Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B İ R İ N C E L E M E K İ T A B I Süleymantve Camlt İstanbul bilgisi ve bilinci Er&mya Çolebl'nln 17. yüzyıl istanbul tasviri, şu sıralar çok moda olan nostaljinln dışında ve ötesinde, İstanbul bilgisi ve blllnci, buradan hareketle de kentlilik ve demokrasl bilgisi ve becerlsi için gerekli bir yapıt. MEHMET ALl KILIÇBAY İSTANBUL TARİHİXVll. Asırda İstanbul/Eremya Çetebl Kömürcüyan/Çeviren: Hrand D. Andreasyan/Yaytna Hazırlayan: Kevork Pamukciyan/Eren Yayınlan/328 s. / Kod No: 044.009 aman ilerleyip dtlnya küçüldükçe, yani kendi üstlerine kapalı toplumların nesli kuruyarak dünyanın lüıııü birbirlerini daha iyi tanıyaıı insan gruplanndan ohijuyor hale geldikçe, ülkemizdeki gariplikler de su yllzünc çıknıakta, sarsilmaz doğnılar sanılan ve öyle oldukları ögretilen aksiyomlar tahılarınUan inmeye başlanıaktadırlar. Rakamsal olarak kcntli sayıtması gereken bir toplunı haline gcldik, cünkü nüfusumuzun yarısından lazlası kcııt sayılajı yerlerde yaşıyor. Ama gene de kcntli bir loplutn değiliz. Bu çeiişkiyi ilk aşamada iki ncdcnc bağlamak mumkiindUr. Bir kere, Türkiye'de kenı tanımlaınasi tamamen idari ve sayısal kıstaslara bağtıdır. Mcrkczi yönetimin kent saydığı veya nUfu.su bclli bir rakamı aşan yerleşim yerleri $ehir olarak kabul eclilmektedir. Ikincisi de Utkenıiz insanlarının togunda kent ve kentlilik bilinci bulurımamukladır. Bunları Türk kültürüııün kcndino ö/.gü yanları olarak gıtrüp savunmak da münıkün değildir, çilnkll bunlar bir uygarhğa rcngini veren (t/ellikler olmayıp loplumun tlimüııüıı kcndini aldatnıasına yflnelik çarpıklıklardır, Batılı gibi olnıayı isteyip de larklıhklar ortaya dökilldüğüııde, ne yapalıın bu bizim ulusa] karaktcrimiz demek, kaçak gureşmekten bafka bir $cy değildir. Üsıelik Osmanlıyı sonsuza kadar yttcelten resmi larih, bu dcvlctin şöyle keniler, höyle kenıler kurııp geli$ıirdi£ini iddia eıtikten sonra. Çok fazla uzağa gilmeden belirtmcliyim kî, kentlilik ve kenı bilincinin ilk temel göstergcsi, ya$anılan şchre sahip çıkılmasıdır. Giderek ulkenin vc tüm dünyanın şehirlerine sahip çıkıtmasıdır. Buna kentin yönetimi düzeyinde bir örnek verirseın; yajanılan şehri, dogmdan şehirlilerin yönetmesi demektir. Oysa Türkiye'de bu işin ne kadar Oneme sahip oldugu, şehirlilcr tarafmdan seçilen belediye başkanının resmi hiyerarşide bir menıur olan validerı ve kormııandaıı sonra gelmesidir. Ayrıca birçok durunıda belediye başkant merkezi iktidar tarafından görevdcn alırıabilmektc ve ycrirıc atamaylu birisi gclcbilmckledir. Huıııın yanı sıra ve daha vahimi, belcdiyc gOrevlilcri kenditerini halkın birer acentcsi olarak görmeyip adeta onuıı efendisiyıniş gibi davraıınıaktadırlar. Bu gibi yOııelscl göstcrgokrin yanı sıra. ^elıir halkııun keııtinc sahip yıkınaüi Ua vogu zaıııan süz konusu dt'ğildir. l'arihsel nıirasın kent gcnişlcmcsinden öturü huııharca katlcdilmesi hemen kimscyi rabatsız etmezken, üst geçiı gibi ucubelerle (Yeni Cami'nin önündekini hatırlayınız) var ofan dokunun çirkinleştirilmesi de hemen kimseyi uzmemi$tir. Türkiye'de kent ve kentlilik bilincinin olmadığı vakastcun temel göstergelerindcn bir diğcri de, kent tarifii yazına adctînin neredeyse hiç menebesinde olmasıdır. Kentlerinin bugünll Uzerine son derece gevjek ve duyarsız olan insanlanmız, onun dllntl hakkında daha da nenıela zımcıdırlar. Üstcfik. insaıılık tarihinin hemen tüm aşanıalarına tanık olıiıui ve larihsel kenı fiplerinin çogunu banndırmış hu ütkedeki bu tavır, üısanlığın tarihscl mirasmın rahaılıkla yok cdilmesinc scyirci katınması gibi bir <sonu( da dogurmaktadır (Eıı sonuncu örnek. Bodrıım'da sanayi sitcsi in^aatı sırasında urtaya çıkan antik kent kalıtitılarına rağnıen iıtfaatın sürdUrtllmcsine izin vcrilmcsidir). Turizmin para gctirdiğinin kf),ft;dilıncsiylc ve yabancı turisılerın eski ıa;tara ilgi duyduklarının anla$ılmasıyla bir mikıar koruıımayu başlaııan bu "eski keniler" hâlâ biziın ıııiraMiııı/ içine girememi$lerdir. tnsanlanmızın v<Jgu içiıı buralan ülkemi? lopraklarında yer alaıı ve "başlta kiittUrterln" uzantıları olan yabancı unsurlardır. Bir ara sonuç olarak, insanhk ailcsiııiıı bir üyesi oldugunu vc cvrenscl tarihi omuzlaması gerekliğini hendz anlayamayan Türk insanı, kendinden saydığı tarihe karşı da kılıç kalkan $akırtılannm dı Z ÇERÇIVE