Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Özdemir Asaf’ın sözcükleriyle Oscar Wilde O güzel trajedi Krallık Muhafız Süvari Bölüğü (mavi birlik) askerlerinden Charles Thomas Wooldridge, yirmi üç yaşındaki karısı Laura Ellen Wooldridge’i, boğazını keserek öldürüyor. Bu cinayetin, o zamanın İngiltere kamu oyunda geniş etkiler ve tepkiler yaratmasına yol açan tartışmalara “Reading Zindanı Balladı” adlı şiir öncü olur. Bu büyük şiirin yazarı Oscar Wilde, İngiltere’de cezaevlerinin yeniden düzenlenmesini, ceza uygulama sistemlerinin düzeltilmesini sağlayan kanunların çıkmasına da doğrudan doğruya öncülük eder. Şiirle aynı adı taşıyan ve Özdemir Asaf’ın çevirisiyle yayımlanan kitabın edebiyat yönü kadar da sosyal bir yönü var. Eserin yüklü basım öyküsü ile basımından ve yayınından sonrası da, ayrıca geniş bir ilgi alanı yaratır; cinayetin ve cinayetten sonrasının ilginç öyküsü, bütün İngiltere’yi çok kısa bir zamanda sarar. Kitapta, Oscar Wilde’ın hayatı, bu sanat ve toplum olayının tümü de özetlenir. giler, ayrıca Wilde aristokrasi ile burjuvaziyi alaya aldığı salon komedyalarıyla üne kavuşmuştur. “En güzel eserim hayatımdır. Ben dehamı hayatıma verdim” diyen Wilde’ın Reading Zindanı Balladı çevirisini, Asaf eşine, “Yaşadığını yazan ile yazdığını yaşayanın bu şiirini çevirmekle iyi ettim, biliyorsun” diyerek imzalar. Wilde, her ne kadar dehasını hayatına verdiğini söylemişse de ardında hayatından da büyük eserler bıraktığını biliyoruz. Yine yeni bir yayın olan ve dilimize Zeynep Avcı’nın çevirisiyle kazandırılan Elliot Engel’in Oscar Nasıl Wilde Oldu? (1) isimli kitabının bir bölümü Wilde’ın hayatına ayrılı. Bu bölümde yazar, Asaf’a paralel düşünmüş ve Wilde’a ilişkin olarak “…onunla ilgili asıl anımsadığımız şey hayatı –özellikle bu hayatın trajik yanıolur (…) yaşamını tartıştığınız zaman onun büyüklüğünün özünü başka herhangi bir yöntemle yapabileceğinizden çok daha çabuk kavrayabilirsiniz” görüşünü dile getirir. Asaf da onun, şiirini çevirirken öyküsünü ya da romanını yazmıştır. Bu anlamda Reading Zindanı Balladı, Wilde’ın yaşamı ile şiirini birlikte sunan yetkin bir yapıt görünümünde. ÖNCÜ ŞAİR WILDE Wilde’ın dünya görüşünde önce kendisi sonra düşünceleri gelir. Güzelliğe tutkundur. Hayatı, Asaf’ın deyişiyle “Büyük bir yangın gibi alevlenir, parlar ve gene o aynı yangınlar gibi azametini kaybeder ve söner. Bu büyük hayattan, geride muazzam bir enkaz kalmıştır.” Wilde, şair bir anne ve cerrah bir babanın ikinci oğludur, annesi o doğana kadar onun kız olması için dua eder. Derin görünmeye çalışanlardan farklı olarak derin bir kişilikte uçarı görüntüdedir. Şık giyinir, yakışıklıdır ve düzgün konuşur. Daha yirmili yaşlarında Amerika’yı Ë Berna ÖZPINAR scar Wilde, Özdemir Asaf’ı derinden etkileyen yazarların başında. 1948’de Ankara Piyade Okulu’ndan Erzurum Topalak Köyü’ndeki birliğine gittiği zaman, karısını ve kızını yanına aldıramayan Asaf, görevli olmadığı zamanların tamamını çeviri yaparak geçirir. İşte Oscar Wilde’ın hapishanede geçirdiği sıkıntılı günlerinde yanına bir idam mahkumu gelmesi üzerine yazdığı Reading Zindanı Balladı’nı bu dönemde çevirmeye başlar ve 1968’de kendi matbaası Sanat Yayınevi’nde yayımlar. Bu yayının son paragrafını “Edebiyatımızda balad geleneği olmadığından o türün ölçü ve uyaklarını uygulamak olumsuz bir çaba sayılacağı gibi anlamlardan da uzaklaşmayı gerektirecekti. Hece ölçüsü (7+7 ve 7) kullanıldı” diyerek bitirir. O kitabın arka kapağında da, Asaf’ın çeviri anlayışını ve yazara olan büyük saygısını ifade eden bir açıklama yer alır: “Readıng Zindanı Balladı’nın 645 satır (109 altılık) tutan tamamı, Türkçeye şiir olarak aslındaki değerinin eşitliğinde aktarılmıştır.” Her insanın sözcükleri var. Sözün büyücüsü şairlerin sözleri ise bambaşka, SAYFA 14 21 NİSAN 2011 O yaşamsal ilaç niteliğinde. Özdemir Asaf, kendine özgü kelimeleri çok ama çok zengin olan bir şair. Kitabı yayıma hazırlayan Seda Arun’un da belirttiği gibi o, kimi sözcüklerini yazım kurallarına hiç uymadan, kimilerini de konuşulduğu gibi yazarken, Fransızca ve Osmanlıca kökenli bazılarını ise bilinenin dışında yazar ve kullanır. Hatta bir kısmının Fransızca yazılışları yanlıştır, özel isimlere kesme işareti koymayabilir, özel isimleri küçük harfle yazabildiği gibi özel isim olmayan kimi kelimelerin de ilk harfini büyük yazmıştır. Burada şu noktanın altını çizmek gerekir: Özdemir Asaf, derinden etkilendiği Oscar Wilde’ın hayatını yazarken ve çevirdiği Reading Zindanı Balladı’nda işte kendi şiirinin bu özgün sözcüklerini kullanmıştır. RUHLARI YAKIN İKİ ŞAİR Kitabın yeni baskısındaki giriş yazısında Doğan Hızlan, “Şiiri en iyi şair çevirir ve ancak sevdiği şairleri çevirmeli şair” diyerek Wilde ile Asaf arasında bir ruh yakınlığının, bir dünya görüşü beraberliğinin bulunduğuna işaret eder. Asaf’ın şiirleri duygu ve düşünce yoğunluğu taşıdığı kadar alay ve taşlama içerir. Keza Wilde da esprili diliyle tanınır; çizdiği karakterler aptallıklarını ser baştan başa konferanslar vererek dolaşır. Yazdıkları beklenir, oyunları sergilenir ve alkışlanır. Hızla yükselen görkemli bir hayatın içerisinde baskıcılığı ve muhafazakârlığı ile bilinen Viktorya dönemi İngiltere’sinde eşcinsellikle suçlanıp yargılanır. Davası görülürken bu kez adı en ağır küfür olarak kullanılır. Kürek mahkumu olarak çok ağır şartlarda zindana kapatılır. Asaf, bu kitapta Wilde’ın hayatını yazdığı kısmın “Yargı” başlıklı bölümünde “Anormal aşklar cemiyetlerde nefretle karşılanır. Koyu Katolikler gibi herkes aşağı yukarı aşkı, bir doğumun başlangıcı olarak görmek, tanımak ister. Bu etin bu maksattan gayrı arzularla yanması halinde o vücudu cemiyet taşa tutar…ilk taş atıldıktan sonra, ötesi malumdur” demekle, insanlığın her döneminin hâlâ değişemeyen yargısını işaret eder. Özdemir Asaf, kendi “Evrensel Ballad”ında “Bir öykümüz olsa, duyan öykü sansa/ öykümüz böylece dallanıp budaklansa/ bir sevi’den, bir övü’den o bizim öykümüzden/ giderek buluşan eller evreni sarsa” derken Wilde’ın yıkımına sebep olan yargılara karşı hümanizmi savunur. Wilde, şüphesiz yaşamı ve eserleriyle edebiyata ve insanlığa hizmet etmiş büyük yazarlardan. “İnsanların yaptığı her bir tutuklarevi/ utanç tuğlalarıyla kurulup yapılmıştır/ İsa görmesin diye parmaklık takılmıştır/ insanın kardeşini nasıl da ezdiğini” dediği ve Reading Zindanı Balladı adıyla bilinen bu ünlü şiiriyle, İngiltere’de cezaevlerinin yeniden düzenlenmesine, ceza infaz sistemlerinin düzeltilmesini, günümüze uzanan idam karşıtlığı bilincine ve idamın ceza olamayacağı düşüncesine öncü olur. Reading Zindanı Balladı, hem eski tarzda, uyaklı yazılmış bir aşk şiiri hem de insana ruhu kadar yakın ve topluma duyarlı bir şiir. Bu, karısını öldürdüğü için idam edilen kişinin işlediği cinayeti, onun ruh halini, cezasının infazı öncesi yaşadığı son derece zorlu hapishane şartlarını, görevlilerin ona davranışlarını duygu yüklü şekilde eksiksiz anlatır: “Ama herkes gene sevdiğini öldürür/ bu böylece biline/ kimi bunu kin yüklü bakışlarıyla yapar/ kimi okşayıcı bir sözle ile öldürür/ korkak, bir öpücükle/ yüreklisi kılıçla, bir kılıçla öldürür.” Wilde, zindandan bedenen perişan çıkar, yalnızdır. Sevdiği insanın isteği üzerine açtığı davadan önce yanında olanlar ve en önce de sevdiği insan, artık şairin yanında değildir. Görkemli bir süreçten korkunç bir sefalete düşer yine de ölümüne çok yakın günlerde bir arkadaşına yazdığı mektubunda “Gerçek ki, çoğu zaman mutsuz olacağım, ama daha onu (davayı açmasını isteyen sevdiği Lord Alfred Douglas) seviyorum: Yaşamımı yıkmış oluşu bile bana sevdiriyor onu. ‘Seni seviyorum, çünkü beni yitirdin’, bu söz, Anatole France’in Sainte Claire Kuyuları’ndaki nuvellerden birinin son cümlesidir, ki korkunç bir sembolik gerçektir bu” demiş, ödenecek bedeli ne olursa olsun, sevip sevilmek gerektiğine olan inancını yinelemiş, kimisine göre bir sefalet olan son günlerinde de en büyük eserim dediği hayata, saygı ve bağlılığını yitirmemiş eserine devam etmiştir. İşte eser olan bu özel hayat ve zindanın aşk şiiri her okunduğunda eşsiz bir tat verirken daha da anlamlanır ve değerlenir. Reading Zindanı Balladı/ Oscar Wilde/ Çeviren: Özdemir Asaf/ Kırmızı Yayınları/ 208 s. (1) Elliot Engel, Oscar Nasıl Wilde Oldu?, Sel Yayınları, 2011. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1105 CUMH