23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

vedat arık 4 8 Kasım 2018 “ARKADAŞIM SELİM” ‘sBueynumki bçüirrümüş’ Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı, bu yıl “Hayatı Edebiyatla Kuşatmak” ana teması kapsamında edebiyatın ve kitapların hayatımızdaki önemini hatırlatmaya çalışacak. Fuarın Onur Yazarı ise Selim İleri. Fuar, konukların ve Onur Yazarı İleri’nin katılımıyla düzenlenecek pek çok edebiyat etkinliğine ev sahipliği yapacak. Faruk Şüyün tarafından hazırlanan Onur Yazarı kitabı ise “Arkadaşım Selim” adını taşıyor. Fuara özel hazırlanan, İleri ve Şüyün’ün yazışmalarıyla ilerleyen “Arkadaşım Selim”, tıpkı fuarın ana temasında olduğu gibi hayatı edebiyatla kuşatılmış bir yazarın portresini ortaya çıkarıyor. Kitaptan bir bölümü sizin için seçtik. faruk Şüyün S elim İleri’nin Hüseyin Rahmi Gürpınar’la ilgili cümleleri, beni epey düşündürdü... Hüseyin Rahmi Gürpınar, edebiyatımızın kilometre taşlarından birisi. Yapıtlarındaki gözlem özelliğini, kabul günlerinde dolaba saklanıp kadınların konuşmalarını dinleyeceği kadar abarttığını duymuştum. Onu okuduysanız, bu yorumu hiç de yadırgamayacaksınız... Annesinin ölümü üzerine, dört yaşlarındayken anneannesinin Aksaray’daki konağına alınmış ve düzgün bir öğretim görememiş (belki de hayırlı olmuş). Eğitimi ile ilgili Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi dergisinin MartNisan sayısında (1945) şöyle yazmış: “Şahsıma büyük önem vermediğim için hayat hadiselerinin çoğu mazbutum değildir. Ne olacak? Doğuş, yaşayış, ölüş mukadderatında az çok farklarla esas bakımdan insan insana benzer.” Romanları ve hikâyeleriyle günümüzde kendini her sınıftan okuyucuya sevdirmeyi başaran Hüseyin Rahmi, yapıtlarında, İstanbul’un konuşma dilini, meselâ kenar mahalle kadınlarını büyük bir ustalıkla canlandırıyor. Gerçekçi bir roman yapısını benimseyen sanatçı, olaylara bakışında humour’u sık sık kullanıyor. Bir halk romancısı, Türk romanında gerçekçiliği ilk benimseyen adlardan biri olarak Hüseyin Rahmi Gürpınar, Ortaoyunu ve Karagöz tekniğinden de yararlandığı yapıtlarında İstanbul’un dışına çıkmayarak bir İstanbul yazarı olarak da nam salıyor. Azınlığın değil, çoğunluğun dilini benimsediğinden, halkın romancısı olarak da nitelendiriliyor. Örneğin, “Ecir ve Sabır” hikâyesinde, bir ölümün ardından aylarca başsağlığına gelen ve her defasında binlerce benzeri ölüm örneği ile ananın yüreğini parçalayan, sonunda onun da ölümüne neden olan insanların hikâyesini anlatıyor. Hikâyenin sonunda ölen ananın annesi sopayı alıyor ve bu defa başsağlığına gelenlerin kafasına vuruyor, vuruyor... Hüseyin Rahmi, 1944’te Heybeliada’daki köşkünde öldü.. Aralarında Kuyruklu Bir Yıldız Altında İzdivaç, Gulyabani, Kesik Baş, Utanmaz Adam, Şıpsevdi, Mürebbiye, Kokotlar Mektebi, Kaynanam Nasıl Kudurdu, Efsuncu Baba, Şık’ın da bulunduğu yapıtlarının sunduğu güncel gözlemleri hâlâ hepimiz yeniden yeniden yaşıyoruz... Sıra çağdaş edebiyatçılarımızda... Meselâ Oktay Rifat? n Oktay Rifat benim için çağdaş edebiyatımızın en önemli adlarından biri. Büyük bir şair; her döneminde büyük bir şair, çok tartışılmış Perçemli Sokak’ta da (1956). Şiirler (1969), Yeni Şiirler (1973) baş ucu şiir kitaplarım >>dan. Son dönem şiirlerinde tarih ten, Osmanlı tarihinden esinli öyle KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle