Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
şunun 40. yıldönümü için İstanbul’a geldi ve bir parçada, yükselen iki müzisyenimiz Efe ve Fora Baltacıgil’e eşlik etti. Konserde klasik müzik gurmesi şair Tuğrul Tanyol’la birlikteydik. Orkestra programına Franz Schubert’in 8. senfonisiyle (Bitmemiş) başladı. Sahne almaları biraz gecikince Tuğrul’a sordum: Neden henüz sahneye çıkmadılar biliyor musun? Neden? Senfoniyi bitirmeye çalışıyorlar da ondan. Senfoni bitince cömertçe alkışlayan Tuğrul’a bu kez orkestraya 10 üzerinden kaç puan verdiğini sordum. Sekiz! Neden? Sekizinci Senfoni’ydi de ondan. 2943 19/20.09.12 tarihli karikatür dergilerinden duydum bunları: LEMAN – BDP Milletvekili S.S.’nin oğlunun balkondan atlayarak intihar etmesinin ardından sosyal medyada “Oh olsun!” mesajları atıldı. PENGUEN – Polisin ateş ederek öldürdüğü B.T. davasında “Öldürme kastı yoktur” kararı veren Yargı; ablasının polise fırlattığı yumurta için “Kasıt var, yumurtanın zarar verebileceğini düşünmeliydi” diyerek ceza verilmesini istedi. UYKUSUZ –Bursa’da tecavüze uğrayan ördeğin sahibi, “Bi daha yüzüne bakamam” diyerek ördeği kesti. 2944 Kitap Önerileri: Çıplak Deniz, Çıplak Ada – Yaşar Kemal, YKY / Bütün İnsanlar Yalancıdır – Alberto Manguel (Çev. Saliha Nilüfer), YKY / Öncesi ve Sonrası – Tuğrul Tanyol, YKY / Cem Sultan – John Freely (Çev. Püren Özgören), Everest / İlhan Abi – Miyase İlknur, Cumhuriyet Kitapları / Mezopotamya Hikâyeleri – Hasan Eken, Postiga / Jack London – J.L. Haley (Çev. Yiğit Yavuz), İş Kültür / Dalgalar – Virginia Woolf (Çev. İlknur Özdemir), Kırmızı Kedi / Rakım Sıfır – Enis Batur, Kırmızı Kedi / Bursa’da Yapıların Oluşumu, Osmanlı (Baş) Kenti Bursa – Engin Yenal, Bursa Büyükşehir Belediyesi… 2945 ÇIPLAK DENİZ, ÇIPLAK ADA: Gönüllerin Nobelist’i ve anıt insan Yaşar Kemal’in Bir Ada Hikâyesi nam dörtlemesinin tamamlanması, 14 yıl (19982012) sürdü. Final kitabının damıtılması için 10 yıl bekledik. Savaşlarda bir yenen, bir de yenilen taraf vardır. Ama bir savaş “mübadele” ile sonuçlanmışsa iki taraf da yenilmiştir. Bir toplumun soykırımdan sonra başına gelebilecek en büyük illet mübadele değil midir? Ancak Yaşar Kemal, “mübadele” trajedisinden bir destan üretebilirdi. 2946 Nâzım Hikmet dördüncü evliliğini dayısının kızı Münevver’le yaptı. Bu evlilikten tek çocuğu olan Mehmet Nâzım doğdu (1951). Oğlu üç aylıkken ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Mü ? önemsediğim orkestradır. İKSV’nin kurulu nevver Andaç ve Mehmet yaşamlarını Polonya ve Fransa’da sürdürdü. Mehmet babasını toplam 15 gün görmüştür derler. YKY’nin Yönetim Kurulu Başkanı’ydım, bir gün Orhan Pamuk beni çalışma evine davet etti. Orada önemli bir Türk yazarla tanıştırıldım, Mehmet Nâzım’ın dostuydu ve onun adına benimle bir iş görüşmesi yapmak istiyordu. Nedeni, Mehmet’in babası Nâzım Hikmet’in tüm yapıtları için yeni bir yayınevi aramasıydı. “YKY başka yayınevlerinin yazar ve şairine askıntı olmaz” dediğimi anımsıyorum. Oysa sorun, Mehmet Nâzım’ın mevcut yayınevinden nicedir telif haklarını tahsil edememesiydi. Sonuçta üç yayınevi devreye girdi, düelloyu kazanan YKY, yaklaşık 15 yıldır Nâzım Hikmet’in yayıncısıdır. Münevver Andaç, Orhan’ın Fransızca çevirmeniydi ve Nobelistimizin ona büyük saygısı vardı. Mehmet Nâzım’la tanış(a)madım. Ortalıkta dolaşmayı sevmeyen bir ressamdır derler. Alçak gönüllüdür, gizemlidir; Büyükadanın bir kuytusunda değilse Fransız karısıyla birlikte kim bilir Fransa’nın neresindedir. “1990’dan kalma bir karma resim sergisi katalogunda Mehmet Nâzım’ın fotoğrafını görünce aklıma gelenler” 2947 Neleri mi okumak isterdim? Mehmet Nâzım’ın özyaşamöyküsünü / Serpil Gence’nin anılarını / Prof. Clifford Endres’ten Edouard Roditi’nin yaşamöyküsünü / Şavkar Altınel’den bir kısa roman / Tahsin Yücel’in anılarını (önümüzdeki yıl 80. yaşı kutlanacaktır) / İzzet Melih Devrim’in yaşamöyküsünü … 2948 Öncesi ve Sonrası’ndan – Tuğrul Tanyol Magritte bir anın anısı pencereden taşan resim tam tuvalin üstünde ve altında bulutların aşkın keşfedilişi kanıyor hâlâ 2949 23.10.12, Londra! Butik kitabevi zinciri Daunt’un Holland Park şubesinde The Sultan Of Byzantium’un (Bizans Sultanı) tanıtım kokteyli vardı. Üç kıtada edebiyat akademisyenliği yapan Prof. Dr. Belma Baskett ile KALEM Edebiyat Ajansı’nın sahibi Nermin Mollaoğlu, Türk edebiyatını temsilde beni yalnız bırakmadı. Nermin tanınmış bazı eleştirmen, yazar, çevirmen ve yayıncı dostlarını da getirerek gecenin nitelik ve nicelik katsayısını artırdı. Onun İngiltere piyasasındaki anahtar isimlerle olan yakınlığından etkilendim; Türk edebiyatı adına umutlandım. 2950 – (K)ATILIR MISINIZ? Neredeyse üç yüzyıl önce Fransız nüktedan / yazar Nicolas Chamfort (17411794), “Ün, sizi tanımayanlara kendinizi tanıtabilmek sanatıdır” buyurmuştu. Bir zamanlar yazarlar, şairler ve sanatçılar değerli oldukları için ünlenirlerdi. Derken bu kavramlar örtüşmez oldu; değersiz veya önemsiz kişiler bir yolunu bulup ünlü kategorisine duhul ettiler. Bunun için sağduyu ve etik kurallarını zorlamaktan çekinmediler. Bir de değerli yazar ve şairler vardır; alçak gönüllü, terbiyeli, gururlu ve galiba pısırıktırlar. Reklamdan haz etmez veya talep etmekten çekinirler. Örneğin; Yaşar Kemal’i hem değerli hem de ünlü belleriz. Çok satan ama sığ nice yazar ünlüdür de değerli midir? Ünsüz veya yeterince ünlü olmayan ama değerli bulduğunuz yazar (gazete ve dergi köşe yazarları dahil) ve şairlerden mürekkep bir liste yapmak istiyorum. Yardım etmek istiyorsanız, 0212 244 75 34 No.lu faksa size göre, “Ünsüz veya hak ettiği üne ulaşmamış en fazla 10 yazar ve şairimizi” listeleyip gönderir misiniz? Hedefim, 3000. maddede gönderilerinizden bir alfabetik liste oluşturmaktır. İlk 15 ile kurada saptanacak diğer 15 katılımcıya KİTAP İÇİN 2 imzalanarak yollanacaktır. Bunun için listenizin altına, adresinizi eklemeyi unutmayınız. (Katılımcı Selçuk Altun’un “takdir hakkını” peşinen kabul eder. Bu bir Notos’vari çalışma değildir, adıma listelerde lütfen yer verilmemelidir.) Gönlünüzce bir yeni yıl dilerim. ? Mehmet Nâzım (1990) CUMHURİYET KİTAP SAYI 1190 6 ARALIK 2012 ? SAYFA 11