Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bütün Yönleriyle Bektaşilik ve Alevilik isimli kitapta Bedri N. Dedebaba, yaklaşık beş yüz yıldan bu yana sır diye saklanan Balım Sultan Erkânnamesi’ni okuyucuya sunuyor. ‘Bütün Yönleriyle Bektaşilik ve Alevilik’ Ë Şakir KEÇELİ rapça olan erkân kelimesinin kökü bir şeyin olmazsa olmazı, en sağlam yanı, temel direği anlamına gelen rükn sözcüğüdür. Rükn sözcüğünün çoğulu olan erkân terimi, tarikat veya tasavvuf dilinde tarikat âdabı (ilkeleri) demek; tarikat üyelerinin ve tarikat ehlinin uyması gereken usul (yöntem) ve kurallar anlamına gelir. BektaşîlikAlevîlik adlı yola giren (nasib alan ikrar veren) her can, tören sırasında aydınlatıcısına (dede veya babaya) “sır saklamak”, “gördüğünü örtüp görmediğini söylememek” konusunda ant içer veya söz verir. Aslında bu ant sadece, Hz. Muhammed’i temsil eden aydınlatıcıya veya Yol kardeşlerine karşı verilmez. Onların yanında Tanrı, Muhammed, Ali, Kutuplar Kutbu Hacı Bektaş Veli ve evreni yönettiğine inanılan Kırk Abdal’a karşı da yapılır. Çünkü Hz. Muhammed’e verilen andı düzenleyen 48. Fetih suresi 10 ayetinin sözleri şöyledir: “Sana biat edenler (ant içenler) ancak Allah’a etti/ Hakk’ın eli onların elleri üstündeydi/ Onun için sözünü kim bozarsa yarına/ Bozmuş olur kendinin öz nefsi zararına/ kim Allah’la andını yerine tam getirir/ Tanrı da ona büyük ödüller, sevablar verir.” (1) Bu nedenle AleviBektaşiler arasında sıkı sıkıya uyulan ve yüzlerce yıldan bu yana asla çiğnenmeyen şöyle bir kural vardır: “Sırrı sır etmek”. Bu kurala aykırı davrananlar düşkün sayılır (2). BektaşiAleviler, Hz Muhammed’e ait bir buyruğa (hadise) dayanarak, özünü bilen insanın Rabb’ini de bileceğine ve bu nedenle Kuran’a bâtmi yorum verebileceğine inanır. Demek ki, Kuranı Kerîm’in lafzı, yani sözleri değişmez, ama yorumu yorumlayanın bilgi birikimine göre değişirmiş. Elektriğin, elektromikroskopun, atomun, nötron ve protonların, quarkların bilinmediği bir çağdaki Kuran yorumu ile günümüzdeki yorum farklı olacaktır. AleviBektaşi geleneği üzerine Bektaşilerin zahirlerden (yani BektaşîAlevi olmayanlardan) sakladığı erkânnameler, gelişmiş (emperyalist) ülkelerin kütüphanelerinde bulunur ve İngiliz, Fransız ve Alman okuyucuları bu kitapları okuyabilir. Bu durumda erkânnameler sadece, kendi insanlarımız için sırdır, onlar da bu gizlilikten ve cehaletten dolayı Bektaşiler için çirkin iftiralarda bulunur. Bu koşullarda “Sırrı sırr etme”nin bir anlamı kalmış mıdır? (3) Yirminci yüzyılın başlarında, Bektaşiler Balım Sultan Erkânnamesi’nin üzerindeki gizi kaldırıp kaldırmamayı ve erkânnamede çağa uygun değişiklikler yapıp yapmamayı tartışmaya başladı. Ama bu tartışma, tutucu ve şekilci aydınlatıcıların egemenliği ile son buldu. Böylece Bektaşiler pencerelerini dünyaya kapattı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1935 1936 yıllarında Bektaşi tekkelerinin