06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türkçe Günlükleri İ bahçesi gibi. Lalelerle Lale Devri geri getirilemez; ama lale sözcüğünün Avrupa dilleristanbul’un her yeri lale ne nasıl yanlış geçtiğine değinme fırsatı yakalanabilir. Avrupa, laleyi tülbent kökünden gelen sözcüklerle tanımış. (Latince tulipa gerneirana, Almanca tulpe, Fransızca tulipe, İngilizce tulip, İtalyanca tulipano, Rusça tulparı…) Laleye tülbent adının verilmesinin nedeni, Viyana’dan İstanbul’a gelen elçi Busbecq ile tercümanı arasındaki bir yanlış anlamaymış. Busbecq, tercümanına, sarığının üzerine işlenmiş lale motifini sorduğunda tercüman soruyu anlamayıp “tülbent” diye yanıtlamış olabilirmiş. Ad karışıklığı, laleyle sarık arasında kurulan bir benzerlik ilişkisinden kaynaklanabilir, diyenler de var. Bin bir titizlikle yetiştirilen lalelerin üzerine öğle vakti rengi uçmasın diye tülbent örtülmesi de bir yanlış anlamaya meydan vermiş olabilirmiş. Yanlış adla da olsa lale Avrupa’ya İstanbul’dan gitmiş. Hollanda lale bahçeleriyle ününü dünyaya yayıncaya kadar sahiplenmemişiz laleyi. Kim bilir ne paralar saçılıyor; lale alım satımı ile kimler zengin ediliyor; ama laleyi burada, bir devre adını verdiği topraklarda görmek yine de güzel. elih Aşık’ın “Açık Pencere” (Milliyet) köşesine taşıdığı haberi Ahmet Günesen gönderdi: “Artvin Emniyet M Müdürü Necmettin Emre, polis evindeki yabancı isimleri Türkçeleştirdi. Polisevinin girişinden işe başlayan Emre, ‘Resepsiyon’ ibaresi yerine, ‘Kayıtkabul’ yazdırttı. ‘VIP salonu’nun adı, ‘ağırlama salonu’na, ‘kondisyon salonu’nun adı ‘idman salonu’na, ‘sauna’ ise ‘buhar hamamı’na dönüştürüldü. Polis memurlarının kullandığı ‘lokal’in yerine ‘mavi salon’, ‘restaurant’ın yerine ise ‘yemek salonu’ yazıldı.” diye anlattıktan sonra, “Bravo Müdür bey” demiş Melih Aşık ve Ziya Gökalp’ten bir alıntı yapmış: “İşte bu kadar... Ne demiş Ziya Gökalp: ‘Başka dile uymaz annenin sesi, her sözün ararsan vardır Türkçesi...’” Benim aklım da aynı teşkilatın bugün gördüğüm kutlama pankartına takıldı. Polis Teşkilatı 164. yılını kutluyormuş: “Vatan bütünlüğümüz olan polis teşkilatının 164. yılı kutlu olsun.” Şimdi… “Polis teşkilatımız = vatan bütünlüğümüz” mü demek oluyor? Vatan bütünlüğümüzü polisin sağladığı mı söylenmeye çalışılmış? 1 Mayıs’ta yine sağla FEYZA HEPÇİLİNGİRLER 8 NİSAN ÇARŞAMBA yacak mı? Vatan bütünlüğünü korumak polisin görevi mi? Bir şey denmeye çalışılmış; ama ne? Bu sloganları kim bulur, kim denetler acaba? Mayıs Lisesi, İzmit’le neredeyse birleşmiş Derince’de bir devlet okulu. Devlet okulu denince yoksun19 luk ve yoksulluk geliyor akla. Derince 19 Mayıs Lisesinde de durum pek parlak değil; ama daha iyisinden mahrum olunduğu için üzülmektense var olanla neler yapılabileceğinin düşünülmesi umut aşılıyor insana. Konferans salonunun büyükçe bir sınıf kadar olduğuna üzülmek yerine, çoğu okulda bulunmayan bir konferans salonuna sahip olunduğu için sevinmek gibi… Karanlık ve kitapsız bir kütüphaneden dolayı karamsarlığa kapılmak yerine, kitap sayısını artırmak için uğraşmak gibi… Okul aile birliği başkanı okula katkı sağlamak için yerel yöneticilerin kapısını çalıyor. Öğretmenler dostluk havası içinde kenetlenmiş. Öğrenciler el bebek gül bebek büyütülmedikleri için hayatta onları pek çok zorluğun beklediğinin bilincinde, her iş için kendileri koşuşturuyorlar. Beni okula çağıran da öğrenciler oldu. Hatta, “Gelmez” diyen öğretmenlerle bahse bile girilmiş. “Nazik davetiniz için teşekkür ederim; ama işlerimin yoğunluğundan dolayı …” diye başlayan bir yanıt gelir ancak diyen öğretmenler bahsi kaybetti. Gittim ve iyi ki gitmişim. Şenlik havasında karşılandım; kendimi önemli biri gibi hissettirdiler bana. Sürpriz olsun diye onlara söylemedim; ama ilk fırsatta evdeki kitaplarımdan bir paket yapıp okulun kütüphanesi için göndereceğim. Konu eğitim, kitap olunca Cumhuriyet okurlarının da ne kadar duyarlı olduğunu bilmez miyim? Adres basit: 19 Mayıs Lisesi, Derince – Kocaeli. mer Gemici, Türkçe sözcüğüne gelen çekim eklerini Ö kesme ile ayırmadığıma dikkat etmiş. “Türkçe bir özel adsa yazımların ‘Türkçe’de’, ‘Türkçe’yi’, ‘Türkçe’nin’, ‘Türkçe’deki’ biçiminde olması gerekmez mi?” diyor; ayrıca “Yine yazım kılavuzunda Türkçeci, Türkçeleşme, Türkçeleşmek... örneklerinin yazımı için nasıl bir kural uygulanıyor?” diye soruyor. İkinci sorudaki örneklerde Türkçe sözcüğüne getirilen ekler yapım eki. Özel ada getirilen ve yeni sözcük oluşturan (yapan) ekler; yani yapım ekleri kesme ile 11 NİSAN CUMARTESİ ayrılmaz. İlk soruya dönersek… O örneklerde Türkçe sözcüğüne getirilen ekler çekim eki. Genel kural olarak bilinen, özel ada getirilen çekim eklerinin kesme ile ayrıldığıdır. Doğru; ancak burada gözden kaçan bir ayrıntı var. Kişi ve yer adları dışındaki özel adlara getirilen çekim ekleri “gerektiğinde” kesme ile ayrılır. Kesme işareti, adı üstünde, yazılışı da okunuşu da kesen bir ek. Pek bilinmeyen dil adları söz konusu olduğunda kullanılması gerekir; ancak Türkçe yazılmış bir metinde o dilin Türkçe olduğunu bilmeyen bulunmayacağına göre, kesme kullanılması gerekmez. Microsoft’un yazım programında pek çok yanlış var; ama Türkçe sözcüğüne gelen ekler kesme ile ayrılmış ve sözcükler, “Türkçe’de, Türkçe’yi, Türkçe’nin” biçiminde yazılmışsa altlarının hemen kırmızı ile çizilmesi ve kesmesiz yazımının önerilmesi doğru. Özetlersek Türkçe sözcüğüne gelen ekler kesme ile ayrılmaz. Bu noktaya değinme fırsatı verdiği için Ömer Gemici’ye teşekkürler. 13 NİSAN PAZARTESİ Kemal Özer 008’in bence en güzel şiir kitabıydı. İçeriğine 2 en uygun sunumuyla, sim 9 NİSAN PERŞEMBE 12 NİSAN PAZAR siyah açılış ve kapanış sayfalarıyla (çünkü yangın şiirleri bunlar), 2008 Haziran’ında yayımlanıp temmuzu karşılaması sağlanan zamanlamasıyla, cildiyle, iç sayfalardaki desenleriyle ve elbette asıl Kemal Özer’in usta işi şiirleriyle. “Temmuz İçin Yaralı Semah”tan (Yordam Kitap) söz ediyorum. Dünya Kitap Dergisi’nin ödülünden sonra 13. Altın Portakal Şiir Ödülü’nü kazanması boşuna değil. Şiirleriyle, “2 Temmuz 1993’te Sivas yangınında ‘yaşanan’lara” bakıyor Kemal Özer, “Suçun üstüne gitmeye yönelen bir yürüyüşle döne döne, tıpkı semah gibi…” Değinmek, hiç değilse adını anmak istediğim bir dolu kitap var; ama Türkçe konusunda yazılması gerekenler o kadar çok ki kitaplara bir türlü sıra gelmiyor. ? www.feyzahepcilingirler.com [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. B U L M A C A 1 G 2 A 3 D 4 K 5 K 6 B 7 G 8 I 9 J 10 C 11 D Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU lan sözcük (İngilizcesi yazılacak). 12 D 13 A 14 D 15 D 16 K 17 D 18 A 19 E 20 D 21 I 22 F 63 51 10 60 48 49 33 58 23 E 24 I 25 D 26 J 27 F 28 H 29 H 30 F 31 K 32 E 33 F 34 A 35 I 36 H 37 I 38 E 39 I 40 H 41 H 42 E 43 D 44 E 45 J 46 D 47 J 48 F 49 F 50 H 51 C 52 I 53 G 54 I 55 F 56 A 57 F 58 F 59 G 60 G 61 J 62 F 63 C 64 H 65 D 66 A 67 I 68 E 69 G 70 F 71 B 72 H 73 F 74 D 75 D 76 G 77 A 78 D 79 I 80 D 81 B 82 I 83 H 84 B 85 B D. Luigi Pirandello’nun bir perdelik oyunu (“Nedir bu biliyor musunuz? Ölüm. Geçerken bu çiçeği dudağıma yapıştırıverdi. ‘Hatıram olsun’ dedi. Arkasından da şunu ekledi? ‘Beş altı aya kadar gelirim.’ sessizlik Şimdi söyleyin bana? Bu çiçek ağzımın içindeyken sakin, sessiz köşemde oturabilir miyim? sessizlik Söylüyorum bunu karıma, soruyorum? ‘Nedir benden istediğin? Öpeyim mi seni yani?’ ‘Evet öp beni’ diyor. Geçen gün ne yaptı biliyor musunuz? Dudaklarını bir toplu iğne ile delik deşik etti, kanattı, sonra başımı iki eli arasına alarak beni ağzımdan öptü. Benimle beraber ölmek istiyormuş.”) G. “... cıcığı” (içi dişi, hepsi). 76 59 53 7 69 H. Rene Goscinny’nin yazdığı, Morris’in çizdiği, Amerikan Rüyası’nı yansıtan öyküleri olan çizgi roman (Türkçede Red Kit olarak tanınıyor). 36 64 50 72 29 I. Natüralist. 85 40 41 28 21 35 52 67 24 82 39 8 54 37 79 15 75 80 74 J. “Küçüğüm, bu senin sesin, güzel ... / Önce rüzgârın öptüğü, sonra benim öptüğüm” (İlhan Berk) Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, şairin “Çiçek Tozu Günleri” adlı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: 46 25 78 14 65 17 11 43 3 20 12 A. “Vişne Bahçesi” adlı oyundaki rolüyle 1987 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü’nü alan, Talihli Amele, Kaşık Düşmanı ve Asılacak Kadın adlı filmlerde de oynayan tiyatro ve sinema oyuncusu. 47 26 9 45 61 K. Siyah, kara. 2 13 77 56 66 18 34 E. “sonbahar sizin olamaz/ yaprağın doğumunu görmediniz/ sonbahar sizin olamaz/ toprağın üşüyen karnını/ örtmek için ölenleri tanımadınız” diyen şair. 31 4 16 5 1000. sayının çözümü: A. TARÇIN B. Bob Marley’in dünyaya tanıttığı Jamaika müziği. 23 62 44 68 38 42 32 19 85 6 81 1 71 84 F. Orson Welles’in, son sözü “Rosebud” olan karakteri. C. Sporda “aldatma” anlamında kullanı 55 30 70 57 73 22 27 KOKULU, B. ORKİDE, C. ZELİŞ, D. APAYDINLIK, E. NÖTR, F. ADRESİ, G. LÖKÜN, H. KARŞILIĞI OLMAYAN SORULAR, I. AKÇE, J. NENE. Şiir: “Çıplak tende kar tanesi durma/ Sözlerin önünde in çık yokuşları/ Ağrıları, kalp, en çok yok oluşları” SAYFA 39 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1001
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle