağlanması yönünde alınacak terörün ülke güvenliğini tehdit eder boyutlara tedbirleri belirlemeleri gerekmektedir. gelmesi, mevcut şeker sanayinin çökmesi ve Sendikamız, şeker fabrikalarının özelleştirme Türkiye’nin pazar haline gelmesi kaçınılmaz kapsamından çıkarılarak özerkleştirilmesi gerektiği olacaktır. görüşündedir. Bunun yapılamaması durumunda Konunun bir de AB boyutu mevcuttur. AB şeker mülkiyet devri yerine işletme hakkının devri yöntemi reformu ile, halen AB’nde 21 olan şeker üreticisi benimsenmeli, en az 10 yıl süresince pancar ve şeker ülke sayısının kademeli olarak 6’ya düşürülmesi ve üretim garantisi, fabrikaların modernizasyonu ve rekabet edemeyecek ülkelerin sektörden çekilmeye mevcut istihdamın korunmasına ilişkin hükümler zorlanması beklenmektedir. Bu durumda dünya şeker getirilerek fabrikaların yaşatılması temin edilmelidir. ticaretindeki payı yüzde15 olan AB’nin pazardan Ayrıca Türkşeker’in varlığını sürdürmesi için; Bor, çekilmesi ile borsa fiyatları yükselecektir. Bu Ereğli ve Ilgın Şeker Fabrikalarının yeniden nedenle Türkiye, AB’ye tam üyelik tarihi olarak Türkşeker bünyesine alınması, tüm fabrikaların düşünülen 2014 yılına kadar pancar ve şeker modernize edilerek özel şeker fabrikaları ile rekabet üretimini koruyabildiği sürece, özellikle Orta Asya edebilir duruma getirilmeleri şarttır. baltalanmıştır. ? 31 Aralık 2004 tarihi itibariyle Şeker Kurumu kapatılmış ve sendikamızın yargı kanalıyla müdahalesine kadar 8 ay boyunca kapalı bırakılmıştır. Kurumun kapalı kaldığı dönemde yurda çok miktarda kaçak şeker girişinin, yurt içi firmaların kaçak üretim ve satışlarının arttığının tespit edilmesi, sendikamızın müdahalesi olmasaydı bugün Türk çiftçisinin pancar ekme şansının bile kalmayabileceğini göstermiştir. ? Ankara Şeker Fabrikası’na ait bir kısım arazi, 13.06.2005 tarih ve 2005/69 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bedelsiz olarak devredilmeye kalkışılmış, yine sendikamızın yargı kanalıyla müdahalesi sayesinde yürütmeyi durdurma kararı alınmıştır. ? Sektörümüze son darbe, 6 Aralık 2005 tarih ve 26015 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile üretim maliyetleri düşük, karlılığı yüksek olan Bor, Ereğli ve Ilgın Şeker Fabrikalarının özelleştirme programına alınması, 13 Nisan 2006 tarihinde de ihale ilanlarının yayınlanması ile vurulmuştur. 10