02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Klaus Mann’dan ‘Sonsuzda Buluşma’ Paralel hayatlar kimilerinin adı daha sık geçse de, temelde bu karakterlerin hiçbirinin hikâyesi bir diğerininkini bastırmaz. Yani romanın bir başkarakteri olduğunu söyleyemeyiz. Yazar daha çok, “aynı anda başka bir yerde” kavramıyla açıklayabileceğimiz paralel kurgu tekniğini kullanır ve pek çok olay çizgisini bir arada ilerletir. 1950’de yazdığı Klaus Mann’ı anma yazısında romanı değerlendiren Fritz Strich, bu durumu şöyle açıklar: “Bazen karşılaşmalar gerçekleşir ve bazen dokunuşlardan elektrik kıvılcımları savrulur; bunlar sadece, hemen arkalarından ayrılıkların geldiği tek tek anlardır ve paraleller hemen sonra tekrar yan yana ilerlemeye devam eder. Böylece, bir mozaikle değil, ses dizilerinin tıpkı modern müzikte olduğu gibi, birbiriyle uyumlu olmayıp acı verici bir yalnızlık ve disonant bir düzen içinde yan yana sürüp gittiği bir fügle karşılaştırılması gereken bir biçim meydana gelir.” Romana asıl güzelliğini veren ve yazarın anlatmak istediği ortamın ana hatlarını en iyi yansıtan da kuşkusuz bu matematiksel formüldür. Klaus Mann’ın en önemli yapıtlarından biri kabul edilen Sonsuzda Buluşma, 20’li yılların sonunda Almanya’daki bohem çevreleri ve Hitler’in iktidara geçişi öncesinde toplumda oluşan huzursuzluk ortamının bu çevreleri nasıl etkilediğini anlatıyor. Ë Esen TEZEL üyük bir yazarın çocuğu olmak bilhassa eğer siz de aynı mesleği icra etmeye niyetliyseniz hiç de büyük bir zevk değildir. Hele babanız daha siz doğmadan dünya edebiyatının başyapıtlarından birine imza atmışsa ve yaşadığı yüzyılın en önemli kalemlerinden biri sayılıyorsa, bu sizi derin bunalımlara ve dengesiz bir ruh iklimine sürüklemenin yanı sıra, kendi yazma yeteneğinizi edebi çevrelerde meşru kılma mücadelenizi de alabildiğine çetin hale getirecektir. Klaus Mann, bu zorluğu en uç noktada yaşamış bir yazar. Diyebiliriz ki, onun hayattaki en büyük şanssızlığı Thomas Mann’ın oğlu olarak doğmasıydı ve bunu kendisi de gayet iyi biliyordu. Çünkü yazdığı her satırın babasının yazdığı satırlarla karşılaştırılacağının, yapıtları değerlendirilirken daima babasının yazdıklarının ölçüt kabul edileceğinin, daha da kötüsü, birçok okurun onu “babasının hatırına” okuyacağının farkındaydı. Yazar, çocukluk ve ilkgençlik yıllarını anlattığı Çağının Çocuğu adlı otobiyografisinde, içinde bulunduğu çıkmazı şu satırlarla ifade ediyordu: “İnsanlarla tanıştıkça özellikle de edebiyat çevrelerinden insanlarla durumumun sakıncalarını ve tehlikelerini daha iyi hissetmeye başlıyordum (Gerçi bunlar beni korkuya ya da dehşete sevk etmiyordu, ama bunu saptamaktan da kendimi alamıyordum). Adımın ve babamın ününün başlangıç için bana büyük kolaylıklar sağladığını yadsıyamam. Ama altı ay kadar sonra, avantaj gibi görünen bu unsur bir dezavantaja dönüştü ki bunu ancak hayata karşı duyulan büyük bir iyimserlikle atlatmak mümkündü. Tuhaftır ki bu durumun avantajından abartıyla söz edilirken dezavantajı göz ardı ediliyordu. Hiçbir genç Alman yazarın karşı karşıya kalmadığı dezavantaj, bana olan yaklaşımlardaki önyargılarda kendini belli ediyor. Tarafsız okurlarıma henüz kavuşamadım. Sadece sevmeyenler değil, dostça yaklaşanlar bile benim yazdıklarımla babamın eserleri arasında içgüdüsel bir bağlantı kuruyorlar. Beni oğul olarak yargılıyorlar.” (1) Klaus Mann’ın yaşadığı 20. yüzyıl sona erdi ve belki de biz şimdi artık, 21. yüzyılda, onun “tarafsız okurları” olma yolunda çaba gösterebilir, bu değerli yazarı babasından bağımsız bir şekilde tanımaya çalışabiliriz. Bu tanımanın ilk ve en önemli adımı kuşkusuz onun yapıtlarını mümkün olduğunca geniş bir bakış açısıyla değerlendirmek, bu yapıtlarla yazarın yaşadığı yılların toplumsal havası arasındaki bağı yakalamak. Çünkü Klaus Mann, gerçekten de “çağının çocuğu”, yani “çağının tanığı” olan bir yazar. Bu tanıklık onun yapıtlarında, yazıldıkları dönemler doğrultusunda farklı biçimlerde ortaya çıkıyor. Sonsuzda Buluşma ise, Mann’ın ülkesini terk etmek zorunda kalmadan önce yazdığı en önemli roman olarak özel bir önem taşıyor. ğindedir. Vaktiyle Gregor’un en iyi arkadaşı olan ve romanın açılışında arkadaşlarıyla vedalaşıp Berlin’den Paris trenine binişine şahit olduğumuz Sebastian ise, yakın dostundaki değişimi endişeyle izlemiş ve zamanla ondan uzaklaşmıştır, çünkü aralarındaki ilişki süratle bir iktidar mücadelesine dönüşmüştür: “Hangimiz oldu ilk başlayan, ben mi, Gregor mu? İlk önce ben mi onu artık pek ciddiye almamaya başladım, yoksa bunu, onun beni biraz hor gördüğünü fark ettikten sonra mı yaptım? Bunu muhakkak açıklığa kavuşturmalıyım, bu tabii ki çok önemli. Şu anda beni biraz hor görüyor, orası kesin. Beni uzlaşmaya hazır, uçarı ve tembel buluyor. Ondan az para kazandığım için de bana tepeden bakmaya başladı. Bunu kabul etmeyecektir ama öyle. Şüphesiz yakında muazzam miktarda para kazanıyor olacak; şimdi bile, benim bir dansçı için bulduğumdan fazlasını kazanıyor. Ben ise herhangi bir kimse için uygun olandan çok daha azını kazanıyorum...” Kuşkusuz Paris trenindeki bu iç monolog, Sebastian’ın sadece endişelendiğini değil, arkadaşını kıskandığını da sezdirir. Fakat kendisi, kendini en iyi hissettiği yere, Paris’e doğru yoldadır ve bu uğurda, genç ve masum sevgilisi Do’yu bile geride bırakmıştır. Do Sonja’nın yardımcısı Froschele ile birlikte romanın en zayıf karakterlerinden biridir ve bu zayıflık onun Doktor Massis adlı bir özel bilginin etkisi altına girmesine neden olur. Doktor Massis, Sonsuzda Buluşma’nın şeytanı ve bilgesidir; herkesin karmaşık duygular içinde sağa sola yalpaladığı, neye inanacağını şaşırdığı bir dönemde, büyük bir soğukkanlılıkla onlarla kedifare oyunu oynar, onları düşünce nehirlerinde dilediği yöne sürükler, herkesi istediği kıvama getirmeyi bilir. Fakat onun eline düşen Do ve Froschele’nin morfine alışmaları yalnızca Massis’in ikna ve kendine bağlama gücünün değil, dönemin boşluğa düşmüş bohemlerinin bir dala tutunma ihtiyaçlarının da açık göstergesidir. Bu dal, Gregor için kariyerse, Do ve Froschele için de uyuşturucudur. Gregor’un sevgilisi Sonja’ya tutkun olan ihtiyar zengin W. B. için aşktır. Sebastian içinse, büyük ölçüde Paris’tir. Klaus Mann, Sonsuzda Buluşma’da yukarıdakilerin yanı sıra daha birçok karaktere yer verir ve her ne kadar olay örgüsünde B “BOHEMİN ALTIN ÇAĞI” Romanın, Klaus Mann’ın hayatından ve çevresindeki insanlardan belirgin izler taşıması, vaktiyle edebiyat çevrelerinde çok konuşulmuş ve artık kabul edilmiş bir gerçektir; ki zaten yazarın kendisi de bu gerçeği günlüklerinde ifade eder. Söz konusu dönem, “bohemin altın çağı”dır ve kabaca 1929’dan nasyonal sosyalistlerin iktidarı ele geçirdikleri 1933’e kadar sürer. Toplumda son derece tedirgin edici ve boğucu bir hava hâkimdir; herkes, hem bireysel hem de toplumsal anlamda, geleceğe yönelik derin endişeler taşır. Kitapta da anlatıldığı üzere, bohem çevreler de bu endişelerden payına düşeni alır: İnsanlar ne istediklerini, neye inanacaklarını, hangi dala tutunacaklarını bilemezler; üstelik birbirlerinden medet umma şansları da yoktur. İlişkiler yozlaşmış, diyaloglar yüzeyselleşmiş, kişisel çıkar ve hedefler başrole oturmuştur. Bütün bu değişimi romanda en belirgin yansıtan ve bu bakımdan belki de ilk üzerinde durulması gereken karakter, Gregor Gregori’dir. Gregor Gregori, Berlin operalarından birinde başdansçı ve bale öğretmenidir. Tiyatrocu sevgilisi Sonja ise daha önce Münih’te çalışmıştır ve Berlin’de iki oyunda misafir sanatçı olarak rolü vardır. Roman boyunca, Gregor’un iç monologları aracılığıyla bu dansçının kariyer ve şöhret saplantısının pençesine düşüşünü izleriz; bu açıdan Gregor, Klaus Mann’ın daha sonra yazacağı ünlü romanı Mefisto’nun başkarakteri Hendrik Höfgen’in bir taslağı niteli FÜG GİBİ ÖRÜLEN ROMAN Klaus Mann romanını, modern bir füg misali “örmüş”, fakat örerken iki karakteri bir araya getirmemeye özen göstermiştir: Sonja ve Sebastian. Bu iki genç birbirlerini tanımazlar, hiç karşılaşmamışlardır ve birbirleri hakkındaki fikirleri hep Gregor üzerinden şekillenmiştir. Sebastian, Sonja için “Gregor’un hayatında, benim hiç mi hiç bilgi sahibi olmadığım bir alan, şu Sonja” diye düşünür. İkisinin hayatı, dümdüz ilerleyen iki paralel doğrudur ve paralel doğrular ancak sonsuzda kesişir. Dolayısıyla romanın en ilginç gelişmelerinden biri, birçok ortak tanıdıkları olan bu iki kişinin hiç kimse aracılığıyla değil de, tamamen kaderin bir cilvesi olarak olayların geçtiği çevrelerden çok uzakta, Fas’ta tanışmalarıdır. Kitaptaki belki de tek gerçek ilişki, onların aşkı olur; fakat bu aşk, tedbirsiz uyuşturucu denemeleriyle (ki Klaus Mann bu denemeleri bizzat da yapmıştır) birleşince ilginç gelişmelere yol açar ve “sonsuza doğru uzanmasına” neden olur. Klaus Mann’ın hayatı boyunca çevresindeki insanların görünüşlerini ve beden dillerini gözlediği iddia edilir. Yazarın bu alışkanlığı, Sonsuzda Buluşma’nın karakterlerini yaratırken ister istemez birçok arkadaşını ve ahbabını kullanması sonucunu doğurmuştur. Tabii ki bunlar arasında, hakarete uğradığını düşünenler de vardır. Mann’ın eski dostu tiyatrocu Carl Sternheim, Sonsuzda Buluşma’nın içerdiği “şeytani pislikler”den söz eder. Haklıdır da; hatta romanın neredeyse tamamen şeytani pislikler üzerine kurulu olduğu söylenebilir. Fakat bunun sebebi açıktır: Romanın yazıldığı çağ, şeytani pisliklerin çağıdır; yazarın yarattığı hiçbir karakter ya da hikâyedeki hiçbir olay abartılı veya gerçekdışı değildir. Aksine, yoz toplumun ve yoz bireyin, yolunu ve gerçek ideallerini kaybederek sapkınlıklara sığınmış bir kayıp kuşağın bu denli çıplak, sansürsüz, acımasız ve tarafsız bir soğukkanlılıkla anlatılmasıdır rahatsız edici olan. Fakat aynı zamanda gerekli olan da budur; çünkü insanlık tarihinin bu tür karanlık dönemleri ne yazık ki sona ermemiş, sadece kullanılan araçlar değişmiş ve gelişmiştir. Dolayısıyla, Sonsuzda Buluşma’nın günümüz okuru için belki yazıldığı dönemde olduğundan da önemli bir yapıt, Klaus Mann’ın ise bugüne kadar atlamış olanlar için kesinlikle keşfedilmeye değer bir yazar olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. ? (1) Çağının Çocuğu, Klaus Mann, Çeviren: Nafer Ermiş, Turkuvaz Kitap, s. 192 Sonsuzda Buluşma/ Klaus Mann/ Çeviren: Tevfik Turan/ Turkuvaz Kitap/ 280 s. SAYFA 4 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1053
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle