28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 21 EKİM PERŞEMBE FEYZA HEPÇİLİNGİRLER lk gittiğinde, “Feyza’nın sözünü ettiği yer burası mı?” diye girmiş Ayna’nın kapısından. Ayna, Cunda’da, öğretmen arkadaşım Nihal’in açtığı (restaurant değil) “yeme, içme, oturma yeri”. Sonraki yazlarda hep Ayna’da karşılaştık. Son görüşmemiz de orada oldu. Eşiyle gelmişti. Halsizdi. Masamızda biraz durakladılar. Kısacık bir hatır sorma. Sonra eşi Tülin Hanım kendi masalarına geçti; o kaldı. Bir şey söyleyecek belli; ama ne? Sigara isteyecekmiş meğer. Besbelli Tülin Hanım sigarayı yasaklamış ya da sınırlamış. Son görüşmemiz olduğunu bilmiyordum. Güle güle Arif Damar. Deniz Som’un ölüm haberini Karacasu’dayken aldık. Epeydir hasta olduğunu biliyorduk; ama ölüm düşüncesine alışılmıyor ki! Sonra Şiar Yalçın’ın ölüm haberi geldi. Deniz Som’la birlikte söyleşilere, açık oturumlara katıldık; yan yana konuştuk. Şiar Yalçın’la ise hiç karşılaşmadık; ama onunla da tanışırdık. “Pantolon, espritüel, dedektif, şovenizm, virtüöz, pota” vb. sözcükleri yanlış bulup bunların asıllarına uygun olarak, “pantalon, spritüel, detektif, şovinizm, virtioz, poto” diye kullanılmaları gerektiğini yazınca ben Türkçe “Off”ta her dilin aldığı yabancı sözcüğü kendi söyleyişine uydurma hakkı bulunduğunu, Türkçenin ses kurallarının hiçbirine uymayan bu önerilerin benimsenmesinin olanaksız olduğunu yazmıştım. “Bazı sâdık ve ‘muhbir’ (!) okurları” kitabın kimi sayfalarını fakslamışlar Şiar Yalçın’a. O da “Bizden cevabı tünd işitir tünd söyleyen / Düşmez suali hasma mugayir cevabımız” başlıklı bir yazıda, öç alma duygusuna kapılmadığını; yine de benim dil yanlışlarımı göstermeyi görev saydığını yazmıştı; kendisine bir başka okuyucusu tarafından bildirilen yanlışları yedi madde halinde sıralamıştı. Söylediklerinin kiminde haklı, kiminde haksızdı. “Görmedim ve okumadım” dediği bir kitabı eleştiriyordu. Kimi tümceleri kasıtlı olarak yanlış anlamıştı. Kimi ifadelerimi “zarif” bulmuyordu. Ben de onu yanıtlamakta gecikmedim. Sonrası suskunluk. Bir daha yazışmadık, tartışmadık. Keşke yüz yüze tanışmak, söyleşmek fırsatımız olsaydı. Kuşkusuz kendisinden öğreneceğim çok şey vardı. İ yanlışları, örneklerden giderek açıklamaya çalışıyorum. Gazeteleri tek tek incelemek, ek bir külfet getirse de söylediklerim, “Ayrı yazılması gereken da’lar, de’ler, ki’ler, mi’ler bitişik yazılıyor.” dediğim zamanki gibi havada kalmıyor. Hatalı kullanımları, yanlışları elimdeki gazeteden gösteriyorum. Böylesi daha etkili oluyor. Eleştirilmek kimsenin hoşuna gitmez; doğaldır. Eleştiriden hoşlanmayanlar, savunmayı da çoğu kez saldırı biçiminde yaparlar. Bunu da doğal saymak gerek. Gaziantep’te de genç bir gazeteci benim Türkçe konusundaki titizliğimi, Hürriyet’ gazetesinin ‘Türkiye Türklerindir’ demesine benzetti. Oysa “Türkçe Türklerindir” bile demiyorum ki ben. En büyük görev, elbette Türklerindir; ama Türkçe sadece Türklerin değildir, dünyanın bir zenginliğidir. Bu dili korumak, yaşatmak, anadili olarak benimseyenlere düştüğü kadar, yabancı dil olarak öğrenenlere, sevenlere de düşer. 26 EKİM SALI Tekirdağ Valiliği, Mikes Kelemen’in “Türkiye Mektupları”nı 2006’da yayımlamış. Bense okuma fırsatını ancak bulabildim. İçtenlikle yazılmış, çok sıcak mektuplar… Kendisini “yalnızgezer gezginyazar” diye adlandıran Sevgi Ünal, “Tiltaneke” (Siyah Beyaz Yayınları) adlı kitabında “2005 yazında 24 gün dağlarda tek başına yaşayarak kat ettiği 509 kilometrelik Likya Yolu’nu ve 2007’de 24 saat süren Ortadoğu seyahatini” anlatıyor. O. Nuri Poyrazoğlu’nun “Gezisel Anlatı” kitabı “Ötelerin Berilerinde” (Ürün Yayınları) “Bir yazarın yurt içinde ya da yurt dışında yaptığı gezilerden gördüklerini, onların ilgi çekici bulduğu yönlerini özenli bir anlatımla yansıttığı düzyazı biçimidir” diye tanımladığı gezi yazılarından oluşuyor. Erşen Akar ise Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkılarıyla basılmış “Sevgili Manisa” adlı kitabında, Manisa üzerine yazılmış şiirlerini ve yazılarını toplamış. Memleketini sevmek, böyle bir şeydir, dedirten “Nevşehir Folkloru 2” adlı kitap, yörede yaşanmış olayların öykülerini içeriyor. Öyküleri on bir kişilik bir ekip derlemiş, Emrullah Güney ve Hüseyin Güney da yayına hazırlamış. kerler, Türk ile Türkmen birbirine saldırdı. Bu, aynı bünyenin kendisiyle savaşıydı. Belki iki ikiz kardeşin birbiri üzerine atılması gibiydi. Bunun için Şah&Sultan’ı birbirine yasladım, ikisini sırt sırta veya yüz yüze birleştirdim. Şah ile Sultan’ı ayırmadığımı, bugün de kimsenin ayırmaması gerektiğini böylece vurgulamaya çalıştım.” Çok garip! Araya & koyunca ayırmamış, birleştirmiş mi oluyoruz? “Ve” ayrıştırıyor, “&” birleştiriyor mu? Amerikan kuvvetiyle mi yapıyor bu birleştirmeyi? Uğur Bilge geçen yaz bir ileti göndermiş, “Sonunda (&) şiire de girdi” deyip Sincan İstasyonu dergisinde yayımlanan bir şiirin, içinde & işareti de bulunan adını bildirmişti. “Sorum şu” demişti sonra. “Bu şiiri seslendirdiğimizde bu imi ‘end’ diye mi, ‘ve’ diye mi okuyacağız?” TDK, gerçi son basımlarında bu notu göremedim; ama Yazım Kılavuzu’nda, “& işareti İngilizceye özgüdür. Türkçede ‘ve’ için böyle bir işaret kullanılamaz” der. Bu işaret Türkçe yazım kılavuzlarında yer almıyor; Uğur Bilge’nin dediği gibi, “end” diye mi, “ve” diye mi okunacağı belli değil. İskender Pala’nın önceki kitaplarında da & işaretini kullandığını görmüş, yadırgamıştım. Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail’in; yani 500 yıl öncesinin anlatıldığı kitabın adında, yazarı ne derse desin, pek biçimsiz durmuş. “Şah end Sultan” diye mi okuyacağız “Şah & Sultan”ı? Kitabın arkasında, “İktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar. Şah ile Sultan…” dendiği gibi, “Şah ile Sultan” olsaydı kitabın adı ne eksilirdi? “İslam & Amerikan” sentezi mi yapılmaya çalışılıyor acaba? YİNE 30 EKİM CUMARTESİ Ali Murat Atay, “Ahval ve şeraiti açıklamak için de çok güzel bir örnek” olduğunu söyleyerek “İstanbul’da birkaç yıl önce gördüğü inanılmaz bir mağaza adı”nı bildirmişti: “Tekbir Center”! Bu adı, “Şah & Sultan”a benzettim. Nedense… Ali Murat Atay’ın İngilizceden Türkçeye yapılan çevirilerle ilgili derlediği yanlışlar var asıl. Hem acıklı hem gülünç; ama en çok da eğlenceli yanlışlar. Haftaya… ? 24 EKİM PAZAR Gaziantep, yeni ve görkemli müze binası bittiğinde, kebaplarının ve baklavasının yanında, müzeleriyle de kendisinden söz ettirecek. Yerel basın semineri için gitmiştim Gaziantep’e. Bu seminerlerde, o yörede yayımlanan gazeteleri inceliyor; yapılan 30 EKİM CUMARTESİ Bugün Radikal’in Kitap ekinde İskender Pala, (birinci baskısı 100 bin adet yapılan) yeni kitabının adını niçin “Şah ve Sultan” değil de “Şah & Sultan” koyduğunu şöyle açıklıyor: “Şah ve Sultan desem ikisini ayrıştıracaktım. Oysa İsmail ile Selim ayrı değildiler. Çaldıran’da iki ordu birbirine kükredi, yeniçeri ile nö [email protected] [email protected] BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, Engin Turgut’un “57 Model Chevrolet ya da Küçük Caz Şarkıları” adlı deneme kitabından bir bölümün adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı bölümden bir alıntı ortaya çıkacaktır. Dikkat: “Ü/71” harfi ipucu olarak yerine konmuştur. 10 20 F 21 1 C 2 K 3 H 4 H 5 H 6 L 7 I 8 J 9 H Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU C 11 K 12 H 13 I 14 L 15 C 16 A 17 C 18 J 19 C 57 12 4 27 21 3 44 H 22 H 23 B 24 L 25 C 26 C 27 H 28 J 29 E 30 E I. “Easter ...” (Paskalya yumurtası.) 31 K 32 L 33 E 34 A 35 K 36 C 37 E 38 K 39 D 40 C 13 56 7 J. “... ile uslanmayan etmeli tekdir / tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” (Ziya Paşa). 41 L 42 C 43 C 44 H 45 F 46 G 47 B 48 L 49 E 50 L 51 C 52 D 53 C 54 G 55 C 56 I 57 H 58 A 59 J 28 18 60 59 K. “Selim gözleriyle görmüş gibi ... ediyor” (Peyami Safa). Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... Sanlısoy” (şarkıcı). 60 J 61 D 62 C 63 C 64 E 65 C 66 C 67 A 68 C 69 H 70 L 71 16 58 73 34 B. “... Üşümesi” (Adalet Ağaoğlu’nun bir romanı.) Ü 72 H 73 A 74 D 75 C 76 B 77 F 78 F 31 35 2 11 38 L. “Mihail ...” (Yirmi Kapik, Çarın Pabuçları ve Talih İşareti adlı yapıtları da olan Rus hiciv yazarı.) 76 23 47 C. “1949 eylül”ünde birader ... ... .... mohikanlar gibi ateşler yaktık sana taptık ulan unuttun mu sana taptık” (Attilâ İlhan). D. “...! yüzümde titanic battı diyorum / seyir defteri! sana teşekkür ediyorum!” (küçük İskender) 45 20 77 78 G. “İkinci Yeni’nin Keşişi”ni simgeleyen harfler. 6 24 50 32 48 70 14 41 1081. sayının çözümü: A. HANGİ BATI, B. AĞLA SEVGİLİ, C. REDD, D. FLASH, E. DÖNÜŞÜ OLMAYAN HİKAYELER, F. İSM, G. VAKUM, H. AYŞEM, I. NAMIK KEMAL, J. IŞITIM. Şiir: “”ilham ve keşf / hal ve mana / vahıyla kalbimi yoklayan dağ / sırtımı yasladım / güneşi gördüm Mesut Aşkın.” 61 74 39 52 E. Damla hastalığı, gut. 46 54 H. “... ... Hikâyeler” (İzzet Yasar’ın öykü kitabı.) 26 65 62 10 53 51 40 36 55 30 29 37 49 33 64 F. Haiti’de yaygın olan din. 19 75 17 67 15 42 1 25 63 66 68 43 22 69 9 5 72 8 SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1082 Arif Damar ürkçe Günlükleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle