Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Alev Coşkun’dan ‘Liberal Ekonominin Çöküşü’ üzerine ortaya koyabilmek için somut örnekler veriyorum, 1929’da benimsenen Keynes politikalarını da inceliyorum. ÜÇ KİT: TVA, ENİ, RENAULT Dünyadaki üç örnek KİT üzerinde duruyorsunuz kitabınızda; TVA, ENİ ve Renault. Evet, çok önemli örneklerdir. Bakın, 1930’larda ABD’de 100 kadar KİT kuruluyor ve bunların en önemlisi Tennessee Vadi İdaresi’dir (TVA). 1933’te kuruldu, amacı Tennessee Vadisi’nde taşkınları önlemek, elektrik üretmek, barajlar kurmak. 2930 tane baraj yaptı, elektrik üretim tesisleri kurdu. Bu KİT özelleştirilmedi, 78 yıldır hâlâ yaşıyor ve yoluna devam ediyor. ABD’nin en büyük, dünyanın ilk 10’u içine giren büyük bir ekonomik girişim. Yarattığı elektrik yılda 36 bin megavat, Türkiye’nin yılda 28 bin megavat ürettiği düşünülürse ne kadar büyük bir kuruluş olduğu daha iyi anlaşılır. Bu kuruluş 80 yıldır özelleştirilmiyor. Biz ise 1990’dan sonra Sümerbank, Etibank, Atatürk’ten gelen bütün kuruluşlarımızı, yılların emeği ve alınteriyle kurulan KİT’leri özelleştirdik, ABD ise özelleştirmiyor. Nasıl başardı TVA?Hayli kez de özelleştirilme saldırısına uğradı, denediler. Hepsini bertaraf edebildi, bütün özelleştirme saldırılarını püskürttü. Yerel halk da bu kuruluşu tutuyor. Özellikle son yıllarda özelleştirme saldırıları yoğunlaşmıştı ama bugün, hele bu krizden sonra kimse ağzını açamıyor artık. TVA bir defa yüzde yüz Federal Hükümet’in, Hazinenin KİT’idir. Bu örnekte TVA’nın felsefe ve yönetimine politikanın, politikacıların karışmasının engellenmesi çok önemlidir. Başarısının en temel nedeni budur ki bu model kitapta tüm süreçleriyle inceleniyor. Zaten doktora tezimin esası da bu kuruluş. Avrupa’da da başarıldı bir noktaya kadar bu değil mi? Bir noktaya kadar ama en belirgini ABD’deki TVA’dır. Örneğin kitapta verdiğim bir diğer örnek ki, onlar TVA gibi yüzde yüz devletin değil ama devletin sarsılmaz ve sorgulanamaz hisseleri var. İşte İtalya’daki ENİ örneğin. ENİ, petrol, doğalgaz arıyor, buluyor, çıkarıyor, rafinerilerde işliyor ve satıyor. Mavi Akım projesi örneğin Rusya’dan gelen doğalgazın borularını Karadeniz’in altında döşeyen ve o sisteme ortak olan kuruluştur ENİ. ENİ’nin yüzde 30 oranında bir devlet hissesi var fakat altın hisse uygulaması yürürlükte. Bu kadar stratejik bir konuda, bu alanda devlet özelleştirme yapmış ama “şerhli” yapmış yani “altın hisse” koymuş. Bütün önemli kararların devletin sahibi olduğu “altın hisse”nin onayı olmadan yürürlüğe girememesi kural olarak ana sözleşmeye konulmuş. Fransa’daki Renault da aynı şekilde. Dünyada rekabetin en yoğun olduğu otomotiv sanayiinde, dünyanın altıncı büyük otomotiv devi olan Renault’nun yüzde 15 hissesi devletin. Fransız devleti Renault gibi büyük bir sanayi kuruluşunu korumak adına “altın hisse”yi elinde tutuyor. Bunlar çok önemli. Biz ne yapmışız hepsini satmışız. Yine kitaptan bir başka örneği liman işletmeciliği üzerine verebilirim. Arap sermayeli Dubai Port Coorporation... 2006’da, ABD’nin en büyük altı limanı, New York, New Jersey, Philadelphia, Baltimore, Miami ve New Orleans limanları büyük hissesi İngilizlerin olan bir şirket tarafından işletiliyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) Dubai Port Corp., bu İngiliz şirke ¥ ‘Liberal piyasa ekonomisi çöktü’ Ë Gamze AKDEMİR edenleri ve sonuçlarıyla 2008’de kapitalist sistemin lideri ABD’de başlayan ve dünyayı dalga dalga etkisine alan küresel kriz kitabınızın çıkış noktası... 2011’in ilk çeyreğinde kriz hâlâ sürüyor ve ne zaman sona ereceği de belli değil. Ekonominin eski düzeyine ulaşmasının çok uzun süre alacağı söyleniyor. BM, AB, Dünya Bankası, IMF gibi uluslararası kurumlar bu krizi özetle “yüzyılın tsunamisi” diye niteliyor. Bu kriz liberal piyasa ekonomisinin çöküşüdür. Adam Smith’in ortaya koyduğu liberal ekonominin temelindeki o ünlü kuralı “piyasa her şeye kadirdir, her şeyi piyasaya bırakın, piyasanın görünmez eli her şeyi düzenler” anlayışı çöktü. Bu kriz piyasanın görünmez elinin her şeyi düzenleyemediğini ortaya çıkardı. Bunun analiz edilmesi gerekiyordu. Üç bölümden oluşuyor kitabınız. Özetle bölüm bölüm gidersek... Doğrudan Sosyal Bilimler metodolojisi uygulandı. Öncelikle kapitalizmin doğuşu ve gelişmesi, devletekonomi ilişkileri, son kriz ve yarattığı sonuçlar, ABD ile Çin’in karşılaştırılması, Türkiye ekonomisinin durumu ve genel bir değerlendirme sunumu birinci bölümde yer alıyor. İkinci bölümde ulusalcı ekonomilere doğru gidişi daha iyi anlamak adına, dünyadaki üç somut KİT’in kuruluşunu ve yönetim sistemlerini ortaya koyuyorum. Kitabın ikinci bölümü ayrıca New York Üniversitesi’nde savunduğum KİT’lerin gelişimi ve performansları konulu doktora tezimin bir parçası. Üçüncü bölüm de de Türkiye’yi anlatıyorum. Türkiye Cumhuriyeti nasıl oldu da önemli ekonomik gelişmeler kaydedebildi? Osmanlı’dan aldığı miras ne? Örneğin 1923 ile 1930 arasında İzmir İktisat Kongresi’nden sonra özel sektöre bağımlı, özel sektörü özendiren bir kalkınma planı, bir ekonomi sistemi düşünülüyor ve yaratılıyor. Fakat bunun başarılı olamadığı görülünce 1929 krizinin de etkisiyle genç Cumhuriyetin devrimci kadroları birinci beş yıllık planı yapıyor. Birinci beş yıllık plan dünyada Sovyet Rusya’nın dışında bağımsız bir devletin yaptığı ilk plandır ve bununla Türkiye kendisine çok gerekli olan sa N nayi dallarında atılım yapıyor. Sonra ikinci beş yıllık planı anlatıyorum. KEYNES’E DÖNÜŞ... Adam Smith’in tersine devletin piyasalara müdahalesini öngören Keynesçi (John Maynard Keynes) politikalara bugünlerde dönüş var. ABD ve Çin gibi ülkelerin lokomotifliğinde üstelik. Tüm liberal ekonomistler 1990’larda Berlin Duvarı’nın yıkılmasını bir milat olarak gördü; sol düşüncenin, sol ekonomik anlayışının ve Keynesçi politikaların artık çöktüğünü söyledi. Şimdi 2008 kriziyle de yeni bir milat ortaya çıktı ve piyasa ekonomisi çöktü. Bu çöküşten kurtuluş da derece derece bütün devletlerin ekonomiye müdahale edişine bağlı, yani Keynesçi ekonomiye doğru dönmek zorundaydılar ve döndüler de. ABD’deki bütün mali bankalar sarsıntı geçirdi, Avrupa’da da aynı şekilde oldu. ABD’de hükümet ekonomiye sert müdahale etti, 700 milyar dolar fon yarattı, yetmedi. Bir daha 700 milyar dolar koydu, şu anda piyasaya 2 trilyon doların üzerinde enjekte ederek müdahalede bulunduğu anlaşılıyor, bazı kuruluşları kurtarıyor, bazı kuruluşları batırıyor. Şunu açıkça görüyoruz ki bu krizden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, yepyeni bir düzen gelecek, özellikle finans kapitalde bir düzenleme yapılacak. Ciddi önlemler getiriliyor ve uzun yıllara yayılacak. Ekonomiye devlet müdahaleleri sürecek, ulusalcılık ve korumacılık dönemi başladı. Onun için kitabın adını Liberal Ekonominin ÇöküşüKüresel Kriz ve Ulusalcı Ekonomilerin Yükselişi koydum. Zamanında Keynesçi ekonomilerin dünyada yaygın bir biçimde uygulanmaya başlamasını zorlayan ünlü 1929 krizini de inceliyorsunuz kitabınızda. Gelişimi ve sonuçlarıyla kamu girişimciliğine kazandırdığı ivmeyi okuyoruz en önce. Marx, kapitalist sistemin doğal yapısında kendisini yok etmeye yol açacak içsel dinamiklere kendiliğinden sahip olduğunu, kendi işleyiş mantığından ve yapısından doğan nedenlerle kapitalist ekonominin periyodik olarak krizlere sürükleneceğini öngörmüş ve açıkça belirtmiş. Kriz kapitalizmin doğasında vardır yani. Nitekim bu 2008 krizi de bunu kanıtladı. Onun için 1929 krizinde alınan önlemleri gözden geçirmenin yararı var. 1929’da büyük krizden sonra önem kazanan kamu girişimciliği, kanımca tekrar önem kazanacak. Özelleştirme özellikle kendi ulusal çıkarlarını düşünen ülkelerde durdu. Bizim gibi ülkeler ise ne yazık ki hâlâ özelleştirmeye bel bağlıyor. Ama ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, bütün Avrupa ülkeleri ve Asya ülkeleri özelleştirmeyi durdurdu. Kitapta bu olguyu bütün yönleriyle ¥ tin ler onaylıy yük bir zim en netir, iş sama or komisy melerin tirmeyi ulusalc me diye sal serm bancı b larımızı Düşünü yasa ek ülkede meyi ip da ABD iptal et gesi’nin Dilovas yor. Bu ele alıyo Alev Coşkun, Liberal Ekonominin ÇöküşüKüresel Kriz ve Ulusalcı Ekonomilerin Yükselişi adlı yeni kitabında 2008’de dünya liberal kapitalist sistemin başı ABD’de patlak veren ve dünyayı dalga dalga etkisi altına alan küresel krizi nedenleri ve sonuçlarıyla ele alıyor. Dünyada kapitalist ülkelerin lokomotifliğinde özellikle göz ardı edilen Keynesçi politikalara dönüşü bağlamında devletin ekonomilere giderek artan müdahalelerini irdeliyor. Coşkun’la kitabını konuştuk. SAYFA 10 21 NİSAN KRİZ ÜLKE Eve KİT’ler ayrıntıl 193 KİT’ler Sümerb ve bütü 1933’te rulmuş bizimki krizind ve artık çöktüğü ya mod de, mec delde a nız geç derece Bunları tım kita ra G20 Bankas lantılar yasaları mik sist lışıyorla tabı lib zım, so lazım, t ması laz Kita çekilen Çin. Kr birkaç geliyor Eve Güney Çin eko son on şarı gös ABD ek de 52 d terirken da bir y 2010’un Bankas Enstitü göre dü ekonom dünyad Çin. Ha göre 20 arasınd Kitapta de durd başarısı Çin ken tem uyg nist Par 2011 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1105 CUMH