03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y eryüzü Kitaplığı CELÂL ÜSTER [email protected] Çamlıca yabanından yükselen çığlık rtık bu solan bahçede bülbüllere yer yok / Bir yer ki sevenler, sevilenlerden eser yok…” Faruk Nafiz’in dizelerini Alaeddin Yavaşça’nın hicaz bestesi eşliğinde mırıldanan kaç kişi kaldı bilmiyorum, ama Dr. Ali R. Bilginer’in dileği, Çamlıca bahçelerinin bu dizelerdeki bahçeye benzememesi. Bundan, çok değil, elli yıl sonra “bülbül sesi”ne belki de Yesari Asım Arsoy’un hicaz şarkısında, hani şu “Sazlar çalınır Çamlıca’nın bahçelerinde / Bülbül sesi var şarkıların nağmelerinde…” diyen şarkıda rastlayacağız. Nostalji değil burada söz konusu olan. Yitip gitmekte olan bitkiler, çiçekler, hayvanlar; onlarla birlikte renkler ve sesler… Tüm bir yaban yaşam. Yesari Asım’ın Yavaşça’nın, Dellalzade İsmail Ağa’nın besteleri, Faruk Nafiz’in, Yahya Kemal’in dizeleri, gelecekte, bir zamanlar Çamlıca’da var olan doğal yaşamın belgeleri olarak anılacak belki de. Herkesin birbirini “vatan hainliği”yle, “vatanı bölmek”le suçladığı şu günlerde, birileri Boğaz’ın güzelim doğasını yok edip koca koca siteler dikmeyi, birileri de o sitelerden evler edinip o num tinus) çalısı, yeşillenen toprakta Çayır papatyaları (Bellis perennis), pembe morumsu Ballıbabalar, verimli funda toprağının iki erken bahar yıldızı Altınyıldız (Gagea bohemica) ve Akyıldızlar (Ornithogalum sp.), Dönbabalar (Erodium cicutarium), Çamlıca’nın sinirli erken bahar halısını gözalıcı renk ve biçimleriyle dokumaya başlarlar. […] “Bahar şöleni Çamlıca’da nisanmayıs aylarında doruklara ulaşır. Pembebeyaz ladenler (Cistus sp.), baygın kokularıyla Sarı katırtırnakları (Spartium junceum) ve yeni açan çiçekleriyle Ihlamurlar bahçenin renkli şölenini değişik kokularıyla iyice bayram yerine çevirirler. […] “Eylül, ekim, kasım aylarında Çamlıca çiçeklerinde de sonbaharın sarı rengi baskındır. Sarı çiğdem (Sternbergia lutea), Sarıyıldız (Sternbergia colchiciflora), Sarı çiçekli yabani tere (Diplotaxis tenuifolia), Güzel nanelerin (Calaminta nepeta subsp.glandulosa) kekremsi kokuları eşliğinde Çamlıca sonbaharını, meraklılarına en güzel duygularla yaşatırlar…” ? Ballıbaba “A 1898’de Othmar Pferchy’nin objektifi’nden Çamlıcadan Adalar. Aşağıda dolunayda Çamlıca. MÜREKKEBİ KURUMADAN Yılın renkleri D r. Ali R. Bilginer, Çamlıca: İstanbul’da Kalan Yaban Yaşamın Son Bahçesi adlı kitabında, Çamlıca yabanında yıl boyunca değişen “renkler”i de anlatıyor. Bilginer’in anlattıkları, kentin doğadan uzak kesimleri yaşayanları olduğu kadar, Çamlıca’da yaşayıp da çevresini göremeyenleri de şaşırtabilir: “Küçük Çamlıca Bahçeleri’nde, yılın dört mevsiminde, karın çok yoğun olduğu az sayıdaki günler dışında hemen her zaman açılmış bir yaban çiçeğine rastlayabilirsiniz. İstanbul’un çoğu yerine henüz kar yağmamışken ya da yağan kar çoktan erimişken, Çamlıca’da kar, toprağı günlerce beyaz gelinliğiyle süsler. Kar erimeye başlar başlamaz kenarından kıyısından önce beyaz taç yapraklarıyla çiğdemler boy gösterir. Çiğdemler yeni yılın ilk günlerinde Çamlıca zengin örtüsünde çoktan yerlerini alırlar. […] “Şubat ortalarından başlayarak Çamlıca kırları renklenmeye başlar. Herdemyeşil yapraklarının arasından yavaşça ortaya çıkan, beyazpembe nakışlı top top çiçekleriyle Filburnu (Vibur evlerde oturmayı sürdürüyor. Dr. Bilginer, buna direnenlerden. Gerçekte, asker kökenli bir iç hastalıkları uzmanı Bilginer. Ama “vatan”ın pek çok yöresinde yıllarca doğal alanlar ve bitki türleri üstüne araştırmalar yapmış. Karavanıyla Türkiye’yi dolaşmaya çıkmış. Ağaçları, çiçekleri, tekmil bitkileri fotoğraflarla saptamış. Bu uğraşın ilk ürünü, Hakkâri ve dolaylarındaki doğal yaşamı gözler önüne serdiği Cilo&Satlar adlı kitap olmuş. Bilginer’in, ülkenin farklı coğrafyalarını görüp tanımasında, kuşkusuz, bir asker hekim olarak Anadolu’nun değişik yörelerinde görev yapmış olmasının payı var. İstanbul’a döndükten sonra ise, Çamlıca Asker Hastanesi’nde çalışmış. “Küçük Çamlıca Tepesi’nin güney eteklerinde bulunan Çamlıca Asker Hastanesi, bahçesinin yeşil örtüsü, değişik cinsteki ağaçları, türlü yaban çiçekleri, şakıyan bülbülleriyle, İstanbul’un çok yakınlarında, gizli bir doğa hazinesiydi” diyor Bilginer. Bilginer’in doğa tutkusu giderek fotoğraf merakıyla, yaban yaşamın zenginliklerini fotoğrafla saptayarak yarınlara bırakabilme kaygısıyla birleşmiş. Merak ve sevgiyle başlayan Çamlıca gezileri, zamanla özel çaba ve eğitimle edinilen doğa ve bitkibilim birikimine, daha sonraları da Çamlıca Tepeleri’ndeki yaban yaşamın araştırılmasına yönelmiş. Fotoğraf ustası Ersin Alok’un a. fotoğraf & film stüdyosu’nca yayımlanan Çamlıca: İstanbul’da Kalan Yaban Yaşamın Son Bahçesi, Bilginer’in uzun yıllar içinde edindiği bilgi ve görgü birikiminin ürünü. Prof. Tuna Ekim ve Ersin Alok’un önsözlerinin de yer aldığı kitapta, Çamlıca Tepeleri’nin konumu ve tarihi, Çamlıca Bahçeleri’nin edebiyatımızdaki yeri, Çamlıca’nın yabancı yazarlardaki yansımaları ve Çamlıca masalları anlatıldıktan sonra, Çamlıca’nın yaban bitkileri, mantarları ve hayvanları, fotoğraflar eşliğinde bilimsel tanımlamalarıyla sıralanıyor. Bilginer, bu benzersiz çalışmanın, “geçmiş zamanların görkemli görüntülerine küçük bir pencere aralayarak, o günlerden günümüze hoş bir çiçek kokusu yaymaya, yine de neşeli bir şarkı mırıldanmaya çalışarak, Küçük Çamlıca Bahçeleri’nin dünyanın sayılı doğal bahçelerinden biri olduğunu, doğal görünüm ve zenginliğinin mutlaka korunması gerektiğini bütün dünyaya umutla haykıran sessiz bir çığlık” olduğunu vurguluyor. Hiç kuşkum yok, Çamlıca’nın yaban bitkileri ve hayvanlarından yükselen bir çığlık bu.? BİR BİTKİ, BİR MANTAR, BİR HAYVAN ‘Doğada küçük bir gezinti’ r. Ali R. Bilginer, kitabında, Çamlıca’nın yaban bitkilerini, mantarlarını ve hayvanlarını, bilimsel tanımlamalarıyla fotoğrafları eşliğinde sunuyor. Birer örnek vereyim dedim: D Akdeniz Servisi –piramidal (Cupressus sempervirens var.pyramidalis) Servigiller (Cupressaceae) – İng.: Mediterranean Cypress Herdemyeşil, sık dallı, pul yapraklı, dalları gövdesine paralele yakın biçimde yukarıya doğru büyümüş ağaçlardır. 2030 metreye kadar boylanabilir. 600700 yıl yaşayabildiği için farklı kültürlerde kutsal anlam taşır. Mabet ve mezarlıklarda ölümsüzlüğü temsilen sık olarak yetiştirilir. Bahçemizde özellikle tepeye yakın alanlarda en çok rastlanan ve bahçeye yeşil rengini veren ağaçlardandır. Ayı Mantarı (Boletus luteus) Ayımantarıgiller (Boletaceae) – İng.: Frozen mushroom Ayı mantarı; Ayıca mantarı (Bolu); Kaypak mantar. Yenilebilen mantarlardandır. Hazirandan ekim sonlarına değin rastlanabilir. İğne yapraklı ve meşe ağaçlarının altındaki asidik yapıdaki topraklarda bu ağaçların sonbaharda düşen ve çürüyen yaprakları arasında bulunur. Meyve kokusundadır. Yenilebilen, lezzetli mantarlardandır. Kırlangıçkuyruklu Kelebek Tırtılı (Papilio machaon) Kırlangıçkuyruklular (Papilionidae) – İng.: Swallowtail (Caterpillar) Temmuz ayından ağustos ortalarına değin Kuzeydoğu Anadolu’nun yüksek alanlarında, martkasım ayları arasında da Güney ve Batı Anadolu’da rastlanabilir. Bahçede kelebeğine rastlayamadık. Tanımlanması Dr. M. Kemal Koçak’a aittir. ? SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1027
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle