22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Trakya'da doğa Trakya'da doğa artık artık eskisi gibi cömert değil eskisi gibi cömert değil Y Türkiye’deki ayçiçeği ekiliş alanının ve üretiminin yüzde 5560’ı yine Trakya’daki üç ilden karşılanmaktadır. Türkiye şeker pancarı ekim alanının yaklaşık yüzde 3.5Ziraat Mühendisleri Odası Kırklareli İl Temsilcisi 4.0’ü, şeker pancarı üretiminin yüzde 6’sı Trakya’dan karşılanmaktadır. Çeltikte sadece Edirne ilinin ekim alanı Türkiye ekim alanının yüzde 35’i kadardır, çeltik üretimi aşlı kıta Avrupa’nın güney doğudaki son uzanise Türkiye üretiminin yüzde 5760’ını karşılamaktadır. tısı ve Anadolu yarım adasına el uzatırcasına Zaten Trakya’da çeltik ekim ve üretiminin tamamına yaduran yarımada Trakya. Ülkemiz insanı açıkın kısmı Edirne ilindedir. Bu ürünlerin tamamı ülke için sından Avrupa’ya, bazılarına göre ise umuda yaşamsal önemde olmasına rağmen, bu ürünleri üretenler açılan ilk kapı Trakya. Başka tanımla ülkemiözellikle son yıllarda uygulanan DTÖ ve IMF direktifleri zin kuzey batısında yer alan ve 2 372 000 hektarlık yüz doğrultusundaki destekleme politikaları sonucunda ölçümü ile Türkiye’nin yüzde 3.05’ini kapsayan Trakya. emeklerinin karşılığını alamaz olmuşlardır ve hatta küÜç ayrı denize kıyılarını açmış, Meriç nehrine sınırlarıçük çiftçiler sezonu zararla kapatabilmektedir. Bunlara mıza girmesinden itibaren 211 km’lik ev sahipliği yapilaveten kota uygulaması şeker pancarı ekim alanlarını olmış, son yıllarda içini kemirse de 281 km’lik Ergene nehdukça daraltmıştır. Bölge çiftçisi şeker pancarı da dahil rini bağrına basmış Trakya. Uçsuz bucaksız uzanan, çoolmak üzere üretmek isteğindeyken, Alpullu’daki Türkiğunluğu tarıma uygun verimli toprakları barındıran hafif ye’nin ilk şeker fabrikasının kapatılmak istenmesinin aldalgalı araziler ve mevsimine göre yeşile, sarıya ya da tındaki asıl nedenin iyi analiz edilmesi gerekmektedir. kahverengi toprak rengine bürünen Trakya. Acıdır ki güÖzellikle buğday, şeker pancarı, patates, sebzeler vb. nümüzde verimli tarım arazilerinde fabrika bacaları tüürünlerde bölge çiftçisi fazla gübre kullanma eğiliminde ten, kıyıları tatil amaçlı yağmalanan, ortasından koyu çaolduğundan hem maliyet artmakta, hem de toprak kirlilimur görüntüsünde ve dayanılması güç kokusuyla zehir ğine davetiye çıkarılmaktadır. 1 220 089 hektar işlenen akan Trakya. Bu bağlamda ülkemizin bir çok yerinde oltarım arazisine sahip olan Trakya bölgesinde, 1993 yılı duğu gibi çelişkileri, ikilemleri bünyesinde barındıran, verilerine göre 21.77 hektara bir traktör düşmektedir. sanayi mi tarım mı gibi anlamsız bir ikilemin sarmalına Halbuki 30 hektar için bir traktörün en uygun olduğu düdüşürülmüş bölge Trakya. Halkının ülkemiz ortalama yaşünüldüğünde, kaynak israfı olduğu ve makine veşam standardının birazcık üzerinde yaşam standarrimliliğinden uzaklaşıldığı görülmektedir. dına sahip olmaları ve bu nedenle de bazen bunu Trakya bölgesinde üretici kooperatifleri örgütkendileri açısından bir onurlanma gerekçesi olarak lenmesinin iyi düzeydedir. Ancak kooperatif örgütgörmelerine neden olan bölgemiz, yöremiz Trakya. lenmesi ile üreticilerdeki kooperatif bilincinin aynı Belki de bu konuda haksız da değiller, ama "bu ölçüde geliştiği söylenemez. Üreticilerin kooperatifolumluluğun olumsuzluğa dönüşmeden daha ilerileri sahiplenme ve yönetsel ya da işlevsel anlamda ye götürülmesi sağlanabilseydi, yaşanan olumsuzetkin olma yönünde çaba gösterme istek ve tutumluklara hep birlikte karşı durulabilseydi, bu gönenları yeterli görülmemektedir. me elbette daha da anlam kazanmayacak mıydı" diBölgede mamul ya da yarı mamul gıda maddesi ye sormadan geçmek de olanaklı değil bence. Çünüreten veya işleyen çeşitli sektörlerden 350’den fazkü bir çok etkenle birlikte Trakya’daki tarımın ülke la fabrika ya da işletme bulunmaktadır. Ancak bu geneline göre daha ileri düzeylerde seyretmesini tesislerin hepsi büyük ölçekli olmayıp, yeni teksağlayan gelişmenin lokomotif gücü olan doğal nolojilere sahip değildir. Örneğin süt ürünleri işkaynaklar ve doğa eskisi kadar cömert değil. Belki leme tesislerinin büyük kısmı fabrikadan ziyade de "cömertlik yapacak hali mi kaldı ki" diye sormandıra şeklindedir, birçoğunun teknolojileri esmak daha doğru olacaktır. Bölge nüfusunun yüzde 55’inin kentlerde, yüzŞeker pancarı üretiminin yüzde 6’sı Trakya’dan karşılanıyor. kidir ve üretim kapasiteleri de küçüktür. Bölgede tarım arazilerinin tarım dışı amaçlarla de 45’inin kırsal kesimde yaşaması, son yıllarda nükullanımı 1980’lerden sonra artarak devam etmiştir. Son malardan öte alternatif aletler önerilmelidir. fus dengesinin kırsal kesim aleyhine bozulduğunun gös67 yıldır durmasa da hız kesmiş gibi gözükmekteyse de Trakya bölgesinde yanlış arazi kullanımlarına sıkça tergesidir. Sadece bu durum bile ülkenin diğer bazı bölge bu yöndeki önlemlerin sürdürülmesi ve yaptırım uyrastlanmaktadır. Kesinlikle toprak işlemeli tarım yapılveya yöreleri kadar olmasa da Trakya kırsalında yaşayan gulanması gerekmektedir. maması gereken V , VI, VII. sınıf arazilerde dahi yer yer halkın da görmezlikten gelinemeyecek sorunlarla iç içe Çarpık sanayileşmeye paralel olarak Trakya bölgesintoprak işlemeli tarım yapıldığı; tarım arazisi olması gereolduğunun göstergesidir. Özellikle sanayi tesislerinin dade çeyrek yüzyıla yakındır tarım açısından yaşanan diğer ken bazı arazilerin de yerleşim yerleri, turistik tesis ya da ha yoğun olduğu yöreler başta olmak üzere bölgenin dıbir olumsuz gelişme de toprak ve su kirliliğidir. Özellikle sanayileşmeye açıldığı vb. olumsuz, çarpık durumlar göşarıdan göç alması söz konusu ise de, çeşitli sorunlar ve Çorlu, Çerkezköy ve diğer yerlerdeki bazı tesislerin atıkrülebilmektedir. geçim zorlukları nedeniyle kırdan kente göç önlenemelarını Çorlu deresine boşaltmaları sonucunda 2025 yıl Çitçilerin kendi olanaklarıyla yarattığı ve geliştirdiği mektedir. Bazı yöreler için mevcut üretim yapısı ile tarıönce Trakya’nın can damarı olan Ergene nehri tarım halk sulamalarıyla birlikte, bölgenin tarım arazisinin yakmın cazibesini daha fazla yitirmesi sonucu örneğin Tekirarazilerine ve bitkilere zarar verecek boyutlarda kirlenlaşık yüzde 1011’i sulanabilir özelliktedir. Fakat çiftçinin dağ ilinde kırsal nüfus mutlak olarak da azalmaktadır. miş, balık vb. canlının yaşaması bir tarafa yakınından sulama alışkanlığı vb. bazı faktörlere bağlı olarak