Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
V TR NDEK LER Üç Hikâye/ Mehmed Rauf/ Özgür Yayınları/ Yayıma Hazırlayan: Rahim Tarım/ Özgür Yayınları/ 126 s. “Üç Hikâye”, Mehmed Rauf’un sade bir dille kaleme aldığı ‘Girdap’, ‘Bir Hikâyei Hüsran’ ve ‘Hediyeler’ başlıklı üç uzun hikâyesinden meydana geliyor. II. Meşrutiyet’ten sonra yayımlanan bu hikâyelerin sırasıyla; Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem ve Fazıl Ahmet Aykaç’a ithaf edilmesi, yazarın edebi anlayışındaki değişikliğe işaret ediyor. Bu üç hikâye aynı zamanda ülkenin o yıllarda geçirdiği ekonomik krizden, jurnalciliğe kadar toplumsal yaşamda derin izler bırakan sosyolojik konulara ışık tutması bakımından da göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir yerde duruyor. Mehmed Rauf’un orijinal dili korunarak yayıma hazırlanmış olan hikâyelerde, günümüze yabancı sözcükler köşeli parantez içinde bugünkü karşılığı açıklanarak verilmiş. Kitap, Rahim Tarım tarafından yayıma hazırlanmış. Kadın Pençesi, Onu Beklerken/ Halid Ziya Uşaklıgil/ Özgür Yay./ 118 ve 152 s. Yayınevinin Halid Ziya külliyatını yayımlama projesi sona yaklaşıyor. Bu proje kapsamında yazarın iki kitabı daha okuyucuların karşısına çıkıyor: “Kadın Pençesi” ve “Onu Beklerken”. “Kadın Pençesi”, Halid Ziya Uşaklıgil’in ölümünden altı yıl önce yayımlanan ve altı küçük hikâyeden oluşan kitabının adı. Kitap bu bağlamda, onun hikâyeciliğine ışık tutabilecek bir yapıt. Yazarın Serveti Fünun döneminin üslubundan uzak, sade ve yaşayan bir dile yönelme tercihi, bununla birlikte karakter özellikleri itibarıyla Serveti Fünun’dan izler taşıyan aşk hikâyelerindeki ıstırap duygusu ve trajik unsur, sosyal içerikli denebilecek hikâyelerindeki millivicdani vurgu ile davranış ve ruh tahlillerindeki ustalık, bir çekirdek halinde bu kitapta göze çarpan unsurlar. “Onu Beklerken” ise baskısını ilkin 1935 yılında yapmış. Bu kitapta da yazarın, romancılığının gölgesinde kalmış hikâyeleri yer alıyor. Toplam on altı hikâyeden oluşan kitapta, yazarın her türlü yeniliğe açık dilindeki sadeliğe karşın duyarlılığından hiçbir şey kaybetmediği gözleniyor. Sular Aynı Akmıyor/ nci Ponat/ Ürün Yayınları/ 74 s. “Saçlarını Okşuyorum Zeliha’nın. O anda yapabileceğim en iyi şey bu belki. Sıcacık bir dokunuştan öte nedir ki yaşam? Sevmek, ince bir okşayıştan başka?” İnci Ponat, on üç kısa öykünün yer aldığı kitabında; büyük kentlere savrulan insanın kendine yabancılaşmasını, iletişimsizliğin sancılarını, yaşamın hızına ayak uyduramayan yaşlıların durumunu, barış ve sevgiyle giden yolda kadının üstleneceği rolü, doğa ve hayvan sevgisini, içtenlikle ve yalın bir dille anlatıyor. Şiir ve Gerçeklik/ Özdemir nce/ mge Kitabevi/ 280 s. Şiir ve yazıları yirmi dile çevrilen Özdemir İnce`nin manifesto niteliğindeki kitabı, yeni baskısıyla tekrar raflarda. İnce; bilginin, deneyimin ve yazar kişiliğinin eleğinden geçirdiği metinlerde; öncelikle şiir ve yazı nedir, şair ve yazar kimdir sorularına yanıt arıyor. İnce`nin cesur tanım ve eleştirileri, kimi zaman bu soruların yanıtlarına, tersinden giderek, ne ve kim olmadıklarını anlatarak da ulaşıyor. Türkiye`nin ve dünyanın hızla değiştiği dönemlerde kaleme alınan ve yirmi beş yıl içinde akademik bir kimlik de kazanan bu yazılar, edebiyat ortamının, aniden parlatılan kalemlerle ve onların hızla tüketilen yapıtlarıyla sınırlanmak istenmesine de bir başkaldırı aslında. Esir Şehrin Fedaileri/ Taylan Sorgun/ Destek Yayınevi/ 456 s. “İstanbul’da teşkilatlanma çalışmalarını yapan Mustafa Kemal Paşa o gün akşam üzeri, İttihat ve Terakki’nin zamanın önde gelen isimlerinden Sapancalı Hakkı Bey ile Pera Palas Oteli salonlarında buluşmuşlardı. Konuşmalar sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Fethi Bey ve Sapancalı Hakkı, Mustafa Kemal Paşa’nın bir büyük tarih yolculuğuna çıkacağını anlamışlardı. Bu sözler o zamanlar ¥ sanki bir parola olmuştu. İstanbul teşkilatlanı SAYFA 32 21 NİSAN 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1105