Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNKIDtaEpKİLER Kaçağın Portresi / David Boratav / Çeviren: Aysel Bora / Can Yayınları / 176 s. 1990’ların ortasında İngiltere’deki bir üniversitede Sébastien adında genç bir adam ardında iz bırakmadan ortadan kaybolur. Yıllar sonra arkadaşı Hermann, dostunun kayboluşunun sırrını çözüp öyküsünü anlatmaya karar verir. Kendisine bıraktığı mektuplardan, günlüğünden ve Paris’te yaşadıkları günlerden geriye kalan anılarından yola çıkarak Sébastien’in izini sürer. Yeni tanıştığı amcasının emanet ettiği gizemli nesneyle hayatı daha karmaşık hâle gelen Sébastien’in çocukluk, ergenlik, yetişkinlik evrelerinde üç ayrı kente, Lozan, Paris ve Clothworkers’a, Fransız Alpleri’nden SaintMichel’e oradan da İngiliz pub’larına uzanan yolculuğu, bir kayboluş kadar bir arayış hikâyesi. Kanını Satan Adam / Yu Hua / Çeviren: Erdem Kurtuldu / Jaguar Kitap / 264 s. Zor bir hayata doğmuştur Xu Sanguan: Babası çocukken ölür, annesiyse başka bir adamla evlenip onu terk eder. Amcasını ziyaret ettiği bir gün, kan satmaya giden iki arkadaşının yardımıyla o da kanını satar. Eline geçen parayı sadece ailesi için harcaması gerektiğine inandığı için evlenmeye karar verir. Kültür Devrimi, kıtlık yılları gibi zor ve toplumu altüst eden dönemlerde ne zaman başı sıkışsa bir kuyudan su çeker gibi damarlarından kan çektiren ve mücadeleden asla vazgeçmeyen Xu Sanguan’ın öyküsü, tüm bunların yanında yaşama dair birçok tuhaflığı da barındırır. Kalbin tek bir atışıyla kanın tüm vücuda yayılması gibi Yu Hua da basit fakat usta işi cümlelerle kurduğu bu olağanüstü öyküde, âdeta insan ruhunun ve yaşamın kılcal damarlarına ulaşır. Kuş Evi / Eva Meijer / Çeviren: Gül Özlen / Nebula Kitap / 248 s. Varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen, küçük yaşlardan itibaren keman çalmaya başlayan Howard, büyüdükçe önce ailesini sonra da büyük şehri terk ederek kendine biçilen rolleri reddede cektir. Doğaya özellikle de kuşlara olan derin tutkusu onu kırklarında Sussex’in gözlerden uzak küçük bir kasabasına sürükler. Burada büyük bir bahçesi ve sayısız ağacı olan bir eve taşınan Howard, kuşları doğal ortamlarında gözlemleme şansı bulur. Eva Meijer, romanında kuşları koruyan ve kuşların koruduğu bir hayatın portresini kısa fakat yankısı uzun cümlelerle çiziyor. Dans Zamanı / Zadie Smith / Çeviren: Özlem Gayretli Sevim / Everest Yayınları / 528 s. Zadie Smith’in olgunluk dönemi eseri Dans Zamanı, Elena Ferrante’nin Napoli Romanları’nı hatırlatan bir “arkadaşlık buildungsromanı”. Londra kenar mahâllelerinin kendine özgü seslerinden Batı Afrika’nın bambaşka bir ritmi olan sokaklarına uzanan roman; kökler, dostluk, müzik ve dans üzerine, kendisi de bir dansı andıran canlı bir hikâye anlatıyor. Kürt Siyasetinin Mor Rengi / Gültan Kışanak / Dipnot Yayınları / 312 s. Gültan Kışanak, Kürt Siyasetinin Mor Rengi’nde sadece yerel ve genel siyasette görev almış, cezaevindeki kadınların deneyimlerine odaklanıyor. Kadınların nereden gelip hangi mesafeleri kat ettiğini, önlerine ne gibi engeller çıktığını, erkek egemen sisteme kafa tutma gücünün nasıl edinildiğini dillendirmek; kadınların emeğini, çabasını, anılarını, zor ve güzel yaşanmışlıkları bir araya getirerek kadın özgürlük mücadelesine dair deneyimleri aktarıp tarihe bir not düşüyor Kışanak. Dünya Tarihi / Chris Brazier / Çeviren: Kübra Kelebekoğlu / Sel Yayıncılık / 192 s. Dünya Tarihi, sudan karaya çıkan ilk canlılardan insanlığın yeryüzüne yayılışına, yazının keşfinden dinlerin doğuşuna,demokrasinin ortaya çıkışından savaş ve hastalıklara, Rönesans’tan sömürgeciliğe, Büyük Buhran’dan 11 Eylül’e kadar evrensel tarihin en önemli satır başlarını ele alıyor. İnsanlığın en büyük başarılarını ve en korkunç felaketlerini aktarırken dünyanın dört bir yanında eşitsizliğin nasıl inşa edildiğini de gözler önüne seriyor. Aşkın Kavurduğu GüneşZeki Müren / Radi Dikici / Remzi Kitabevi / 376 s. Radi Dikici’nin kaleme aldığı Aşkın Kavurduğu GüneşZeki Müren’de yazılanların neredeyse tümü ilk kez gün ışığına çıkıyor, metinle çok sıkı bağ kuran fotoğrafların ve belgelerin neredeyse tümü ilk kez yayınlanıyor. Bu kitapta inatçılığı, kıskançlığı, kindarlığı, hasisliği gibi zaaflarının yanı sıra ulaştığı yerde tek olma arzusuyla yanan ve bazen de anlaşılmaz bir gönül zenginliği sergileyip âşık olduğu zaman onu sonuna kadar yaşayan bir insan var. Bu kitapta büyük sanatkâr, sizin hayalleriniz ötesinde, tahminlerinizin ötesinde büyük bir Zeki Müren var. Önce Dağlar Kar Tutacak / Semih Öztürk / Varlık Yayınları / 72 s. 2018 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’ne değer görülen Semih Öztürk, Önce Dağlar Kar Tutacak’ta taşrayı anlatıyor ve içindeki taşrayı başka bir kente taşıyarak sürdürme niyetinde olan insanları. Öykülerini ağırlıklı olarak benanlatıcı ile kaleme alsa da başkarakterler bir erkek mahkumdan kurbağaları susturmaya çalışan Nahide’ye dek çeşitlilik gösteriyor, hepsinde farklı ruhsal durumlara ve ilişkilere yoğunlaşıyor. Önce Dağlar Kar Tutacak, noktayı koyduktan sonra çekip gitmeyi içine sindiremeyen genç bir yazarın ilk kitabı olarak kendi cümlelerini kurmak isteyen okurlarla buluşuyor. Tersine Zeus / Şevket Akıncı / SUB Yayın / 32 s. “Gürültü ve duman/ uygun adım iklim blokları/ ani odalar ve parçalara ayrılmış yumruğum/ derimle gömleğim arasına sakladım ışığını/ yıktıklarından doğan çocuğun/ güzellik tanrılar çağına tekrar bırakılmaksa/ anısından başka bir şey sürdürebilir mi/ kendisinden uzun yaşayan utançla...” Gitarist, allergy kompozitör, ambulance doğaçlamacı, aranjör ve prodüktör Şevket Akıncı’nın şiirleri okurlarla buluştu. Sessizlik / Engin Akyürek / Doğan Kitap / 200 s. Engin Akyürek’in Sessizlik adlı öykü kitabı okuru; insanların birbirlerini gözünün içine bakarak tanıdığı, konuşarak dokunduğu, dertleşerek anlaştığı yıllara götürüyor. Çocukların hâlâ çocuk olduğu, boş arazi görünce topu alıp koştuğu, komşuların teklifsizce birbirinin kapısını çaldığı, bayramların hep birlikte kutlandığı, mutlulukların acıların paylaşılıp aşkların “like”lara kurban gitmediği, sessizliğin ayrılık anlamına geldiğinin bilindiği yıllara. Miguel de Cervantes / Henry Edward Watts / Çeviren: Doğukan Bal / Maya Kitap / 160 s. İspanya’da geçen gençlik yılları, İtalya’da askerliğe adım atması, Lepanto Savaşı’nda (İnebahtı Deniz Muharebesi) yaralanması, Cezayirli korsanlara esir düşmesi, beş yıl süren bir tutsaklık ve yazmakla geçen bir ömür… İlk modern roman sayılan ve tarihin en çok okunan kitaplarından olan Don Kişot’un yanı sıra daha birçok roman, novella, tiyatro oyunu ve şiir de yazan Cervantes’in hayatı başlı başına bir romandır. Henry Edward Watts, kaleme aldığı kitapta Cervantes’in hayatının önemli kavşaklarına götürüyor okuru. Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret / Aldous Huxley / Çeviren: Savaş Kılıç / İthaki Yayınları / 128 s. Yirminci yüzyılda, hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta Cesur Yeni Dünya, Algının Kapıları ve Ada olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla yalnızca çağını değil çağdaşlarını da derinden etkileyen, döneminin en önemli entelektüellerden Aldous Huxley’in başyapıtı Cesur Yeni Dünya’nın güncelliğini sorgulayan ve panoramasını çıkaran Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret, bu eserin bir sağlaması niteliğinde. Cesur Yeni Dünya’dan yaklaşık otuz sene sonra yayımlanan eser, romandaki kehanetlerin ne ölçüde gerçekleştiğini mercek altına alıyor. Romanı yazarkenki öngörülerinin izini süren Huxley, dünyanın, tasavvur ettiği distopyaya çok daha büyük bir hızla dönüştüğü sonucuna varıyor. Sonbahar / Karl Ove Knausgaard / Çeviren: Haydar Şahin / Monokl Yayınları / 228 s. “Yıllarca yaşamış biri için kapı bellidir. Ev belli, bahçe belli, gökyüzü ve deniz bel lidir, geceleyin gökyüzünde asılı duran ve çatıların üzerinde parlayan ay bile bellidir. Dünya varlığını dile getirir, fakat kulak asmayız, artık onunla >> 70 8 Kasım 2018 KItap