yeniden açılmasına karar verdi. Ama onun şöyle bir koşulu vardı: Balım Sultan Erkânnamesi’nin çağa uyarlanması ve dilinin genç kuşakların anlayacağı bir hale getirilecekti. Bu öneri babalar arasında tartışma başlattı. Bu tartışma iki yıl kadar sürdü. Bu iki yılın sonunda Bektaşi babaları Atatürk’ün haklılığına karar verdi ama bu arada Atatürk yatağa düştü (4). Bedri Noyan Dedebaba erkânnamenin halka açılması kanısında. Ama karar vermeden önce bu konuyu tartışmaya açtı. Bu tartışma sonunda erkânnâmenin üzerindeki gizin kaldırılmasına, dilinin de genç kuşakların anlayacağı hale getirilmesine karar verildi. Bu kararın verilmesinde Hakk’a yürüyen Girit Kandiye Horasanlı Ali Baba Dergâhı Postnişini Cafer Bektaş Halifebaba Erenler’in büyük katkısı oldu. Erkânnâmeyle ilgili kitap, Bütün Yönleriyle Bektaşîlik ve Alevîlik adlı çalışmanın sekiz ve dokuzuncu ciltlerini oluşturur. Okuyucuya sunulmuş olan sekizinci ciltte, ibadet ve ibadet yeri olan Meydan ve Cem Evi’yle ilgili ayrıntılı bilgiler verildikten sonra, ibadet bölümüne geçilir. Bu bölümde de şunlar işlenir: İkrar (nasib) töreni, derviş olma erkânı, Babalık erkânı, Halifebabalık erkânı, Mücerretlik erkânı, Sofyan Süreği ve Kızılbaşlık Meydanı (Cem Töreni), Alevilerde Cem ve Töreni, Mazbata, hilafetnâme örnekleri (orijinalleri ve Türkçeleştirilmiş şekilleri). Kitap bu cildin kaynaklarını da birer birer verir. Son olarak da arama fihristi (Kişileri, yerleri ve kavramları arama fıhristi) ile biter. Kitabın sekizinci cildini okuyan okuyucu iki gerçekle daha karşılaşır: Alevilerin Görgülerinde (Birlik cem’i veya Müsâhib erkanı) okunan hayırlılarla (Gülbânk Tercüman) Balım Sultan Erkânı’nda geçen hayırlılar arasında en ufak bir farklılık yoktur. Yine her iki anlayışın ritüelleri arasında da bir fark bulunmaz. Sunulan bu gerçek, yani yazılı belgeler; Bektaşilik Alevilik ayrımının anlamsızlığını da gösterecektir. Bu kitap bundan birkaç yıl önce yayına hazır hale getirilmişti. Kültür Bakanlığı’nın desteğini çekmesi, yol kardeşlerimizin okuma alışkanlığının bulunmaması yüzünden yayımlanamıyordu.? (1) Bu âyet, ister Alevi olsun, isterse Bektaşi, ikrar töreni sırasında istekliye (talibe) pençe veya erkân çalınmadan (vurulmadan) önce okunur. (2) Düşkünlük ve Sır (Giz) konusunda ayrıntılı bilgi için bakınız: Doç. Dr. Bedri Noyan, Bütün Yönleriyle Bektaşîlik ve Alevilik, ArdıçŞahkulu Vakfı ortak Yayını, Ankara 2006, C.7, s. 325 ve 365 ve diğerleri. (3) Prof. Dr. İsa Doğan, İmam Zeyd B. Alî, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2002, s. 314315. (4) Bu olaylar hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba, Bütün Yönleriyle Bektaşîlik ve Alevîlik, Ardıç Yayınları, Ankara 2003, C. 6, s 58 ve 63, ayrıca öteki sayfalar. A Bütün Yönleriyle Bektaşîlik ve Alevîlik VIII/ Bedri Noyan Dedebaba/ Ardıç Yayınları/ 472 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1082 SAYFA 19