06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Kitaplar ve Muharrirler’ Eleştiri vadisindeki yazılar Ë Aysel SAĞIR Kitaplar ve Muharbdülhak Şinasi Hisar’ın bütün rirler, Abdülhak Şiyazıları olmasa nasi Hisar’ın 1928da dergi ve ga1936 dönemi yazelerde çıkan yazılarınzarlarını ve yapıtdan oluşan Kitaplar ve larını analiz eden Muharrirler, Hisar’ın edebiyat çevresini biçim yazılarından oluleyen etkili rolü düşünül şuyor. Cumhuriyet düğünde oldukça önemli dönemi edebiyat malzemeler içeriyor. Zira Hisar, söz konusu yazılarında her anlayışını, söz konusu dönemde Hine kadar yazarlar ve yapıtları hakkında değerlendirme yapı sar’ın edebiyat yor olsa da, aslında Türk ede dünyasındaki etki biyatının yirminci yüzyılın baş ve önemini görülarından itibaren, Batı edebinür hale getiren yatından etkilenme durumunun da içinde olduğu çizgisine yapıt, Hisar’ın eleştirmen ve bakıyor. Buradan bakıldığında, Kitaplar ve Muharrirler, edebiyatçı kimliTürkiye’nin çağdaş yazım tari ğiyle ilgili de bilgi hiyle ilgili arşiv teşkil edecek veriyor. bir işlev sağlıyor. Kitap, dönemin Batı edebiyatından Victor Hugo, Paul Bourget dahil, birçok Batılı yazarın yanında, özellikle edebiyatın yapıtaşları olan Ahmet Hâşim, Namık Kemal, Yakup Kadri, Abdülhak Hamid, Abdullah Cevdet, Süleyman Natupları’nın yazımı ve hazırlıkları ile zif, Ahmet Hikmet gibi isimlerin etrameşgul olmuştur.” fında dönüyor. Edebiyatta klasisizm, romantizm, hümanizm akımlarıyla ilgili ZORAKİ BİR KAHKAHA... değerlendirme yazılarının da yer aldığı Yakup Kadri ve eserlerinin baş yeri Hisar’la ilgili çalışmayı Necmettin Turiteşkil ettiğini gördüğümüz Hisar’ın kinay hazırlamış. Turinay’ın üç cilt olarak tabında, ilk bölüm 1928 Mart’ında Milyayıma hazırlanan çalışması ise, Müteliyet’te yayımlanan Yakup Kadri’nin rake Dönemi Edebiyatı, Edebiyat ÜzeHüküm Gecesi’yle ilgili uzunca yazısınrine Makaleler (19281936) ve Romana dan oluşuyor: “Yakup Kadri’nin HüDair Bazı Hakikatler’den (19431963) küm Gecesi hem bir roman, hem de oluşuyor. Meşrutiye’in ikinci ilanından Umumi Dönemin edebiyet çevrelerinde Harp’in iptidalarına Kadar geçen za“merkezi rolü” olduğu gerçeğinden hamanlara ait bir nevi ‘hatırat’tır. Öyle ki, reketle daha bir önem kazanıyor Kitapbu eseri okuyanlar içinde onu yazanın lar ve Muharrirler. Zira Hisar’ın kitapta nesline mensup olanlar, Kendi hatıralayer alan söz konusu yazılarını, Türk rının bir başkası tarafından yazılmış bir edebiyatını belirlemiş önemli yazarlar kısmını okuyor gibi olacaklar ve işte ve yapıtlarına yönelik eleştirel yaklaşımbundan dolayı sanırım ki bu kitap için larını, söz konusu çevreyi nasıl belirlebir türlü bitaraf kalamayacaklardır... diğinin bir göstergesi olarak görmek Bildiğimiz bir zamanın, daha pek yakın gerekiyor. Ancak, Hisar’ın yazılarının bir mazinin bütün bir ifadesi olan Hükesintiye uğradığı bir dönem oluyor. küm Gecesi, eski zaman evlerinin geniş 1936’dan itibaren belirli bir süre zarfınodaları gibi ruhumuzu tevsi edecek ve da Hisar’ın yazılarına rastlanmıyor. Her hatıralarımızı barındıracak sahifeleriyle zamanki gibi baskı dönemleri yazarları sanıyorum ki, edebiyatımızın eskiden da susmaya itiyor. Bazı dergiler kapanıberi tanıdığımız mühim ve klasik eserleyor. Kitabın önsözünde dönem için ri yanında şimdiden mevki alıyor ve saözet şeklinde de olsa önemli bilgiler yer nıyorum ki ne zaman ona avdet etsek, alıyor. Söz konusu ön bilgilendirme ise mazinin musikisini duyacak ve hassasikitabı daha bilinçli takip etme olanağı yetimizin arttığını hissedeceğiz.” yaratıyor. Hisar’ın yazılarının 1936’da Hisar, 1929’da Milliyet’te Yaşar Nakesilmesini ülkede yaşanan hassas polibi’nin yayımladığı Kahramanlar adlı şiir tik dönemle ilintilendiren Necmettin kitabı için Baki kalan bu kubbede bir Turinay, okuyucusunu “farklı bir ihtihoş seda imiş! şeklinde not düşüyor. Asmal” olasılığı konusunda da uyarıyor: lında Hisar, şiirin insan ruhunda oluş“İç ve dış politikada önemli kırılmalaturduğu derinlikleri de hesaba katarak, rın yaşandığı böyle bir dönemde, Hisar değerlendirdiği Kahramanlar’ın yanı sıkendisini bir hayli geriye çekimiş, fakat ra önemli bir ayraç olarak düştüğü şiire gene de boş durmamış ve muhtemelen yönelik yaklaşımlara daha çok dikkat ileride, İsmet Paşa’nın cumhurbaşkanlıçekiyor: “Zira böyle yabancıların ruhlağı döneminde Ulus’ta tefrikasına başlarını lirik şiirler değil, romanlardaki psiyacağı Fehim Bey ve Biz ile, Varlık’ta koloji tahlilleri bile ifade edemez. Genç peyderpey yayınlayacağı Boğaziçi Mekşair serseriler, arabacılar, madenciler, A bekçiler, dilenciler, ateşçiler ve balıkçılarla alakadar oluyor ve onların türkülerini söylemek istiyor. Fakat hissediyoruz ki bütün bu sözler, daha içindeki sevinci bir yana fırlatmamış olan cerzebeli şairimizin kendi türküleridir. Öyle ki bu şiir aleminde serseriler, madenciler, bekçiler ve balıkçılar hep memnun ve mesut gibidir. Ancak bu zahiren neşeli görünen seslere, mesut bir şarkıya benzeyen bu ahenklere inanmamalıdır. Sanatkârın ıstırabı zoraki neşe ve göşyaşını zoraki bir kahkaha şeklinde göstermek isetmesi meseleyi işkal ediyor...” Aslında Hisar’ın yazılarında da takip ettiğimiz kadarıyla dönemin yazarları ve eserleri dünyanın tabii daha çok ülkenin içinde bulunduğu durumu birebir olmasa da yansıtma işlevi görürler. Her bir yazarın kendisini belirleyen hayat hikâyesi ve şartlarını es geçmez Hisar. Onların yazılarını, onların şartları ve düşünce durumlarından soyutlamadan anlatmaya özen gösterir. Örneğin Süleyman Nazif’le ilgili şöyle bir değerlendirme yapar: “Arada sırada tayin olunduğu valiliklere rağmen, yahut belki de oralarda geçinemeyip sık sık avdete mecbur olduğundan dolayı, üstadın İttihatçılarla arası büsbütün açılmıştı. Onların bütün yaptıklarını tenkit ve tezyif ederdi. Bir gün, İttihatçıların o zaman pek gözde olan bir valisinden bahsedilirdi. Biri, ‘Şimdi o nerenin valisidir’ diye sordu. Süleyman Nazif, ‘Edepsizliğin Valisi’ dedi.” ‘MEŞUM BİR İRTİCA GÜNÜ’ Abdülhak Şinasi Hisar’ın edebiyat eleştirilerini anlamak için onun 1930’larda yine Milliyet’te yayımlanan Edebi Tenkit başlıklı yazısına bakmak yerinde olacak: “Tenkit vadisindeki yazılar geçen zamanın, değişen zevkin, uç muş ruhların bir vesikası, bir miyası, bir aynasıdır. Biz geçmiş devirlerde, insanları ta ölüme sevk etmiş fikirleri ve şimdi durmuş kalpleri, vaktinde yormuş sevgileri anlamak için, doğrudan doğruya ibdai olan eserlerin tevlit eylediği bu tefsirlerden istifade edebiliriz. Edebiyatta tenkit yahut edebi tentit; eserlerin kıymetleri, meziyetleri, kusurları ve tesirleri hakkında verilen birtakım hükümlerdir. Fakat bu hükümler nihayet şahsidir. Muayyen bir başın ve zevkin şehadetleridir. Her şey gibi bu hükümler de birer tahasüstür, hususidir ve bize hastır. Mutlak olan bu nisbiyeti kabul etmeliyiz. Ancak bu tahasürler ve şehadetler, karilerin zevklerinin ve hükümlerinin incelmesine yarayabilir. Onların tahasürlerini tanzime faydası olur ki, bunu da itiraf etmeliyiz.” Tarihi sıralamayla Hisar’ın kitapta yer alan yazılarını sadece yazarlar ve eserlerine, daha doğrusu eserlerin tahliline yönelik yazılar olarak değil de, dönemin bir anlatımı olarak da görmek gerektiğini tekrar hatırlatmaya gerek yok sanırım. Zira her yazar olanca ağırlığıyla ülkenin şartlarından beslediğinden, ele alınan yazarlar ve eserleri de bir o kadar ülkeyi başka başka yönlerden yansıtan birer nesne olacaklardır. 31 Mart 1931’de yayımlanan yazısında Hisar, Şair Nigar Hanım’ın Hatırası’nda da belirttiği gibi, “31 Mart! Bu tarih bana meşum bir irtica gününün hatırasıyla birlikte, komşumuz ve dostumuz şair Nigar Hanım’ın vefat etmiş olduğu gecenin hatırasını uyandırıyor. Zavallı Nigar Hanım daha elli iki yaşında iken, harbin tevlid ettiği salgın hastalıkların birinden, 1931 senesi 31 Mart gecesi içinde irtihal etmiştir... Havaillik mi acep, aşkıpür hakikat mi, Ne anlıyor acaba sevgilim meâlimden?... Nigar Hanım Fransızca bilmesine, Edebiyatı Cedide içinde en kuvvetli iki üstadı, Halit Ziya Bey’le Cenab Şehabeddin Bey’i tanımasına ve kendisi gibi Rumelihisarı’nda oturup oğullarının hocası olan Tevfik Fikret de gözlerinin önünde olmasına rağmen, bu cereyanı kavramamış ve daha eski kalmıştır. Şüphe yok ki Abdülhak Hamit’in dehasını uzaktan takdir ediyor, fakat bununla yükselmiyor, Edebiyatı Cedide’ye temessül edemiyor ve en çok Recaizade Ekrem Bey’e merbut ve peyrev kalıyordu. Yalnız Efsus’lar değil bütün eserleri, onun tarzında birtakım Zemzeme’lerdir.” Yazarlar ve eserlerini titizlikle inceleyip onların değerlerini teslim ettiği yazılarında Hisar, boş övgülerden hep uzak kalıyor. Hisar’ın eleştiri anlayışını ise belki de en iyi şu sözcükleri anlatıyor: “Acele etme!.. Sen devam ettikçe, şöhretin yaşlandıkça göreceksin ki, anlamadan tenkit edenlerin kalabalığı yerine, anlamadan senâ edenlerin kalabalığı türeyecektir. Bir şair, bir edip isen, içtimai mevkiini yükseltmeye, amir mevkilerine geçmeye ehemmiyet ver. Senden istifadeleri olanlar, seni beğenmeye hazır bir kütle teşkil ederler.” ? Kitaplar ve Muharrirler, II Edebiyat Üzerine Makaleler (19281936)/ Yapı Kredi Yayınları, 2009/ 471 s. SAYFA 14 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1001
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle