22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Tarım mekanizasyon desteği de ortadan kalktı Emin KORAMAZ Makine Mühendisleri Odası Başkanı ürkiye tarımına baktığımızda, uzun yıllar boyunca "girdi ve çıktıya" dayalı bir destekleme sisteminin uygulandığı görülmektedir. Bu kapsamda gübre, tohum, tarım ilacı, tarımsal mekanizasyon (tarım alet ve makineları) ve kredi desteği doğrudan tarım üreticisine sunulmuştur. KİT’ler ve Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri (TSKB) aracılığıyla da ürünün pazarlanmasına kamusal destek verilmiştir. Türkiye’de tarımsal destekleme, 1999 sonrası uygulanan IMF ve Dünya Bankası güdümlü politikalar nedeniyle tamamen değişmiş desteklerde büyük düşme yaşanmıştır. 1999 yılındaki 4,2 milyar dolar desteğin 2,2 milyarı, 2000’de 1,1 milyar doları KİT açıklarını karşılamada kullanılmıştır. 2000 yılından itibaren Avrupa Birliği tarafından Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ödemeleri kullanılmaya başlanmıştır. 2005 yılında bu destek 1,1, milyar dolara ulaşmıştır. Tablodan görüldüğü gibi, 1999 yılından başlayarak çiftçiye verilen tarım alet ve makineleri kredisi giderek azalmış, 2002 yılında destek kalkmış ve 2005 yılında 195 milyon dolar gibi sembolik bir değerde kalmıştır. Dolayısıyla DGD de dahil devletin tarım mekanizasyonuna desteği, hemen hemen ortadan kalmış görünmektedir. Toplam sabit sermaye yatırımları içerisindeki tarıma ayrılan pay I. Plan döneminde yüzde 13,5, II. Plan döneminde yüzde 11,1 olarak gerçekleşirken zaman içinde hızlı bir düşüş ortaya çıkmıştır. Bu değer 1999’da yüzde 5, 2003 yılında yüzde 4,2 ve 2005’de ise yüzde 4 Tarım alet ve mekineleri üretiminde, traktör dışındaki olmuştur. Nüfusun yüzde ürün gruplurında iç pazar tümüyle ithal mallarına açıldı 35’ini barındıran, ekonomik faal nüfusun yüzde 35’ine istihdam olanağı sağlayan göstermesi ve destek kredilerinin azalması, tarımda ve GSMH’ya yüzde 15 dolaylarında katılan tarıma mekanizasyonun gelişmesini önlemektedir. 2000 son on yıl içinde verilen teşvik belgeleri yıllık yılından sonra AB tarafından yapılan Doğrudan Gelir ortalaması yüzde 1,1’dir. Bu durum tarımda Desteği, orta ve büyük işletmelere gitmekte, mekanizasyonu önleyen en önemli kriterlerden dolayısıyla tarım işgücünde işsizlik ve yoksullaşma biridir. süreci kronikleşmektedir. Sulamaya açılan Tarım işletmelerinin sayısının giderek azalması toprakların verimli kullanılamaması, traktör gerekirken, tam aksi bir durum yaşanmıştır. 1963 kullanımında alet ve donanımın uyumsuzluğu, yılında 3,1 milyon olan tarım işletmeleri sayısı tarımsal üretimin teşvik edilmeyerek ithalata ağırlık 1980’de 3,6 milyona, 1991’de 4,1 milyona ve 2001 verilmesi önemli sorunlar arasındadır. yılında ise 4,3 milyona çıkmıştır. 1970 yılında 55,7 Traktör dışındaki tarım alet ve makinelerinde T dekar alan ortalama işletme genişliği 1998’de 51,6 dekara, 2002 yılında ise 49,5 dekara düşmüştür. DGB uygulamamasının çarpıklığı bu düşüşü hızlandırmıştır. İşletmelerin üçte ikisi 50 dekardan üçte biri de 20 dekardan daha düşüktür. Parsellerin küçük olması modern tarım tekniklerinin uygulanmasını ve tarımsal mekanizasyonu engellemektedir. Üretim ve dış ticaret Traktör üretimi ve yan sanayinde 120 firma üretim yapmakta, traktör imalat kapasitesi, 2005 yılı itibarıyla 99.550 adet/yıl olmaktadır. Buna göre 2005’te kapasitenin ancak yüzde 42’si kullanılabilmiştir. Motor, aktarma organları, elektronik bazı parçalar ile fren donanımlarının bir bölümü ithal edildiğinden, traktör sanayi yüzde 63 oranında dışa bağımlı olmaktadır. Bu durumda 693 milyon USD’lik yarı mamul ve ara malı ithal edilmektedir. Türkiye’deki traktör parkı 1.024.000 adet olup yüzde 40’ı 8–12 yaş arasında, yüzde 36’sı 4–8 yaş arasında, yüzde 24’ü ise 1–4 yaş arasında bulunmaktadır. Bu durumda Türkiye traktör parkında yaş ortalaması yüksektir. İşletme büyüklüklerinin küçük olması, traktörün tarım dışı amaçlarla kullanılması, çiftçinin alım gücünün sürekli düşüş sektör profili, 2005 yılı itibarıyla aşağıda temel verilerle sunulmuştur. ? Tarım alet ve makinaları imalatçısı : 987 ? İmal edilen çeşit sayısı : 126 ? Üretim kapasitesi : 1.500.000 Adet/yıl ? Kapasite kullanım oranı : yüzde 30 ? Üretimde ithal girdi ve ara malı : yüzde 39 ? Firmaların bölgesel dağılımı : Konya, İzmir, Aydın, Bursa, Balıkesir, Manisa, Ankara, Tekirdağ yoğun iller Son iki yılda pazarda bir büyüme göze çarpmakta ancak mevcut kapasite düşük bir oranda kullanılmaktadır. Tesislerde genellikle geri bir teknoloji egemendir. Tesislerin bir bölümü mevsimlik üretim yapmakta, sektör dışında da bazı makine ve aletlerin imalatı ile meşgul olmaktadır. Çoğu 1–12 işçi çalıştıran küçük işletmelerdir. Tarım alet ve makinelerinde ihracatın ithalatı karşılama oranı sürekli düşüş göstermiş ve 2005 yılında ihracat ithalatın yüzde 37,6’sını karşılayabilmiştir. Burada özellikle büyük işletmelerin ithal ettiği biçerdöner, harman makinesi, silaj makinesi, ilaçlama ve yem hazırlama, süt sağma makineleri, pamuk hasat makineleri önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca ithal edilen makine ve aletler genellikle teknolojik yapısı gelişmiş olan ürünlerdir. İhraç edilen ürünler ise benzeri yabancı markalara göre oldukça düşük değerlerle satılmaktadır. Son olarak mekanizasyonun gelişmesindeki bir çarpıklığı daha ortaya koymak zorunluluğu vardır. Dünya genelinde tarım makinelerinde pazarın yüzde 5055’i ekipmanlar, yüzde 3035’i traktör, yüzde 1015’i yedek parçalardan oluşmaktadır. Türkiye’de ise yüzde 5055’e yakını traktör, yüzde 3035’i ekipman ve geri kalanı yedek parçalardır. Bu farklı trend traktörlerin tarım dışı amaçlarla kullanıldığını, ekipman kullanımının istenilen düzeyde olmadığını ortaya koymaktadır. Bu durumda ithalata ağırlık veren bir ekipman politikasının izlendiği ortaya çıkmaktadır. Tarım alet ve makineleri üretimi sektöründe, traktör dışındaki ürün gruplarında iç pazar tamamen ithal mallarına açılmıştır. Özellikle yüksek katma değerli makineler, işletmelerin yapısı ve büyüklüğü, tarımsal ürün paterni dikkate alınmaksızın ithal edilerek tarımsal üretimin mekanizasyonu dışa bağımlı kılınmıştır. Çiftçinin alım gücünün düşmesi, tarımsal desteklerin azalması ile büyük işletmeler mekanize olurken küçük topraklarda verim düşümlüğü ortaya çıkmıştır. Tarım makinelerinin ihracatı ise düşük katma değerli malların ağırlıkta olduğu bir gelişme göstermektedir. Bu durum Türkiye’nin tarım politikasının, her alanda yeniden yapısallaşma ihtiyacına yönelik, GSMH içindeki payını artıracak ve mekanizasyonu sağlayacak biçimde ele alınmasını zorunlu kılmaktadır. 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle