06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

“Suhanov’un Düş Yaşamı” Dehanın sonu Suhanov’un Düş Yaşamı, Moskova’da konforlu bir yaşam süren Anatoli Suhanov’un hikâyesini geriye dönüşlerle anlatıyor. Suhanov karakteri üzerinden Sovyet resmi, sanat, deha ve insan doğası hakkında söyleyecek çok sözü olan roman, incelikli dili ve kurgusuyla da iddialı. Ë Hülya BALCI üzel bir eşi, iki yetişkin çocuğu, saygın bir işi, refah içinde bir yaşamı olan bir erkeğin fazla eksiği yok gibidir ya da en azından çoğu kişiye böyle görünür. Ancak hayat (ve romanlar), bize yüzeyde olanla derinlerde yatanın arasındaki farkı vurgular durur. Ortalama, biraz bencil bir adamın aslında dehasından feragat etmiş parlak bir ressam olduğunu, tekdüze yaşamının ardındaki karmaşayı ilk bakışta çözmek mümkün müdür? Olga Gruşin’in yurtdışında büyük övgü toplamış, onun Amerika’nın en iyi genç yazarlarından biri olarak anılmasını sağlamış romanı, Suhanov’un Düş Yaşamı böyle bir hikâyeyi büyük bir başarıyla işliyor. Anatoli Suhanov karakteri üzerinden Sovyet resmi, sanat, deha ve insan doğası hakkında söyleyecek çok sözü olan roman, incelikli dili ve kurgusuyla da iddialı. YANILTICI TABLO Roman, 56 yaşında, Moskova’da konforlu bir yaşam süren Anatoli Suhanov’un hikâyesini geriye dönüşlerle anlatıyor. Suhanov, uzun yıllardır Resim Dünyası dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapmaktadır; hatırı sayılır bir çevresi, eşi ve çocuklarıyla düzenli bir hayatı vardır. Ancak hikâyenin başından itibaren bu rahat ve sıradan aile yaşamının yanıltıcı bir tablo olduğu, alttan alta bir şeylerin iyi gitmediği hissi yayılır. Suhanov’un dalgınlığında ihmalkârlık, eşinin kayıtsızlığında boşvermişlikle öfke saklı gibidir. Suhanov’un “geçmiş yıllardan kalma sayfaları zamklayıp kapatma gibi bir alışkanlığı” olduğu, “yalnızca temel başvuru kaynağı olarak bazı kısa paragraflarla duygusal tatmin için iyice gözden geçirilmiş birkaç başarılı parçayı elinin altında” tuttuğu çok geçmeden anlaşılır. Suhanov’un aile yaşamı gevşek bağlardan oluşmuşa benzer. Eşinin bıkmışlığı, çocuklarının ona kayıtsızlığı, hatta küçümseyen tavrı okuyucuyu yadırgatır. Oğluyla yakınlaşmaya çalışan Suhanov, onun acı yorumlarıyla karşı karşıya kalır. Oğluna göre Suhanov, zamanında resim yapmayı bırakıp kendi babası önemli bir mevkide olan annesiyle evlenmiş, ama yaptığı bu seçimin gereklerini de tam anlamıyla yerine getirmemiştir. Mademki ressamlığı terk edip “iyi bir evlilik yapmış, kendini satmış, inanmadığı ideolojik saçmalıkları kaleme allenin dergiye girmesi söz konusu olur. Chagall’in, Sovyet politikalarını eleştirip ülkeyi terk etmiş bir Rus olarak dergide boy göstermesi gidişatın ne denli değiştiğinin kanıtıdır. Suhanov anlamaya başlar ki sanat ve resim hakkında başta hiç hazzetmediği ama yıllar içinde benimsemiş göründüğü fikirlerin de zamanı geçmiştir. Uyduğu, parçası olmak için kendinden vazgeçtiği düzen, onu artık bu haliyle kabul etmez. Karşısına çıkan sürpriz tanıklar ve tuhaf çağrışımların tetiklemesi sonucunda, geçmişine gündüz düşleriyle gitgide daha fazla gidip gelmeye başlayan Suhanov şaşkındır. Gruşin bir törende Dr. Paul LeClerc’le. G SU YÜZÜNE ÇIKAN ANILAR mış”tır, öyleyse neden hırsını sürdürüp daha Yıllardır yanında çalışan şoförünün önemli yerlere gelmeadını aklında tutmak için çaba göstermiştir? Suhanov, meyen, her şeyi unutup duran Anatoli “yaptığı her şeyi yaSuhanov’un geçmişi dalga dalga üzerine rım yamalak yaphücum etmeye başlar. Üzerini dikkatle mış”tır ve tüm fedaörttüğü gerçeklerle anılar su yüzüne kârlıkları boşa gitmişçıkmaya başlar; düşlerle gerçekler birbitir. rine karışır. Onu ressam olmaya teşvik Suhanov’un yakınlarından pek fazla eden uzak, unutulmuş eski zaman kişisaygı görmemesi kuşkusuz uzun yıllarleri, yolunu ayırmak zorunda kaldığı yadır yaptığı işle de ilişkilidir. Resim Dünkın dostları, hatırlamadığı akrabaları biyası’nda editör ve sonra genel yayın yörer birer Suhanov’un karşısına çıkıyor, netmeni olarak, resim ve sanata dair kayolunu kesiyor, hesap soruyorlardır adebul görmeyen inançlarını –ve resimlerita; düşlerde ya da gerçekte. Tam da bu ni– bir kenara atmış, söylenmesi gerekişilerle olan karşılaşmalar sonucunda kenleri tekrarlayıp durmuştur. Derginin Suhanov’un aslında kim olduğunu yaşaşmaz yayın politikasının sürdürülmevaş yavaş anlamaya başlarız. sinde söz sahibi olmuştur: “Devrimci Anatoli Suhanov’un ilerideki seçimlesanatın yöntemleriyle ilkeleri hakkında rini belirlemekte en fazla etkisi olmuş zayıf bir kuramsal söylemi al, içine soskişinin çok az tanıma fırsatı bulduğu yalist gerçekçiliğin öncüleri olarak Rebabası olduğu bu gündüz düşleriyle orpin ile Fedotov’u, çarcılığın düşmanı olarak Levitan’ı tanıtan, tadı yerinde birkaç deneme ekle, bunları Malinin’e yakın ünlü Sovyet üstatlardan birinin draje yaşamöyküsüyle ve Kilise tarafından alçakça cezalandırılmış İtalyan Rönesans’ının haksız yere göz ardı edilen bir dehasının baharatlı keşfiyle karıştır, içine bir tutam egzotik çeşni serp, uzak (sanatsal gelişimi Sovyet öğretim sisteminin harikalarından doğduğu apaçık görülen) Asya cumhuriyetlerinden gelme şu ya da bu işlenmemiş elmasla yapılmış bir röportaj kat, son olarak da bütün bu karışımı Marx ve Lenin’den alıntılarla bolca tatlandır.” Ancak yirmi yılı aşkın süredir işler gibi görünmüş tüm formüller –aile, iş, ev düzeni– bir anda geçersiz hale gelmeye başlar. Resim Dünyası’nda tuhaf durumlar baş göstermektedir. Dergi için Suhanov’dan bir Dalí yazısı kaleme alması beklenir. Sovyet gerçekçiliğiyle yakından uzaktan alakası olmayan Dalí hakkında bir yazı yazmak başlı başına bir derttir. Ancak bundan beteri kapıdadır; Parti’nin üst kademelerinden Gruşin, uzun betimlemelerle, hayat verdiği nesneleri, renkleri, birinin tavsiye kisvesi altınuzun süre seyretmek isteyeceğiniz bir tabloyu tasvir daki emriyle, ondan habersiz, sesleri eder gibi anlatıyor. Üstte ‘Suhanov’un Düş Yaşamı’nın diğer dilChagall hakkında bir maka lerde yayımlanan kopyaları... taya çıkar. Babasının gizemli yokluğu ve korkunç ölümünden geriye pek az şey kalmıştır; kalan nadir yadigârlardan biri Pavel Suhanov’un bir kâğıt parçasına yazdığı şu sözlerdir: “Kimsenin kanatlarını kırpmasına izin verme.” Suhanov başlangıçta bu sözleri yaratıcılığını kullanması için bir teşvik, hayallerine uçmasına yardımcı olacak bir baba desteği olarak algılar. Ancak bir gün aniden bu sözleri toptan yanlış yorumladığına kanaat getirir. Babası onu uyarmıştır aslında, “yaşamaya değer tek hayatın aşağılanmışlığın olmadığı bir hayat, özgür, güvenli bir hayat olduğunu hatırlatan bir öğüt”tür bu, “kanatların kesilmesini önlemenin tek emin yolu da hiç kanadının olmaması”dır. Suhanov, yaşamı bir felaketle son bulan babasının öğüdünü tutmuştur. Kendini korumaya, hayallerinden elini eteğini çekmeye yönelik bir yaşam tasarlar. Hayatıyla ilgili bir yol ayrımına geldiğinde, gizli gizli yaptığı, başına dert açacak tablolarıyla belirsiz bir gelecek tahayyülü yerine korku duymadan, bir aile kurup yaşabileceği güvenli bir yaşamı seçer. “Gün ağarmadan önceki suskun saatlerde birileri gelip kapısına vuracak diye korkmadan yaşaması gerektiği; başka bir kayba katlanamayacak durumda olan annesini koruma arzusu; günü geldiğinde kendi çocuğunun büyüdüğünü görme umudu; saygın, güzel, yararlı bir meslekte alçakgönüllü başarılar elde etme beklentisi, kısaca, düş kurmamayı, uçmamayı seçen, onun yerine basit, gündelik bir yaşam sürmeyi yeğleyen ortalama bir adam olma özlemi.” Suhanov, gerçek bir yeteneğin, dehanın ürünü tablolarını “ortalama bir adam” olmak üzere terk etmiştir nihayetinde. Korkmuştur, yoksulluktan, mutsuz olmaktan ve en çok da başarısızlıktan. Başkalarının, kendi beklentisini karşılayamama, “gerçekliğinin düşleriyle boy ölçüşemeyeceği” korkusu Anatoli Suhanov’u bitirmiştir. Yok saydığı, harcadığı yeteneğinin geri dönüşü ise sarsıcı ve şiddetli olacaktır. Moskova doğumlu, ABD yüksek öğrenimli Olga Gruşin’in 2005’te İngilizce yayımlanan romanı büyük ses getirdi. Yazar, 2007’de Granta dergisi tarafından en iyi genç Amerikalı romancılar listesine dahil edildi. Gruşin’in aldığı övgü hiç de yersiz sayılmaz. İlk romanların genelde sahip olmadığı ustalığı sergileyen Suhanov’un Düş Yaşamı güçlü karakter analizleri, derinlemesine gözlemleri, kurgusundaki maharetiyle dikkat çekiyor. Gruşin, uzun betimlemelerle, hayat verdiği nesneleri, renkleri, sesleri uzun süre seyretmek isteyeceğiniz bir tabloyu tasvir eder gibi anlatıyor. Yaşam, sanat ve estetik başarıyla buluşuyor; hayalkırıklıkları, yürek acıları, yalnızlıklar yerini buluyor. Hayallerle gerçeklerin birbirine geçişleri, gerçeklikle duygusallık arasında başarılı denge, can alıcı benzetmeleriyle Suhanov’un Düş Yaşamı özel bir şeyler okuduğunuz hissiyle elinizden bıraktığınız bir roman. ? Suhanov’un Düş Yaşamı/ Olga Gruşin/ Çev: Dilek Şendil/ Turkuvaz Kitap/ 336 s. SAYFA 11 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1001
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle