02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 7 EKİM ÇARŞAMBA ürkçe Günlükleri diye yorumlandığını duymuşluğum çok. Bu sözdeki “mülk”, geçit törenlerinde söylendiğini sıklıkla duyduğumuz “mülki ve idari erkân” sözündeki “mülk”; “mal mülk” derken “mal”ın yanına eklediğimiz “mülk” değil. Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne kısaca “Mülkiye ” denmesi de bundan. Bir okurumdan tam da bu konulara değinen bir mektup almıştım. “Adalet mülkün temelidir” sözündeki “mülk”, “bir devletin ülkesi” anlamına gelir. Yanlış anlamaları önlemek için bu söz değiştirilecekse, “Adalet devletin temelidir” yerine, “Adalet ülkenin temelidir” denmesi daha doğru olmaz mıydı? FEYZA HEPÇİLİNGİRLER E rgün Özkan’ın, “Çoğunlukla cami görevlilerinin duyurularındaki şu tümce de çok sık yineleniyor” diye yakındığı, benim de özellikle Ayvalık’ta evimin çok yakın olduğu camiden yapılan cenaze duyurularında hep duyduğum bir söz. Bütün camilerde böyle, bir Arapça tınısıyla mı söyleniyor acaba? “ Öğle namaazına müteakip...” Farsça “namaz” sözcüğünün ikinci a’sı uzundur; ama öyle üç ses kadar uzun değil; üstelik Türkçede kısalmıştır. Müteakip, “birbiri ardından gelen, ardı sıra gelen” demek, Arapça. Önceki sözcüğün “ı, i” ekli biçimini alıyor yanına. “Dersi müteakip müdürle görüştüm” (TDK Türkçe Sözlük), “Sırpça bir küfrü müteakip bir yuvarlanma sesi duyuldu” (Reşat Nuri Güntekin’den, Kubbealtı Lügatı). Dualar Arapça diye, duyuruların da Arapçaymış gibi yapılması gerekmez. “Öğle namazından sonra” dense ne olur? İyi olur, bu yanlışlara düşülmez. Deniz kıyısına asılmış büyük bir bezin üzerindeki uyarı yazısından da söz etmiş Ergün Bey. “ Denize giderken, eşyalarınızı yalnız başına bırakmayınız.” Canları sıkılmasın diyedir. Siz denizde oyalanırken onlar yalnız başlarına bunalabilirler tabii. “Denize düşmüş olan cep telefonlarınız özel dalgıç tarafından kurtarılır.” Bu da ağaca iliştirilmiş bir el duyurusuymuş. Yanlış yapmak için Arapçaya Farsçaya pek gereksinmemiz yok anlaşılan. Dümdüz söylenebilecek sözleri bile yamultmayı başarıyoruz. Cep telefonlarını denizden çıkarmak için özel dalgıç bulundurmak lüksün, konforun son aşaması olmalı. “Siz atın, biz çıkarırız.” diyorlar. Herkes spor olsun diye cep telefonlarını denize mi fırlatıyor, nedir? 10 EKİM CUMARTESİ Halim Yazıcı’nın “âşıkhava sineması” (Yom Yayınları) eskimeyecek şiirlerden oluştuğunu bildiğimden bekletmekte sakınca görmediğim ve eskimezlik konusunda yanılmadığım kitaplardan. Tomris’in (Uyar) adını anıp Turgut Uyar’a selam gönderen şiirden bir bölüm: “tomris’leri saydı çocuk, öncelikli orkideleri / akreplerin çanlarını, votka limonlarını // saatleri saydı çocuk, öncelikli büyükleri / kırmızı gözlerini tavşanların / incelikli ölümleri.” Yaman Tüzcet’in, toplumcu şiirlerini içeren, desenlerini de kendisinin çizdiği kitabının adı: “Ay Mandalina” (Mitos Boyut Yayınları). Tüzcet yıllardır Avustralya’da yaşıyor. Şiirlerini dokunaklı yapan, şairin damıtarak özlerine akıttığı ayrılık, yalnızlık, sıla özlemi: “şimdi memlekette akşamdır / radyoda çalan saz semaisi / bir ninni gibi gelir / batan güneşin kulağına / gider güneş / dağların ardındaki / buluttan yatağına” Muzaffer Oruçoğlu da Avustralya’da yaşıyor. Onun, sözünü edeceğim kitabı bir destan: “Baba İshak Destanı” (Babek Yayın). “Yağmurlu bir gece idi / Hayat bir büyük sual / Dermanı tükenmiş bir arzuhal / Ve bir büyük bilmece idi.” İhsan Işık, inceleme ve araştırma çalışmaları yüzünden istediği kadar zaman ayıramadığı eski aşkı şiir alanında kırk yılın şiirlerini “Şiirler” adlı bir kitapta toplamış (Elvan Yayınları). dim: Buradaki ‘de’ bağlacı fazla değil midir? ‘İyi ki buradayım’, demek/yazmak yetmez mi? Üst üste iki bağlacın anlama ne katkısı olmuştur?” diyor. Böyle bir söyleyişi modalaştıran galiba Hülya Avşar oldu ya da “tabii ki de” demeleri ben ilk kez onun ağzından duydum. Aslında burada yalnız ‘de’ değil, ‘ki’ de fazla. “Şuraya gider misiniz? Şunu yapar mısınız?” gibi soruların yanıtı, “Tabii giderim. / Tabii yaparım” olsa anlamda hiçbir eksilme olmaz. “Tabii” sözcüğü de son zamanlarda “tabi” diye yazılmaya başlandı. Bu söylediklerini yazmaya kalksalar “tabikide” diye yazacaklarından korkarım. “Ki”, zaten Türkçeye sonradan ve dışarıdan gelmiş bir bağlaç. Her sözcüğün sonuna bir “ki” eklemek yetmezmiş gibi bir de “de” eklemeye hiç mi hiç gerek yok. 14 EKİM ÇARŞAMBA Kanal1’ de yayımlanan “Kelime Oyunu” adlı yarışma izlencesine, TDK ödül mü vermiş? Erol Soysever öyle diyor; ama ben inanamadım doğrusu. Gereksiz “ki” kullanıcılarından biri de o yarışmanın sunucusu. “Eğer doğruysa” demek yetmezmiş gibi, “eğer ki doğruysa” deyip duruyor. Bu programdan yakınan çok okurum var. Dikkatleri Türkçenin güzelliğine, zenginliğine çekmek için pek güzel bir fırsat olacakken alt yazılardaki yazım yanlışlarıyla, sunucunun “süper, enteresan, performans” gibi yabancı sözcük kullanma merakı, sözcük dağarcığının zayıflığı, sesletim (telaffuz) yanlışlarıyla (“figan” yerine “figân” dediğini ben de duydum) ve asıl önemlisi eksik ve yanlış tanımlarıyla Türkçeye kötülük ediyor. “Son beş harfli cevabımıza haiz sorumuz” ne demek? “Haiz” sözcüğünü cümle içinde kullan, demişler sanki. Ama olmamış. Bir şeye “haiz” olmaz, bir şeyi “haiz” olur. Peki soru, cevabı mı içeriyormuş? Arapça Farsça sözcükleri “köklü” diye, yüksek puanları “kudretli” diye nitelemek neyin nesidir? Bir de bilgiçlik! “Özel isim olduğu için birleşik yazılıyor”muş efendim! Neymiş o özel isim? “Ağaçkakan” Ya! Ağaçkakan özel isim miymiş? “Sokak jargonuna selam duran kelimeler”, “çalkalanmış, karıştırılmış, zirzopça” sorular… Epeyce de izlenen bir program. Fırsat iyice elden kaçmadan bir uzman görevlendirilse keşke. 9 EKİM CUMA Geçen hafta Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerine konuşmak için İzmit’teydim; bugün Kocaeli Barosu’nda konuşmak için. Kocaeli Adalet Sarayı’nın girişinde, alışık olduğumuz gibi, “Adalet mülkün temelidir” değil, “Adalet devletin temelidir” yazdığı hemen gözüme çarptı. “Adalet mülkün temelidir” sözündeki “mülk” sözcüğünün, “taşınmaz ve gelir getiren mal” anlamında algılandığı için, “Adalet bile zenginlerin emrinde.” 13 EKİM SALI Ahmet Yılmaz, “Şimdilerde; konuşurken, yazarken ‘ki’ bağlacından sonra bir de ‘de’ bağlacı kullanma modası başladı. ‘Tabii ki de sevdim’ gibi. Varlık’ın bu ayki sayısında H.Bülent Kahraman’ın yazısında ‘İyi ki de buradayım.’ tümcesine rastlayınca artık dayanamadım, kendimi tutamayıp size bir danışayım iste www.feyzahepcilingirler.com / [email protected] Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse bir şiirinden alıntı ortaya çıkacaktır. 1 E 2 C 3 D 4 M 5 B 6 G 7 M 8 G 9 A 10 C 11 B 12 B 13 J 14 D 15 C 16 B 17 B 18 B 19 B 20 G Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU I. Kalınca bükülmüş ipek iplik. 59 79 48 41 57 78 30 21 H 22 D 23 D 24 E 25 M 26 G 27 M 28 A 29 J 30 I 31 A J. Yarı. 32 C 33 D 34 H 35 J 36 C 37 B 38 F 39 E 40 D 41 İ 35 29 13 42 A 43 B 44 D 45 M 46 L 47 C 48 I 49 F 50 K 51 D 52 F K. Bir kan grubu. 53 F 54 K 55 E 56 A 57 I 58 F 59 I 60 H 61 C 50 54 L. Lavrensyumun simgesi. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Ahmet Telli’nin bir şiir kitabı. 62 C 63 H 64 A 65 H 66 C 67 E 68 L 69 B 70 A 71 G 72 A 73 G 74 B 75 F 76 D 77 D 78 I 79 I 80 D 46 68 M. Ahmet Cevdet tarafından İstanbul’da yayımlanan (1894) günlük siyasi gazete. 42 64 28 9 56 72 31 70 B. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan, şiirlerini “Uzuneşek”, “Ne Çok Enkaz” ve “Sana Bunca Yangından” adlı kitaplarında toplayan şair. 23 22 80 3 40 F. “Sinekli Bakkal” ve “Handan” adlı romanları da yaratan yazarın soyadı. 27 45 25 4 7 33 14 76 77 44 51 E. “... İzgören” (“Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum / Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi / Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına / Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli” diyen şair) 75 52 53 49 58 38 G. Tırnak beresi. 17 69 16 11 43 12 37 18 74 19 5 C. Orhan Pamuk’un bir romanı. 1026. sayının çözümü: A. YAĞMU 8 6 20 73 26 71 H. “Kemal ...” (“Devlet Ana” adlı romanı da yaratan yazar). 66 47 61 2 15 10 62 36 32 RUN, B. AĞIR AĞIR ÇIKACAKSIN, C. ZİLKADE, D. SİDDHARTA, E. OBLOMOV, F. NUŞ, G. ULAY, H. RADİKA, I. ETİKA, J. MAKAL, K. ZULA, L. İŞKAL. D. Gravür dalındaki çalışmalarıyla tanınan, Türk ressam ve gravürcü. 1 55 39 24 67 Metin: “Ve uzak, dokunaklı bir şarkı: Şimdi uzaklardasın... Yağmurlar hiç olmayacaktı sanki. Adalet Ağaoğlu”. 65 21 63 34 60 SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1027
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle