Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28. İstanbul sanat fuarı ARTİST 2018 ARTİST 2018 / 28. İstanbul Sanat Fuarı, 1018 Kasım 2018 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek. ARTİST / İstanbul Sanat Fuarı, zorlu ve bir o kadar da zengin bir kavram olan “Deneyim”i ele alırken tüm katılımcıları estetiğin, etiğin, emeğin, bilimin, bilim kurgunun, teknolojinin, tarihin ve popüler kültürün çoklu perspektifinden “deneyim” kavramını tartışmaya davet ediyor. ARTİST 2018, hafta sonu 11.0020.00, hafta içi ise 11.0019.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek; 18 Kasım Pazar günü ise saat 19.00’da sona erecek. Deneyimi başlı başına bir kategori olarak ele almak kimin aklına gelmiştir? Aslında deneyim dediğimiz şey, aşağı yukarı var olan tüm yaşantıları kapsamaz mı? İstisnai değerde bir yaşantı anlamına gelebilecek deneyimi, istisnai olmayanlardan nasıl ayıracağız? Daha önemlisi bu tür bir ayrıma ne zaman ve neden gerek duyuldu? Deneyimi baştacı eden tarihsel dönemlerden geçtik. Şimdi ise gerçekleşmemiş vaatlerinin yarattığı düş kırıklığı içinde sorgu luyoruz onu. Deneyimler artık alınıp satılıyor, biriktiriliyor. Estetik deneyim başta olmak üzere yaşantının hakikatle ilişkisinin yerini piyasadaki değeri alıyor. Oscar Wilde’ın dediği gibi “deneyim insanın hatalarına verdiği isim olabilir.” Peki, insan binlerce yıllık yaşam deneyimine rağmen hâlâ aynı hataları yapmayı sürdürüyorsa? Belki de deneyimin içinde umudun baskın çıktığı yer burasıdır: Denemek. Şaşıran ve hayran kalan varlık olarak insanın, dünyadan büyülenmeyi sürdürmesi ve her türlü deneyimin değerli olduğuna kendini inandırması. DENEYİMİN DEĞERİ “Platon ve Spinoza için deneyim yanılsamanın alanıdır ve aklın saf ışığına karşıttır. Jacques Derrida, deneyim kavramından nefret eder; karanlık metafizik eğilimleri içerdiğini düşünür. William Blake içinse deneyim yanlış bilincin ve semeresi olmayan arzuların alanıdır. Buna karşılık Keats gibi romantikler deneyime, hakikatin gün yüzüne çıktığı duyusal dolaysızlığın alanı olarak bakar (...) Locke ve Hume gibi ampiristler için deneyim, sabah uyandığımızda ayaklarımızın hâlâ yerli yerinde olacağını bilmemizi sağlayan şeydir” (1). Modern felsefe, insanın dünyaya ilişkin bilgisinin ne kadarında aklın ne kadarında duyuların payı olduğu sorusunu sormuş, deneyim kavra mının değerini de bu soruya verilen cevaplarla belirlemişti. Felsefe yüzünü duyulara çevirdiğinde, deneyimin say gınlığı artmış; deneyim, bedensiz aklın boyunduruğundan kurtulan duyuların; insanlığı ortaklaştırma vaadi taşıyan bilginin kaynağı olarak kucaklanmıştı. Fakat modern kent yaşamında, iletişim teknolojileri ve endüstrinin gelişiminin belli bir aşamasından sonra deneyimin değeri sorgusunun yerini deneyimin yitimi kaygısı aldı. “Walter Benjamin için deneyim, yaş lıların gençlere anlattığı hikâyelerdir ve modern zamanlarda yok olması insanlığın başına gelen en hazin fuka ralıklardan biridir. Modern dünyada deneyimin yok olduğu yönündeki uya rılara Heidegger’den Adorno’ya kadar pek çok filozofta rastlamak mümkün dür” (2). Dünya savaşlarına şahit ve orada kurban olmuş insanlık için aklın saf ışığına dair umudu da duyusal dolay sızlığın masumiyetini de uzak ufuk larda kalmış gibidir. İşte böyle kriz dönemlerinde deneyimin imdadına hep sanat yetişir. Zaten daha başından beri modern sanatın yuvası deneyimleyen bedendir. İki Dünya Savaşı arasında avangart akımlar, deneyi >> 54 8 Kasım 2018 KItap