Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
V TR NDEK LER ¥ erh u bir nü rlaclisa nsa lında mış yapıtı bu bir editörlüğünde yayıma hazırlanan Amerikan polisiyesinin klasikleşmiş isimlerinden Raymond Chandler külliyatı, yayımlanacak diğer kitaplarıyla da okuyuculara keyifli okuma saatleri vaat ediyor. Hikâyeden Çocuk/ Onur Caymaz/ letişim Yayınları/ 234 s. “Hikâyeden Çocuk”, Onur Caymaz’ın yayımlanmış ilk yazısının üzerinden geçen on beş yılı, okurlarıyla birlikte kutlamak için kaleme alınmış. Caymaz, yazdıklarının yanında yazarlık hikâyesini de açıyor okura. Caymaz’ı bugünlere taşıyan olayları ve insanları onun kaleminden öğrenme fırsatı sunuluyor okuyuculara. Gülten Akın’dan Orhan Pamuk’a, Selim İleri’den Attilâ İlhan’a, Memed Fuat’a dek uzanan günleri, Kadıköy kahvelerindeki edebiyat matinelerini, Beyoğlu’nun küçük İskenderli şiir akşamlarını, şair arkadaşlarını, bir dönemin edebiyat dergilerini, ödüllerini, şaşkınlıklarını, kavgalarını samimi bir dille anlatıyor. Ortaçağ Yazıları/ Betül Çotuksöken/ Notos Kitap/ 350 s. Ortaçağ, başına getirilen ‘karanlık’ nitelemesiyle anılır hep. Üniversitelerinden çok, engizisyon mahkemeleriyle akıllara gelir. Tanrı düşüncesinin her yere sirayet etmiş olması felsefi bir tartışmanın olabileceğini akıllara getirmez. Antikçağa ve modern zamanlara olan uzantılarının görülmesindense araya girip tarihi kesintiye uğratmış bir dönem gözüyle bakılır. Oysa hangi ortaçağ sorusu bütün görkemiyle yanıtlanmayı bekliyor. “Entelektüellerin ortaçağı mı, yoksa Kiliseninki mi? Üniversitelerin ortaçağı mı, Aydınlanma’nın ortaçağ imgesi mi?” Betül Çotuksöken’in “Ortaçağ Yazıları”, bu soruların peşinden giderek ortaçağın yüzeysel genellemelerle anlaşılamayacak kadar çokboyutlu olduğunu ortaya koyuyor. Dışişleri skelesi/ Deniz Bölükbaşı/ Doğan Kitap/ 574 s. Türk dış politikasının duayenlerinden Deniz Bölükbaşı, meslek yaşamının kilometre taşlarını isimler ve olaylarla anlatıyor kitabında. Dışişleri Bakanlığı’nın değişik kademelerinde yurtiçi ve yurtdışı görevler üstlenmiş olan emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı “Dışişleri İskelesi”nde, önemli bölümü bugün de güncelliğini koruyan dış politika dosyalarının arka planını ve bilinmeyen yönlerini aktarıyor. Ege gizli müzakereleri, Kıbrıs, Ermeni dosyası, soykırım yalanı, uluslararası hukuk yolları, AB hayal yolculuğu ve sanal müzakere süreci, azınlık tartışmaları, etnik bölücülük ve PKK terörü gibi birçok konu kitapta Bölükbaşı’nın gündemine giriyor. “Dışişleri İskelesi” yalnızca bunlardan ibaret bir kitap da değil. Bölükbaşı, Rusya’dan Almanya’ya, Yunanistan’dan Portekiz’e görev yaptığı ülkeleri ve çalışma arkadaşlarını da çok ilginç ve özel anılar eşliğinde tanıtıyor. Maskeler Süvariler Gacılar/ Pınar Selek/ Ayizi Kitap/ 208 s. Ülker Sokak vahşetinin üstünden on beş yıl geçti. Ancak, Pınar Selek’in transların Ülker Sokak’tan dışlanmasına ilişkin elimizdeki araştırması, bir grup inSAYFA 28 21 TEMMUZ 2011 sanın yaşadığı acıdan, bir sokaktaki kıyımdan insanları alıp dışlama politikalarının rant aritmetiğine, suç ortaklıklarının saklı ve süslü köşelerine, mağduriyetten doğan özgürlük politikalarına götürmüştü ve hâlâ aynı etkisini, güncelliğini koruyarak devam ettiriyor. Tarihe, bugünü anlama noktasında büyük katkı sunan önemli bir not düşüyor. Okuyucuları, hiçbir zaman dışında olamayacaklarını gösterdiği bir gerçekle yüz yüze bırakıyor. Kamelyasız Kadınlar/ Selim leri/ Everest Yayınları/ 266 s. Selim İleri öykü ve romancılığının yanında edebiyat incelemeleriyle de edebiyatımızda kendine özgü yer edinmiş bir kalem. İleri “Kamelyasız Kadınlar”da, Namık Kemal’in tiyatro oyunu “Âkif Bey”, Samipaşazade Sezai’nin “Sergüzeşt” ve Halid Ziya Uşaklıgil’in “Aşkı Memnu” adlı romanlarını, 19. yy. sonu ve 20 yy. başı Türk edebiyatının birçok verimini de çerçeveye dahil ederek inceliyor. Yazar, çağdaş edebiyatımızın ‘kadın’a hangi perspektiften yaklaştığını da gözler önüne seriyor. İleri çalışmasında kadının toplum içinde yerini alışını hem bir roman akıcılığıyla hem de kahramanların gerisindeki cinsel sarsıntılar, ruh karmaşaları, toplumsal baskı ve bireyin özgürlük arayışı ekseninde gün yüzüne çıkarıyor. Dokuz Parmaklı Kız/ Laia Fàbregas/ Çeviren: Ufuk Güngör/ Kavis Kitap/ 170 s. “Dokuz Parmaklı Kız”, Hollandalı genç yazar Laia Fàbregas’ın ilk romanı. Avrupa’nın belli başlı dillerine çevrildikten sonra edebiyat çevreleri tarafından olumlu eleştirel alan roman, bir Katalan ailesinin iki kızından biri olan Laura’nın öyküsünü anlatıyor. Parmaklarını bir bir kaybeden Laura, bir yandan yaşama tutunmaya çalışırken bir yandan da ailesinin öyküsünü anlatıyor okuyuculara. Faşist Franco rejiminin baskısı altında çocuklarını egemen dünya sisteminin dışında tutmaya çalışan sosyalist bir baba, yaşamın zorlukları içinde hüzünlü bir anne ve çocukluk yıllarına ait fotoğraflarının peşine düşen iki kardeş romanın başlıca kahramanları. Binbir Gece Sofraları/ Ebru Omurcalı/ Alfa Yayınları/ 286 s. “Mezeleri pidemize sürdük, etleri tarçınla kokulandırdık, helvaları safranla kavurduk, narlarla süsledik. Yemekten sonra ellerimizi biz de gül kokulu sularla yıkadık, misk kokulu havlularla kuruladık... Yemen’de kahve, Tunus’ta nane çayı içtik. Gezdik, dolaştık, hissettik...” Masallara konu olmuş, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, birbirini yakından ya da uzaktan etkilemiş, şairlere, ressamlara ilham vermiş olan Doğu’nun zengin mutfaklarına konuk ediyor meraklıları “Binbir Gece Sofraları”nda Ebru Omurcalı. Lübnan, Suriye, Ürdün, Yemen, Suudi Arabistan, İran, Irak, İsrail, Mısır, Tunus, Fas, Cezayir, Libya... Omurcalı, bütün bir coğrafyanın yemeklerini renkli sayfalara taşıyor kitabında. Uzun bir çalışmanın ürünü olan bu kitapta, egzotik yolculuklardan doğan lzzetli bir tur meraklıları bekliyor. Adem’in Kokusu/ JeanChristophe Rufin/ Çeviren: Mahmut Özışık/ Doğan Kitap/ 464 s. “Dünya denen gezegeni kurtarmak uğruna onu cehenneme çevirmeye karar verdiler. Ufak bir şişe tüm insanlığı yok edebilir. Dünyanın sonu yakın!” JeanChristophe Rufin her romanında olduğu gibi “Adem’in Kokusu”nda da okuyucusunu farklı bir dünyaya sürüklüyor. Olağanüstü kahramanların karşılaştığı, farklı dünyaların kesiştiği, iyi ile kötünün amansız bir savaş içinde olduğu sürükleyici bir gerilim romanı elimizdeki. Avrupa’dan Amerika’ya, Asya’dan Afrika’ya uzanan soluk soluğa bir macera “Adem’in Kokusu”. Macera ve gerilimi aynı anda ve yüksek dozajda yaşamak isteyen okuyucular, ilgiyle karşılayacaklar bu romanı. Geçmişin Gölgesinde Villette/ Charlotte Brontë/ Çeviren: Nevhiz Aksunkur/ Kırmızı Kedi Yayınları/ 560 s. Charlotte Brontë’nin kendi hayatından yola çıkarak yazdığı bu roman, hem yazarın en önemli kitaplarından hem de çağının gerçeklerini en iyi anlatan yapıtlardan biri olma özelliğini taşıyor. Romanın kahramanı Lucy Snowe, genç yaşta ailesini yitirince vatanı İngiltere’yi terk eder ve Kıta Avrupası’ndaki Villette kentinde bir yatılı kız okulunda öğretmenlik yapmaya başlar. Lucy burada yalnızca geçmişin hayaletleriyle değil, geride bırakmayı arzu ettiği, kaçındığı duygularla da yüzleşecektir... Brontë, çalkantılı ve sürprizli bir yolculuğu anlattığı bu son romanı ile “Jane Eyre”de ulaştığı edebi çıtayı da yükseltiyor. Brontë’nin bu otobiyografik romanı, Viktorya dönemi Avrupası’nda, sesini henüz kimseye duyuramayan kadının tek başına ve dimdik ayakta nasıl durabileceğinin de bir kanıtı aynı zamanda. stanbul’da Beklenen Devrim/ Atilla Birkiye/ Özgür Yayınları/ 110 s. Kitaplarında İstanbul’u anlatmayı seven yazar Atilla Birkiye, bu kez İstanbul’a çok farklı bir açıdan bakıyor. “İstanbul’da Beklenen Devrim”, yazarın içinde aşk sözcüğü geçmeyen tek kitabı. Aşk, bireysel düzlemle birlikte daha evrensel bir kavram olarak metnin derinliğinde yer alıyor. İstanbul’u ‘aşksız’ anlatmanın zorluğunda bu sözcüğü, öteki sözcüklerin katmanlarına gizliyor yazar. Biçimsel özellikleriyle klasik düzyazıyı zorlayan, düşsel olan ile gerçek olanın iç içe geçtiği, lirik ve yoğun bir yaşamöyküsel anlatıyla okuyucularıyla tekrar buluşuyor Birkiye. Gammazcılar/ Juan Gabriel Vasquez/ Çev.: Süleyman Doğru/ Everest Yay./ 336 s. Geçtiğimiz aylarda yayımlanan “Costaguana’nın Gizli Tarihi”nden sonra “Gammazcılar” ile Juan Gabriel Vasquez kitapları okuyucuyla buluşmaya devam ediyor. Kolombiya’nın son yıllardaki en önemli genç edebiyatçılarından Juan Gabriel Vasquez, bu romanında, geçmişte yaşanan acıların, şimdiye olan etkilerini adaş bir babaoğul hikâyesi üzerinden anlatıyor. Yazar, bize Balzac’ın ¥ ‘Romanlar, ulusların özel tarihleridir.’ sözünü CUMHURİYET KİTAP SAYI 1118 fuz/ ç/ z, asınan el man hirde k ba’un Karrcainamemase lik r r bekau iki eleelimtin S. ha cılık/ Cutsi” asına içinmen e elli enin eden ında acılıun alıştısiz erleesa ond r arı/ nan rşıMark İlk and¥ FA 27