değiBir çiftçi ailesine düşen arazi miktarı 59 dekar olan geçmek bile tiksindirir olmuştur. şim gösteren sulama oranları genellikle düşüktür. Sulama Türkiye ortalamasına karşın, Trakya ortalamasının 81 deTrakya’da kırsal turizm için potansiyel vardır, ancak çoğunlukla bilinçsiz yapılmakta, sulama programı ve bitkar olması olumlu görülmekle birlikte, miras vb. nedengerekli alt yapı yeterince oluşturulmamış ve geliştirilkinin su ihtiyacı bilinmeden sulama yapılması zararlara lerle yapılan bölüşümler sonucu işletme arazileri çok kümemiştir. neden olmaktadır. Bu olumsuzluğun doğal olarak tarımçülmüştür ve parçalıdır. Bu olumsuzluk özellikle sulu taTrakya tarımının çoğu sorununu ülke tarımının sal üretime ve dolayısıyla ülke ekonomisine yansıması rımın yaygın olduğu alanlarda daha barizdir. Parsellerin sorunlarından ayrı düşünmek büyük yanılgı olur. O kaçınılmazdır. Bu konuda yoğun şekilde yayım ve eğitim aşırı küçülmesi ve parçalanması birçok olumsuzluğun nedenle son yıllarda ülke tarımındaki bazı sıkıntı ve çalışmalarına ve bölgede birçok yerde bulunan sulama yanında tarım makinelerinde verimliliği düşürmekte, tagelişme engellerinin iyi analiz edilmesi gerekmektedir. kooperatiflerinin etkinliklerinin artırılmasına gerek oldurım girdileri ve işgücünün etkinliğini azaltmakta, tarımsal Trakya tarımı bu olumsuzluklardan etkilenmekte, ülke ğu hissedilmektedir. üretim maliyetlerinin yükselmesine yol açmaktadır. Bugenelinde tarımı etkileyen bazı olumsuz gelişmeler TrakTürkiye’deki buğday ekilişinin yüzde 5.56.0’sı, üretinun yanında arazilerin dağılımındaki dengesizlik kendini ya özelinde boyut değiştirerek geçerliliğini korumaktadır. minin yüzde 10’u Trakya’daki üç ilden karşılanmaktadır. göstermektedir. Bu durum çiftçilerinin sayısal olarak çoDr. Erol ÖZKAN ğunluğunun alansal olarak daha küçük araziye sahip olduğu anlamına gelmektedir. Bu da küçük işletmelerin geçimini başka yollardan sağlamak düşüncesi ile tarımdan uzaklaştığı, orta ve büyük işletmelerin daha da büyüdüğünün ifadesidir. Tarım işletmelerinin yüzde 88’inin bitkisel üretim ve hayvancılığı bir arada, yüzde 2’sinin de sadece hayvancılık yaptığı bilinmektedir. Hayvancılığın bölge için bu denli önemli bir faaliyet kolu olduğu açık olmasına rağmen, meralar oldukça yetersizdir ve mera alanları oransal olarak Türkiye ortalamasından beş kat daha azdır. Buradan bölgede hayvancılığın daha ziyade ahır hayvancılığı olduğu ortaya çıkmaktadır ki, bu da maliyeti artırmaktadır. İşlemeli tarıma ayrılan araziler oldukça fazla olmasına rağmen, toprak işleme tekniklerine ve pazar kaygısı ile teknik anlamda ekim nöbetine çok keresinde uyulmaması, hatta bazen üst üste hububat ekilmesi, yeşil gübre bitkilerine fazla yer verilmemesi erozyona yol açmakta ve toprakların çabuk yorulmasına, verimsizleşmesine neden olmaktadır. Bu da bölge topraklarının korunması ve sürdürülebilirliği açısından dikkate alınması gereken bir husustur. Yine toprak işlemeyi kolaylaştırmak için anızların yakılması azalmakla birlikte, halen zaman zaman da olsa bölgede görülen erozyonu artırıcı, toprağı verimsizleştirici bir uygulamadır. Bunu önlemek için yasakçı uygula 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle