22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ medyanın kurucusu olmuştur. Yazarın en iyi komedyalarından biri sayılan “Becerikli Dul”, ölen kocasının yasını tutan bir kadının, amcasının evine geri dönüşüyle ortaya çıkan olayları anlatır. Dul Bayan Donna Placida, amcasının saflığından yararlanıp onu sürekli sömürmeye çalışan iki asalak misafirden kurtulmaya çalışırken, eve gelen âşıklar arasından da kendine ve kız kardeşine birer eş seçmeyi başarır. en önemli Çin araştırmacılarından biri olan Jonathan Spence, yazdığı “Mao Zedung” adlı biyografide, liderin yaşamı üzerinden bir devrim tarihini de okuma fırsatı veriyor. Uğurböceği/ D. H. Lawrence/ Çeviren: Nilüfer Sahni/ Kavis Kitap/ 94 s. “Leydi Beveridge’in yüreğine saplanmış ne çok hançer vardı! Yine de o her zaman bir başka hançere daha yer bulabilirdi orada. İçindeki acıma duygusunun asla ölmeyeceğine söz vermişti Leydi Beveridge. Sözünde durmak için bunca direnç göstermeseydi, 1916 ve 1917 yıllarında, oğulları ve kardeşi öldüğünde, ölümün ailesinden biçerdöver gibi geçtiği o zamanlarda, kendisi de büyük bir ıstırapla ölmeyi göze alabilirdi. Ama şimdi bunları unutmalı.” D. H. Lawrence’ın “Uğurböceği” isimli uzun öyküsü, savaşta yaralanmış son derece sıra dışı bir Kont’un öyküsünü anlatıyor. Bilindiği gibi, Lawrence çoğu yapıtında kendi yaşamından yararlanıyor. Dolayısıyla “Uğurböceği”, savaşa karşı, sanayileşmenin getirdiği yabancılaşmaya karşı Lawrence’ın bir sloganı sayılabilir. Var Olmak/ İlhan Tarus/ Kavis Kitap/ 220 s. Roman ve öyküleriyle bir dönem edebiyatımıza yön vermiş yazarlardan biri İlhan Tarus. Özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarını Anadolu’nun değişik yerlerinden gözlemlerle aktardığı “Var Olmak”, “Hükümet Meydanı”, “Vatan Tutkusu” gibi romanlarıyla unutulmazlar arasına girmişti. Tarus’un kitapları yeniden ve Kavis Kitap tarafından yayımlanıyor. “Var Olmak”ta Kurtuluş Savaşı’nın henüz başlamadığı ama bağımsızlığımız için kaçınılmaz olduğunun anlaşıldığı yılların taşrasını anlatıyor Tarus. Proust Bir Sinirbilimciydi/ Jonah Lehrer/ Çeviren: Ferit Burak Aydar/ Boğaziçi Üniversitesi Yayınları/ 246 s. Jonah Lehrer, sinirbilimindeki son gelişmelerin ışığında, Proust’un romanlarının belleğimizin, Cézanne’ın resimlerinin görme duyumuzun, Stravinski’nin müziğinin işitsel algımızın, Stein’ın şiirsel arayışlarının dil yetimizin, Woolf’un bilinçakışı metinlerinin ise zihnimizin çalışma ilkelerini nasıl da doğru bir şekilde önceden ortaya koyduklarını gösteriyor. Sanat ve bilimin, bunca zamandır birbiriyle iletişim kuramayan iki farklı kültürün artık konuşması gerektiğini söyleyen “Proust Bir Sinirbilimciydi” başlıklı kitap, biz kimiz sorusuna ikili bir cevap öneriyor: “Rüyaların yapıldığı maddeden yapılmışız, ama aynı zamanda yalnızca maddeyiz.” Türk Siyasal Yaşamında Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu/ Erdal İnce/ Libra Yayıncılık/ 198 s. 1945 yılına kadar ülkedeki toprak dağılım dengesizliğini ortadan kaldırmaya yönelik birtakım çalışmalar yapılmıştır. Ancak bu çalışmalar, ya uygulama alanı bulamamış ya da yüzeysel düzeyde kalmıştır. 1945 yılına gelindiğinde ise sorunu kökten çözmeyi amaçlayan 1945 Köylüyü Topraklandırma Kanunu hazırlanmış ve Meclis’e sunulmuştur. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu yasa olarak ülkeye çok bir şey kazandırmamıştır. Ancak bu yasa, görüşmeler esnasında Adnan Menderes gibi siyasetçilerin de katılımıyla güçlenen muhalefette yeni oluşumlar için zemin hazırlamış ve Türk siyasal yaşamında çok partili sisteme geçişte tetikleyici bir rol oynamıştır. İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları/ Sevinç Korkmaz/ Umuttepe Yayınları/ 176 s. İşletmeler faaliyetlerini gerçekleştirirken ilişkide bulundukları sosyal grupların ve dinamiklerinin etkisi altındadırlar. Bu nedenle işletmeler içinde yaşadıkları çevrede yaşamlarını sürdürürken kaynaklarını kullandıkları topluma karşı yükümlülükler taşımaktadırlar. Yaşadıkları topluma karşı duyarlı davranarak alacağı kararlarda ve sürdüreceği faaliyetlerde kanunlara, ahlaki değerlere ve insan haklarına saygılı, çevreye verebileceği zararı hesaplayarak hareket eden sosyal işletmeler, sürdürülebilir kalkınmanın önemli unsurlarından biri olarak kabul edilmektedirler. Sosyal sorumluluk işletmelerin insanları, toplumu ve çevreyi etkileyen işletme faaliyetlerinden dolayı hesap verme durumunu anlatır. Bu görüş insanları ve çevreyi olumsuz etkileyen faktörlerin mutlaka iyileştirilmesi gereğini savunur. Bugün bütün dünyada büyük şirketlerin, günlük yaşamda en az herhangi bir ülkenin hükümeti kadar etkili olduklarını söylemek gerekir. Bu güç, beraberinde müthiş bir sorumluluk da getirmektedir. Günümüzde bir işletmenin başarısı kazancı maksimize etmekle değil, bu kazancı toplumsal hedeflere yöneltip toplumun değer ölçülerine uygun politikalar belirleyerek faaliyetlerini sürdürmesiyle artan oranda bağlantılı hale gelmiştir. İşletmeler, çevresindeki sistemin bir parçası olduğuna göre, yaşamlarını sürdürmeleri bu sistemdeki değişikliklere uyum sağlamalarıyla mümkündür. Zerenze/ Naime Erlaçin/ Hayal Yayınları/ 86 s. “Şizofren bir uykuyla ağırlandık/ kıl payı yaşamaktı biraz/ kıl payı ölmek/ soluğumuzda oynaşan arsız konuk/ uğurlayamadığımız/ içeride bir akrep/ dikelir gece boyu/ uykuda dinmez zehir/ yaşam hatalarından utanır/ suyun kıpırtısı düşer deftere/ şeffaflığına mağrur/ her yere dokunabilir/ özgür/ alabildiğine/ budur bizi sessiz kılan.” Naime Erlaçin, “Zerenze”yle şiirseverlerin karşısına çıkıyor. Çocuk ve Şiddet/ Demet Taşdan/ Babıâli Kültür Yayıncılık/ 80 s. Çocukların bedensel ve duygusal gelişimlerini etkileyen faktörlerin başında şiddet gelmektedir. Şiddeti önlemek, toplumun elinde olan bir şeydir. Bunun için sivil toplum örgütlerinin, kadın kuruluşlarının, sağlık birimlerinin, yerel yönetimlerin, eğitim kurumlarının el ele vermeleri gerekmektedir. Sadece aile meselesi, basit arkadaşlık ilişkileri ve olağan olarak görmekten vazgeçilirse şiddetin önüne geçilmiş olur. Aile toplumun bel kemiğidir. Bel kemiği zarar görürse, toplum felç olur. Çocuğun bir ömür boyu kullanacağı temel değerler ailede verilir. Aile sevginin, şefkatin, ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1027 Yarınlara Doğru/ M. Türker Acaroğlu/ Yayıma Hazırlayan: Ahmet Karataş/ Türk Kütüphaneciler Derneği Yayınları/ 232 s. Bulgaristan’daki Deliorman Bölgesi’nin kalbi, pehlivanlar yatağı Razgrad, Osmanlı dönemindeki adıyla Hezargrad doğumlu (1915) olan M. Türker Acaroğlu, araştırmacıyazar, çevirmen, kütüphaneci, kaynakçacı, dokümantalist yanıyla, Türk düşünce yaşamının renkli kişiliklerinin önde geleni, hatta asırlık çınarlarından birisidir. Acaroğlu, Türk kütüphaneciliği ve kütüphanecileri için daha anlamlı bir gerçekliği ifade etmektedir. “Yarınlara Doğru” başlıklı kitap, Acaroğlu’nun hem denemelerini hem de kütüphanecilik açısından önemini okuyuculara duyuruyor. Yüzyıl Sonra Brecht/ Zehra İpşiroğlu/ Yirmidört Yayınları/ 208 s. Tiyatro tarihinde bir dönüm noktası oluşturan Bertolt Brecht üzerine bu kitapta yer alan yazılar iki bölümde toplanıyor: İlk bölümde Brecht tiyatrosunun genel çizgileri üzerinde duruluyor ve özellikle Almanya’da sergilenen oyunların sahne yorumları inceleniyor. İkinci bölümde ise Türkiye’de Brecht’in nasıl alımlandığı üzerinde durularak Haldun Taner, Nâzım Hikmet, Ferhan Şensoy gibi yazarlarımızı nasıl etkilediği irdeleniyor ve seksenli yıllarda bizde sahnelenen Brecht yorumlarından birkaçı gündeme getiriliyor. Kitabın sonunda, Brecht’in çeşitli oyunlarını oynamış ve sahnelemiş olan, bu açıdan bizde tanınmasını sağlayan Genco Erkal’la yapılmış uzun bir söyleşi de yer alıyor. Zehra İpşiroğlu’nun kaleme aldığı “Yüzyıl Sonra Brecht” isimli kitap, yüzyıl sonra Brecht tiyatrosuyla ilgili gerek metin, gerekse sahne alımlanması açısından ipuçları barındırıyor. Mao Zedung/ Jonathan Spence/ Çeviren: Ali Pardo/ Turkuvaz Kitap/ 152 s. Mao Zedung dünyanın en kalabalık ülkesinin devrimci lideri, izlediği strateji ve devlet yönetme biçimiyle, milyonlarca köylüden oluşan Çin halkına önderlik ederek yepyeni bir ülke yarattı. İkinci Dünya Savaşı ve Japon işgalinin yaşandığı sıcak yıllarda büyük mücadelelerin ardından varlığını yeniden kuran bu ülke, dünyanın en önemli güçlerinden biri haline geldi. Günümüzün en etkin politik, ekonomik ve kültürel taraflarından biri olan Çin’in kalkınmasının başaktörü Mao ülkesine özgü yarattığı üretim ve kültür modelleriyle hâlâ dünyanın gündeminde. Çağımızın SAYFA 28
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle