Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Eski Tarım Bakanı Necmettin Cevheri ile söyleşi: “GAP bitirilmeli, Konya ovası sulanmalı” Ali ABALI A NKARA Eski Tarım Bakanlarından Necmettin Cevheri, "GAP projesi bitirilmeli ve Konya ovasına su getirilmeli ki, Türk tarımı aşama kaydetsin" dedi. Toprakta yaşayan insanların fert başına düşen milli gelirlerinin nüfuslarıyla ters orantılı olduğunu dile getiren Cevheri, kendisiyle yaptığımız söyleşi sırasında Türkiye ile diğer ülkeler arasında bir karşılaştırma yaparak, şunları söyledi: " Bengaldeş’te tarım nüfusu yüzde 80'lerdedir. Fert başına düşen geliri ise 300 dolar civarındadır. Buna karşın Amerika Birleşik Devletlerinde toprakla uğraşan nüfus yüzde 5'in altındadır. Fert başına düşen geliri ise 30 bin doların üzerindedir. Ülkemizi ele alırsak, Türkiye elbette bunun istisnası olamayacaktır. Halen 2000 nüfuslu kasabaları şehir saymamıza rağmen toprakla uğraşan nüfusumuz yüzde 40'dadır. İşte Türkiye de fert başına düşen gelir de buna göredir. Eğer fert başına düşen milli gelirde yükselme varsa, toprakta yaşayanlar azalıyor demektir. Türkiye'de toprakta yaşayan nüfusun fazlalığı tarımda bilinçsizliğin işaretidir. Toprakta yaşayan insanların fazlalığı Türk tarımının birinci meselesidir. Toprakta yaşayan insanların oranlarının yüzde 40 yüzde 50' lerde kalması ile ülkemizin kalkınması mümkün değildir. Bu ortaya konulan tablonun dünyada istisnası yoktur." Türkiye'deki tarım işletmelerinin büyüklüğünün ortalama 6 – 7 hektar olduğuna değinen Cevheri, "Bu karşın Avrupa ülkelerindeki tarım işletmelerinin büyüklüğü ise 6070 hektardır. Bu oran Almanya da , Fransa da böyledir. Yani sanayileşmiş ülkelerde tarım işletmeleri de büyük kuruluşlardır" diye konuştu ve şöyle devam etti: "Bunun nedeni ise belli ortadadır. Çünkü küçük işletmelerde çalışanlar dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip edemezler ve gelişmelerden yararlanamazlar, dünyada tarımda üretimi artırıcı yenilikleri bilemezler. Bu arada çalışmalarında bir takım girdileri kolaylıkla ve ucuz temin edemezler. İkinci faktör, işletmeler küçüldüğü zaman yeteri kadar verim elde edemezler. Her zaman görüyoruz, 100 hektarlık bir arazinin 5 6 parçaya bölünmesinde kayıplar olacaktır. Sadece bu bölünme sırasında, sınırların çizilmesinde 810 hektar yok olacaktır. Ayrıca bu bölünmeden dolayı çalışma zorlaşacaktır. Yani 56 parçaya bölünerek güçsüz duruma düşen bu yerde çalışanların modern tarım yapmaları mümkün değildir. Bu nedenle Türkiye deki bu tarımın yapısal durumunu iyi belirmek lazımdır. Türkiye'nin sanayi ülkeleri karsısında geri kalmasının önde geleni budur. “IMF her seferinde ‘Tarımdaki nüfusu azaltın’ diyor. Peki azaltalım da, bu kadar insanı nereye götürelim ?” Üretimi ele alırsak, Fransa'da buğday da verim ortalama 545550 kilonun üzerindedir. Türkiye de bu oran 200 kilo civarındadır. Almanya da ise 380 kilo dur. Nedeni Fransız işletmeleri daha büyüktür. Necmettin Cevheri, Ali Abalı’nın sorularını Kalkınmak için mutlaka tarımda Urfa sofrasında yanıtladı çalışan nüfusu azaltacaksınız. Çünkü yapmalarına rağmen tarıma desteğini gizlice dünyada en güçlü olan insanı verimi az olan tarıma sürdürmüştür. ABD'de tarım işletmelerinin en küçüğü bağlayarak kalkınamazsınız. Bu bir acı gerçektir." 2500 dekardır. Tarımı korumak Toprakta yaşayan insanları başka istikametlere Türkiye'de tarımın 1980'den başlayarak ihmal sevketmek güçtür. Onlara uygun iş sahaları açmak edildiğine de değinen Cevheri, şunları söyledi: gerekir. İşte bu yönden toprağın beslemeyip attığı, "Tarımla yaşayan insanların güçsüzlüğü genel kentsel ve sanayi toplumunun kabul etmediği kişiler ekonomide ters bir şekilde ele alınmıştır. Çünkü, büyük şehirlerin çevresini sarmış, varoşlar oluşmuştur. düşününüz ki ülkemiz nüfusunun yarıya yakını İnsanın dili varmıyor, bu hazin ve sosyal bir ekonomik yönden güçsüzdür ve alım gücü yoktur. olaydır. Kendi ekonomisine yararlı olamamaktadır. O zaman Türk ekonomisine yön verilirken IMF her seferinde kendi iç pazarında yoksunluk nedeniyle o ülke dış tarımdaki nüfusu azaltın diyor. pazarlara yönelmeye mecburdur. Ancak bu durumda Peki azaltalım da, bu kadar insanı nereye götürelim ithalat ve ihracat arasındaki denge karşımıza çıkacaktır. ? Sorun bu zaten,insanlar sonları nereye varacak Bununla beraber içerdeki girdiler nedeniyle maliyet bilmeden büyük şehirlere göç ediyorlar. Devlet artacaktır. Eskilerin deyimi ile bir fasit daire içinde kapısında bir iş bulursa oraya yamanıyor, başka yerde kalırsınız. çalışacak bir sanayi yapılanması yok. Kentliyi de Türkiye'deki üretimin ekolojik dengelerini ve fiziki kasabalıyı da barındıran bir sosyal olay ortaya çıkıyor şartlarına dikkat etmek gerekir. Açıkça ifade edelim ki, Besleyemediğiniz kuşak oluşuyor." ülkemiz su kaynaklarını yeterince kullanmamaktadır. Necmettin Cevheri, sanayiye önem vererek yeni Hala GAP projesini bir siyasi yatırım olduğunu işletmeler açılmasının ve alt yapının hazırlanması inananlar ve söyleyenler var. Bunu anlamak mümkün gerektiğini vurgulayarak, "Bu işletmeler kendiliğinden değildir. Tarımsal ürünün kalbi toprak ve sudur. Bu iki büyür ve güçlenirse, o zaman köyden kente bilinçli göç önemli girdiyi bir araya getirmedikten sonra dekar başlar" dedi. Cevheri, neler yapılmasına ilişkin başına 150 kilo buğday alarak bir yere varamazsınız. görüşlerini de şöyle açıkladı: Üstelik kendinizi bile doyuramazsınız. Türkiye, "Tarımsal üretimin artması için devletçe yapılması öncelikle su kaynaklarını çok dikkatli ve acele gereken fiziki girişimlerin yanı sıra sulama, tarımın kullanmak zorundadır. imkanlarını köylere götürmek dahil, sulama projelerine Dünyada tarımını korumayan hiçbir ülke yoktur. öncelik verilmelidir. Çünkü Türkiye'nin aldığı yağış 1980'den itibaren Türk tarımına karşı başlatılan ortalaması orta Avrupa'nın yarısı kadar olup susuz tutum bizi çok gerilere götürmüştür. tarım yapılmaz. Bugün bazılarının hayatta olmadığı bu Tarla tarımında mutlaka entansif ziraate geçmek politikacıların isimlerini vermenin şarttır. Ama bunun içinde öncelikle su gereklidir. Susuz yararı yok, ama Türk tarımına , ne meyve alabilirsiniz, ne de sera yapabilirsiniz. büyük kötülük edilmiştir. Ne Türkiye'nin su kaynakları maalesef boşa akmaktadır. yazık ki, liberal ekonomi Konya ovasına Fırat ve Kızılırmak'tan mutlaka su denilerek Türk tarımının getirmeliyiz. kendi başına bırakılması Suriye'ye giden su 980 metreküp saniyedir. Bu ülke şeklinde yorumlanmıştır. 500 metreküp saniyenin devamlı akması için diplomasi 1990' larda hükümet olarak yollarını zorlamaktadır. Akan bu suyun 200 tekrar işbaşına geldiğimiz metreküpünü Hirfanlı barajını ara havuz olarak zaman tarıma sahip çıkmaya kullanarak akıtabiliriz. GAP projesini herkes hayal gibi çıktık. görüyordu, oysa tamamlandı. GAP projesi bitirilmeli Çağdaş ülkeler tarımlarına ve Konya ovasına su getirilmeli ki, Türk tarımı aşama sahip çıkarak yükselmişler ve kaydetsin." refaha kavuşmuşlardır. Japonya Hayvancılığın bitirildiğinden yakınan Cevheri, Dünyanın sanayi devlerinden "Oysa hayvancılıkta 4 ayda sonuç alırsınız, buna karşın birisidir, ama ürettiği pirinç dış bir buğdayı ancak 14 ay sonra satacak duruma dünyaya göre 34 misli pahalıya mal getirebilirsiniz. Besi hayvanı 4 ayda ete döner, oluyor,buna rağmen pirinç üreticilerine daima kesilecek durumu gelir. Tarım bakanı iken , o tarihlerde destekliyor. Savunmaları , 'Elektronikte birinciyiz, bir buzhanelerde yıllanmış kart hayvanların etlerin girişini gün gelir , bana pirinç vermezlerse makineleri önlemek için bir hazırlık yapmıştım. Kıyamet yiyemem' şeklindedir. kopmuştu. , Hayvancılığı işte böyle başkaları kazansın Tarımına destek çıkan ülkelerin başında ABD diye öldürdük, olan bu millete oldu. Ve de gerçekten gelmektedir. 1980 de Uruguay’da bu konuda anlaşma yazık oldu" diye konuştu. 16