27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

D ir iç denize akan ırmaklar gibi 2009 yılında biriken şiirler vardır. “Şiir Yıllıkları” bu birikimi değerlendirmeye çalışır. Yaşar Nabi ile başlayan bu alışkanlık Memet Fuat’la sürmüş, Mehmet H. Doğan KİTAPLIK dergisinin şubat eki olarak 10 yıl bu çalışmanın sorumluluğunu üzerine almıştı. KİTAPLIK bu geleneği sürdürmek için Bâki Asiltürk’ün çalışmalarından yararlandı. Dergi eki olmasa da şiir yıllıklarını çıkaranlar bir edebiyat dergisiyle uğraşma serüveni içinde olmuşlardır. Belki de böyle gizemli bir serüvenin içinde olmak, şiiri yaşamak anlamına gelmektedir. Şiirle uğraşmayı alışkanlık haline getirdiğimiz zaman, günlük işlere katlanmak daha bir kolaylaşır. Bu alışkanlık ayrıntıları görmeye yarayabilir. Bütün edebiyat dergilerini izlemek kolay değildir. Yıllık hazırlayanların bile dergilerin hepsini izlediğini, bütün şiir kitaplarını okuduğunu sanmam. Şiir kitaplarının bir bölümü kişisel çabalarla çıkar. Üstelik dağıtımı da iyi yapılamaz. Genellikle yıllıklar bir eğinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN Şiir Yıllıkları nu öne sürenler bu kuşaklara özgü bir şiirin özelliklerini, o özellikleri taşıyan şiiri de göstermelidir. Oysaki şiir yıllıklarına baktığımız zaman 1920’lerden 1980’lere doğru 7 kuşağın bir arada olduğunu görüyorsunuz. Arif Damar 1925 doğumlu, Didem Gülçin Erdem 1989 doğumlu. Arada 64 yıl uzaklık var. Ama 2009 yılı şiirinde bir arada olabiliyorlar. (Arif Damar kendinden sonra gelen şiiri iyi izlediği. “Ayın Şiiri”ni seçerken şiir yıllıklarını hazırlayanlara yol gösteren bir çalışma içinde olduğu için yeni kalmasını bilen bir ozandır). Eskilerden gelen şiirin gölgesi altında kalan şiir yerine, birbirinden beslenerek kendini geliştiren şiirden söz açmak gerekebilir. Bâki Asiltürk yaşama koşullarıyla şiirin ilişkisini değerlendirirken şiirin yaşamadan uzaklaştığını görüyor. Şiir seçiminde titiz davranmasına karşın 150’nin üzerinde ozanın şiirine yer vermiş, 200’ün üzerinde şiir kitabı yayımlandığını saptamış. 2009 şiirinin genel görünümünü anlatırken özellikle dergilerin önemi üzerinde duruyor. Bütün şiir yıllıklarının nesnel değerlendirmelerle geniş bir döküm sunması doğal sayılmalıdır. Baki Asiltürk’ün buna özen göstermesi, özellikle dergilerin edebiyattaki işlevi üzerine değerlendirmeler yapması ilgi çekiyor. Şiir örtüşmesi nedeniyle Ahmet AdaGonca Özmen olayında söz dalaşına yol açacak tartışmalardan kaçınması gerek. VEYSEL ÇOLAK Veysel Çolak’ın sabırlı bir emekle yayımladığı DİZE dergisi Şubat ayında 172. sayıya ulaşmıştı. Tek kişilik bir ordu gibi çalışan Veysel Çolak’ı “2009 Şiir Yıllığı”nı düzenlerken, bildiri niteliğindeki, “Şiir, Şaire Bırakılamaz” sözünü olumlu yorumlamak gerekir. Şiirin, okurlarda, eleştirmenlerde bıraktığı izler uzun sürer. Veysel Çolak diyor ki: “Elinizdeki bu kitap hazırladığım dokuzuncu şiir yıllığıdır. Sanıyorum on birinci son olacak. Geçen on yıla bakıp Türk şiirini götürenleri saptama aranışına gireceğim o çalışmada.” O zaman bu 11 kitap Türk şiirinin akışını gösteren bir bütün oluşturacak. Veysel Çolak yıllığında 150’yi aşkın ozandan şiirler seçmiş. Baki Asiltürk’ün yıllığında olmayan ozanlar da var. Giderek 2009 yılı ozanları çoğalıyor. Veysel Çolak yaşamanın anlamı haline gelen bir şiirden yanadır. Yaşamayla bütünleşmeyen şiiri eksik görmüştür: “Bir şiir insan kadar canlı, insan gibi yaşıyor olmalıdır. Yoksa eylemli okuyucuyla buluşamaz, bir anlamın üretilmesini sağlayamaz; elbette bir duygu patlaması da gerçekleştiremez. Okunduğunda yorumlara uğrayıp büyük çağrışımlar uyandırmayan; bu bağlamda değişmeyen ve değiştirmeyen her şiir eksiktir.” Veysel Çolak’ın şiirinde Egeli ozanların biraz daha ağırlıklı olduğu görülüyor. EDEBİYAT ORTAMI Veysel Çolak gibi şiir yıllığı konusunda deneyimli bir yorumcudan sonra, ilk şiir yıllığını yayımlayan Mustafa Aydoğan’ın değerlendirmelerini karşılaştırmak, şiir yıllıklarının geleceği bakımından yararlı olacak. Mustafa Aydoğan, kimi yıllık hazırlayanların ulaşamadıkları dergileri de incelemiş. Şiirde gizemci çevrelerin de önemli yeri olduğunu anımsatıyor. Şiirin gücü söz konusu olunca konu önemini yitiriyor. O konunun işleniş biçimi öne geçiyor. Bütün yıllık hazırlayanlar bu anlayışa önem veriyor. Kimi çevrelere ulaşamamak onların eksikliği. Mustafa Aydoğan, yıllığın hazırlanmasında kendine destek olacağını umduğu Arif Ay ile Turan Karataş’ın çekilmesi üzerine, bu sorumluluğu bir başına üstleniyor. B dergiyle ilişkili olarak çıkar. Derginin belli dönemlerde yayımlanması şiirle uğraşmaya süreklilik kazandırır. Güncel tartışmaların içinde şiirin gelişmesi daha iyi izlenir. İLE dergisi kapanmadan önce Fergun Özelli ile Hayri K. Yetik “Şiir Kitapları ve Hayat 2007” adında bir yıllık çıkarmışlardı. MOR TAKA’nın kaptanı, Yaşar Bedri de şiir yılığı çıkarmıştı. “Ben niye yokum?” diye Yaşar Bedri’yi usandırmışlardı. DÖRT YILLIK 2009 yılı şiirlerini değerlendiren 4 yıllık üzerinde durarak şiir yıllarının önemini belirtme istiyorum. 1 YKY Şiir Yıllığı 2009. Hazırlayan Bâki Asiltürk. 2 “Şiir, Şaire Bırakılamaz” 2009 Şiir Yıllığı. Hazırlayan Veysel Çolak. 3 “Şiir Defteri” Şiir ve Hayat 2010 Hazırlayanlar Şeref Bilsel, Cenk Gündoğdu. 4 Edebiyat Ortamı Şiir Yıllığı 2010. Hazırlayan Mustafa Aydoğan. Bu yıllıkların her birinin arkasında bir dergi var: KİTAPLIK, DİZE, ÜÇ NOKTA, EDEBİYAT ORTAMI. Dergilerle yıllıkların bütünleşen bir özelliği olmalı: Şiiri sürekli gündemde tutmak. “Milenyum Şiiri” diye ayrı bir şiir var mı? Kuşkusuz toplumsal koşullar değiştikçe bu değişim şiir diline, dolayısıyla şiire de yansıyabilir. Ama 10 yılda yeni bir kuşak oluştuğu Şiir seçimindeki yöntemi şöyle: “Herkes seçer, herkes ayrıştırır, herkes yorumlar, ama esas olan şey hakkaniyet ve samimiyettir. Doğruya ve haklı olana en yakın olabilmektir. Gerçeği bir bütünlük içinde kavrayıp aktarabilmektir.” Kuşkusuz her yıllık hazırlayan kendine özgü bir beğeniden yola çıkar. O beğeniyi oluşturan bir birikimi vardır. Mavi boncuk dağıtma alışkanlığı edinirse ona güven duyulmaz. Kendi seçme anlayışı içinde Bâki Asiltürk, “yıllığa seçtiğim şiirlerin ilk etapta belirlenen yüzlerce iyi arasından ikinci, üçüncü elemelerle sayfalara girdiğini söylemeliyim” diyor. Mustafa Aydoğan yıllığında “seçilmiş dizeler”e de yer veriyor. Çoğu zaman bir dize bir şiiri kurtarabilir. Veysel Çolak dergisinin adını boşuna DİZE koymamış. ŞİİR DEFTERİ Şeref Bilsel ile Cenk Gündoğdu’nun hazırladığı şiir yıllığı; kapsamlı bir değerlendirmeyle yetinmeyen, şiir ortamını belirtmek için değişik yorumcuların görüşü alınarak katılımcı bir çalışmayla gelişen bir yıllık. Nice deneyimli ozanlar, Veysel Çolak, Bâki Asiltürk (bâki ayhan t.) gibi yıllık hazırlayanlar da şiir ortamına değişik yorumlar getiriyorlar. “Şiir Defteri”nin soruşturmasında; dergilerin, şiir kitaplarının, yıllıkların, ödüllerin, bilgisayar olanaklarının, şiir etkinliklerinin, bildiri niteliğindeki çıkışların şiir ortamını nasıl etkilediği üzerinde duruluyor. Bu konuda şiire yorum getirmesini bilen 36 ozanın görüşü insana yeni bakış açıları kazandırıyor. Şeref Bilsel ile Cenk Gündoğdu “Şiir ve Hayat” alt başlığıyla; yaşama serüvenimizi etkileyen toplumsal olayların, siyasal gelişmelerin şiire yansımasının önemi üzerinde duruyor. “Şiir Defteri”ni hazırlayanlar “orta kuşak” olarak nitelendirdikleri ozanlarla daha eski ozanların yetirince özenilmiş, özgün, “karanlığı emmiş” bir şiir geliştirmedikleri kanısında. Şiir yıllıklarının gerçek amacı ileriye dönük bir şiirin nasıl bir gelişme gösterdiğini saptamak olmalıdır. Sürekli şiirle uğraşmanın ötesinde, alışılmış beğenilerden sıyrılmak, yeni bir anlayışa yönelmek gerekecektir. Böyle bir gelişmeyi saptayacak öncü kuramcılar var mıdır? Belki de Veysel Çolak “Şiir, şaire bırakılamaz” derken böyle kuramcıların özlemini çekiyordu. Ama çalkantılı bir dönemden geçtiğimize göre, bu dönemin tanıklığı için ozana düşen bir görev olmayacak mı? Gonca Özmen denenmiş bir sabırla bakıyor insana: “Sarı bir sabıra bakar insan bazen Sarı bir sabır ne kadar insansa.” Acılı bir zaman yavaşlıyor mu? Ölenlerin gözüyle bakmalıyız gerçeğe. Nilay Özer “ölenlerin gözlüklerinden bir dağ” bulunduğuna inanıyor: “buldum ölenlerin gözlüklerinden bir dağ görünmez kılıyor tanrının gördüğünü acının neden sonra rüzgâra döndüğünü anladım şimdinin nabzı yavaşlayınca.” Bu dört şiir yıllığına bakılırsa 300 dolayında ozana yer verilmiş. Bir o kadar şiir kitabı, edebiyatın soluk aldığı dergiler, şiir etkinlikleri, ödüller, 2009’da geniş bir şiir ortamı oluşturuyor. Özellikle dergiler şiiri canlı tutuyor. “Şiir Defteri”nde, bu şiir ortamını en iyi Mehmet Can Doğan gösteriyor. Kuşkusuz şiir yıllıklarını hazırlayanların kendilerine göre bir şiir birikimi, şiir beğenisi var. Gene de yolumuzu bulmayı kolaylaştırıyorlar. Önemli olan alıştığımız şiir anlayışından kurtulup değişen şiire uyum sağlamaktır. Şiir yıllıkları böyle bir uyumu sağlamada yardımcı olacaktır. Belki de yanılıyoruz. Alışmadığımız bir şiirle oyalıyoruz kendimizi. Biz de Orhan Gürsel gibi mi düşüneceğiz? “Zaman bir yanılsamadır Acıyan bir şey var artık içimizde.” Şiir yıllıklarının bu kargaşadan bizi kurtaracağına inanalım. Onların aydınlığında kendi yolumuzu bulmaya çalışalım. ? Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: Mustafa Şerif Onaran Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11236 23 46 SAYFA 30 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1053
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle